Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece Mahkemesi’nce verilen karar davacı vekiline 08/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve karara karşı 10/09/2018 tarihinde istinaf talebinde bulunulmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından verilen ek kararla, davacı kadının istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf talebi reddedilmiştir. İşbu ek karara yapılan istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce kadının ek karara yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Davacı kadın Bölge Adliye Mahkemesi Kararı’na karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29/11/2017 tarih 2017/20-2873 esas-2017/1449 karar sayılı Kararı’nda; “Adli Tatil’in sürelere etkisi” başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 104. maddesinde “Adli Tatil’e tabi olan dava ve işlerde bu Kanun’un tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemesi mevcuttur. Madde gerekçesinde de; “Adli Tatil’e tâbi olan, yani Adli Tatil’de görülemeyecek dava ve işlerdeki süreler açısından Tatil’in etkisinin düzenlendiği, burada kastedilenin, maddi hukuka ait süreler olmayıp, zamanaşımı gibi, usul hukukundaki süreler olduğu, örneğin 20 Temmuz’da başlayan 15 günlük sürenin bitim tarihinin 4 Ağustos günü akşam mesai saati sonu olduğu, ancak bu tarihin tatil zamanına rastlaması nedeniyle sürenin, 6 Eylül gününden itibaren uzayacağı” açıklanmıştır (6494 sayılı Kanun’la 6100 sayılı HMK’nın 102. maddesinde yapılan değişiklikten önceki madde metni “Adli Tatil her yıl 1 Ağustos’ta başlar, 5 Eylül’de sona erer.” şeklindedir). Gerekçe metninden de anlaşılacağı üzere uzatılması gereken 1 haftalık sürenin Adli Tatil’in sona erdiği 31 Ağustos tarihini takip eden 1 Eylül tarihinden itibaren başlatılması gerekmektedir. HMK’nın “Sürelerin bitimi” başlıklı 92/2. maddesinde süre; hafta, ay ve yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay ve yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter hükmü yer almaktadır. HMK’nın 102. maddesi uyarınca yeni Adli Yıl’ın başladığı gün 01.09.2017 tarihi olup, Cuma gününe rast gelmektedir. Bu tarihe 1 hafta eklendiğinde o haftaya tekabül eden gün Cuma günü olacağından kanunen temyiz süresi 08.09.2017 tarihinde dolacaktır.” şeklinde gerekçeye yer verilmiştir. Davacı kadın vekiline ilk derece Mahkemesi’nin gerekçeli Kararı’nın 08/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf kanun yoluna başvurma süresinin son günü Adli Tatil süresi içine denk geldiğinden sürenin Adli Tatil’in sona erdiği tarihten itibaren 1 hafta uzamış sayılacağı (HMK m. 104), HGK Kararı’na göre istinaf süresinin Adli Yıl’ın başladığı 01/09/2018 tarihinden itibaren 1 hafta uzayacağı ve bu durumda istinaf talep etme süresinin son gününün 08/09/2018 tarihi olduğu ancak bu tarihin Cumartesi gününe rastlaması nedeniyle sürenin 10/09/2018 tarihinde sona ereceği ve bu nedenle 10/09/2018 tarihli istinaf başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir. [1]

Davacı vekili tarafından, Mahkeme’ce davanın reddine dair verilen 26.04.2018 tarihli karar temyiz edilmiş olup, Mahkeme’ce davacı vekilinin bu temyiz talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle 13.09.2018 günlü ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş, temyiz isteminin reddine dair kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucu; 6100 sayılı HMK’nun 102. maddesinde “Adli Tatil, her yıl 20 Temmuz’da başlar, 31 Ağustos’ta sona erer. Yeni Adli Yıl 1 Eylül’de başlar.” hükmü bulunmaktadır. Adli Tatil’de bakılamayacak olan davalarla ilgili olarak HMK tarafından belirlenen sürelerin son günü Adli Tatil’e rastladığı takdirde, bu süreler, Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır. Karar davacı vekiline 26.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup sürenin son günü Adli Tatil’e denk geldiğinden süre 1 hafta uzamış olacağından davacı vekilinin 04.09.2018 tarihinde yapmış olduğu temyizin süresinde olduğu anlaşıldığından ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. [2]

