T.C.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
E. 2020/1080
K. 2023/4229
T. 4.4.2023

ZİMMET SUÇU ( Kullanma Zimmetinde Suçun Konusunu Geçici Süre Kullanılan Paradan Bu Süre İçinde Elde Edilebilecek Nemanın Oluşturacağı - Suç Tarihindeki Ekonomik Koşullara ve Paranın Satın Alma Gücüne Nazaran Sanık Hakkında 5237 Sayılı Kanun'un 249. Maddesinin Uygulanması Gerektiği )

CEZADAN İNDİRİM YAPILARAK EKSİK CEZA TAYİNİ ( Sanığa Verilen Cezadan 5237 Sayılı Kanun'un 62. Maddesi Uyarınca İndirim Yapılırken 2 Yıl 1 Ay Yerine Hesap Hatası Sonucu 1 Yıl 13 Ay Hapis Cezasına Hükmolunması Suretiyle Eksik Ceza Tayininin Hatalı Olduğu )

RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU ( Belgede Sahtecilik Suçlarında Aldatma Yeteneğinin Bulunup Bulunmadığının Belirlenmesi Yetkisinin Hakime Ait Olduğu - Suça Konu Belge Asıllarının Denetime Olanak Verecek Şekilde Dosya Arasına Getirtilmesi Duruşmada İncelenip Özelliklerinin Duruşma Tutanağına Yazılması ile İğfal Kabiliyetinin Bulunup Bulunmadığının Belirlenmesi Gerekirse Bu Hususta Bilirkişi Raporu Alınması ve Sonucuna Göre Hüküm Kurulması Gerektiği )

5237/m.204,247,249

ÖZET : Dava, zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkindir.

Kullanma zimmetinde suçun konusunun geçici süre kullanılan paradan bu süre içinde elde edilebilecek nemanın oluşturacağı dikkate alındığında; suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satın alma gücüne nazaran sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun'un 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

Sanığa verilen cezadan 5237 Sayılı Kanun'un 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken 2 yıl 1 ay yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,

Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden, sanığın kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda; belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi yetkisinin hakime ait olduğu nazara alınarak, suça konu belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına getirtilmesi, duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ile iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, gerekirse bu hususta bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma sonucu sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 Sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 305. maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260. maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 Sayılı Kanun'un 310. maddesi uyarınca temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

KARAR : I. HUKUKİ SÜREÇ

1. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.12.2009 tarihli ve 2009/7612 Soruşturma, 2009/2960 Esas, 2009/159 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 247. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 248. ve 53. maddeleri, 204. maddesinin ikinci fıkrası, 43. ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması ve hak yoksunlukları uygulanması talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.06.2010 tarihli ve 2009/258 Esas, 2010/142 Sayılı Kararı ile sanık hakkında zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 5271 Sayılı Kanun'un 223. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereği beraat hükümleri kurulmuştur.

3. Katılan vekilinin temyizi üzerine hükümlerin Dairemizin 10.10.2013 tarihli ve 2012/8958 Esas, 2013/9860 Sayılı Kararı ile sanığın eylemlerinin nitelikli kullanma zimmeti ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırma ile dosya kapsamına ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.04.2014 tarihli ve 2013/349 Esas, 2014/109 Sayılı Kararı ile sanık hakkında zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, 5237 Sayılı Kanun'un 247. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 248. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 62. maddesi ve 53. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, 204. maddesinin ikinci fıkrası, 62. maddesi ve 53. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına hükmolunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri

Sanık hakkında ceza tayininin alt sınırdan belirlenmesi ve gerekçesiz olarak 5237 Sayılı Kanun'un 62. maddesinin uygulanmış olması, ayrıca sanığın cezalandırılmasına karar verildiği halde vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri

Ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılması ile Yargıtay bozması sonrası tanıkların dinlenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın suç işleme kastının bulunmadığına ve zimmete geçirildiği iddia edilen paraların kamunun değil şahısların parası olduğundan suçun oluşmayacağına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Sanık ...'nin, Adıyaman PTT Merkezine bağlı Çelikhan PTT şubesinde memur olarak görev yaptığı ve Mayıs 2008 tarihinde M. adlı kişiye şube kasasından nakit olarak verdiği 29.000 TL parayı geri alamaması üzerine oluşan kasa açığını kapatmak amacı ile ... ve ... adlı kişilerin hesaplarını kullanarak sistem üzerinden para ödeme ve kabul işlemleri yaptığı, son olarak 25.06.2008 tarihinde soruşturma başlamadan önce temin ettiği 27.000 TL parayı yatırmak sureti ile oluşan kasa açığını kapattığı, ... adına yapılan işlemin sahte olduğu, 01.05.2008 - 25.06.2008 tarihleri arasında kullanmış olduğu 27.000 TL tutarındaki meblağın neması olan 400,00 TL'yi 18.02.2014 tarihinde katılan kurum hesabına yatırdığı, ... adına gönderdiği para ile ilgili yaptığı çıkış işlemine ilişkin belgenin sahte ve resmi evrak niteliğinde olması dikkate alınarak sanığın bu eylemlerinin nitelikli kullanma zimmeti ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarını oluşturduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

A. Zimmet suçu yönünden

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Kullanma zimmetinde suçun konusunun geçici süre kullanılan paradan bu süre içinde elde edilebilecek nemanın oluşturacağı dikkate alındığında; suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satın alma gücüne nazaran sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun'un 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

Sanığa verilen cezadan 5237 Sayılı Kanun'un 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken 2 yıl 1 ay yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,

B. Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden

Sanığın kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda; belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi yetkisinin hakime ait olduğu nazara alınarak, suça konu belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına getirtilmesi, duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ile iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, gerekirse bu hususta bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma sonucu sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,

C. Her iki suç yönünden

Anayasa Mahkemesi'nin 5237 Sayılı Kanun'un 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Sayılı iptal Kararının değerlendirilmesi lüzumu,

Yüklenen suçları 5237 Sayılı Kanun'un 53. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun'un 53. maddesinin beşinci fıkrası gereğince hak yoksunluğuna hükmolunmaması,

Mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,

Hukuka aykırı görülmüştür.

SONUÇ : Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.04.2014 tarihli ve 2013/349 Esas, 2014/109 Sayılı Kararına yönelik katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden ve dikkate alınan sair hususlar yönünden hükümlerin, 1412 Sayılı Kanun'un 321. maddesi gereği, Tebliğname'ye uygun olarak, oybirliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.04.2023 tarihinde karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır