ÖZ:

Konkordato, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ileride vadesi gelecek olan borçlarını ödeyememe tehlikesi altına olan ya da muhtemel bir iflasın eşiğinden kurtulmak isteyen dürüst borçluların, kanunda öngörülen şartlarla mahkemenin gözetimi ve denetimi altında, alacaklıları ile anlaşmak suretiyle borçlarının ödeyebilme ve muhtemel bir iflastan kurtarmaya imkan veren cebri icra kurumudur. Mahkeme, konkordato talep eden borçlunun kanunda öngörülen belgeleri eklemiş olduğunu ve gerekli gider avansını yatırmış olduğunu anlamış olması halinde borçlu hakkında İİK m.287 vd. göre geçici mühlet kararı vermektedir. Mahkeme, geçici mühlet süreci içerisinde şartlarını taşımış olması halinde İİK m.289’a göre kesin mühlet kararı vermektedir. Aynı şekilde, konkordato talebini inceleyen mahkeme İİK m.304 hükmü bağlamında konkordato kesin mühleti içerisinde konkordato komiserinin gerekçeli raporunu aldıktan sonra konkordatonun tasdiki yargılaması başlamaktadır. Tasdik duruşması için İİK m.288 hükmüne göre gerekli ilanlar yapılır ve akabinde konkordatoya itiraz edenler itiraz sebepleri duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirerek duruşmada hazır olarak bulunabilecekleri de ilanda yazılır. Mahkeme, tasdik duruşmasında konkordato hakkında bir karar verirse o durumda bu karara karşı İİK m.308/a hükmü uyarınca, borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bununla birlikte, İİK m.308/a da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresi gerek öğretide gerekse Yargıtay kararlarında tartışmalıdır. Bu yüzden bu çalışmada, İİK m.308/a da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresinden ne anlaşılması gerektiği ve nasıl yorumlanması gerektiği hususunun açıklanması amaç edinilmiştir. 

I. GİRİŞ:

Ticari yaşamda kimi zaman çeşitli sebeplerden(Hükümetin ekonomi politikaları, enflasyon, devalüasyon, kurdaki dalgalanmalar, yüksek faizli krediler, ekonominin dar boğaza girmesi, sektör daralması, borçlunun ticari ilişki nedeniyle tahsil edemediği alacakları vs.) dolayı borçluların veya tacirlerin mali durumları kötüleyebilir, bu anlamda muaccel borçlarını ödeyemez, müeccel borçlarını ileri de ödeyememe tehlikesi altında olabilir ya da iflas etme durumuna gelebilir. Bu durumda olan dürüst borçlulara yarayacak ve onları içinde bulunmuş olduğu mali durumundan kurtaracak önemli müesseselerinden bir tanesi de konkordatodur.

Konkordato, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ileride vadesi gelecek olan borçlarını ödeyememe tehlikesi altında bulunan ya da muhtemel bir iflasın eşiğinde bulunan dürüst ve makul borçluların, mahkemeye müracaat ederek alacaklılarından alacaklarından indirim yapılmasını veya borçlarının ödenebilmesi için vade tanınmasını ya da her ikisini talep etmiş olduğu, alacaklılarında bu teklifi kanunda öngörülen sayı ve alacak çoğunluğu ile kabul etmiş olduğu, mahkemenin de borçlu ile alacaklılar arasındaki anlaşmayı yine kanunun öngörmüş olduğu şartlar dahilinde tasdik etmiş olduğu bir cebri icra sözleşmesi ve süreci olarak tanımlanabilir.

Konkordatonun tasdiki hemen olması mümkün değildir. Konkordatonun tasdiki, belirli süreçlerden, aşamalardan ve prosedürlerden geçmektedir. Mahkeme, konkordato hakkında kesin mühlet süreci içerisinde olumlu ya da olumsuz şekilde birtakım kararlar vermiş olması halinde bu karar aleyhine İİK m.308/a da yer alan kişiler kanun yoluna başvurma imkanına sahiptir. Bu manada, konkordato hakkındaki kararlar aleyhine İİK m.308/a hükmü uyarınca “itiraz eden diğer alacaklılarda” kanun yoluna başvurabilirler.  

