Bilindiği üzere; Ceza Muhakemesi Kanunu m.311 ila m.323’de düzenlenen iade-i muhakeme, yani yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yolu olduğundan, yalnızca kesinleşen mahkeme kararlarına (hükümlerine) karşı başvurulabilen, maddi hakikate ulaşılması ve adaletin tecellisi için kabul edilmiş, hüküm kesinleşse bile varsa esasa etkili hata veya eksiklik, bunların giderilmesini hedefleyen ve hükmü veren aynı mahkemeye başvuruyu öngören yasa yolları arasında sayılmıştır.
Yargılamanın yenilenmesi başvurusu; Yargıtay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan ve temyiz mercii olarak hukuki denetimden geçirdiği dosyalar hakkında Yargıtay’a yapılamaz. Bu durumda yargılamanın yenilenmesi için; 20.07.2016 tarihinden önce kesinleşen veya istinaf kanun yolu incelemesinden geçmeyen dosyalar yönünden yerel mahkemeye ve iki dereceli yargılamanın hayata geçip, istinaf kanun yoluna konu edilen dava dosyaları yönünden ise, ya ilk derece mahkemesine veya bölge adliye mahkemesinin ilgili ceza dairesine başvuru yapılabilecektir. İstinaf kanun yolu incelemesinden geçmeden kesinleşen dosyalar yönünden, yargılamanın yenilenmesi başvurusunun yerel mahkemeye yapılabileceği konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
İstinaf kanun yolu incelemesinden geçen ve temyiz incelemesinden geçerek veya geçmeden kesinleşen dosyalar hakkında yargılamanın yenilenmesi başvurusunun hangi mahkemeye yapılacağı konusunda sorun yaşanabilir; bir başka ifadeyle, yargılamanın yenilenmesi başvurusu ilk derece mahkemesine (yerel mahkeme) mi yoksa bölge adliye mahkemesinin istinaf kanun yolu incelemesini yapan ilgili dairesine mi yapılacaktır?
Bölge adliye mahkemesi ceza dairesine yapılan istinaf başvurusunun dosya üzerinden yapılan inceleme ile reddedilmesi halinde; buna CMK m.280/1’in son kısmında “karar” denildiği ve m.280/2’de ise, “Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.” ifadesine yer verilerek, istinaf kanun yolu incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra başvurunun esastan reddi, hükümde açıkça yazılı olmasa da yine bir karar olarak değerlendirildiği, fakat ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak, bölge adliye mahkemesi ilgili ceza dairesi tarafından verilen kararın da “hüküm” olarak adlandırıldığı görülmektedir.
“Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii” başlıklı CMK m.318’e göre; (1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.
(2) 303 üncü madde gereğince Yargıtay’ın doğrudan hüküm kurduğu hallerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.
(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir”.
CMK m.318 dikkate alındığında; istinaf kanun yolu başvurusu dosya üzerinden reddedildiğinde ve sonra bu kararın kesinleşip ardından yargılamada hiç değerlendirilmemiş ve esasa etkili olduğu düşünülen yeni delil çıktığında veya delilin sahte olduğu anlaşıldığında, yargılamanın yenilenmesi başvurusu yerel mahkemeye yoksa bölge adliye mahkemesi ilgili ceza dairesine mi yapılır?
Bölge adliye mahkemesi (BAM) duruşma açıp hüküm verirse elbette yargılamanın yenilenmesi başvurusu yeni hükmü kuran bölge adliye mahkemesi ceza dairesine yapılır. Bununla birlikte BAM; istinaf kanun yolu başvurusunu duruşma açmadan tümden veya kısmen reddetmişse, o sanık yönünden veya dosyanın reddedilen kısmı bakımından kesinleşen karar ile ilgili yeniden yargılama hangi mahkemeden talep edilebilir, ilk derece mahkemesinden mi, yoksa BAM’dan mı? Hatta BAM ceza dairesi CMK m.280/1-e uyarınca istinaf kanun yolu incelemesini duruşmalı yapmaya karar verir, fakat duruşmalı yaptığı inceleme sonucunda başvuruyu tümden veya kısmen reddeder, bu durumda reddedilen kısım yönünden yargılamanın yenilenmesi başvurusu nereye yapılmalıdır?