6100 Sayılı H.M.K.’nun 102. maddesinde “Adli Tatil, her yıl 20 Temmuz’da başlar, 31 Ağustos’ta sona erer. Yeni Adli Yıl, 1 Eylül’de başlar.” hükmü bulunmaktadır. Adli Tatil’de bakılamayacak olan davalarla ilgili olarak H.M.K. tarafından belirlenen sürelerin son günü Adli Tatil’e rastladığı takdirde, bu süreler Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır. Önemle vurgulanmalıdır ki, H.M.K.’nun 104. maddesinde öngörülen 1 haftalık uzama, sadece sürenin Adli Tatil içerisinde bitmesi, başka bir deyişle sürenin son gününün Adli Tatil içerisinde kalması halinde mümkündür. Buna karşılık, sürenin son günü Adli Tatil’in bitiminden sonraki bir tarihe rastladığı takdirde, herhangi bir uzama söz konusu olamaz. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçeli kararı 02.08.2017 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiş, 1 aylık temyiz süresi 02.09.2017 gününün Kurban Bayramı Tatili’ne gelmesi nedeniyle 05.09.2017 tarihi mesai bitiminde sona ermiştir. Davalı vekili, yasal süreden sonra, 08.09.2017 tarihinde kararı temyiz ettiğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin süreden reddi gerekir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında Mahkeme’ce bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı’nın H.M.K. döneminde de uygulanması mümkündür. Ne var ki bu; İçtihadı Birleştirme Kararı Yargıtay’a bir mecburiyet getirmemekte, bir seçenek sunmaktadır. Yeni H.M.K. sisteminin sağlıklı bir şekilde yerleşmesi için Dairemiz’ce bu seçeneğin kullanılmamasının uygun olacağı düşünülmüş ve dosyanın davalı vekilinin temyiz isteminin H.M.K.’nın 366/1 ve 346/1 maddeleri uyarınca değerlendirilmesi için … Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi’ne tetkiksiz iadesine karar vermek gerekmiştir. [3]

MAHKEME KARARI İLE ADLİ TATİL’DE DAVA’NIN GÖRÜLMESİ

Yasal mevzuat çerçevesinde artık, (İcra Mahkemesi’nde görülenler hariç) basit yargılama usûlüne tabi olan davalara Adlî Tatil’de bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tâbi davalar da Adlî Tatil’e tâbi olacaktır. Basit yargılama usûlünün uygulandığı Sulh Hukuk Mahkemeleri ile İş Mahkemeleri Adlî Tatil’den yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ise basit yargılama usulüne tâbi olan davalar Adlî Tatil’de görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11). Adli Tatil’de görülemeyen basit yargılama usûlüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, Adlî Tatil süresi içinde sona ererse, adlî Tatil’den sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlar’da ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, Mahkeme’ce ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler Adlî Tatil’de görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usûlü değil, dava veya işin ivedi olması ya da Mahkeme’nin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle Mahkeme yazılı ya da basit yargılama usulüne tâbi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin Adlî Tatil’de de görülmesine karar verebilir. Adlî Tatil’de bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, Adlî Tatil dönemine rastlarsa, bu süreler Adlî Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta daha uzatılmış sayılır. [4]

TEBLİGAT KANUNU UYGULAMASI

Dosyanın incelenmesinde; kararın 12.07.2016 tarihinde verildiği, davalılar vekiline tebliğin 18.08.2016 tarihinde yapıldığı ancak, yapılan tebligatın komşusu olduğundan bahisle muhtara bildirilerek ve telefonla haber verilmek suretiyle yapıldığı, oysa ki, muhtar ile davalılar vekilin aynı binada olmadığı ve telefonla haber vermenin Tebligat Kanunu’na uygun olmadığı nazara alındığında yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Davalılar vekili de tebliğden Adli Tatil dönüşü itibariyle haberdar olduğunu iddia ederek 06.09.2016 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Davalılar vekilinin öğrenme tarihine ilişkin beyanının aksi ispatlanamadığına göre temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde, Mahkeme’ce verilen 09.11.2016 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle anılan ek kararın kaldırılarak davalılar vekilin temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir. [5]

İCRA MAHKEMELERİ / İSTİNAF SÜRE TUTUM

İstinaf süre tutum dilekçesinin yasal 10 günlük sürede sunulmasına rağmen, gerekçeli karar tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığı gibi, temyiz dilekçesinde gerekçeli karar tebliğini öğrenme tarihi olarak 18/8/2019 tarihinin kabul edilmiş olduğu anlaşılmıştır. İİK.nun 18/1. maddesi uyarınca; İcra Mahkemeleri’ne arz edilen hususların ivedi işlerden sayıldığı ve dolayısıyla İcra Mahkemeleri’nde HMK.nun 103/1-h maddesi uyarınca Adli Tatil hükümleri uygulanamayacağından, istinaf süre tutum dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesinde değerlendirilemeyeceğinin tabii bulunmasına … [6]

SÜRESİNDEN SONRA YAPILAN TEMYİZ İSTEMLERİ

Mahkeme’nin gerekçeli kararı birleşen dava davacısı vekiline 17.08.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup temyiz süresinin son günü 01.09.2018 tarihidir. Temyiz süresi Adli Tatil içinde sona ermemektedir. Bu sebeple temyiz süresinin uzaması söz konusu değildir. 01.09.2018 tarihi Cumartesi gününe denk geldiğinden birleşen dava davacısı vekilinin hükmü en geç 03.09.2018 tarihinde temyiz etmesi gerekmektedir. Oysa birleşen dava davacısı vekili hükmü süresinden sonra 07.09.2018 tarihinde temyiz etmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında Mahkeme’ce bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir. [7]

SON GÜNÜNÜN ADLİ TATİL SONRASINA DENK GELMESİ

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesine göre; istinaf yoluna başvuru süresi 2 haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. Aynı Kanun’un 104. maddesindeki düzenlemeye göre ise Adli Tatil’e tabi olan dava ve işlerde, bu Kanun’un tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İlk Derece Mahkemesi Kararı davalı ... vekiline 22.08.2017 tarihinde tebliğ edildiğinden istinaf isteminin son günü Adli Tatil sonrasına, 05.09.2017 Salı gününe isabet ettiği, buna göre HMK’nin 104. maddesi hükmünün somut olayda uygulanma yeri olmadığı ve …’nce 06.09.2017 tarihinde istinaf isteminde bulunulduğu anlaşıldığına göre; Bölge Adliye Mahkemesi’nce, İlk Derece Mahkemesi’nin istinaf isteminin süreden reddine dair ek Kararı’na yönelik istinaf başvurusunun reddedilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. [8]

HİZMET TESPİT DAVASI

Davanın Hizmet Tespiti Talebi’ne ilişkin olması sebebiyle Adli Tatil’e tabi olmayan eldeki davada; hüküm, 22.08.2016 tarihinde davalı kurum vekiline usulünce tebliğ edilmiş, temyiz süresinin bitimi 30.08.2016 tarihinde Zafer Bayramı olmasından dolayı 31.08.2016 tarihinde sona erdiği, Adli Tatil’de temyiz süresinin kesilmediği, temyizin ise, 02.09.2016 tarihinde vuku bulduğu, şu duruma göre, davada 8 günlük temyiz süresi geçtiği anlaşılmakla; davalı Kurum’un temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden REDDİNE [9]

KADASTRO MAHKEMELERİ

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 29/son maddesi hükmü uyarınca Kadastro Mahkemeleri Adli Tatil’e tabi değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi hükmüne göre 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümleri yürürlükte olup Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/1. maddesi uyarınca karar düzeltme süresi 15 gündür. Dairemiz’in onama Kararı’nın tebliğ tarihi ile karar düzeltme isteminde bulunma tarihi arasında 15 günlük karar düzeltme süresi geçmiştir. Açıklanan nedenle davacı ...’nin karar düzeltme isteminin süre yönünden REDDİNE … [10]

KAMULAŞTIRMA DAVALARI

HMK’nın 361. maddesi uyarınca nihai kararlara karşı temyiz süresi 2 haftadır. Davalılar vekiline Mahkeme Kararı’nın 04.08.2019 günü tebliğ edildiği, davalılar vekilince ise kararın 02.09.2019 tarihinde temyiz edildiği, Kamulaştırma Davaları adli ara verme süresi içinde de görüldüğünden bu davalara ilişkin temyiz süresi Adli Tatil sürecinde de işleyeceğinden temyiz süresi geçirilmiş olup temyiz dilekçesi süresinde değildir. [11]

