Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Ve “Destek” Kriteri

Destekten yoksun kalma tazminatı, haksız eylem sonucu ölümle neticelenen trafik kazalarında ölen kimsenin sağ iken destek verdiği kişilerin zararlarını tazminini amaçlayan bir tazminat türüdür. Bu tazminatın amacı, Türk Borçlar Kanunu’nca tanınan ve ölen bir kimsenin yaşamdayken destek sağladığı kişilerin aldıkları bu desteğin ölümle ortadan kalkması neticesinde yaşamlarına sosyal ve ekonomik açılardan ölüm meydana gelmeden önceki gibi devam edebilmelerinin sağlanmasıdır. Ülkemizde trafik kazaları ve iş kazalarının fazlasıyla meydana gelmesi sorumluluk hukukuna dayalı bu tazminat türünü daha da önemli kılmaktadır.

Zorunlu mali sorumluluk poliçesi kapsamında destekten yoksun kalan kimseler ilgili sigorta şirketine ilk başvuruyu yaparak destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmaktadır. Yapılan bu başvurunun karşılıksız kalması halinde ise destekten yoksun kalan kişilerin tazminat talepleri dava yolu ile çözüme kavuşturulmaktadır.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Özellikleri

1.Tazminat Talebinin Bağımsız Olması

Destekten yoksun kalma tazminatı, hiçbir şekilde mirasçılık gereği veya nafaka hükümlerinden kaynaklanmayan tamamen destekten yoksun kalanların kendi yaşam alanlarında uğramış oldukları zararların tazmininden kaynaklanan bağımsız bir tazminattır.

Destekten yoksun kalma tazminatının bağımsız nitelikte bir tazminat olması bazı hukuki sonuçları bünyesinde barındırmaktadır.

- İlk olarak destekten yoksun kalma tazminatının talep edilmesini engellemeyen halleri incelediğimizde; desteğin sağlığında haksız fiil sorumlusuna karşı sahip olduğu haklarından vazgeçmiş olması, sorumlu ile anlaşması, borçlanması ya da hak ve alacaklarından vazgeçmesi destek görenlerin tazminat talebinde bulunmasına ve destekten yoksun kalanlar mirasçı olmalarına karşın mirası reddetseler veya bu haklarından feragat etseler dahi destekten yoksun kalma tazminatı talep  etmelerine engel teşkil etmeyecektir. 

- Miras hukuku yönünden bir diğer sonucu ise, mirasta derece sisteminden bağımsız olarak, mirasçı olmasalar da alt derecede bulunan kan hısımlarının destek ilişkisini kanıtlamaları halinde destek gören sıfatı ile tazminat talebinde bulunabilmeleridir.[1] Örneğin miras bırakanın kardeşi, destek ilişkisini kanıtlar ise miras derecesinden bağımsız olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecektir. Ölenin haksız fiile maruz kaldığı zamandan ölümün gerçekleştiği zamana kadarki iş gücü kaybından kaynaklanan tazminatların destekten yoksun kalma tazminatından indirilemeyecek olması bağımsızlığının bir diğer sonucudur.[2]

- Ek olarak, tazminata ölenin borçları sebebi ile haciz konulamaması, alacakların murisin iflası halinde iflas masasına kaydedilemeyecek oluşu, tazminattan veraset ve intikal vergisi alınmayışı ve ölenin vergi borçlarından dolayı tazminata haciz konulamaması yine bağımsız karakterli olmasından kaynaklanmaktadır.[3]

2.Miras Hukuku İle Bağlantılı Olmaması

Tazminat isteme hakkı, kaynağını borçlar hukukundan almakla birlikte ölüm nedeniyle direkt olarak destek alanların kendi şahıslarında doğan bir haktır. 

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22.06.2018 tarihli ve 2016/5 E., 2018/6 K. sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 tarihli ve 2011/17-142 E., 2011/17-411 K.; 20.04.2011 tarihli ve 2011/17-34 E., 2011/216 K.; 14.03.2019 tarihli ve 2017/1089 E., 2019/294 K. ;

“Destekten yoksun kalanların meydana gelen zararlarını tazmin hakkı ölenden intikal eden bir hak olmayıp doğrudan doğruya desteğini yitiren kişinin kendisinde doğan, asli ve bağımsız nitelikte bir haktır. Ölenle ya da mal varlığı ile bir bağıntısı bulunmadığı için bağımsız bir talep hakkı yaratır, Bu nedenledir ki ölen kimse ile destekten yoksun kalan arasında kanuni veya akdi bir bakım yükümlülüğü, mirasçılık ya da akrabalık ilişkisi bulunması gerekmemektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı talebi miras yoluyla kazanılan, mirasçılık sıfatına bağlı bir hak olmadığından desteğin veya mirasçılarının da herhangi bir tasarruf hakkı bulunmamaktadır.”  görüldüğü üzere; tazminat talebinde bulunabilmek için desteğin mirasçısı olmak şart olmayıp, mirasçı konumunda olmayan kişilerin de tazminat alacaklısı olabilmeleri mümkündür.[4]