Belirtmeliyiz ki; bir üst paragrafta yer alan sorunun son kısmına, yani kısmi redde verilecek cevap CMK m.280/2 nedeniyle nettir. Bu fıkranın son kısmında yer alan “ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar” ibaresi, kısmen reddedilen istinaf kanun yolu başvurularında da BAM ceza dairesi yeni karar verip hüküm kurduğundan, artık bu noktada yargılamanın yenilenmesi başvurusunun bölünmesi gündeme gelmeyecek, kısmen de olsa hüküm bir bütün olarak yeni kurulduğundan, yargılamanın yenilenmesi başvurusu BAM ceza dairesine yapılacaktır. Aksi halde; dosyanın yerel mahkeme ile BAM ceza dairesi arasında bölünmesi ve kurulan yeni kararın denetiminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılması ihtimali gündeme gelebilecektir ki, bunun kabulü mümkün değildir.
Kanun koyucu CMK m.227 ila m.232’nin bölüm başlığını “Karar ve Hüküm” olarak adlandırmış olup, maddeler incelendiğinde mahkemelerin nihai kararlarının “hüküm” olarak nitelendirildiği, nitekim CMK m.223/1’de de hangi kararların hüküm olduğunun açıklandığı görülmektedir. CMK m.223/1’e göre; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” Kanun koyucu bu kararları “hüküm” olarak nitelendirdiğine göre, istinaf kanun yolu incelemesinde dosya üzerinden veya duruşmalı yapılan inceleme ile verilen red kararlarını “hüküm” saymak isabetli olmayacağından, bu kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi başvurusunun yerel, yani ilk derece mahkemesine yapılabileceği ifade edilebilir.
Yargılamanın yenilenmesinde başvurunun yapılacağı yargı mercii yönünden, ya istinaf kanun yoluna gidilen dosyalarda tümü ile bölge adliye mahkemesi veya sadece duruşma açılan dosyalar hakkında bölge adliye mahkemesi, duruşma açılmadan reddedilen dosyalarda yerel mahkeme ve duruşma açılıp da ilk hükmün değiştirildiği durumda bölge adliye mahkemesi olarak kabul edilebilir. Kanunun lafzına bağlı kalındığında; istinaf kanun yolunda duruşma açılmakla ilk hüküm kaldırıldığından, incelemeyi yapan BAM ceza dairesi aynı kararı verse bile bu karar tasdik sayılmayıp da “hüküm” olarak kabul edilecekse bu durumda yargılamanın yenilenmesi başvurusunun bölge adliye mahkemesine yapılması gerektiği ileri sürülebilir. Bu son kısımla ilgili görüşe katılmamaktayız.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında;
BAM ceza dairesi dosya üzerinden esastan red kararı verdiğinde, yerel mahkemenin kararı geçerli olacağından, yargılamanın yenilenmesi başvurusu yerel mahkemeye yapılmalıdır; zira BAM ceza dairesi esasa girip hüküm vermeyip yalnızca istinaf talebinin esastan reddetmektedir.
BAM ceza dairesi; dosya üzerinden yaptığı inceleme ile yerel mahkemenin hükmünü kaldırıp yeni bir hüküm kurduğunda, artık bu karar BAM ceza dairesi kararı olduğundan, yargılamanın yenilenmesi talebi bölge adliye mahkemesine yapılmalıdır.
BAM ceza dairesi duruşma açıp da duruşma sonunda talebin esastan reddine karar verirse, bu halde de esas, yani birinci derece mahkemesinin kararı yürürlükte olduğundan yargılamanın yenilenmesi talebi esas mahkemesine yapılmalıdır. Ancak BAM ceza dairesi; duruşma açıp ilk derece mahkemesinin kararını kaldırdıktan sonra yaptığı duruşmalı inceleme sonucunda, kısmen veya tamamen değiştirmek suretiyle yeni karar vermişse, bu kararın niteliği “hüküm” olacağından, bu karara karşı yargılamanın yenilenmesi başvurusu BAM ceza dairesine yapılmalıdır.
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)