Günümüze kadar vergi ve cezalar ile diğer bazı kamu alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin çok sayıda kanun çıkarılmıştır. Nitekim bu kanunların sonuncusu da içinde bulunduğumuz 2021 yılında çıkan 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’dur.

Gerek 7326 sayılı Kanun gerekse de daha önceki yapılandırma kanunlarında amaç olarak bazı konular gösterilmektedir. Bunlar; mükellef ile vergi idaresinin barışması, hazineye gelir sağlanması, mükelleflerin gönüllü uyumunun oluşturulması gibi amaçlardır. Bir diğer amaç ise ihtilaflı yani davalık olmuş kamu alacaklarının yapılandırılması suretiyle yargı organlarındaki iş yükününün ve dolayısıyla dava sayısının azaltılmasıdır.

1. Geleceğin En Değerlisi: “Veri”

Çağımızda ve gelecekte en değerli olan şeyin “veri” olabileceği birçok kaynakta ifade edilmektedir. Kanun ya da diğer mevzuatın hazırlanılması ve uygulanılması sırasında da verilerden yararlanılması çok önemlidir.

Bu noktadan hareketle, ihtilaflı alacakların yapılandırılmasının dava ve karar sayılarına etkisini istatistiklerle birlikte incelemek yol gösterici olacaktır.

2. İhtilaflı Alacaklara Dair Yapılandırma İmkanı İçeren Kanunlar

7326 sayılı Kanun öncesindeki, bu Kanuna benzer “ihtilaflı alacaklara dair yapılandırma” imkanı tanıyan kanunlar şu şekildedir:

- 25.02.2011 tarihinde yayımlanan 6111 sayılı Kanun

- 19.08.2016 tarihinde yayımlanan 6736 sayılı Kanun

- 18.05.2018 tarihinde yayımlanan 7143 sayılı Kanun

Sözü edilen kanunların ihtilaflı yani dava konusu olmuş vergi ve vergi cezalarına etkisini analiz edebilmek için vergi yargısında ilgili 2011, 2016 ve 2018 yıllarında verilmiş kararları irdelenebilir.

3. Yapılandırma Yıllarında KVYO Kararlarındaki Artış ≈ Davalardaki Erime

İlgili kararlar incelenirken dikkate alınması gereken en önemli husus, yapılandırma kapsamındaki başvuruların “davadan feragat” talepli olarak idareye yapılması ve bu başvuruların sonucunda yargı organlarınca “Karar Verilmesine Yer Olmadığı” (KVYO) şeklinde karar verilmesidir.

KVYO kararı verilmesi için tek gerekçe yapılandırma başvurusu olmamakla birlikte, ilgili dönemlerdeki bu kararlardaki değişim, yapılandırma kanununun etkisini ortaya koyacaktır. İlgili yapılandırma kanunlarını da kapsayan 2009 ilâ 2019 yıllarına ilişkin vergi yargısı kararlarına dair adli istatistikler aşağıdaki gibidir:

Yıl

Vergi Mahkemelerinde Çıkan Toplam Karar Sayısı

Karar Verilmesine Yer Olmadığı (KVYO) Kararı Sayısı

Toplam Karar İçinde KVYO Kararı Oranı

2009

111904

4229

3,78%

2010

123791

6527

5,27%

2011

124303

31349

25,22%

2012

100919

7031

6,97%

2013

103509

2881

2,78%

2014

102128

3279

3,21%

2015

108242

3746

3,46%

2016

110519

14267

12,91%

2017

94112

4015

4,27%

2018

116042

18348

15,81%

2019

117809

7792

6,61%

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adalet İstatistikleri Yayın Arşivi

(https://adlisicil.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/adalet-istatistikleri-yayin-arsivi)

İlgili tabloyu aşağıdaki gibi bir grafik üzerinde göstermek de mümkündür.

Görüldüğü üzere 2011 yılındaki yapılandırma kanunu olan 6111 sayılı Kanun, bir önceki yıla göre yaklaşık 20 bin dava dosyasının erimesini sağlamıştır. Dava dosyalarındaki bu erime; 2016 yılında yaklaşık 10 bin 500, 2018 yılında ise yaklaşık 14 bin 300 şeklinde gerçekleşmiştir.

Bir davanın devlet hazinesine maliyeti, sona eren davalarda yapılandırma neticesinde ödenen miktarın dikkate alınmasıyla yapılandırma kanunlarındaki ihtilaflı alacaklara dair hükümlerin etkileri daha net ortaya çıkarılabilecektir. Diğer taraftan, ihtilaflı alacaklardaki kesinleşmiş alacaklara göre daha avantajlı yapılandırma imkanı ve periyodik olarak yapılandırma kanunlarının çıkacağı inancı da dava sayılarının kısmen de olsa artmasına neden olabilecektir.

Belirtilen şekildeki bir etki analizi ile dava konusu vergi ve cezalar hakkındaki yapılandırmaların fayda ve zararları tespit edilerek daha sonra çıkarılması muhtemel kanunlar için somut verilere göre düzenleme yapılması ya da yapılmaması tercih edilebilir.