Ancak, yargı uygulamalarında “itiraz eden diğer alacaklılar “ ibaresinden ne anlaşılması gerektiği hususu tartışmalıdır. Bu konuda, verilmiş olan temel birkaç güncel tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı ve Yargıtay 6. HD’ sine ait kararlar bulunmaktadır.

İşte bu yüzden, adı geçen çalışmamızda öncelikle, konkordatonun mahkeme tarafından incelenmesi(tasdiki şartları) akabinde esas konumuz olan konkordato kararlarına karşı kanun yolu ve kanun yoluna başvurabilecek kişilerden İİK m.308/a’da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar “ ibaresi üzerinde duracağız.

II.  KONKORDATONUN MAHKEME TARAFINDAN İNCELENMESİ:

Konkordatonun incelenmesi, mahkeme tarafından İİK m.304’e göre yapılmaktadır. Buna göre, mahkeme, konkordato hakkında yargılama yapıp; karar verebilmesi için konkordato komiserinin raporunu mahkemeye sunması gerekmektedir[1]. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder(İİK m.302 f.7)

Konkordato komiseri,  gerekçeli raporunu mahkemeye sunduktan sonra mahkeme konkordato komiserini dinledikten sonra ve her halde kural olarak kesin mühlet aşamasında konkordato hakkında karar vermek zorundadır(İİK m.304 f.1, c.2). Kural bu olmakla beraber,  mahkeme, kesin mühlet süresi içerisinde konkordato hakkında karar veremeyeceği anlaşılırsa konkordato komiserinden gerekçeli bir rapor daha alarak; konkordato kesin mühletinin etkilerinin devamına altı ayı geçmemek üzere karar verebilir[2].

Mahkeme, konkordato talebi hakkında karar vermek üzere, İİK m.288 hükmü uyarınca duruşma gününü ilan eder(İİK m.304 f.1, c.3). Yapılacak duruşma gününün ilanında itiraz edenlerin itirazlarını en geç duruşmanın yapılabileceği günden üç gün önce yazılı olarak bildirmesi kaydıyla tasdik duruşmasına katılabileceği hususu da belirtilmesi gerekmektedir(İİK m.304 f.1, c.4).

Bununla birlikte, konkordatonun tasdik edilebilmesi için İİK m.305’de yer alan şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar özetle şöyledir: 

- Konkordato teklifi kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmesi gerekmektedir[3]. Bu çoğunluk, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı(İİK m.302 f.3-a) veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisi(İİK m.302 f.3-b).

- Borçlu tarafından konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun muhtemel bir şekilde iflası halinde alacaklıların eline geçmesi muhtemel alacaktan fazla olması gerekmektedir[4].

- Konkordato da teklif edilen tutarın, borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekmektedir(İİK m.302 f.1-b). Diğer bir deyişle, mahkeme burada borçlunun beklenen yani muhtemel birtakım haklarının dikkate alınıp alınmayacağı veya alınacaksa ne oranda alınacağını kararlaştıracaktır.

- İİK m.206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçların ifasının -alacaklı açıkça vazgeçmediği sürece-teminat bağlanmış olması gerekmektedir[5].

- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir( İİK m. 305 f.1-e).

Mahkeme, yukarıda sayma suretiyle belirtmiş olduğumuz şartların bir bütün halinde gerçekleştirilmiş olduğunu tespit etmiş olması halinde konkordato tasdikine karar verecektir. Ancak, mahkeme konkordato projesini yetersiz bulması halinde gerekli düzeltme ve değişikliklerin yapılmasını da isteyebilir(İİK m.305 f.2)[6].

