TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
İSMAİL KESKİN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/37963) |
|
Karar Tarihi: 10/7/2024 |
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Kenan YAŞAR |
|
|
Ömer ÇINAR |
Raportör |
: |
Ayşenur TUNCER |
Başvurucu |
: |
İsmail KESKİN |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, yeni koronavirüs (COVID-19) salgınına yönelik tedbirler kapsamında aynı ceza infaz kurumunda bulunan eşlerin birbirleriyle iletişim kuramamaları nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, COVID-19 salgını döneminde bulunduğu ceza infaz kurumuna başvurarak aynı ceza infaz kurumunda bulunan eşiyle iç görüş yapma talebinde bulunmuştur. Kurumun İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında hem hastalığın bulaşma riski hem de uygulamadaki fiziki yetersizlikler gerekçe gösterilerek talebin reddine 3/9/2020 tarihinde karar vermiştir. Ayrıca kararda görüşme sağlanması esnasında hükümlü ve tutukluların izole edilmiş alanın dışına çıkmasının gerekeceği, bu durumun da salgın nedeniyle alınan önlemler açısından sorun teşkil edeceği ifade edilmiştir. Bunun yanında 1/6/2020 tarihi itibarıyla belirlenen şartlarda yalnızca kapalı görüş usulüne göre ziyaret hakkı tanındığı ifade edilmiştir.
3. Başvurucu, aynı ceza infaz kurumunda bulunan eşiyle görüşmesine izin verilmemesi nedeniyle mağdur olduğunu vurgulayarak infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği kurum kararının usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek başvurucunun şikâyetini reddetmiştir. Başvurucunun bu karara itirazı ağır ceza mahkemesince 5/10/2020 tarihinde reddedilmiştir.
4. Başvurucu, nihai hükmü 10/10/2020 tarihinde öğrendikten sonra 10/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
7. Bireysel başvurunun ön şartlarından birisi de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruların Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (Bilent Aktaş ve diğerleri, B. No: 2014/19389, 7/12/2016, § 11, Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 24, 25 ). Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alındığında bu ibarenin nihai kararın gerekçesinin öğrenildiği tarih olarak anlaşılması gerekir ( A. C. ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1827, 25/2/2016, § 25).
8. Somut olayda ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya ağır ceza mahkemesinin kesin nitelikteki kararı 10/10/2020 tarihinde kurum aracılığıyla tebliğ edilmesine rağmen, başvurucu 30 günlük başvuru süresinin geçmesinden sonra 10/11/2020 tarihinde başvuruda bulunmuştur. Dolayısıyla yukarıda belirtilen ve ihlale neden olduğu ileri sürülen kararlara yönelik başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
9. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 10/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.