TAPU İPTALİ ve TESCİL DAVASI

Dava, Tapu İptal ve Tescil İstemi’ne ilişkindir. İlk derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davacı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi’nce HMK’nun 352. maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu iptal ve tescil istemine ilişkin dava; HMK’nun 103. maddesinde belirtilen Adli Tatil’de görülecek işler kapsamında olmayıp, istinaf süresinin Adli Tatil’de işlemeyeceği dikkate alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresi içerisinde yapıldığı anlaşıldığından, süresi içerisinde yapılmadığından bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. [12]

SOYBAĞI DAVALARI

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103/1-b maddesi uyarınca Soybağı’na ilişkin dava ya da işlerin Adli Tatil’de görülecek dava ve işlerden olup bu davalara ait kararların tebliğinde ve sürelerin işlemesinde 104. madde uygulanmaz. [13]

NÜFUS KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ DAVALARI

Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 103/1-c maddesi uyarınca Nüfus Kayıtları’nın Düzeltilmesi’ne ilişkin davalar Adli Tatil’de görülecek dava ve işlerden olup bu davalara ait kararların tebliğinde ve sürelerin işletmesinde 104. madde uygulanmaz. [14]

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN İADESİ DAVASI

Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nun 103. maddesinin (h) bendi gereği Kanun’lar’da ivedi olduğu belirtilen dava ve işler Adli Tatil’de görülür ise de, görülmekte olan dava Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli’nin Tahsili istemine ilişkin olup, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kanun gereğince ivedi olduğu belirlenen davalardan olmayıp Adli Tatil’de görülen dava türlerinden olmadığından karar düzeltme dilekçesi süresi içerisinde verildiği gibi dilekçenin süresinde olup olmadığı hususunun Yargıtay tarafından incelenmesi gerekir. [15]

NAFAKA DAVALARI

Nafaka Davaları HMK (103/1-b) - (HUMK 176) md. göre Adli Tatil’de de görülen davalardandır ve süreler Adli Tatil’de de işler. Bu nedenle, Adli Tatil içerisinde yapılan tebligatlar geçerlidir. İstinaf incelemesi sonucunda verilen hüküm, davalı vekiline 26/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HMK’nun 361. maddesinde öngörülen 2 haftalık yasal süre geçirildikten sonra 02/09/2019 tarihinde verilmiştir. HMK’nun 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir. [16]

İFLAS İSTEMİNE İLİŞKİN DAVALAR

Dairemiz kararı; davacı şirkete 16.08.2016 günü tebliğ edilmesine karşın, İİK’nın 366/3. maddesi hükmünde öngörülen 10 günlük süre geçildikten sonra, 29.08.2016 tarihinde kararın düzeltilmesi istenilmiştir. İflas istemine ilişkin davalar, karar düzeltme isteminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 103/1-e madde hükmü uyarınca Adli Tatil’de görülebileceğinden, davacının karar düzeltme isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir. [17]

HAKİMİN REDDİ TALEPLERİ

Mahkeme hükmü davalılar vekiline 07/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi göndermesiyle HUMK’nın 36/A maddesinde öngörülen (7) günlük yasal süre geçirildikten sonra davalı vekili tarafından 15.08.2019 havale tarihli dilekçe ile aynı gün temyiz harcı yatırılmak suretiyle verilmiştir. Hâkim’in Reddi Talepleri’nin acele işlerden olup Adli Tatil içinde de sürelerin işleyeceği göz önünde bulundurularak süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında Mahkeme’ce bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceği ve süresinden sonra temyiz isteminde bulunulduğundan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. [18]