III. KONKORDATO HAKKINDA MAHKEMECE VERİLEN KARARA KARŞI KANUN YOLU:

İİK m.287 f.6 hükmüne göre, geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Buna göre, geçici mühlet talebinin kabulü, geçici konkordato komiserinin görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve alınan tedbirlere ilişkin kararlar kesin olup; bu kararlar hakkında gerek istinaf gerekse temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Ancak, geçici mühlet kararı verilmeksizin konkordato talebi reddedilmiş veya geçici mühlet kararı kaldırılmış ya da geçici mühletin uzatılması talebi reddedilmişse, bu kararlara karşı borçlu veya konkordato talebinde bulunan alacaklı kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içerisinde kanun yoluna başvurabilir[7].         

Kesin mühlet talebinin kabulü ile mühlet kararının kaldırılması talebinin reddine dair kararlara karşı istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün değildir(İİK m.293 f.1)[8]. Çünkü, bu nitelikteki kararlar birer ara karar mahiyetinde olup; hakimin dosyadan el çekmediği kararlardandır[9]

Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda mahkeme, iflasa tabi olmayan borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilmesi halinde, borçlu veya konkordato talep eden alacaklı kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilecek olup; bölge adliye mahkemesi kararı kesindir(İİK m.293 f.2)[10].

Buna karşılık borçlu iflasa tabi şahıslardan olup da mahkeme borçlunun konkordato talebinin reddi ile birlikte iflasına karar verilmiş olması halinde, İİK m.293 f.3 atfı uyarınca İİK m.164 f.2’ye göre, söz konusu karar hakkında tebliğ tarihinden itibaren on gün içerisinde istinaf kanun yoluna, istinaf mahkemesi kararı hakkında ise yine kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içerisinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir[11].

Bununla birlikte, konkordatonun tasdiki veya tasdik edilmemesine dair kararlar hakkındaki kanun yolu İİK m. 308/a düzenlenmiştir. İİK m.308/a’ya göre, konkordatonun tasdiki veya tasdik talebinin reddi kararlarına karşı, borçlu veya konkordato talebinde bulunan alacaklılar kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içerisinde; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren on gün içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilirler[12]. Bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı on gün içerisinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir(İİK m.308/a f.1, c.2).

Görüldüğü üzere, İİK m.308/a’da konkordato ile ilgili mahkeme kararları hakkında kimlerin kanun yoluna başvuracağı açık bir şekilde belirtilmiştir. Diğer bir ifade ile konkordato tasdiki kararları hakkında istinaf ve temyiz kanun yolu başvurularında bulunabilecek kişiler sınırlı sayıda olmak üzere kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. Buna göre, konkordato tasdiki ile ilgili kararlar hakkında ancak, borçlu veya konkordato talebinde bulunan alacaklı ya da itiraz eden diğer alacaklılar tasdik kararları hakkında kanun yoluna başvurabilecektir.

Ancak, kanun yoluna başvurabilecek kişiler arasında yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresi gerek öğretide gerekse yargı uygulamalarında tartışmalıdır. Zira, itiraz eden alacaklıların konkordato tasdiki kararı veya reddi kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvurabilmesi için itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün önce bildirmesi gerekip gerekmediği hususu önem arz etmektedir.

Öğretide, alacaklıların, gerek alacaklılar toplantısında gerekse iltihak süresinde konkordato hakkında ret oyu kullanmış ise o durumda konkordatonun tasdiki kararları hakkında istinaf kanun yoluna başvurabileceğini belirtilmektedir[13]. Öğretide yine bir başka görüşe göre, İİK m.308/a yer alan “itiraz eden her alacaklı “deyiminden konkordatoya yazılmış olsun veya olmasın, konkordato duruşmasına gelerek konkordato tasdiki talebine itiraz etmiş yani mahkemeden konkordatonun reddini talep etmiş olan alacaklılar anlaşılması gerektiğini belirtilmiştir[14]

