Aile konutu ve aile konutu şerhi kavramı 2002 yılında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile birlikte hayatımıza girmiştir. Türk Medeni Kanunu’nda aile konutuna dair net bir tanımlama mevcut değildir. Yargıtay kararlarında aile konutunu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdikleri, acı tatlı günlerini yaşadıkları, yaşam faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları mekan olarak tanımlamıştır. Aile konutundan bahsedebilmek için öncelikle bir ailenin varlığı gereklidir. Diğer yandan ailenin resmi bir evlilik birliği içerisinde kurulmuş olması gerekir. Ayrıca bu ailenin birlikte yaşadığı bir konutun mevcut olması gerekir. Aile konutunun en belirgin özelliği tek olmasıdır. Hayatın akışına göre normal kabul edilen, her ailenin tek bir yaşam merkezi olmasıdır. Sürekli kullanılmayan konutlar aile konutu olarak kabul edilmezler. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.03.2003 tarih 2003/3017 E, 2003/4352 K sayılı kararı uyarınca “…yazlık ev, yayla evi, dağ evi gibi ikinci nitelikteki konutlar aile konutu olarak sayılmamaktadır.” denilmek suretiyle her ailenin bir aile konutu olabileceği belirtilmiştir.

Aile konutu şerhi ise eşlerden birinin diğerinin izni olmadan konut üzerinde satma ya da kiralama gibi bir işlem yapmasını engelleyen bir düzenlemedir. Aile konutu şerhi Türk Medeni Kanunu 194.maddede düzenlenmiştir. TMK’nin 194.maddesi gereğince, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin taraf hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”

Aile konutu şerhi, aile konutunun maliki olan eşin, taşınmaz üzerinde bulunan tasarruf yetkilerini sınırlamaya yarayan bir şerhtir. Aile konutu şerhi, malik olmayan eşe verilmiş önemli bir haktır. Aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin tasarruf yetkisi, diğer eşin ve özellikle evlilik birliğinin korunması amacıyla sınırlanmıştır. Bunun sonucu olarak, hak sahibi eş aile konutuyla ilgili borçlandırıcı işlemleri yapabilirken, tasarruf işlemlerini diğer eşin rızası olmadan gerçekleştiremeyecektir.

Nitekim doktrinde kabul edilen görüşe göre, kanun koyucunun aile konutunu evliliğin birliği için vazgeçilmez bir mal varlığı saydığı, malik olmayan diğer eşe bir katılma hakkı sağladığı ve bir nevi diğer eşi birlikte hak sahibi saydığı ileri sürülmektedir.

Her ne kadar kanun koyucu TMK madde 193’te kural olarak eşlere hukuki işlem serbesti sağlamış ise de TMK 194.maddede malik olan eşin tasarruf yetkisini sınırlandırmıştır. Kanaatimce kanun koyucu esas olarak diğer eşin ve evlilik birliğinin korunması amacıyla böyle bir sınırlamaya gitmiştir. Eşlerin mutluluğu ve çocukların geleceği aile konutu adeta bir güvence olarak görülmektedir.  Nitekim kanun koyucu bu yüzden malik olan eşin aile konutu üzerinde kendi başına işlem tesis etmesini engellemek istemiştir.

Taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurmak için eşlerden birisinin taşınmazın aile konutu olduğunu gösteren bir belge ve evlilik cüzdanı ile Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne başvurması yeterli ve gereklidir. Şerh koydurmak için herhangi bir ücret talep edilmez.

Kural olarak aile konutu niteliği evlilik birliği sona erene kadar devam eder. Eşlerin fiilen veya hukuken ayrı yaşamaları bu hükmün uygulanmasına engel olmaz. Örneğin, bir boşanma davası açılmış ama henüz sonuçlanmamışsa, eşler bu sebeple ayrı yaşasalar dahi aile konutu varlığını sürdürür. Ancak evlilik birliği devam etmesine rağmen taraflar anlaşarak konutun aile konutu niteliğini ortadan kaldırabilirler. Bu gibi hallerde artık TMK madde 194 uygulama alanı bulamaz.

Av. Begüm Can GÜREL & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Nesibe ŞENTÜRK

KAYNAKÇA

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2011-97-1109

http://www.ilhanhelvacidersleri.com/turk-medeni-kanunu/turk-medeni-kanunu-madde-194