Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarında, 5237 sayılı TCK'nin 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususu bazen tartışmalara neden olabilmektedir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarında, etkin pişmanlık hükümleri her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmeli ve failin eylemleri, resmi makamlara ne gibi yardımda bulunarak diğer faillerin eylemlerinin ortaya çıkardığı hususları ayrıntılı bir şekilde tespit edilmelidir.

Öncelikle konunun düzenlendiği 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 192. Maddesinin sağlıklı bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Etkin pişmanlık” başlıklı 192. Maddesinde temelde üç durum etkin pişmanlık hali olarak kabul edilmiştir.

1. hal, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce etkin pişmanlıkta bulunulması.

2. hal, suçlar haber alındıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması.

3. hal, narkotik madde kullanan kişinin soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini istemesi hali.

RESMİ MAKAMLAR TARAFINDAN HABER ALINMADAN ÖNCE ETKİN PİŞMANLIKTA BULUNMA HALİ

Bu durum, yasal düzenlemede iki ayrı başlık altında düzenlenmiştir.

1. hal: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarında etkin pişmanlık

5237 sayılı TCK’nin 192/1 maddesine göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. (TCK Md. 192/1)

5237 sayılı TCK’nin 192/1 maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin suçlar bakımından özel bir pişmanlık hâli hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenleme uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hâli hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı TCK’nin 192/1 maddesine göre etkin pişmanlığın gerçekleşmesi için şu şartların varlığı gerekir:

1. şart; etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir.

2. şart; etkin pişmanlık için, kişinin, diğer suç ortakları ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerler hakkında bilgi vermesi gerekir.

3. şart; verilen bilginin, suç ortaklarının yakalanmasını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir.

5237 sayılı TCK’nin 192/1 maddesinde yer verilen etkin pişmanlık, cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir şahsî sebep olarak öngörülmüştür.

2. hal: Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişinin etkin pişmanlıkta bulunması

5237 sayılı TCK’nin 192/2 maddesine göre, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.

5237 sayılı TCK’nin 192. maddesinin ikinci fıkrasında, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.

Uyuşturucu kullanma suçunda etkin pişmanlığın gerçekleşme şartları şunlardır:

1. şart; etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir.

2. şart; Etkin pişmanlık için, kişinin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiği hususunda soruşturma makamlarına bilgi vermelidir.

3. şart: verdiği bilgilerle, suçluların yakalanmalarını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırması gerekir.

Bu koşullar altında etkin pişmanlık gösteren kişi hakkında cezaya hükmolunmaması kabul edilmiştir.

Bu koşullar altında etkin pişmanlık gösteren kişi hakkında cezaya hükmolunmaması kabul edilmiştir.

Uyuşturucu kullanma suçunda etkin pişmanlığın gerçekleşme şartları bulunması halinde, etkin pişmanlıkta bulunan kişi cezalandırılmayacaktır.

RESMİ MAKAMLAR TARAFINDAN HABER ALINDIKTAN SONRA ETKİN PİŞMANLIKTA BULUNMA HALİ

Gerek uyuşturucu imali, gerek uyuşturucu ticareti ve gerekse uyuşturucu kullanma suçlarında, bu suçlar haber alındıktan, yani soruşturma başladıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilebilecektir.

5237 sayılı TCK’nin 192. maddesinin üçüncü fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçu

n meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür.

Burada etkin pişmanlığın kabul edilebilmesi için iki şart aranmaktadır:

Birinci şart; bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir.

İkinci şart; Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir.

UYUŞTURUCU KULLANMA SUÇUNDA KİŞİNİN SORUŞTURMA BAŞLAMADAN TEDAVİ İÇİN SAĞLIK KURULUNA BAŞVURMASI HALİ

5237 sayılı TCK’nin 192. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, kişi hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.[1]

Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu[2] ve 280 inci[3] maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.[4]

Kanun koyucu, 5237 sayılı Kanunun uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçuyla ilgili hükümlerinde ıslah ve tedavi amacını, cezalandırarak vazgeçirme amacına göre daha ön planda tutarak 5237 sayılı TCK’nin 192. maddesini hüküm altına almıştır.