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise güncel tarihli vermiş olduğu kararlarında[15]ise, İİK m.308/a da konkordato tasdiki kararları ile ilgili olarak kanun yoluna başvurabilecek kişilerin açık bir şekilde düzenlenmiş olduğu, adı geçen maddeye göre kanun yoluna başvurabilecek kişiler arasında “itiraz eden diğer alacaklılarında “ yer almış olduğu, bahsi geçen “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresinden neyin kastedildiğinin anlaşılabilmesi için  İİK m.308/a hükmünün İİK m.304 hükmü ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, İİK m 304 f.1’de mahkemenin konkordato tasdiki duruşması için gün tayin edip bu günü İİK m.288 hükmü uyarınca ilan edebileceğini, aynı ilan içerisinde itiraz eden alacaklıların duruşma gününden en az üç gün önceden itiraz sebeplerini yazılı olarak bildirmiş olması halinde duruşmaya katılabileceği hususuna yer verildiğini, belirtilen süre içerisinde itiraz sebeplerini bildirmeyen alacaklıların konkordato tasdiki duruşmasına katılamayacağını, İİK m.304’ün adalet komisyon raporunda itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmeleri için, itiraz sebeplerini mahkemeye duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmaları gerektiği, aksi hâlde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmelerinin mümkün olmadığı, böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeninin her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesi olduğu belirtilmiş olduğu, ve yine konkordato komiserinin konkordato projesi ile ilgili olarak gerekçeli raporunu sunmadan önce alacaklılar tarafından verilen itiraz dilekçelerinin mahkeme tarafından konkordato tasdiki ile ilgili olarak vereceği kararlar hakkında istinaf kanun yoluna başvuru hakkını bahşetmeyeceği, ancak konkordato komiserinin gerekçeli raporunu mahkemeye ibraz ettikten sonra mahkemenin tasdik duruşmasının yapılacağı tarihten en geç üç gün içerisinde itirazlarını yazılı olarak bildiren alacaklıların kanun yoluna başvuru imkanı olduğunu, bu sebeple, İİK’nın 308/a maddesinde kanun yoluna başvuru hakkı tanınan “itiraz eden alacaklı” deyiminden, “tasdik duruşmasından önce itirazlarını bildiren alacaklı” olduğunun kabul edilmesi gerekmekte olduğu belirtmiştir.

Sözün özü, yukarıda yer vermiş olduğumuz Yargıtay HGK kararlarına göre, konkordato talebinde bulunan alacaklılar dışındaki diğer alacaklıların, konkordato tasdiki kararları hakkında istinaf kanun yoluna başvurabilmesi için ancak konkordato tasdiki duruşması gününden en geç üç gün öncesinde itiraz sebeplerini yazılı olarak bildirmiş olması ve konkordato tasdiki duruşmasına gelip ret oyu kullanması gerekmektedir. Eğer, itiraz sebeplerini yazılı olarak İİK m.304 f.1 e göre tasdik duruşmasından en geç üç gün öncesinden itirazlarını yazılı olarak bildirmemiş ise o durumda tasdik duruşmasına katılıp; ret oyu kullanmış olsa bile mahkemece verilecek tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvuru imkanı olmayacaktır. Aynı şekilde bu kararlara göre, alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içerisinde konkordato hakkında ret oyu kullanıp da itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün öncesinde yazılı olarak mahkemeye bildirmeyen alacaklı da tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvurması mümkün değildir.

