Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın rakamlarına göre, günümüzde Avrupa’da yaşayan Türk kökenli vatandaşların sayısı 5 milyon 600 bin civarındadır. Avrupa’daki Türk nüfusunun bir kısmı yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını elde etmişken, üç milyonun üzerindeki bir kısım ise; hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Avrupa’da ikamet etmektedir. Bu durum, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın haklarını korumak ve Türkiye’deki statülerini iyileştirmek adına birtakım düzenlemeler yapılmasını gerektirmektedir. Bu yazımızda yurtdışındaki vatandaşlarımızın, Türkiye’deki Sosyal Güvenlik Haklarını muhafaza etmek adına yapılan düzenlemeleri ve bu düzenlemelerle getirilen uygulamaları inceleyeceğiz.
Sosyal güvenlik hususunda, mütekabiliyeti sağlamak adına, özellikle Türk nüfusunun yoğun olduğu ülkelerle çeşitli sözleşmeler imzalanmıştır. Bu sözleşmelerle ülkeler birbirlerine karşı; sosyal güvenlik konusunda birbirlerinin vatandaşlarını, kendi vatandaşlarıyla aynı statüde tutmayı borçlanmaktadırlar. Yurtdışında geçen sürelerin Türkiye’de sosyal güvenlik bakımından değerlendirilmesi hususunda her ne kadar ilgili ülkeyle Türkiye arasında sözleşme yapılmış olması şartı aranmasa da, ikili sözleşmeler taraf ülke vatandaşlarına pek avantaj ve imkân sağlamaktadır.
Bu makalenin asıl konusu olan, yurtdışında geçen sürelerin Türkiye’de sosyal güvenlik bakımından değerlendirilmesi (bu müessese bundan sonra yurtdışı borçlanmaları olarak anılacaktır) ise de, vatandaşın çalışma süresini geçirdiği ülkeyle Türkiye arasından sosyal güvenlik sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın, ilgili tüm vatandaşlara tanınan bir imkândır. Yurtdışı borçlanmalarına ilişkin hükümler 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ve Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelikle düzenlenmiştir.
Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi:
08.05.1985 tarihli ve 3201 sayılı "Yurtdışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun", 22.05.1985 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarih itibari ile yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı, Türk vatandaşlarının yurtdışında geçirdikleri süreleri, Türkiye’de borçlanmak suretiyle sosyal güvenlik bakımından değerlendirilmesini sağlamaktır.
08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 79 uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeye göre; borçlanma miktarının tespiti, borcun ödenmesi ve borçlandırılan sürelerin değerlendirilmesinde önemli değişikliklere gidilmiş, ayrıca zorunlu göçe tabi tutulması nedeniyle Türk vatandaşlığına alınan soydaşlarımıza da borçlanma imkânından yararlanma hakkı verilmiştir.
Yurtdışı borçlanmasından yararlanabilmek için, kişinin belli şartlara haiz olması gerekmektedir. Öncelikle başvuran kişi, Türk vatandaşı olmalıdır. Yurtdışından geçen süreleri borçlanma imkânı sadece vatandaşlara tanınmış bir haktır. Bunun yanında; yurtdışında geçen sürelerin belirli nitelikte olması, söz konusu hizmetlerin belgelendirilmesi ve yazılı istekte bulunulması gerekmektedir. Ayrıca vatandaşın ancak, on sekiz yaşını doldurduktan sonra geçirdiği süreler hesaba katılacaktır. Bu şartlara aşağıda detaylı bir şekilde değineceğiz.
1. Türk Vatandaşı Olması
Kanun yurtdışı borçlanmasına ilişkin hükümlerde, Türk vatandaşı olma hususunu zaman bakımından düzenlemiştir. Buna göre öncelikle; kişinin borçlanmayı talep ettiği süreyi Türk vatandaşı olarak geçirmiş olması gerekmektedir. Hak sahibi veya sigortalının Türk vatandaşlığı dışında geçirdiği süreler hesaplamaya katılmayacaktır. Yani, bu sürelerin borçlanılması mümkün değildir.
İkinci olarak da; kişinin yazılı başvuruyu yaptığı an itibariyle Türk vatandaşı olması gerekir. Yani vatandaşlıktan çıkmış veya çıkarılmış kişiler yurtdışı borçlanma müessesinden faydalanamayacaklardır.
Çifte vatandaşlar da Türk vatandaşları gibi borçlanma hakkına sahiptirler. Pembe veya mavi kart sahipleri ise, borçlanma yapamazlar. Bu kişiler, ancak tekrar Türk vatandaşı veya çifte vatandaşlık hakkına kavuştukları anda ve sadece yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçirdikleri süreleri borçlanabilirler.