İŞÇİLİK ALACAKLARI / KESİN SÜRE

Dava; davacıların İşçilik Alacakları’nın davalı şirket ortaklarından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece Mahkemesi’nce, 6100 sayılı HMK 119/1-ğ hükmüne dayalı olarak, dava dilekçesinin açık talep sonucu içermediğinden bahisle verilen kesin sürede, anılan eksiklik giderilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi’nce ise istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. HMK 119/2 hükmü gereği, dava dilekçesindeki eksikliğinin giderilmesi için verilen kesin süre; 1 hafta olarak öngörülmüş olup; bu süre uzatılıp kısaltılamaz. Somut olayda; davacılara verilmesi gereken 1 haftalık sürenin sonu, Adli Tatil içine tekabül etmiş olmakla, HMK’nın 104. maddesi gereği, sürenin Adli Tatil bitiminden itibaren 1 hafta uzayacağı gözetilerek davacının, 07.09.2016 tarihli dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerekir. [19]

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI

Tebliğ tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı HMK’nin 103. maddesinde Adli Tatil’de görülecek dava ve işler sayılmıştır. Ortaklığın Giderilmesi Davaları; sayılan bu davalar arasında bulunmamaktadır. Anılan Kanun’un Adli Tatil’in sürelere etkisini düzenleyen 104. maddesi; “Adli Tatil’e tabi olan dava ve işlerde, bu Kanun’un tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; davalılar vekiline tebligat 17.08.2015 tarihinde yapılmış olduğundan temyiz süresi Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılacaktır. Çünkü, 1086 sayılı HUMK’nun 176. maddesinin 10. fıkrası uyarınca Sulh Mahkemeleri’ndeki davaların Adli Tatil’de de görüleceğinin belirtilmesi nedeniyle önceki Yasa döneminde Adli Tatil içerisinde dolan temyiz süreleri artık yeni yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı HMK’nin 103. maddesinde genel olarak Sulh Mahkemeleri’ndeki davaların Adli Tatil’de görülecek davalar arasında sayılmamış olması nedeniyle aynı Yasa’nın 104. maddesi uyarınca Adli Tatil’in bittiği günden itibaren 1 hafta uzayacağından, davalı vekilinin temyiz dilekçesi süresindedir. Bu itibarla Mahkeme’nin temyiz itirazının reddine ilişkin kararı kaldırılarak işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir. [20]

-----------------------------------------------

[1] Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi 2019/2507 E., 2019/8376 K., 09.09.2019 T.

[2] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2018/3563 E., 2020/589 K., 25.02.2020 T.

[3] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2017/5278 E., 2019/5230 K., 20.11.2019 T.

[4] Yargıtay (10.) Hukuk Dairesi 2019/1459 E., 2019/5472 K., 24.06.2019 T.

[5] Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi 2017/1621 E., 2020/4347 K., 08.06.2020 T.

[6] Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi 2020/2429 E., 2020/2705 K., 16.03.2020 T.

[7] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2018/3626 E., 2020/586 K., 25.02.2020 T.

[8] Yargıtay (8.) Hukuk Dairesi 2018/11315 E., 2019/10118 K., 11.11.2019 T.

[9] Yargıtay (10.) Hukuk Dairesi 2016/18939 E., 2019/3604 K., 17.04.2019 T.

[10] Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi 2019/5666 E., 2020/1055 K., 10.03.2020 T.

[11] Yargıtay (5.) Hukuk Dairesi 2019/11209 E., 2020/2811 K., 19.02.2020 T.

[12] Yargıtay (5.) Hukuk Dairesi 2018/1608 E., 2019/14151 K., 18.09.2019 T.

[13] Yargıtay (8.) Hukuk Dairesi 2019/6368 E., 2020/496 K., 22.01.2020 T.

[14] Yargıtay (8.) Hukuk Dairesi 2019/6322 E., 2020/502 K., 22.01.2020 T.

[15] Yargıtay (5.) Hukuk Dairesi 2019/9606 E., 2019/18938 K., 26.11.2019 T.

[16] Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi 2019/5363 E., 2019/9349 K., 26.11.2019 T.

[17] Yargıtay (23.) Hukuk Dairesi 2016/8870 E., 2019/3970 K., 01.10.2020 T.

[18] Yargıtay (20.) Hukuk Dairesi 2019/4563 E., 2019/5111 K., 24.09.2019 T.

[19] Yargıtay (11.) Hukuk Dairesi 2018/3469 E., 2019/5316 K., 11.09.2019 T.

[20] Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi 2016/13139 E., 2019/4822 K., 28.05.2019 T.