Sivil toplum örgütleri içerisinde en güçlü konumda olması gereken barolar maalesef kısır ve ideolojik seçim çekişmelerine kurban edilmektedir. İki yılda bir çoğunluğu ekim ayına dek gelen baro seçimleri yaklaşırken ortadaki manzara maalesef birinci cümlemizi teyit eder görünüm arz etmektedir. Birkaç uygulamaya konulabilirse yargının ayrılmaz parçası savunmanın ve buna bağlı olarak yargının fevkalade yararına olacağı proje dışında hiçbir baro başkanı adayının köklü ve yargının ayrılmaz parçası savunmanın temsilcileri avukatlara ve sorunlarına yönelik bir çalışma içerisinde olmadığı aşikârdır. Tüm adayların genelde hamasi eylem ve söylemler arkasında ideolojik hareket içerisinde olduğu, buna bağlı olarak da meslek birlik ve beraberliğinin göz ardı edildiği bir ortam içerisinde bulunmak işin açık tarafı bir avukat olarak şahsımı fevkalade rahatsız etmektedir.
Oysa gerçekten uygulamaya konulabilir, yargının ayrılmaz parçaları avukatların her türlü mesleki ve özlük sorunlarının çözümüne yönelik projeler üretilip, seçmenler tarafından tercih edinilmesi halinde de bu projelerin hayata geçirilmesini tüm yargı camiasına bir borç olarak gören anlayışa sahip bir liste ile neler yapılmaz ki? Velev ki; seçilmek adına işe yaramasa bile bu durum –ki ben inanıyorum gerçekten böyle bir durum olsa ortada, meslektaşlarımca tercih ve takdir görecektir.- mevcut durumdan çok daha ideal ve anlamlı bir seçim geçirmiş olur, kısır, anlamsız ve meslek sorunları ideolojik kaygılara kurban edilmemiş olurdu kanaatindeyim.
Şuan ki manzara hangi ile hangi aday seçilirse seçilsin değişen bir şey olmayacakmış gibi gözükmektedir. Zira sadece isimler değişecek, yine sorunlara kalıcı bir neşter atılmadan bir sonraki seçim dönemine ulaşacağız. Bize kalansa taraftarlığın sebep olduğu mesleki birlik ve beraberliğe indirilmiş büyük bir darbenin izleri olacak gibi geliyor.
Gücünün farkında ve bilincinde, sorunlara vakıf, çözüm üretebilen, ürettiği çözümün uygulamaya geçmesi adına gerekli ve de dirayetli adımları atabilecek barolarla aslında çözümü çok basit lakin varlığı meslektaşlarımıza büyük sıkıntılar doğuran sorunlarımızın halledilmesi içten bile değil. Bunun için öncelikle seçmen avukatlar olarak isabetli tercihlerde bulunmamız, liyakat ve uygulamaya konulabilir projeler sahibi adayları destekleyerek seçilmeleri halinde de verdiğimizin oyun takipçisi olmalıyız. Her dönem ortaya konulan ancak bir türlü uygulamaya konulmayan veya seçimlerden sonra raflara kaldırılıp takipçisi olunmayan veya olunmama ihtimali bulunan proje sahibi adaylar ve listelere her dönem aynı manzarayı izlemekten sıkılan biri olarak prim vermemeliyiz.
Aslında bu yazı ve içeriğinin bu kısmında bir avukat olarak utandım. 8 yıllık meslek tecrübesi olan biri olarak, yeni başlayan “avukat” olabilmiş kardeşlerime veya ömrünü bu mesleğin saygınlık ve onuruna harcayan kıymetli meslektaşlarıma nasıl bir tercihte bulunmaları konusunda bir şeyler söylemek haddime bile değil. Maalesef her seçim dönemi ve sonrasında isimlerin ve listelerin değişmesinden başka bir değişikliğin olmaması, mesleki birlik ve beraberliğin git gide fevkalade yıpranması, sorunların katlanarak büyümesi karar verirken ki isabetsizliğimizin göstergesi olduğundan aynı düşünce ve kanaatte olan meslektaşlarım adına ufak bir hatırlatma yazısı olarak birazda mecburen kalem alınmış bir yazıdır bu. Haddimizi aştıksa da özür dilerim.
Dilerim yanılıyorumdur. Tüm meslektaşlarım için hayırlı baro seçimleri dileklerimle…
Bu köşe yazısı, sayın Av. Yusuf DALMAZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.