Ancak, aynı Yargıtay HGK kararlarının karşı oy yazılarında çoğunluğun görüşünün aksine, İİK m. 308/a hükmünden yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar “ ibaresini dar yorumlamamak gerektiğini, buna göre, tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvuru yapabilecek kişilerin yalnızca tasdik duruşmasından en az üç gün önce yazılı olarak itiraz sebeplerini bildirerek tasdik duruşmasına katılıp; konkordato talebinin reddini talep eden alacaklıların olmadığı, itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün önceden yazılı olarak bildirmemiş olup da alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içerisinde konkordato talebi hakkında ret oyu kullanan alacaklılarında tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvuru hakkının olduğu, zira, İİK m.304’de yer alan alacaklıların tasdik duruşmasından en geç üç gün önceden itirazlarının yazılı olarak bildirilmesine dair hükmün amacının, tasdik duruşmasına katılacak alacaklıları tespit etmek ve yargılamayı çabuk bitirmek olduğu,  konkordato başvurusu bir çekişmesiz yargı işi olduğu, tasdik yargılaması, mühlet ile başlayan faaliyetten bağımsız bir başvuru meydana getirmemekte olduğu, bu yüzden geçici veya kesin mühlet kararına itiraz eden ya da mühletin kaldırılmasını talep edip de bu yöndeki başvurusu reddedilen, alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içerisinde ret oyu kullanan, ancak itirazlarını tasdik duruşmasından üç gün önce mahkemeye bildirmemiş bir alacaklıya kanun yollarının kapatılmaması gerektiği hususu belirtilmiştir.

Öte yandan, Yargıtay’ın,  konkordato tasdiki ile ilgili olarak vermiş olduğu kararlar hakkında temyizen inceleme yapan 6. HD, vermiş olduğu kararlarında, İİK m.308/a maddesinde yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresinin dar yorumlamaması gerektiği, aksi halde bu durumun hak arama özgürlüğü ile bağdaşmayacağını, bu sebeple bahsi geçen kanun maddesinde yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresinden konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içerisinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir[16]. Ancak hemen ifade etmek gerekirse, söz konusu bu kararlarda da birçok karşı oy yazısı bulunmaktadır.

Kanaatimizce de, İİK m.308/a ‘da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar “ ibaresini sadece tasdik duruşmasından en az üç gün önceden itiraz sebeplerini yazılı olarak bildirip; tasdik duruşmasına katılan alacaklılar olarak anlamamak gerekmektedir. Zira, İİK m.308/a hükmü istinaf kanun yoluna başvuru yapabilecek kişilerden olan itiraz eden alacaklılar bakımından itiraz sebeplerini İİK m.304 hükmü uyarınca tasdik duruşmasından en geç üç gün önceden bildirilmesi gerektiği hususunda bir şart koşmadığı gibi İİK m.304’e atıfta yapmamıştır. Dolasıyla da, kanun koyucunun öngörmediği bir şartı yorum yoluyla öngörülmesi mümkün olmamakla birlikte, aksinin kabulü roma hukukundan gelen“ kanunun ayrıma gitmediği yerde, yorumcu da ayrım yapamaz” (Ubi lex non distinguit, nec nos distinguere  debemus) ilkesine de aykırılık teşkil edecektir[17]. Bununla birlikte,  kanun yoluna başvuru hakkı,  Anayasamızın 36. Maddesinde ve Anayasamızın 90/5 maddesi gereğince tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerinden ” Adil Yargılanma Hakkının” bir gereğidir. Yine,  bir temel hak ve hürriyet mahiyetinde olan kanun yoluna başvuru hakkı yine Anayasamızın 13. Maddesine göre, ancak kanun ile sınırlandırılabilir. Bu yüzden, İİK m.308/a maddesinde yer alan kanun yoluna başvuru hakkı açık bir kanun hükmü olmaksızın yorum yoluyla sınırlandırılması Anayasal anlamda mümkün değildir. Kaldı ki, İİK m.308/a da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresi sadece tasdik duruşmasından en geç üç gün önceden itiraz sebeplerini yazılı olarak bildiren alacaklılara indirgenmiş olması menfaatler dengeleri ile de bağdaşmamaktadır. Şöyle ki, alacaklılar geçici mühlet kararı, geçici mühletin kaldırılması talebinin reddine dair karar, geçici mühlet kararının uzatılması kararı, geçici konkordato komiserinin görevlendirilmesi kararı, kesin mühlet talebinin kabulü ve kesin mühletin kaldırılması talebinin reddine dair kararlar hakkında istinaf kanun yoluna başvuru imkanı bulunmamaktadır. Buna ilave olarak, İİK m.308/ a da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar “ ibaresinin de dar yorumlanması alacaklıların kanun yolu başvuru hakkının özüne dokunacaktır. Bu sebeple, tasdik duruşmasından en geç üç gün önceden itiraz sebeplerini yazılı olarak bildirmemiş olmakla birlikte konkordato geçici mühlet kararından itibaren (alacaklılar toplantısı ve iltihak süreci de dahil olmak üzere) tasdik duruşmasına katılıp konkordato talebinin reddini talep eden alacaklılarda tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvuru imkanını haizdir. Nitekim, böyle bir yorum taraf menfaatlerine, Anayasa ve özgürlükler lehine yorum yöntemlerine de vs. uygun düşecektir.