Bu yasal düzenlemeye göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımına devam edilmesi ve söz konusu tedavi amacının gerçekleştirilememesi halinde toplum ve fail hayatı bakımından tehlikelilik arz eden bu eylemin cezalandırılması öngörülmüştür.

5237 sayılı TCK’nin 192. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi, İhbar yükümlülüğüne uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan ancak tedavi olarak bağımlılıktan kurtulmak isteyenler yönünden bir istisna tanınmadığı takdirde, bu suçla mücadele bakımından öngörülen tedavi ve ıslah amacının gerçekleşmesinin zorlaşacağı endişesiyle kaleme alınmıştır.

Bu amaçla kanun koyucu, 5237 sayılı Kanunun 192 nci maddesinin dördüncü fıkrasına bu konuda bir hüküm eklemiş ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini istemesi halinde, kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 5237 sayılı Kanunun 279 uncu ve 280 inci maddeleri uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmayacağını hüküm altına almıştır.[5]

5237 sayılı “etkin pişmanlık” başlıklı TCK’nin 192. Maddesine göre, bu başlık altında tanımı yapılan eylem suç olmaktan çıkmamakta, duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının giderilmesi nedeniyle faile ceza verilmemek veya verilecek cezadan indirim yapılmak suretiyle cezayı kaldıran veya azaltan bir durum hüküm altına alınmaktadır.

YARGITAY UYGULAMASI

Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları ile ilgili olarak uygulamada en çok karşılaşılan hal olan, sanığın eylemi yetkili mercii tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunmasına ilişkindir.

Bu yüzden 5237 sayılı TCK'nun 192. maddesinin 3. fıkrası ile ilgili pek çok yüksek mahkeme kararlarına rastlamak mümkündür.

Belirtilen nedenlerle 5237 sayılı TCK'nun 192. maddesinin 3. Fıkrası ile ilgili Yargıtay uygulaması üzerinde durulması daha faydalı olacaktır.

Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal veya ticareti[6] eylemine iştirak etmiş olan veya kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı maddeyi satın alan, kabul eden veya bulunduran kimsenin, suçun işlendiğinin yetkili makamlar tarafından öğrenilmesinden sonra, suçun meydana çıkmasına ya da fail ve suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesi verilen cezadan indirim nedeni olarak öngörülmüştür.

Etkin pişmanlığın bu hali 5237 sayılı TCK'nun 192. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında düzenlenen cezasızlık halinden zaman bakımından ayrılmaktadır.

Cezasızlık hali

Cezasızlık halinde, yetkili merciler tarafından haber alınmadan önce ihbar ve yardım yapılması gerekir.

Oysa 5237 sayılı TCK’nin 192. Maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen ve indirim nedeni olarak kabul edilen etkin pişmanlıkta resmi makamlarca haber alınmasından sonra işbirliği yapılması koşulu aranmaktadır.

5237 sayılı TCK’nun 192/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi şarttır:[7]

1. şart; Fail 5237 sayılı TCK'nin 188 ve 191. maddesinde düzenlenen suçlardan birini işlemelidir.

2. şart; Hizmet ve yardım bizzat failce gerçekleştirilmelidir.

3. şart; Hizmet ve yardım soruşturma veya kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.

4. şart; Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar[8] tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir.

5. şart; Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.

6. şart; Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.

Yargıtay, failin etkin pişmanlık nedeniyle indirimden yararlanabilmesi için kendi suçunun ortaya çıkmasına veya suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmet etmiş olması gerektiğini kararlarında ifade etmektedir.[9]

Suç ortakları kavramı

Suç ortakları kavramı, uyuşturucu madde suçuna katılan veya başka bir uyuşturucu madde suçunu işleyen kimseyi ifade eden bir kavramdır.