2. Belirli nitelikte yurtdışı süreleri bulunmak
Borçlanma yapılırken hesaba katılacak süreler, sigortalı olarak geçen sürelerdir. Ayrıca bu süreler arasında veya sonunda, her biri bir yılı aşmayan işsizlik süreleri de hesaba katılacaktır. Bunun yanında kanunun borçlanma imkânı tanıdığı bir diğer grup ise; ev kadınlarıdır. Ev kadınları, sigortalı olarak hizmet sürelerini geçirmemiş olsalar dahi, nihayetinde vermiş oldukları emek ve harcamış oldukları enerji bakımından sigortalı olarak çalışan birisinden farkları yoktur. Bu emeklerinin karşılıksız bırakılmaması ve bu kanun kapsamında çalışma olarak değerlendirilmesi oldukça yerinde bir düzenlemedir.
Sigortalılık süreleri: Sigortalılık süresi deyiminden anlaşılması gereken, borçlanma kapsamındaki sürenin bulunduğu ülke mevzuatına göre, ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış süre olarak kabul edilen sürelerdir. Çalışılmış kabul edilen süreler, ilgili ülke mevzuatına göre belirlenir.
İşsizlik süreleri: İşsizlik süresinden kastedilen, fiilen çalışılan veya ilgili ülke mevzuatına göre çalışmış kabul edilen süreler haricinde o ülkede geçirilen sürelerdir. Ancak pek tabii bu sürelerin tamamını borçlanma kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Zira bu durum müessesenin amacına aykırı olacaktır. İşsizlik sürelerinin ancak bir kısmı hesaba katılabilecektir. Bu kısım, sigortalılık süreleri arasında veya sonunda, her birinde bir yılı aşmayan işsizlik süreleridir. İkamet süreleri ve boşta geçen süreler de bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Ev kadını olarak geçen süreler: Ev kadını olarak geçen sürelerden anlaşılması gereken, medeni durumuna bakılmaksızın kadınların, sigortalılık süreleri haricinde yurtdışında geçirdikleri süreleri ifade eder. Borçlanma talebinde bulunanlar, yurtdışında ev kadını olarak geçirdikleri sürenin istedikleri kadarını borçlanabilirler.
3. Hizmetleri belgelendirmek
Borçlanma başvurusunda bulunacak kişilerin, yurtdışında geçirdikleri ve borçlanmaya esas alınacak süreleri, ilgili belgelerin asıllarını kuruma ibraz etmek suretiyle belgelendirmeleri gerekir. Bu belgeler, ilgili ülkeyle Türkiye arasında sosyal güvenlik sözleşmesi bulunup bulunmaması açısından farklılık gösterir. Ayrıca pek tabi ev kadınlarının hizmet sürelerini belgelendirmeleri açısından da farklı düzenlemeler yapılmıştır.
Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkelerde geçen sürelere ait belgeler:
I. Islak mühür ve imza olup olmadığına bakılmaksızın, çalışılan ülkede bağlı bulunulan sosyal sigorta kurumundan alınacak hizmet cetveli veya sigorta kartları,
II. Sigortalıların çalıştıkları işyerlerinin resmi kuruluşlara ait olması veya resmi kuruluşlarca ya da kamu kurumu olarak kabul edilen kuruluşlarca düzenlenmesi halinde, belgelerin ayrıca tasdikine gerek kalmaksızın; çalışılan ülkede işyerinin ait olduğu belediyelerce düzenlenmiş hizmet belgeleri, vergi dairelerince çalışılan sürelere ilişkin düzenlenmiş belgeler, iş bulma kurumlarınca işsizlikte geçen sürelere ilişkin verilen belgeler, ilgili meslek kuruluşları veya birliklerince veya diğer resmi kuruluşlarca verilen hizmet belgeleri,
III. Yurtdışında kendi adına ve hesabına çalışanların bağlı oldukları vergi dairesi, ilgili meslek kuruluşu veya birliklerince verilen hizmet belgesi,
IV. Bulunulan ülkelerdeki Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerden alınacak ve yurtdışı borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgeleri,
Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde geçen sürelere ait belgeler:
I. Bulunulan ülkelerdeki Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerden alınacak ve yurtdışı borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgeleri,
II. Yurtdışında çalıştıkları işyerlerinden alacakları hizmet sürelerini gösterir bonservisleri ile birlikte pasaportlarında bulunan çalışma izinlerinin tercümeleri,
III. Gemi adamları, çalıştıkları geminin bayrağını taşıdıkları ülkelerde bulunan Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerinden alacakları ve yurtdışı borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgelerini veya işyerlerinden alacakları sigortalılık sürelerini gösterir bonservisleri ile gemilerde çalıştıklarını gösterir belgelerde kayıtlı bulunan çalışma izinlerinin tercümeleri ya da pasaportlarında çalışma süreleri ile örtüşen giriş-çıkış tarihlerini gösterir sayfaların örnekleri,
Ev kadını olarak geçen sürelere ait belgeler:
I. İkamet belgesinin Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca veya yurtdışında bulunan Türk temsilciliklerince akredite edilmiş tercümanlarca yapılmış ve ilgili temsilcilikçe onaylanmış tercümesi.
II. Çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlik veya ataşeliğinin bulunduğu Türk temsilciliklerince ikamet belgesine istinaden düzenlenecek belge.
III. Yukarıdaki 1 ve 2. maddelerde belirtilen belgeler temin edilemiyorsa yurtdışına çıkış ve yurda giriş tarihlerinin, fotoğraf ve künye bilgilerinin bulunduğu pasaport sayfalarının fotokopisi ya da emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş-çıkış çizelgesi
4. Yazılı istekte bulunmak
Son şart ise yurtdışında geçen çalışma ve ev kadınlığı sürelerinin borçlanılmasına ilişkin talebin yazılı olarak kuruma bildirilmesi hususudur. Bunun için “Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi” usulüne uygun şekilde doldurulup imzalanmalı ve kuruma doğrudan veyahut posta yoluyla ulaştırılmalıdır.
Yukarıda saydığımız şartlara havi olan kişiler, borçlanmak suretiyle yurtdışında geçirdikleri süreleri Türkiye’de emekli olmak için değerlendirebileceklerdir. Ancak tabii ki bu şartları taşıyor olmak, sürecin ilerlemesi için yeterli değildir. Bu anlamda önem taşıyan diğer hususlar; başvurunun yapılacağı kurum, borç miktarının tespiti ve ödenmesi, aylık bağlanabilmesinin şartları, aylığın kesilmesine sebep olabilecek durumlar ve aylığın yeniden bağlanması hususlarıdır. Bunlara değinecek olursak;
Borçlanma için başvurulacak kurum:
Yurtdışı borçlanma başvurusunun; sigortalının Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna yapılması gerekir. Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi vermemiz gerekirse;
Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayanların sigortalılık süreleri ile ev kadını olarak geçen sürelere ait borçlanma işlemleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülür.
Kendilerine veya hak sahiplerine sosyal güvenlik sözleşmesi uygulanmak suretiyle kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri ise aylığı bağlayan sosyal güvenlik kuruluşunca sonuçlandırılacaktır.
5510 sayılı Kanuna göre 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlar kapsamında geçen hizmetler Sosyal Güvenlik Kurumunda geçmiş sayıldığından ilgilinin son defa bu kanunlara tabi geçmiş hizmeti varsa borçlanma işlemleri, Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili ünitelerince yürütülecektir.
Kişiler borçlanmak istedikleri hizmet süresinin niteliğine göre, yukarıda bahsini ettiğimiz ilgili kurumlara yazılı başvurularını yaptıklarında süreç başlamış olacaktır.
Borçlanma miktarının tespiti, tebliği, ödenmesi ve borçlanmadan vazgeçilmesi:
8/5/2008 tarihinden itibaren yurtdışı borçlanmalarında borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarının 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen prime esas asgari ve azami günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32’si olarak belirlenmiştir. Bu miktar 1 Ocak 2018 itibariyle asgari 21,64 TL azami 162,32 TL’dir.
Borçlanma tutarının tespitinde; Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesinin Kurumun evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınır. Bu dilekçe kuruma doğrudan verilebileceği gibi posta yoluyla da iletilebilir. Ayrıca, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta olarak gönderilen yurtdışı borçlanma taleplerinde, dilekçenin postaya verildiği tarih, Kuruma intikal tarihi olarak kabul edilmektedir.
Tahakkuk ettirilen prim borcunun tamamını, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenlerin, borçlanma başvuruları geçersiz sayılır. Bunların belgelendirilen yurtdışı hizmet sürelerinin yeniden borçlandırılarak değerlendirilmesi, bu konudaki yeni borçlanma başvurularına bağlıdır. Söz konusu üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde ise ödenen miktar ile orantılı süre geçerli sayılır, kalan sürenin geçerli sayılması yeni bir borçlanma talebi yapılması halinde mümkün olacaktır.
Borçlanma talebinden, tebliğ edilen borcun ödenmeden önce vazgeçilmesi halinde, borçlanma işlemi sonuçlandırılmaz. Borcunu ödedikten sonra borçlanmadan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getirmeyenlere ve bunların hak sahiplerine yaptıkları ödemeler, faiz uygulanmaksızın Türk Lirası olarak iade edilir. Her iki durumda, yazılı talep şartı aranır. Borçlandıkları hizmetler dikkate alınarak aylık bağlanmış olanlar, borçlanma başvurusundan vazgeçemezler ve bunların ödedikleri borçlanma tutarı iade edilmez.