IV. SONUÇ:

Konkordato komiseri, alacaklılar toplantısı yapılıp akabinde iltihak süresi geçtikten sonra İİK m.302 f.8 hükmü uyarınca, konkordatoya ilişkin belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediği ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye sunar. Mahkemede, konkordato komiserini raporu tevdi ettikten sonra konkordato hakkında karar verilmek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme bu kapsamda konkordato tasdiki hakkında olumlu ya da olumsuz surette kesin mühlet süresi içerisinde bir karar verilmek üzere tasdik duruşması için gün tayin eder ve bunu ilan eder. Aynı ilanda, alacaklıların duruşma gününden en az üç gün öncesinde itirazlarını yazılı olarak bildirmek suretiyle tasdik duruşmasına katılabileceği hususu da şerh edilir.

Mahkeme, tasdik duruşmasında konkordato tasdiki hakkında olumlu ya da olumsuz bir şekilde karar verecektir. Konkordato tasdiki hakkında mahkemece verilen karar ile ilgili olarak borçlu veya konkordato talep eden alacaklı ya da itiraz eden diğer alacaklılar İİK’nın 308/a maddesine göre istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurabilirler. Ancak, İİK m.308/a da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresi öğretide ve Yargıtay kararlarında tartışmalıdır. Buna göre, öğretide, konkordatoya kaydedilsin veya edilmesin duruşmaya gelerek konkordatonun reddini talep eden ve bu yönde itirazlarını ileri süren alacaklıların ya da alacaklılar toplantısına veyahut iltihak süresi içerisinde konkordato hakkında ret oyu kullanan alacaklıların tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvuru yapabileceği belirtilmektedir.

Buna karşılık, Yargıtay HGK güncel tarihli vermiş olduğu birkaç kararında, İİK m.308/a hükmü bağlamında itiraz eden diğer alacaklıların, tasdik kararı ile ilgili olarak istinaf kanun yoluna başvuru yapabilmesi için söz konusu alacaklıların tasdik duruşmasından en geç üç gün önce itirazlarını yazılı olarak bildirip; tasdik duruşmasına katılarak ret oyu kullanması halinde tasdik kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvurabileceğini, aksi halde, alacaklıların tasdik duruşmasından en geç üç gün öncesinden itiraz sebeplerini yazılı olarak bildirmeden alacaklıların toplantısında ya da iltihak süresi içerisinde konkordatonun reddini talep etmesi veya bu yönde itirazlarını ileri sürmesi kendilerine tasdik kararı ile ilgili olarak istinaf kanun yoluna başvuru hakkı kazandırmayacağı belirtilmektedir. Ancak, Yargıtay HGK kararlarının aksine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi vermiş olduğu birçok kararında İİK m. 308/a da yer alan “itiraz eden diğer alacaklılar “ ibaresinin dar yorumlanmaması gerektiğini, alacaklıların tasdik kararı hakkında istinaf kanun yolu başvurusunu, itirazlarını tasdik duruşmasından en geç üç gün öncesinden yazılı olarak bildirim şartı aranmaksızın alacaklılar toplantısında veya iltihak süresi içerisinde konkordatonun reddini talep etmesi ya da bu konuda itirazları yapması halinde yapabileceğini belirtmiştir.