Yakalanma kavramı

Yasal düzenlemede yer alan "yakalanması" sözcüğü, "suç ortaklarının yakalanması veya kim olduğunun belirlenmesi" olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay’a göre; fail suç ortağının, uyuşturucu maddeyi satın aldığı veya sattığı kişinin ya da başka bir uyuşturucu madde suçu işleyen kişinin yakalanmasına ya da kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunduğunda indirimden yararlanabilecektir.[10]

Hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olması şartı

Yargıtay, failin kendi suçunun veya suç ortaklarının ortaya çıkmasına yönelik olarak verdiği bilginin yardım ve hizmet niteliğinde kabul edilebilmesi için, hizmet ve yardımın konusu olan bilgilerin doğru olmasının yanında, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olmasının da gerektiğini ifade etmektedir.[11]

Bilmediği kişiden aldığını söyleme veya hayali kişi isimleri verme

Yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi veya hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemektedir.[12]

Failin bildirdiği kişi yakalanmış ise

Failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması gerekir.

Failin bildirdiği kişi yakalanmamış ise

Failin bildirdiği kişi yakalanmamış ise etkin pişmanlığın kabul edilebilmesi için şu şartların varlığı aranmalıdır:[13]

1. şart; failin bildirdiği kişinin kimliği ve varlığı belirlenmelidir.

2. şart; failin bildirdiği kişiye suç atması için neden bulunmadığının anlaşılması gerekir.

3. şart; mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması gerekir.

Yukarıda belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır.

Satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirme

Yargıtay, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması halinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de, uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiğini kabul etmektedir.[14]

Failin etkili olmayan ikrarı

Yargıtay, etkin pişmanlığın kabul edilebilmesi için yapılan yardımın suçun ortaya çıkmasını ve suçun niteliğinin tespitinin gerçekleşmesinde etkili olmasını şart olarak aramaktadır. Örneğin; suç konusu esrarın kendisine ait olduğuna ve satmak amacıyla sökerek çuvallara koyduğuna dair ikrar, failin kendi suçunun ortaya çıkması ve suç niteliğinin tespiti açısından etkili olmaması halinde, fail hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmayacaktır.[15]

Zincirleme suçlarda, zincire dâhil tüm suçlar yönünden TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanma şartlarının olması gerekir.

Zincirleme suçlarda, zincire dâhil tüm suçlar yönünden TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanma şartları varsa, ancak o zaman etkin pişmanlık hükümleri uyarınca ceza indirimi uygulanabilecektir.

Zincirleme suçlarda, eylemlerden birinin etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektirmemesi halinde zincirleme suç durumunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama yeri olmayacaktır.[16]

Failin üzerinde ele geçen narkotik maddeyi kimden aldığını söylemesi

Failin üzerinde narkotik madde ele geçirilmesinden sonra, bu maddeyi kimden aldığını bildirmesi halinde, bildirdiği kişi üzerine atılı suçtan mahkum olursa, etkin pişmanlığın gerçekleştiği kabul edilmelidir.[17]

Verilen bilginin yeterli olmasa da bazı ipuçları sayesinde diğer suç failinin tespiti

Failin, verdiği bilgilerin yeterli olmamasına rağmen, bazı ipuçlarının değerlendirilerek diğer suç failin tespiti halinde de etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir.[18]

Failin uyuşturucu maddeyi aldığı ve verdiği kişileri söylemesi

Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sırasında, aleyhe yeterli delil olmadığı aşamada ele geçen uyuşturucu maddeleri kimden aldığını, bir kısmını kime verdiğini belirterek kendisinin ve diğer suç failin suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunan kişi etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilecektir.