Borçlanma neticesinde aylık tahsis edilebilmesi için;
- Yurda kesin dönüş yapılmış olması,
- Tahakkuk ettirilen borcun tamamının ödenmiş olması,
- Sosyal Güvenlik Kanunları kapsamında aylığa hak kazanılmış olması,
- Kuruma yazılı başvuruda bulunulmuş olması, gerekir.
Kesin Dönüş ibaresi, yurda giriş yaptıktan sonra bir daha yurtdışına çıkmamak anlamına gelmemektedir. Kişi yurtdışı borçlanması neticesinde aylığa hak kazandıktan sonra, istediği gibi yurtdışına çıkabilir veyahut isterse yurtdışında yaşamaya devam edebilir. Burada kesin dönüşten kastedilen; kişinin bir daha yurtdışında çalışamayacağı veya ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alamayacağı hususudur.
Aylıkları kesilmesi ve yeniden bağlanması
Yurtdışı borçlanması yapmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir.
Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen aybaşından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.
İlgili ülke ile Türkiye arasında sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olmasının sağladığı avantajlar:
Yurtdışından geçirilen sürenin Türkiye’de borçlanılabilmesi bakımından, ilgili ülkeyle Türkiye arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olup olmamasının bir önemi olmadığına yukarıda da değinmiştik. Önemli olan yukarıda bahsini ettiğimiz şartların mevcut olması ve usulüne uygun başvuru yapılmış olmasıdır. Ancak bazı özel durumlar açısından, ilgili ülkeyle Türkiye arasında anlaşma bulunması kişiye birtakım avantajlar sağlayacaktır. Bunlara kısaca değinmek gerekirse;
İkili anlaşma yapılan ülkelerdeki işe başlangıç tarihi sanki Türkiye’de yapılmış gibi kabul edilecek ve sigortalılık süresinin hesaplamasında o tarih esas alınacaktır. Bu ülkeler; Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İsviçre, Kanada, Kebek, KKTC, Lüksemburg, Makedonya ve Slovakya’dır. Saydığımız bu 18 ülkedeki sigortalılık sürelerini borçlananların, bu ülkelerdeki ilk işe başlama tarihi, Türkiye’de hiç çalışmaları yoksa veya bu tarih, Türkiye’deki sigorta başlangıç tarihinden daha önceye ait ise aylığa hak kazanmada Türkiye’de ilk işe giriş tarihi gibi kabul edilecektir.
İkili sözleşme olmayan ülkelerde çalıştıkları dönemi borçlanmak isteyenlerin sigortalılık başlangıç süreleri ise Türkiye’de çalışma süresi olup olmamasına göre değişecektir.
Kişinin Türkiye’de çalışması varsa ve çalışma tarihinden önceki süreleri borçlanmak istiyorsa; ilk işe başlama tarihinden itibaren borçlanılan gün sayısı kadar geri gidilerek sigortalılık başlangıç süresi belirlenir. Kişi çalışma tarihinden sonraki günleri borçlanmak istiyorsa, ilk işe giriş tarihi aynı zamanda sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınır.
Kişinin Türkiye’de hiç çalışması yok ise; sigortalılık başlangıcı, kişinin borçlanmadan dolayı tahakkuk eden tutarın tamamını ödediği tarihten itibaren, borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle belirlenir.
Sözleşme bulunan ülkelerden birinde ikamet ediyor olmanın bir diğer avantajı da, ilgili ülkelerde geçen çalışma süreleriyle, Türkiye’de geçen çalışma sürelerini birleştirmek suretiyle kısmi aylığa hak kazanma hususudur. Bu ihtimalde kişinin herhangi bir ödeme yapmasına lüzum yoktur. Sadece süreleri birleştirmek suretiyle aylığa hak kazanabilir. Ancak burada altını çizmemiz gereken husus şudur ki; söz konusu aylık tam değil, kısmi aylıktır. Kısmi aylığın tam aylığa dönüşmesi için, yurtdışında geçen sürenin borçlanılması gerekir. Burada esas olan, Türkiye’de var olan çalışma günlerini, borçlanmak suretiyle 3600 güne tamamlamaktır. Aksi takdirde hak kazanılan aylık kısmi aylık olacaktır.
Türkiye’deki çalışma günleri borçlanmak suretiyle tamamlandığı takdirde; kısmi aylıklar, borcun ödendiği tarih, kesin dönüş tarihinden önce ise kesin dönüş tarihini; kesin dönüş tarihinden sonra ise borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa dönüştürülür.
.
Av. Begüm GÜREL (L.L.M)
(Stj. Av. Melda Ezgi TOYDEMİR)
.
(Bu köşe yazısı, sayın Av. Begüm GÜREL tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)