Cezai ehliyet kavramı, kişinin işlediği suçtan sorumlu tutulabilmesi için belli şartları taşıyor olmasını ifade etmektedir. Bu şartlar, yaş ve algılama- yönlendirme (irade sahibi olma) yeteneklerini temsil eder. Ceza hukukunun ‘faile kusur yükleyebilme’ gayesi vardır. Bu nedenle failin yaş şartlarına uygun olması ve algılama ve yönlendirme becerilerinin var olması gerekir. Ceza ehliyeti yaş sınırları bakımından dünya genelinde farklılık gösterebilmektedir. İrlanda, Kuveyt, Suriye ve diğer ülkelerde 7 yaş sınır alınırken İskoçya’da 8, Irak’da 9 ve dünya genelinde 10,12,13,14,15,16,18 yaş cezai ehliyette esas alınmıştır. Türkiye’de 12 yaş sınır kabul edilmektedir.
Cezai Bakımından Türkiye’de Yaş Grupları
Hukuk sistemimizce 18 yaş altı grubun yani çocukların TCK kapsamında suç niteliğinde olan bir fiilin faili olması durumunda çocukların ‘sanık’ olarak değil ‘suça sürüklenen çocuk’ olarak sıfatlandırılması söz konusudur. Suça sürüklenen çocukların yargılamasının yapılması belli şartlara tabii olup, bu şartların var olması halinde ceza mahkemelerinde değil çocuk mahkemelerinde yargılanmaları gerekmektedir. 18 yaş altı çocukların cezai sorumluluğu TCK kapsamında düzenlenmiş ve buna göre çocukların cezai sorumluluğunda yaş faktörü 3 ayrı kola ayrılmıştır. İlgili kanun maddesi şu şekildedir;
TCK MADDE 31- (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md. ) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.
(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md. ) Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on sekiz yıldan yirmi dört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası on iki yıldan fazla olamaz.
Çocukların cezalandırılması hususu TCK m.31’de temellendirilmiş olsa da Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ‘da da suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak düzenlemeler yer almaktadır. TCK m.31’e göre Türkiye’de çocukların cezai sorumluluğu 3 ayrı yaş grubuna göre belirlenmektedir. 12 yaş altı, 12-15 yaş arası ve 15-18 yaş arası olarak çocukların cezai ehliyetinin 3 farklı boyutu vardır. Ceza muhakemesi esnasında cezai ehliyetin belirlenmesi açısından önemli olan nokta çocuğun suçu işlediği tarihte kaç yaşında olduğudur. Çocukların cezalandırılması TCK kapsamındaki suçlar bakımında yetişkin ve çocuk cezalandırılması şekilde ayrılmamaktadır. Çocukların cezalandırılmasında yetişkinlerden farklı olarak cezada indirim kavramı ve yaş küçüklüğü kavramı ele alınmaktadır. Yaş küçüklüğünü ve cezai ehliyeti TCK m.31’e göre 3 gruba ayırmak gerekirse;
1. 12 yaş altı çocukların cezai ehliyeti: Kanun maddesi açık olmakla birlikte suçun işlendiği tarihte 12 yaşını doldurmamış olmak çocuk açısından ceza yargılamasının yapılamayacağı anlamına gelmektedir. 12 yaşını doldurmamış çocuklara yaş küçüklüğü nedeniyle ceza verilemeyeceğine hükmolunmuştur. Bu yaş grubunda ki çocukların hukuki bakımdan cezalandırılmaması gerektiği normatif olarak kabul edilmiştir. Çünkü çocukların gelişim aşamasında olan psikolojik yapıları gereğince cezalandırmanın amacına ulaşamayacağı su götürmez bir gerçektir. 12 yaşını doldurmamış çocukların ceza hukuku çerçevesinde bir fiilde bulunmuş olmaları halinde yalnızca koruyucu ve eğitici güvenlik tedbirlerine başvurulabilecektir. Aksi bir durum yaş küçüklüğü nedeniyle mümkün olamayacaktır.
2. 115 yaş arası çocukların cezai ehliyeti: Suça sürüklenen çocuk bakımından en detaylı incelemenin yapılması gereken yaş aralığı 115 yaştır. Çünkü bu yaş grubu çocukluktan ergenliğe geçildiği bir dönemi temsil etmektedir. İlgili kanun hükmünde de görülebileceği üzere burada karşımıza iki seçenek çıkmaktadır. Şöyle ki, 12-15 yaş çocuğun cezai ehliyeti vardır diyebilmemiz için çocuğun algılama gücüne ve hareketlerini bu algılar çerçevesinde yönlendirme yetisine (iradeye) sahip olup olmadığına bakılması gerekir. Şayet suça sürüklenen çocuğun yapmış oluğu fiil neticesinde ortaya çıkabilecek hukuki durumu algılama yetisine sahip olduğu kanaatine varılırsa çocuk bu suç türü bakımından cezalandırılabilir. Fakat çocuk yapmış olduğu fiilin hukuki neticelerinin farkında olacak algıya sahip değilse ilgili suç türü bakımından yargılanamayacaktır. TCK m.31/1 kapsamında olduğu gibi bir yol izlenecektir. Çocuğun yargılamasının yapılacağı hallerde ise kanun uyarınca ilgili suçun cezasında indirime gidilmesi gerekmektedir. Mevcut kanun hükmünce müebbet hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları uygulanamaz . Bu yaş grubundaki çocukların cezası yargılandığı her suç bakımından 7 yılı aşamaz.
3. 15-18 yaş arası çocukların cezai ehliyeti: Suça konu fiilin işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış olan kişileri temsil eden bir yaş ayrımıdır. Bu yaş grubunda ki çocukların ilgili kanun gereğince yaş küçüklüğü kapsamına giremeyeceği anlaşılmaktadır. Çocuğun akli bir zoru yoksa 15-18yaş arası yaş grubunda olması isnat edilen suç bakımından yargılanacağı anlamına gelmektedir. Fakat 18 yaş ve üzeri bireylerden ceza miktarı bakımından ayrılırlar. Bu yaş grubunda ki suça sürüklenen çocuğun yargılaması çocuk hakimi tarafından değerlendirilirken indirime gidilmesi gerekmektedir. Mevcut kanun hükmünce müebbet hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları uygulanamaz. Ceza miktarları 3’te 1 olmak üzere indirilir ve her suç tipi bakımından verilecek cezalar 12 yılı aşamaz.
Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri nelerdir?
- Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumunda gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesi anlamına gelmektedir.
- Danışmanlık tedbiri, direkt olarak çocuğa değil çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda danışmanlık sağlanması anlaına gelektedir. Danışmanlık, çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye yöneliktir.
- Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kişinin görevini yerine getirememesi hâlinde söz konusu olabilen bir tedbir türüdür. Çocuğun bakımı amacıyla resmî veya özel bakım yurduna yahut koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesi anlamına gelmektedir.
- Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlama olarak tanımlanabilmektedir.
- Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbî bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılması anlamı taşımaktadır.