3.Ahlaki Borç İfası Ve Nafaka İle İlgili Olmaması

Destekten yoksun kalma tazminatında destek veren ile destek gören arasındaki ilişki karşılıksız bir ilişkiden ibaret olup nafaka ya da ahlaki borç ifasından kaynaklanmamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının asıl amacı tazminat alacaklısının ölüm nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle önceki yaşam düzeyini devam ettirebilme imkanının bulunmamasıdır. Yargıtay, destek kavramını açıklarken hısımlıkla ve nafakaya ilişkin hükümler ile bağlantısının olmadığını belirtmiştir.[5]

4.Hacze Konu Edilememesi

İstisnai bir özellik olarak destekten yoksun kalma tazminatı alacağına destek olanın borçlarından dolayı haciz konulamayacağına dair 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmaktadır. [6] “Haczi caiz olmayan mallar ve haklar” kenar başlıklı İİK. m. 82 hükmünün 11. Fıkrasında “Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar” haczedilemez ifadesi yer almaktadır. Hükümde destekten yoksun kalma tazminatı yönünden “ailesine” kelimesi kullanılarak aile dışında kalan ve destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek üçüncü kişilerin kapsam dâhilinde olmadığı sonucu çıkarılabilmektedir. Ancak destek olan kimse ile arasında hısımlık bağı olmasa bile ölen destek ile birlikte yaşayan ya da onun tarafından bakımı sağlananlar kişilerin de en geniş anlamda aile kapsamında İİK m. 82/f.11 maddesine dâhil olduğu kabul edilmektedir. [7]

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATININ ŞARTLARI

Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre destekten yoksun kalma tazminatı haksız bir eylemin gerçekleşmesiyle desteğin ölmesi üzerine ortaya çıkan bir tazminat türüdür. Destekten yoksun kalma tazminatından söz edebilmek için genel ve özel olmak üzere bir takım koşulların sağlanması gerekir.

- Genel şartları ele alacak olursak;

1.Hukuka Aykırı Eylem İle Desteğin Ölümünün Gerçekleşmesi

Destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunabilmek için ilk olarak aranan koşul desteğin ölmesi gerekmektedir.

Bu koşul bu tazminatı diğer tazminat türlerinden ayıran en büyük özelliktir. Ölümün hukuka aykırı eylemin meydana geldiği an da gerçekleşmesi şart olmadığı gibi eylem etkisiyle bir müddet sonra desteğin ölmesi destekten yoksun kalma tazminatının talep edilebilmesi için yeterlidir.

2.Hukuka Aykırı Eylemden Bir Zararın Doğması

Destekten yoksun kalma tazminatın şartlarından bir diğeri de hukuka aykırı eylem ile bir zararın ortaya çıkmasıdır. Burada meydana gelen zarar ölenin değil, destekten yoksun kalanların zararlarıdır. Ortaya çıkan zararın nitelik itibariyle maddi bir zarar olması gereklidir. Bu tazminatın amacı da meydana gelen zararların tazmin edilmesidir. Zararın başlangıç tarihi, destekten yoksun kalanların zararları desteğin ölümü ile meydana geldiğinden ölümün gerçekleştiği tarihtir.

3.Hukuka Aykırı Fiilin Kusurla İşlenmiş Olması

Türk Borçlar Hukuku’nda kusura dayalı sorumluluk genel bir kuraldır. Haksız fiil sorumluluğuna dayanan destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu tutulabilmek için kural olarak failin kusurlu olması gerekir.[8] Bazı durumlarda ise failin kusuru bulunmasa dahi sorumlu tutulduğu birtakım istisnai haller mevcuttur. Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hakkaniyet (ayırt etme gücü bulunmayanın) sorumluluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu, hayvan bulunduranın sorumluluğu, yapı malikinin sorumluluğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda düzenlenen motorlu araç işletenin sorumluluğu gibi haller özel olarak düzenlenmiştir. Bunlara benzer şekilde doğrudan düzenleme bulunmayan hallerde kişi zararın ortaya çıkmasında kusursuz ise sorumlu tutulamaz. [9]

4.Hukuka Aykırı Eylem İle Meydana Gelen Zarar Arasında İlliyet Bağının Bulunması

Haksız eylem ile ölümün meydana gelmesiyle ortaya çıkan zarar arasında uygun bir illiyet bağının varlığı sorumluluk açısından önem taşımaktadır. 