Bu halde fail, uyuşturucu kullanma amacıyla uyuşturucu satın aldığı kişiyi ve uyuşturucu maddenin bir kısmını verdiği kişiyi bildirmektedir. Failin, burada iki eylemi nedeniyle de etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir.[19]

Üzerinde narkotik madde yakalanan failin, narkotik maddeyi aldığı kişiye ait telefon numarasını bildirmesi

Üzerinde narkotik madde yakalanan failin, narkotik maddeyi aldığı kişiye ait açık kimlik bilgilerini bilmediğini ifade ederek sadece bu kişiye ait telefon numarası vermesi halinde, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı açısından bu husus araştırılmalıdır.[20]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-----------------------------

[1]Eklenmiş İbare, RG: T. 02.12.2016, S. 29906; Kanun No: 6763/17.

[2] Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi MADDE 279. - [1] Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. [2] Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (Asliye Ceza)

[3] Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi MADDE 280. - [1] Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza) [2] Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.

[4] (Eklenmiş Cümle; RG: T. 02.12.2016, S. 29906; Kanun No: 6763/17)

[5] 5237 sayılı TCK’nin 192. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesinin kaleme alınmasını kanun koyucu yasal düzenleme gerekçesinde; “kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının işlendiğini öğrendikleri suçları ihbar etme yükümlülüklerinin bulunması ve bu yükümlülüğe uymayanlar hakkında, statülerine göre 5237 sayılı Kanunun 279 uncu veya 280 inci maddeleri uyarınca soruşturma ve kovuşturma yapılması, uyuşturucu kullananların, özellikle bağımlıların tedavi amacıyla resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına bizzat müracaat ederek tedavi yolunu seçmelerini engellemektedir. Kişi, tedavi amacıyla resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurduğunda, bir cezai müeyyideye muhatap olacağını düşünerek, tedaviden sarfı nazar edebilmektedir. Ayrıca, sağlık mesleği mensuplarının, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişiler bakımından varlığı kabul edilen ihbar yükümlülükleri dolayısıyla hasta-hekim arasındaki güven ilişkisi zedelenmektedir.” Şeklindeki sözleri ile ifade etmektedir.

[6] Uyuşturucu madde ticareti suçları ile korunan hukuki yarar genel kamu esenliği olduğundan, iştirakçilerin kimliklerinin veya uyuşturucu maddelerin saklandığı yerin bu suçu işleyen failler tarafından bildirilmesi halinde, suça konu maddelerin ele geçirilmesine, dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya yönelik olarak uyuşturucu madde temini suçuyla mücadeleye katkıda bulunan bu suç faillerine tayin edilecek cezadan indirim yapılması öngörülmektedir. Bkz.; YCGK’nun 20.12.1993 tarihli ve 301-338 sayılı kararı.

[7] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[8] 5271 sayılı CMK’nun 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.

[9] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[10] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[11] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[12] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[13] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[14] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017.

[15] YCGK, E: 2015/1068, K: 2017/295, KT: 30.05.2017: “….Kolluk görevlilerinin sanığın evinin olduğu bahçeye geldiklerinde, sanığı yalın ayak halde evinin yan tarafından eve doğru gelirken görmeleri, sanığın yakalandığında telaşlı hareketler sergilemesi, çuvallara konulan esrarın sanığın yer göstermesi olmaksızın sanığın ayak izlerinin takip edilmesi sonucunda bulunması karşısında; suça konu uyuşturucu maddenin sanık ...'e ait olup onun tarafından saklandığının, seralarda dikili halde bulunan 370 kök kenevir ile birlikte değerlendirildiğinde de ele geçirilen 741,76 gram esrarın kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunun ve buna bağlı olarak sanık ...'in üzerine atılı suçun sabit olduğunun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık ve kesin şekilde ispatlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, esrarı bahçe dışına taşıyarak gizlemeye çalışan sanık ...'in, yapılan arama sırasında uyuşturucu maddenin ortaya çıkarılmasında kolluk görevlilerine yardımcı olmadığı gibi, suç konusu esrarın kendisine ait olduğuna ve satmak amacıyla sökerek çuvallara koyduğuna dair ikrarının da kendi suçunun ortaya çıkması ve suç niteliğinin tespiti açısından etkili olmadığı, bu nedenle TCK’nin 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık şartlarının oluşmadığı kabul edilmelidir…”

