Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun mirasın reddine ilişkin “Ret Hakkı” başlıklı 605.maddesinde; “(1) Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. (2) Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu kapsamda madde metninde de vurgulandığı üzere ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise, miras reddedilmiş sayılır (Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Ömer Uğur GENÇCAN, Türk Miras Hukukunda Mirasın Reddi, Ankara 2024, s.339). Yargıtay uygulamasında da aynı görüş hakimdir;

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 06.06.2005 Tarihli 5873 Esas 8660 Karar sayılı kararı; “…Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise miras reddedilmiş sayılır (TMK.m.605/2). Açılan dava bu maddeye dayalı hükmen ret davasıdır.”

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 02.03.2011 Tarihli 1943 Esas 3583 Karar sayılı kararı; “…Borçların mirasbırakana ait bulunduğu, mallarının borcu karşılamadığı, terekenin borca batık olduğu, davacıların terekeyi açık yahut örtülü olarak kabul etmedikleri toplanan deliller ile sabittir (TMK.m.605/2). Açıklanan nedenlerle davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir.”

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 15.03.2011 Tarihli 15155 Esas 4561 Karar sayılı kararı;“…Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinin 8.735,31 TL olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın, Ankara Yıldırım Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğünün 12.01.2009 ve İstanbul Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 21.01.2009 tarihli yazılarına göre vergi borçları toplamının ise (2.903,97 TL + 12.188,60) 15.092,57 TL olduğu bildirilmiştir. Bu duruma göre Türk Medeni Kanunu’nun 605/2.maddesi koşullarının dava konusu olayda oluştuğu mirasbırakanın ölümü tarihinde terekesinin borca batıklığı ve ödemeden aczi sabit olduğundan; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.”

Terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin mirasın hükmen reddi davalarında davanın değerine bakılmaksızın görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu davalarda görev kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir (Yargıtay 2.Hd. 12.11.2003 T. 14125 E. 15438 K.)

Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 2017/1987 Esas 2021/458 Karar sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmıştır; “…Bilindiği üzere olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmede bulunmak hakime aittir (HMK. m.31,33). Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu görevli mahkemenin tayin ve tespitinde dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğunu hükme bağlamıştır (HMK.m.2/1). Bu nedenle, mirasın hükmen reddi davasında GÖREVLİ MAHKEME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDİR.

Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 2015/16253 Esas 2016/2200 Karar sayılı kararında da aynı görüş mevcuttur; “…23.12.1942 günlü ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, “mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme borç miktarına göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde ise asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olup olmadığının tayin ve tespiti konusunda, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra terekenin borca batık olduğunun tespitine, “mirasın hükmen reddine” ilişkin olarak açılacak davalarda davanın değerine bakılmaksızın ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GÖREVLİDİR. Bu durumda işbu uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.’’ 

Yine Yargıtay uygulamasında da ifade edildiği üzere mirasın gerçek reddi davalarından farklı olarak mirasın hükmen reddi davalarında dava, hasımsız olarak incelenemez. Nitekim bu davalarda dava, alacaklılara husumet yöneltilmek suretiyle açılır (Yargıtay 14.Hd. 08.02.2016 T. 2015/17204 E. 2016/1521 K.). Buna rağmen dava hasımsız olarak açılmışsa bile dava tespit edilecek alacaklılara yöneltilerek incelenmeli, hasımsız açıldı diye doğrudan reddedilmemelidir (Yargıtay 2.Hd. 18.07.2006 T. 4726 E. 11238 K. ; Yargıtay 2.Hd. 12.11.2003 T. 14125 E. 15438 K.). Bu çerçevede hasımsız olarak açılan bir mirasın hükmen reddi davasında hakim, davanın alacaklılara yöneltilmesi için davacılara mehil vermeli, bu yasal koşul yerine getirilmeden davanın husumet yönünden reddine karar verilmemelidir (Yargıtay 2.Hd. 16.03.2009 T. 20154 E. 4738 K.). Ayrıca bu davalarda dava sırasında alacak temlik edilmiş ise husumet bu kez temlik edene yöneltilmelidir (Yargıtay 2.Hd. 25.01.2007 T. 10561 E. 423 K.).

Yargıtay uygulamasında da ifade edildiği üzere mirasın hükmen reddi davası, herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilir (Yargıtay 2.Hd. 12.05.2009 T. 6082 E. 9439 K. ; Yargıtay 2.Hd. 13.06.2013 T. 2012/23432 E. 2013/16434 K.). Nitekim TMK’nın 606.hükmünde yer alan üç aylık süre, mirasın hükmen reddi davasında uygulanmaz (Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Ömer Uğur GENÇCAN, Türk Miras Hukukunda Mirasın Reddi, Ankara 2024, s.373).

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 05.07.2002 Tarihli 8198 Esas 8998 Karar sayılı kararında da aynı husus vurgulanmıştır; “…Davacı dava dilekçesinde terekenin borca batık olduğunu ileri sürerek retle ilgili süre uzatım isteminde bulunmuştur. Terekenin borca batıklığı nedeniyle hükmen reddi herhangi bir süreye tabi değildir.”

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 22.03.2004 Tarihli 2731 Esas 3608 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir; “…İstek, terekenin borca batık olduğunun tesciline ilişkindir. Ölüm anında tereke borca batık ise, miras kendiliğinden reddedilmiş sayılır (TMK.m.545). Bu davada bir süre söz konusu değildir.” (Benzer yönde karar: Yargıtay 2.Hd. 21.02.2005 T. 16676 E. 2398 K.).