KİMLER DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNABİLİR?

Destekten yoksun kalma tazminatı bir maddi tazminat türü olup talep edilebilmesi için ölen kimseden sağ iken destek alıyor olması aranan en temel şarttır. Bu davada davacı konumundaki kimseler genellikle ölen kimsenin, eşi, çocukları, anne-babası, kardeşleri ve ölenden destek alan diğer herkestir.

Destekten yoksun kalma tazminatında davacı konumundaki kimse eğer ölen kimsenin eşi, çocukları ya da anne-babası olduğu durumlarda bir hukuki karinenin varlığı söz konusudur. Yargıtay içtihatlarına göre değerlendirildiğinde bu karinenin uygulamada hayatın olağan akışında bu şahısların birbirlerine maddi destekte bulundukları kabul edildiğinden destek olgusunu ispatlama yükümlülükleri yoktur. Burada ancak davalı taraf bu karinenin varlığının aksini deliller ile ispatlayabilir ise destekten yoksun kalma tazminatından kurtulabilir. Bir diğer olasılıkta ise; davacı taraf destek gören herhangi bir kimse ise ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlaması gerekmektedir.

Tazminat davası devam ederken davacılardan herhangi birisinin ölümü gerçekleşir ise davaya mirasçıları tarafından devam ettirilebilir. Bu durumda, ölen davacının destekten yoksun kalma tazminatı ölüm tarihine kadar hesaplanacaktır.[10]

- DESTEKTEN YOKSUN KALAN SEVGİLİ TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNABİLİR Mİ?

Destek yoksun kalan kimse ile destek veren kişi arasındaki ilişkinin hangi boyutta hangi derecede olduğunun bir önemi yoktur. Evlilik birliği içerisinde olmak ya da aralarında bir mirasçılık ilişkisinin var olma şartı aranmaksızın pek tabi destek veren kimsenin sevgilisi de bu tazminat talebinde bulunma hakkı saklıdır. Bu tazminat bir maddi tazminat türü olduğundan talepte bulunacak olan kişinin ölen kimsenin sağ iken kendisine maddi destek verdiğini, gelecekte de destek sağlamasının muhtemel olduğu ve bu destekten yoksun kaldığı takdirde hayat standartlarında ciddi bir düşüş meydana geleceğini ispatlamakla yükümlüdür. Sonuç itibariyle; birlikte yaşayan ve birbirlerine destek olan iki sevgiliden birinin ölmesi halinde bile sağ kalan destekten yoksun kalma sebebiyle maddi ve manevi olarak tazminat davası açma hakkına sahiptir.

TEK TARAFLI MEYDANA GELEN TRAFİK KAZALARINDA DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNAT TALEPLERİ

Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Şartlar 20 Mart 2020 ‘de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda sigortacı poliçe kapsamında motorlu aracın işlevi esnasında üçüncü şahısların ölümüne ya da yaralanmasına sebebiyet vermesinden kaynaklı KTK’da sigortalının sorumlu olduğu çerçevede trafik sigortası genel şartlarında belirlenen tazminat taleplerini kaza tarihinden itibaren geçerli sigorta limitleri dahilinde karşılamakla mükelleftir. Sigortanın kapsamı, üçüncü kişilerin sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.[11]

“Sorumluluk sigortası bir yandan sigorta ettirenin üçüncü kişilere verebileceği zararlardan ötürü bu zararların giderilmesi için sigorta ettirenin malvarlığındaki azalmayı önlemeyi amaçlarken, diğer yandan da sigorta ettirenin eyleminden zarar gören üçüncü kişilerin zararlarının giderilmesini hedeflediğinden sorumluluk sigortası, sigorta ettiren ile onun eylemlerinden zarar görenlerin menfaatlerini dengeleyen suigeneris bir sigorta türü olarak kabul edilmelidir.” [12]

Sigorta kapsamı hem sigortacı hem de sigortalı açısından büyük önem arz etmektedir. Sigortacının belirleyeceği prim tutarı yükleneceği rizikolar orantılıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında birincil sigorta sınırlandırılması KTT 91/1’de yer almaktadır. Bu madde kapsamında zorunlu sorumluluk sigortası sadece işletilme halindeki araçların sebep oldukları zararları karşılayacaktır. Nitekim işletilme halinde olmayan araçların sebebiyet verdiği zararlar ya da KTK’nın 85.maddesinin 1.fıkrası uyarınca başka hükümlerde yer alan sorumluluk gerektiren durumlardan sigortacının yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.2021 tarihli 2021/86 E. 2021/516 K. yer aldığı üzere;