[16] Y.10.CD, E: 2018/2600, K: 2018/9322, KT: 13.12.2018: “…Sanık ...'ın 09.10.2016 tarihi ile 20.10.2016 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarının bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmeleri nedeniyle zincirleme suç oluşturduğu kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşıldığından, zincirleme suçlarda, zincire dahil tüm suçlar yönünden TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanma şartları varsa, ancak o zaman etkin pişmanlık hükümleri uyarınca ceza indirimi uygulanabileceğinden, eylemlerden birinin etkin pişmanlık hükümlerinin uygulamasını gerektirmemesi halinde zincirleme suç durumunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama yeri bulunmadığından bu yöne ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir…”

[17] Y.10.CD, E: 2017/3843, K: 2018/7352, KT: 23.10.2018: “…Sanığın üzerinde esrar ele geçirilmesinden sonra, sanığın suç konusu esrarı sanık ...'dan aldığını söylemek suretiyle, sanık ...'nın suçunun ortaya çıkmasına ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûm olmasına hizmet ve yardım ettiğinin anlaşılması karşısında, hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,…” Y.10.CD, E: 2018/3262, K: 2018/5809, KT: 03.09.2018:”… 2- Kabule göre; Dairemizin bozma kararında da değinildiği gibi, üzerinde ele geçen esrarı diğer sanık …..’den aldığını söyleyerek bu kişinin suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,…”

[18] Y.20.CD, E: 2018/1864, K: 2018/3783, KT: 25.09.2018: “ ... beyanı ve teşhisi dışında delil bulunmaz iken, sanık ...'in 12.11.2016 tarihli polis huzurundaki "543 478 .. .. numaralı hat Yasin'e aittir, konturum olmadığı zaman bu numaradan ailemi aramış olabilirim", 13.3.2017 tarihli duruşmadaki "27.9.2016 günü ... telefonla aradı, yerimi söyledim, benden uyuşturucu madde istedi" beyanlarının, 27.09.2016 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediğinin ortaya çıkarılmasını sağladığından TCK'nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,…”

[19] Y.10.CD, E: 2018/1172, K: 2018/5361, KT: 02.07.2018: “…B- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden verilen beraat hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmün incelenmesi: Duruşmada tanık olarak dinlenen ...'ün hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sırasında kollukta müdafi huzurunda alınan beyanında sanık ...'un ele geçen uyuşturucu maddeyi sanık ...'dan almak suretiyle kendisine temin ettiğini belirtmesi karşısında aleyhe yeterli delil olmadığı aşamada ele geçen uyuşturucu maddeleri sanık ...'dan alarak bir kısmını kendisinin kullandığını bir kısmını da tanık ...'a verdiğini belirterek suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunduğundan sanık ... hakkında, TCK'nın 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümleri de uygulanmak suretiyle atılı suçtan mahkûmiyeti yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,…. hükmün BOZULMASINA, 02/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi….”

[20] Y.20.CD, E: 2017/6804,K: 2018/2477, KT: 28.05.2018: “…2-) Sanık ...'ın savcılık ve duruşmadaki savunmaları ile mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesinde; kolluk görevlileri tarafından kullanıcılarda ele geçirilen uyuşturucu maddeleri ... nolu telefon hattını kullanan ...isimli kişiden temin ettiğini beyan etmesi karşısında, sanığın beyanlarında ismi geçen kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunularak yapılacak soruşturmanın sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, “Sanık müdafinin beyan ettiği hususun bu aşamaya kadar bizzat kendisi tarafından da yapılması mümkün olduğundan bu yönde kendisinin muhtariyetine, başkaca bu aşmada bir işlem yapılmasına yer olmadığına” şeklindeki gerekçeyle talebin reddedilmesi suretiyle eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi….”