--------------

[1] Atalı, M; Ermenek, İ; Erdoğan, E.( 2022), İcra ve İflas Hukuku, 6. Baskı, Ankara: Yetkin Yayınları, s. 693.

[2] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 693; Kuru, B; Aydın, B.(2022), İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 7. Baskı, Ankara: Yetkin Yayınları, s. 507.

[3] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 693; Kuru/Aydın, s.508.

[4] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 693; Kuru/Aydın, s. 508-509.

[5] Kuru/Aydın, s. 508.

[6] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 694.

[7] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 704.

[8] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 705.

[9] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s.705.

[10] Kuru/Aydın, s. 503.

[11] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 705; Kuru/Aydın, s. 503

[12] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 705.

[13] Öztek, S.; Budak, A.C.; Tunç Yücel, M.; Kale, S.; Yeşilova, B.(2019) Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, s.569(Naklen, Yargıtay HGK, 8.3.2023 K.T.,   E. 2023/149 E., 2023/170 K., https://www.lexpera.com.tr/, Erişim Tarihi: 09.09.2023. )

[14] Coşkun, M.( 2019), Konkordato ve İflas, 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, s. 228.

[15] Yargıtay HGK, 8.3.2023 K.T.,   E. 2023/149 E., 2023/170 K., https://www.lexpera.com.tr/ , Erişim Tarihi: 09.09.2023.; Yargıtay HGK, 10.03.2022 K.T.,   2022/71 E. ,  2022/284 K.; Yargıtay HGK, 10.03.2022 K.T., 2021/966 E., 2022/283 K., https://karararama.yargitay.gov.tr/, Erişim Tarihi: 09.09.2023.

[16] Yargıtay 6. HD., 30.03.2022 K.T., 2021/4400 E., 2022/1775 K.; Yargıtay 6. HD., 11.04.2022 K.T.,   2021/2012 E., 2022/2013 K.; Yargıtay 6. HD., 13.12.2021 K.T., 2021/1467 E., 2021/2195 K.; Yargıtay 6. HD., 14.02.2022 K.T., 2021/3556 E. ,  2022/762 K.; Yargıtay 6. HD., 24.02.2022 K.T., 2021/2657 E., 2022/1003 K.; Yargıtay 6. HD., 07.09.2022 K.T., 2021/4645 E., 2022/3922 K.; Yargıtay 6. HD., 01.12.2021 K.T., 2021/2913 E., 2021/1926 K.; Yargıtay 6. HD., 23.11.2021 K.T.,  2021/1471 E. ,2021/1681 K.; Yargıtay 6. HD., 06.04.2022 K.T., 2021/4865 E.,  2022/1962 K.; Yargıtay 6. HD., 31.01.2022 K.T., 2021/2011 E., 2022/362 K.; Yargıtay 6. HD., 16.02.2022 K.T., 2021/3238 E., 2022/808 K.; Yargıtay 6. HD., 14.02.2022 K.T., 2021/4038 E., 2022/742 K., https://karararama.yargitay.gov.tr/, Erişim Tarihi:10.09.2023.

[17] Adı geçen ilke hakkında bkz: Öztek, S.( 2020),  "Üçüncü Kişi Rehniyle Temin Edilmiş Bir Alacağın Adi Konkordato Nisabının Hesaplanmasındaki Hukuki Durumu (Son Gelişmeler)", Medenî Usûl ve İcra - İflâs Hukuku Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 47, s. 648 vd.

Anahtar Kelimeler: Konkordato, Tasdik Duruşması, İtiraz Eden Diğer Alacaklılar, İtiraz Sebepleri, İstinaf Kanun Yolu.