KTK’nın 91. maddesine göre sigortacı, işletenin KTK’nın 85/1. maddesindeki motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan sorumluluğunu üstlenmektedir. Bir başka deyişle sigortacının motorlu bir aracın işletilmesinden doğan zarardan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle o zarardan işleten sigortalının sorumlu olması gerekir. İşleten sigortalının sorumlu olmadığı bir zarardan sigortacıyı sorumlu tutma imkânı bulunmamaktadır. Davacıların kendi desteklerinin tam kusuru ile kendi ölümüne neden olduğu olayda destekten yoksun kalma zararlarını  işleten sigortalıya  karşı nasıl ileri süremeyeceklerse sigortacıya karşıda ileri süremeyeceklerdir. Bu nedenle zorunlu malî sorumluluk sigortacısının, sigortalı işletenden daha fazla bir sorumluluk altına girmesi mümkün değildir.

Sigortacı, kendisinden sigorta tazminatı talep edenlere karşı işletenin yapabileceği tüm savunmaları ileri sürebilir. Yani sigortalı işleten hangi oranda sorumlu ise sigortacıda aynı oranda sorumludur.[13]  

 Kaynakça:

1. Kocabaş, s. 281.

2. Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 27. 

3. Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 26.

4. Demircioğlu/Balsever, s. 1177; Narter, Destek, s. 9; Kılıçoğlu, s. 25.

5. “…destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.” Y.H.G.K. 16.06.2020 T. 2020/17-111 E. 2020/422 K., Y.H.G.K. 14.03.2019 T. 2017/17-1089 E. 2019/294 K, Yarg. 17. H.D.11.02.2020 T. 2018/6057 E. 2020/1221 K.

6. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, Ankara 2009, s. 272; Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 26; Gürsoy, s. 146; Koçoğlu, s. 190.

7. Gökyayla, Destek, s. 74

8. Gökyayla, Destek, s. 85.

9. Oğuzman/Öz, s. 7

10. Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 366; Tacın, Usul, s. 28; Gürsoy, s. 153; “Davacı E... M… A…’ın yargılama sırasında öldüğü dosyadaki nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı çocuk yönünden öldüğü hususunun göz önünde bulundurularak öldüğü tarihe kadar gerçek zararının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” Yarg. 17. H.D. 28.06.2018 T. 2015/8089 E. 2018/6527 K.

11. Yeni ZMSSGŞ m. A3/I. Ayrıca Bkz. Eski ZMSSGŞ m. A. 1/I.

12. Ulaş, I: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012 s. 764

13. (Ünan, S./ Yazıcıoğlu,E.: Sigorta Hukuku Sempozyumları, Ergüne, M.S.:Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, İstanbul 2018,  s. 18 vd.).

----------------

[1] Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, Ankara 2009, s. 272; Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s.26; Gürsoy, s. 146; Koçoğlu, s. 190.

[2] Gökyayla, Destek, s. 74

[3] “…destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.” Y.H.G.K. 16.06.2020 T. 2020/17-111 E. 2020/422 K., Y.H.G.K. 14.03.2019 T. 2017/17-1089 E. 2019/294 K, Yarg. 17. H.D.11.02.2020 T. 2018/6057 E. 2020/1221 K.

[4] Kocabaş, s. 281.

[5] Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 27. 

[6] Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 26.

[7] Demircioğlu/Balsever, s. 1177; Narter, Destek, s. 9; Kılıçoğlu, s. 25.

[8] 640 Çelik, Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksunluk, s. 366; Tacın, Usul, s. 28; Gürsoy, s. 153; “Davacı E... M… A…’ın yargılama sırasında öldüğü dosyadaki nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı çocuk yönünden öldüğü hususunun göz önünde bulundurularak öldüğü tarihe kadar gerçek zararının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” Yarg. 17. H.D. 28.06.2018 T. 2015/8089 E. 2018/6527 K.

[9] Gökyayla, Destek, s. 85.

[10] Oğuzman/Öz, s. 7

[11] Yeni ZMSSGŞ m. A3/I. Ayrıca Bkz. Eski ZMSSGŞ m. A. 1/I.

[12] Ulaş, I: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012 s. 764

[13] (Ünan, S./ Yazıcıoğlu,E.: Sigorta Hukuku Sempozyumları, Ergüne, M.S.:Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, İstanbul 2018,  s. 18 vd.).