T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/8225

Karar Numarası: 2024/10232

Karar Tarihi: 27.06.2024

YARGITAY GÖRÜŞ DEĞİŞİKLİĞİ

İŞ SÖZLEŞMESİNE UYGULANACAK HUKUK

KAZAKİSTAN İŞ KANUNU

BİREYSEL İŞ UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜ İÇİN MAHKEMEYE BAŞVURMA SÜRELERİ

SÜRELERİN ZAMANAŞIMI SÜRESİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU

ÖZETİ: Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır. Kazakistan İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği ilgili maddesinde sözü edilen sürelerin Yargıtay 9. Hukuk Dairesince daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin 2017 yılında davalı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, husumet itirazında bulunduklarını, davacının Kazakistan Cumhuriyeti'nde çalıştığını, bu sebeple bu ülke hukukunun incelenmesi gerektiğini, Türk hukukuna göre değerlendirme yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Kazakistan Cumhuriyeti'nde çalıştığı, mutad işyerinin Kazakistan Cumhuriyeti olduğu bu nedenle uyuşmazlığa Kazakistan hukukunun uygulanması gerektiği, Kazakistan İş Kanunu'nda müstakil bir zamanaşımı süresinin bulunmadığı ancak Kazakistan İş Kanunu'nun "Bireysel İş Uyuşmazlıklarına Başvurma Süreleri" başlıklı 160 ıncı maddesinde yer alan bir yıllık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; taraflar arasında hukuk seçimi yapılmadığını, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 5 inci maddesi uyarınca yabancı hukukun Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde uygulanamayacağını, işçilik alacaklarına ilişkin hükümlerin emredici nitelikte olduğunu, işin yapıldığı yerin başka bir ülkede olması gerekçesiyle taraflara sağlanmış olan asgari koruma düzeyinin altında hükümlerin uygulanmasının mümkün olmadığını, yakın zaman içinde mahkeme kararları arasında farklılık olmasının hak arama hürriyetine aykırı olduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere Kazakistan İş Kanunu'nda zamanaşımı süresinin bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki ilişkide yabancılık unsuru bulunduğu, davalı tarafça cevap dilekçesinde yabancı ülke hukukunun uygulanması yönünde itirazda bulunulduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince yabancı hukukun uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı, yabancılık unsuru taşıyan iş uyuşmazlıklarında zamanaşımı müessesinin hukuki ilişkinin esasına uygulanacak olan hukuka tâbi olduğu, bu halde davanın açılma tarihi göz önüne alındığında bir yıllık sürenin dolduğu, Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde hata bulunmadığı, Yargıtay uygulamasına göre davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere benzer sebeplerle birlikte yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, Kazakistan İş Kanunu'na göre geçerli nedenlerle başvuru süresinin yeniden başlatılabileceğinin öngörüldüğünü, ilgili maddenin "Geçerli nedenlerle temyiz süresinin dolması durumunda uzlaştırma komisyonu davalar konusunda uzlaştırma komisyonuna başvurma süresini yeniden başlatabilir ve davayı esasa ilişkin olarak çözebilir." şeklinde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

5. Kazakistan İş Kanunu'nun 160 ıncı maddesi şu şekildedir:

"Bireysel iş davalarını değerlendirmek üzere bir uzlaştırma komisyonuna veya mahkemeye başvurmak için aşağıdaki süreler belirlenmiştir:

1. İşe geri alım hakkındaki davalar için, iş sözleşmesinin feshine ilişkin işverenin eyleminin bir kopyasının uzlaştırma komisyonuna teslim edilen veya taahhütlü posta yoluyla teslimat bildirimi ile gönderilmesi tarihinden itibaren bir ay, mahkemeye başvurmak için çözülmemiş davalar için başvururken veya iş sözleşmesinin tarafça uzlaştırma komisyonunun kararına uymaması durumunda uzlaştırma komisyonunun kararının bir kopyasının teslim edilen veya taahhütlü posta yoluyla teslimat bildirimi ile gönderilmesi tarihinden itibaren iki ay,

2. Başka iş davaları için, işçinin veya işverenin haklarının ihlal edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği tarihten itibaren bir yıl.

Bireysel iş davalarının değerlendirilmesi için başvuru süresinin sona ermesi, söz konusu iş davasında arabuluculuk sözleşmesinin geçerlilik süresi boyunca ve ayrıca uzlaştırma komisyonunun yokluğunda o kuruluncaya kadar askıya alınır.

Geçerli nedenlerle temyiz süresinin dolması durumunda uzlaştırma komisyonu, iş davaları konusunda uzlaştırma komisyonuna başvurma süresini yeniden başlatabilir ve davayı esasa ilişkin olarak çözebilir.

Uzlaştırma komisyonu, daha önce iş ilişkisinde bulunan işçi de dahil olmak üzere işçinin, belirlenen süre içinde uzlaştırma komisyonuna başvurmama nedenlerinin geçerli sebep olup olmadığım bağımsız olarak belirler.

Bu Kurallara göre, bireysel iş davalarının değerlendirilmesi için uzlaştırma komisyonuna başvurmadan mahkemeye başvurma hakkına sahip iş ilişkileri katılımcıları için aşağıdaki süreler belirlenir:

İşe geri alım hakkındaki davalar için, iş sözleşmesinin feshi hakkındaki işverenin eyleminin bir kopyası teslim edilen veya taahhütlü posta yoluyla teslimat bildirimi ile gönderilmesi tarihinden itibaren üç ay;

Başka iş davaları için, daha önce iş ilişkisinde bulunan işçi de dahil olmak üzere işçinin haklarının ihlal edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği tarihten itibaren bir yıl."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında yer verilen Kazakistan İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 160 ıncı maddesinde sözü edilen sürelerin Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

legalbank.net