Yargıtay uygulamasında da ifade edildiği üzere mirasbırakanın ödemeden aczinin resmi belgeyle ispatı zorunlu değildir. Zira mirasbırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir (Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Ömer Uğur GENÇCAN, Türk Miras Hukukunda Mirasın Reddi, s.340 ; Yargıtay 2.Hd. 05.06.2008 T. 9294 E. 8049 K.). Bu çerçevede borca batıklık tanıkla da ispatlanabilir (Yargıtay 2.Hd. 05.07.2004 T. 8030 E. 8918 K. ; Yargıtay 2.Hd. 23.10.2007 T. 18978 E. 14151 K.). Yine terekenin borca batıklığı vergi dairesi kayıtlarıyla da ispat edilebilir (Yargıtay 2.Hd. 02.05.2002 T. 4975 E. 5721 K.). Yine terekenin borca batık olduğu icra dosyalarıyla da ispat edilebilir (Yargıtay 14.Hd. 18.01.2021 T. 2020/2722 E. 2021/12 K. ; Yargıtay 2.Hd. 12.07.2007 T. 11184 E. 11078 K.). Zira bu davalarda terekenin borca batık olup olmadığı mirasbırakanın terekesinin aktif ve pasifinin tamamen bilinmesi ile mümkündür (Yargıtay 2.Hd. 20.12.2010 T. 8323 E. 21464 K.). Bu nedenle mirasbırakanın malvarlığı vergi dairesinden araştırılmalı, vergi borcunun ölüm tarihi itibariyle miktarı belirlenmelidir (Yargıtay 2.Hd. 21.04.2008 T. 6152 E. 5763 K. ; Yargıtay 14.Hd. 29.02.2016 T. 2015/13032 E.  2016/2450 K.). Ayrıca mirasbırakanın malvarlığının bulunup bulunmadığı ilgili belediyeden (Yargıtay 14.Hd. 29.02.2016 T. 2015/13032 E. 2016/2450 K.), aracı bulunup bulunmadığı ilgili trafik tescil şube müdürlüğünden (Yargıtay 14.Hd. 29.02.2016 T. 2015/13032 E. 2016/2450 K.), taşınmazı olup olmadığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden (Yargıtay 8.Hd. 2014/7089 E. 2015/682 K.), mevduat hak ve alacağı olup olmadığı ilgili bankalardan (Yargıtay 8.Hd. 2014/7089 E. 2015/682 K.) araştırılmalıdır. Bu çerçevede mirasbırakana ait taşınmazların bulunduğu tespit edilmişse bu taşınmazların değerleri tespit edilip mirasbırakanın borcunu karşılayabilecek yeterlilikte olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 2.Hd. 08.02.2011 T. 21569 E. 1903 K. ; Yargıtay 2.Hd. 29.03.2010 T. 3278 E. 5944 K. ; Yargıtay 2.Hd. 11.01.2010 T. 19125 E. 187 K.). Bu kapsamda mirasın hükmen reddi davalarında taraflara delillerini ibraz için mehil verilmeli, gösterilen deliller toplanarak sonuna göre karar verilmelidir (Yargıtay 2.Hd. 16.12.2010 T. 18496 E. 21292 K. ; Yargıtay 2.Hd. 21.01.2009 T. 13463 E. 362 K.). Dolayısıyla da davacı mirasçıların tereke mallarını sahiplendikleri belirlenememişse yukarıda sayılan koşullar da mevcutsa mirasın hükmen reddi davasının kabulüne karar verilmelidir (Yargıtay 2.Hd. 03.06.2013 T. 2012/20585 E. 2013/15152 K.).

Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin 14.10.2021 Tarihli 2021/2912 Esas 2021/1923 Karar Sayılı ilamında da benzer hususlar vurgulanmıştır; “…Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.

Sonuç olarak bu davalarda hakim, her iki tarafı usulüne uygun biçimde duruşmaya davet etmeli, taraf delilleri toplandıktan sonra karar verilmelidir (Yargıtay 2.Hd. 09.05.2013 T. 2012/15229 E. 2013/13180 K.). Son olarak belirtmek gerekir ki mirasın hükmen reddine ilişkin davalar maktu harca tabidir. Nitekim bu davalar tespit davası niteliğindedir. Bu nedenle maktu harca tabi bu davalarda maktu vekalet ücretine hükmedilir (Yargıtay 8.Hd. 17.01.2014 T. 2013/4840 E. 2014/583 K. ; Yargıtay 2.Hd. 29.09.2010 T. 12672 E. 15608 K.).

SONUÇ OLARAK; ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise, miras reddedilmiş sayılır. Bu davalar davanın değerine bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. Mirasın gerçek reddi davalarından farklı olarak mirasın hükmen reddi davalarında dava, hasımsız olarak incelenemez. Nitekim bu davalarda dava, alacaklılara husumet yöneltilmek suretiyle açılır. Mirasın hükmen reddi davası, herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilir. Nitekim TMK’nın 606.hükmünde yer alan üç aylık süre, mirasın hükmen reddi davasında uygulanmaz. Bu davalarda mirasbırakanın ödemeden aczinin resmi belgeyle ispatı da zorunlu değildir. Zira mirasbırakanın ödemeden aczi tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir.