TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GÜLSÜM KAŞAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/29410) |
|
Karar Tarihi: 31/10/2024 |
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
İrfan FİDAN |
|
|
Muhterem İNCE |
|
|
Yılmaz AKÇİL |
Raportör |
: |
Mehmet ALTUNDİŞ |
Başvurucu |
: |
Gülsüm KAŞAN |
Vekili |
: |
Av. Yusuf Sait PEKGÖZ |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kanun hükmünde kararname ile kapatılan eğitim kurumuna yapılan ödemenin iadesine yönelik talebin reddedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Başkent Eğitim A.Ş.ye ait Özel Samanyolu Anadolu Lisesinde 2016-2017 eğitim öğretim döneminde oğlunun eğitim görmesi için 26/3/2016 tarihinde sözleşme imzalamış ve 480 TL nakit geri kalan 8.360 TL kredi kartından taksitler hâlinde olmak üzere toplam 8.840 TL ödemiştir.
3. 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin (667 sayılı KHK) 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendiyle Özel Samanyolu Anadolu Lisesi bağlı olduğu şirkete ait eğitim kurumları, öğrenci yurtları ve pansiyonlar kapatılmıştır. Aynı maddenin (2) numaralı fıkrası uyarınca, kapatılan eğitim kurumları, öğrenci yurtları ve pansiyonlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiştir.
4. Başvurucu, 17/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (670 sayılı KHK) 5/4. maddesi uyarınca 19/8/2016 tarihli dilekçe ve farklı tarihlerde Ankara Defterdarlığına ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) verdiği dilekçelerle ödediği eğitim öğretim ücretinin iadesini talep etmiş ancak bir sonuç alamamıştır.
5. Başvurucu; Başkent Eğitim A.Ş. aleyhine sözleşmenin iptali, ödenmeye devam eden taksitlerin ödenmesinin durdurulması ve ödediği tutarın tahsili istemiyle Ankara 8. Tüketici Mahkemesinde (Tüketici Mahkemesi) 21/10/2016 tarihinde dava açmıştır. Tüketici Mahkemesi 5/1/2017 tarihinde dava şartı yokluğundan davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Tüketici Mahkemesi, 20/10/2016 tarihli ve675 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (675 sayılı KHK) 16/4. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde 670 Sayılı KHK'nın 5. maddesinde belirtilen usulüne uygun olarak ilgili idari makama başvuru yapılabileceğini belirtmiştir.
6. Akabinde başvurucu, eğitim öğretim ücretinin yasal faiziyle iadesi istemiyle Ankara 6. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır.
7. İdare Mahkemesi 31/12/2019 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde 670 sayılı KHK'nın 5. maddesinde dayanılarak kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan özel öğretim kurumlarından alacakları olan ve bu alacaklarını tahsil edebilmek için tahsil talebinde bulunanların Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatının olmaması gerektiği, FETÖ/PDY ile herhangi bir şekilde bağı olduğu tespit edilenlerin bu yasal düzenlemelerden yararlanamayacağı vurgulanmıştır. Bu bağlamda başvurucunun Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/143 Esas sayılı dosyasından terör örgütüne üye olma suçundan yargılama yapıldığı bu sebeple eğitim ücretinin iadesinin mümkün olmadığı izah edilmiştir.
8. Başvurucu 26/2/2020 tarihinde İdare Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi (Daire) 26/6/2020 tarihinde istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.
9. Başvurucu, nihai kararı 21/7/2020 tarihinde öğrendikten sonra 17/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasın karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
11. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
12. Başvurucu, kapatılan özel eğitim kurumuna ödediği eğitim bedelinin iade edilmediğinden yakınmaktadır. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, yapılacak incelemede Anayasa'nın 15. maddesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatları ile somut olayın kendine özgü şartları gözönüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda belirttiği iddialarını yinelemiştir.
13. Başvuru mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa'nın 35. maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Başvuruya konu olayda okul kayıt ücreti olarak ödediği tutarın başvurucunun terör örgütüyle irtibatı ve iltisakı bulunduğundan bahisle kendisine iade edilmemesi tedbiri mülkiyet hakkına bir müdahale oluşturmuştur. Mülkten yoksun bırakma amacı olmayıp suçla mücadele kapsamında bir tedbir niteliğinde olan müdahale mülkün kullanımının kontrolü veya düzenlenmesine ilişkin üçüncü kural kapsamında incelenmelidir.
16. Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkı sınırsız bir hak olarak düzenlenmemiş, bu hakkın kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği öngörülmüştür. Mülkiyet hakkına müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nın 13. maddesinin de gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Dolayısıyla mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir (Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 62).
17. Somut olayda başvurucunun 667 sayılı KHK kapsamında kapatılmadan önce özel eğitim öğretim kurumuna ödediği eğitim bedelinin iadesi talebi, başvurucunun Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/143 Esas sayılı dosyasından terör örgütüne üye olma suçundan yargılanması nedeniyle FETÖ/PDY ile aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Mahkeme tarfından karar 670 sayılı KHK'nın 5. maddesine dayandırılmıştır. Anılan maddede Olağanüstü Hâl (OHAL) KHK’ları kapsamında kapatılarak Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarından alacağı olan kişilerin FETÖ/PDY’ye veya diğer terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olması hâlinde sözü edilen kurum ve kuruluşların mal varlığından olan alacaklarının ödenmeyeceği öngörülmüştür.
18. Anayasa Mahkemesi 26/10/2022 tarihli ve E.2018/85, K.2022/127 sayılı kararı ile 8/3/2018 tarihli ve 7091 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 5. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan "…aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle…" ibaresinin iptaline karar vermiştir. Söz konusu kuralın kapsamına muvazaalı veya varlığı kuşkulu alacakların girmediği, üstelik idarenin hileli işlemlere dayandığını tespit ettiği alacaklar bakımından yeterli araçlarla donatıldığı görüldüğünden kural ile terör örgütüne aidiyeti, örgütle irtibatı veya iltisakı olanların alacaklarının ödenmesinin engellenmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir (AYM, E.2018/85, K.2022/127, 26/10/2022, § 118). Anayasa Mahkemesi, salt alacaklısının terör örgütüyle irtibatlı veya iltisaklı olduğu değerlendirilerek hukuka uygunluğu konusunda kuşku bulunmayan bir alacağın ödenmemesinin bir hukuk devletinde meşru görülemeyeceğini açıklamıştır. Terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı oldukları somut olarak ortaya konulan kişilerle ilgili tedbir alınmasında devletin takdir yetkisi olmakla birlikte bu kişilerin özel hukuk ilişkileri çerçevesinde ifa ettikleri yükümlülüklerinden doğan alacaklarının ödenmemesine yönelik olarak yapılan düzenlemenin makul ve meşru tedbirler arasında olamayacağını kaydetmiştir. Bu hâliyle söz konusu kuralın kamu yararına yönelik meşru bir amaca dayandığının söylenemeyeceğini belirtmiş, Anayasa'nın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğuna karar vermiştir (AYM, E.2018/85, K.2022/127, 26/10/2022, §§ 119-120).
19. OHAL tedbirleri kapsamında kapatılan bir eğitim kurumuna yapılan ödemenin iadesi talebinin reddedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia Ebamüslüm Yıldız (B. No: 2019/677, 20/6/2023) başvurusunda incelenmiştir. Anılan başvuruda, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağı olan 7091 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan "…aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle…" ibaresinin iptaline ilişkin norm denetimi kararında belirtilen ilkeler ve varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir (Ebamüslüm Yıldız, §§ 27-31). Anayasa Mahkemesi yine OHAL kapsamında bir eğitim kurumuna ödediği kayıt ücretinin iadesi talebinin başvurucunun terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle reddedilmesine dair başka bir şikâyeti Ünal Şenel (B. No: 2019/4445, 28/2/2024) başvurusunda incelemiştir. Söz konusu başvuruda, okul kayıt ücretinin iade edilmemesinin kanuni dayanağıyla ilgili olarak norm denetimindeki kamu yararına yönelik meşru bir amaca dayanmadığına ilişkin tespit ve söz konusu kuralın iptali dikkate alınarak başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin meşru bir amaca dayanmadığı belirtilmiştir (Ünal Şenel, § 44). Bu kapsamda eldeki başvuru yönünden de yukarıda belirtilen kararlarda ulaşılan ilke ve sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmamaktadır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
21. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 8.360 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
22. Başvuruda tespit edilen mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
23. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 6. İdare Mahkemesine (E:2019/321, K:2019/2857) GÖNDERİLMESİNE,
E. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 31/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.