Kamuoyunda Adalet Bakanı Sayın Yılmaz TUNÇ'un açıklamalarına binaen "yeni yargı paketi" olarak bilinen düzenleme ve yasa teklifinin hangi hususları içerdiği yasa teklifine ilişkin taslağın paylaşılması ile somutlaşmıştır. Bu yazımda yasa değişikliği teklifinin yasalaşması durumunda infaz hukukuna ilişkin yaratacağı hukuki sonuçları ele alacağım. "YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ TASLAĞI"nın bu hâli ile yasalaşarak yürürlüğe girmesi hâlinde cezaların infazına ilişkin birçok değişikliğe gidilecektir.
Yasa teklifinin kabulü ve yasalaşması ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinin 2. fıkrası ile 3. fıkrasında değişikliğe gidilmesi öngörülmüştür. Buna göre Yasa'nın 108. maddesinin 3. fıkrasından; "hükümlü koşullu salıverilmez" cümlesi çıkarılarak "birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır. Ancak, süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak uygulanır." cümlesi eklenmek suretiyle ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejiminde koşullu salıverilmenin, Yasa'nın 108. maddesinde düzenlendiği hâli ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının, müebbet hapis cezasının otuzüç yılının, birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının cezaevlerinde iyi hâlli olarak geçirilmiş olması hâlinde mümkün olması sağlanacaktır. Süreli hapis cezalarında ise ikinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilme süresi 3/4 olarak olarak belirlenecektir.
İkinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilme süresinin 3/4 olarak olarak belirlenmesi ile birlikte hapis cezasının infazı ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilen hükümlünün koşullu salıverilmesi ve buna bağlı olarak denetimli serbestlikten faydalanması mümkün olacaktır.
Yasa teklifi, 5275 sayılı Yasa'nın Geçici Madde 10'nun 8. fıkrasında yapılacak değişiklik ile ikinci kez mükerrirlerin üç yıl erken açığa ayrılmasını ve üç yıl erken denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanmasını sağlayan Geçici Madde 10 hükümlerinden faydalanmasını amaçlamaktadır. Bu durumun ancak hükümlünün Geçici Madde 10'nda belirtilen "31/7/2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler" şartını da sağlaması hâlinde mümkün olacağını belirtmek gerekir.
Yasa teklifi ile ikinci kez mükerrirlere ilişkin Geçici Madde 10'nun 8. fıkrasında dahi değişikliğe gidilmesinin öngörülmüş olmasına karşın "ikinci kez mükerrirlerinin hapis cezalarını doğrudan Açık Ceza İnfaz Kurumunda yerine getiremeyeceğini" düzenleyen 5275 sayılı Yasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasında değişikliğe gidileceğinin öngörülmemesi düşündürücüdür. Ayrıca ikinci kez mükerrirlerin Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılabilmeleri için yasa değişikliği sonrasında Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinde de değişikliğe gidilmesi gerekecektir.
Yasa teklifi ile 5275 sayılı Yasa'nın 105/A maddesinde değişikliğe gidilmesi öngörülmüştür. Buna göre kanunun ilgili maddesinden; "ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan" cümlesi çıkarılacak, "koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte dördünü ceza infaz kurumunda geçiren ve" cümlesi eklenecektir. Bu değişiklik ile birlikte denetimli serbestlik süresi sabit olarak 1 yıl olarak belirlenmek yerine denetimli serbestlikten faydalanabilmek için koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin beşte dördünün ceza infaz kurumunda geçirilmesi ölçütü getirilecektir.
Denetimli serbestlik hükümlerine ilişkin değişikliklerle birlikte kısa süreli hapis cezalarında da hükümlünün aldığı cezanın önemli bir kısmını ceza infaz kurumunda geçirmesi sağlanacaktır. Örneğin teklifin bu hâliyle yasalaşması hâlinde kişinin aldığı 2 aylık hapis cezasının 22 günü Açık Ceza İnfaz Kurumunda çektirilecektir. Kişinin aldığı hapis cezasının 2 yıl olması hâlinde ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre 9 ay 22 gün olacaktır.
Denetimli serbestlikte oranlı formülle birlikte azami denetimli serbestlik süresi 3 yıl olarak belirlenmiştir. 15 yıl ve üzerindeki sürelerde hapis cezalarına ilişkin 5275 sayılı Yasanın 105/A maddesi uyarınca maktu olarak uygulanan 1 yıllık denetimli serbestlik süresinin 3 yıla çıkarılmasının öngörülmüş olması düzenlemenin bu kişiler açısından lehe sonuç doğurmasını sağlayacaktır. Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın ve yetmiş yaşını bitirmiş hükümlüler ile hükümlünün ağır hastalık, engellilik veya kocama hâlinde olması hâlinde denetimli serbestlik süresi azami 4 yıl olarak belirlenecektir.
5275 sayılı Yasa'ya eklenecek Geçici Madde 11 ile denetimli serbestliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen suçlar nedeniyle verilen mahkûmiyet kararları bakımından 105/A maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak lehe yasanın uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. Hükümlünün suç tarihinin yasanın yürürlük tarihinden önce olması durumunda suç tarihi esas alınarak yapılacak değerlendirmede; denetimli serbestlik hükümleri açısından hangi tarihteki yasa lehe ise onun uygulanması gerekecektir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73. maddesinde değişikliğe gidilmesi ile birlikte Hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 125 inci maddenin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (c) bendi ve dördüncü fıkrası ön ödemeye tabi olmuştur. Bu durumda; hakaret suçunun kamu görevlisine karşı işlenmesi şeklindeki nitelikli hâli hariç olmak üzere sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenen hakaret suçlarına ilişkin mahkûmiyetlerine karar verilen kişilerin uyarlama yargılaması talebinde bulunması mümkün hâle gelmiştir. Uyarlama yargılaması sırasında sanık tarafından ön ödemenin gerçekleştirilmesi hâlinde Mahkeme tarafından düşme kararı verilmesi ve sonrasında İnfaz Hâkimliğince bu suçlara ilişkin verilmiş olan hapis cezalarının hükümlünün içtima edilmiş hapis cezalarından çıkarılması gerekecektir.