BARIŞÇIL TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ KAVRAMI
Diğer hak ve özgürlükler gibi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanımı da hak sahiplerine sınırsız davranma özgürlüğü vermemektedir. Dolayısıyla bu hakkın kullanılması belli sınırlara uyulması gerekliliğini bertaraf etmemektedir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin vurgulanan temel esas hakkın “silahsız ve saldırısız” kullanılması yani barışçıl olmasıdır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının bir hak olarak kabul edilebilmesinin ve kullanabilmesinin ön koşulu barışçıl nitelik taşımasıdır.[i]
Barışçıl olma özelliği AİHM ve AYM kararlarında da en sık vurgu yapılan kavramlardandır. Bu kararlarda, toplantı ve gösteri yürüyüşünün barışçıl nitelik taşıması halinde, düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü kanuna aykırı unsurlar –bildirimde bulunulmama, güzergâh dışında, yasak yerlerde icra gibi- taşısa bile yapılan ya da yapılabilecek müdahaleler daha dar yorumlanmaktadır. Bu halde, müdahalelerin hakkın kullanımına engel ya da kısıt oluşturup oluşturmadığı barışçıl olmayan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinden farklı ölçütler gözetilerek değerlendirilmektedir.
AİHM, barışçıl toplantı düzenleme özgürlüğünün kamuya kapalı özel toplantıları, caddelerde düzenlenen halka açık hareketli veya durağan toplantıları ve gösteri yürüyüşlerini kapsadığını ve bu hakkın demokratik toplumlarda korunması gereken temel haklardan olması nedeniyle bu hakkı sınırlamaya yönelik müdahalelerin çok dar yorumlanması gerektiği kanaatindedir (Djavit An - Türkiye Davası).
AYM; toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının, şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasını güvence altına aldığını, şiddet içeren veya şiddete çağrıda bulunan toplantı ve gösteri yürüyüşünün barışçıl olduğunun kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla bu nitelikteki toplantı ve gösteri yürüyüşünün bu hakka tanınan korumadan yararlanamayacağını belirtmektedir (Gülistan Atasoy ve Diğerleri Başvurusu). Başka bir kararında da AYM, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyen ile bu toplantılara katılanların niyetlerinin önemli olduğunu, şiddet kullanma niyetinde olan kişilerin katıldığı veya düzenlediği gösterilerin barışçıl toplantı kavramı dışında olduğunu, dolayısıyla henüz şiddet hareketlerine başvurmamış olsalar bile şiddet kullanma niyetinde olduğu makul gerekçelerle ortaya konulmuş olan kişilerin katıldığı veya düzenlediği gösterilerin barışçıl toplantı kavramı dışında mütalaa edileceğini vurgulamakta ve bu halde yetkililere şiddet hareketlerini önlemeye yönelik bazı makul tedbirlerin alınması görevinin yüklendiğini belirtmektedir.
Yukarıda belirtilen kararlarda, bireylerin katıldığı bir toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında yer yer görülen şiddet hareketlerinin doğrudan toplantı ve gösteri hakkını ortadan kaldırmadığı, bir kimsenin davranışlarıyla şiddet kullanma niyetini ortaya koymamış veya katıldığı bir toplantıda cereyan eden şiddet hareketlerine iştirak etmemiş olması halinde, barışçıl bir gösteride bazı kimselerin bunu kötüye kullanarak şiddete başvurmaları, niyeti barışçıl olan bir toplantıya katılanların toplantı hakkına müdahaleyi haklı kılmayacağı, böyle durumlarda kolluk güçlerinin toptan yasaklama yerine barışçıl toplantı yapanlarla şiddete başvuranları ayrıştırma ödevinin bulunduğu, kolluğun şiddet hareketlerini engelleyecek ölçülü tedbirler alarak başkalarının haklarını güvenceye alması gerektiği ve şiddetin yaygınlaşmış ve toplantıya bir bütün olarak hâkim olmuş olması durumunda artık barışçıl bir toplantıdan bahsedilemeyeceği vurgulanmıştır. (Ferhat Üstündağ Başvurusu).
Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların yöntem olarak şiddeti kullanmadığı ve toplantının bir şiddet eylemi olmaksızın tamamlandığı, fakat taşınan pankartlar, bayraklar ve atılan sloganlar ile başvurucunun da içinde bulunduğu göstericilerin küçük bir kısmının şiddeti savunduğu bir başvuruda AYM; bu durumun bir terör örgütünün eylemlerini onaylayarak kamuoyu önünde ona sahip çıkmak, anılan örgütün işlediği cürümleri iyi görmek ve dolayısıyla desteklemek niteliğinde olduğunu, bu kişilerin bir terör örgütünün toplumsal bilinirliğinin ve kabul edilebilirliğinin artırılmasına, eylemlerinin meşru gösterilmesine, toplantı ve gösteri hakkının tanıdığı imkânlar kullanılarak güvenlik güçlerine ve devletin diğer kurumlarına karşı sürekli bir çatışma siyasetinin yöntem olarak benimsenmesine hizmet ettiğini, dolayısıyla bu kişiler yönünden başvuruya konu toplantının barışçıl toplantı kavramı dışında kaldığını belirtmiş ve terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantıda kimliklerini gizleyen kişilerin iyi niyetlerinden şüphe duymak için yeterli nedenlerin var olduğu, bu kişilerin katıldığı veya düzenlediği gösterilerin o kişiler yönünden barışçıl toplantı kavramı dışında mütalaa edilmesinin gerektiği sonucuna ulaşmıştır (Ferhat Üstündağ Başvurusu). Dolayısıyla, aktif şiddet eylemlerinin sergilenmemesi, bununla birlikte şiddetin savunulduğu söz ve görsellerin kullanılması hali de, toplantı ve gösteri yürüyüşünün barışçıl niteliğinin tespiti yönünden önemli bir husus oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, barışçıl olma özelliği toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı yönünden sihirli kavram niteliğindedir. Kanunun aradığı bazı şartları taşımasa bile, barışçıl olan ve barışçıl özelliğini koruyan toplantı ve gösteri yürüyüşü daha geniş hukuki korumadan yararlanmaktadır.
>> TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI VE BU HAKKA KAMU MÜDAHALESİNİN SINIRLARI-1
--------------
* Bu çalışma yazarın “Toplumsal Olaylarda Adli Sorunlar” (Kara, Eyüp, Toplumsal Olaylarda Adli Sorunlar, Adli Bil. ve Kriminalistik Ansiklopedisi, 7. Cilt, s. 3639-3656, Adalet Yayınevi, 2023) adlı makalesinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
[i] Güven, Murat., Barışçıl Gösteri ve Toplanma Özgürlüğü, On İki Levha Yayıncılık, 2019, s. 30
Atıf yapılan kararlar:
Djavit An – Türkiye Davası, https://www.hukukihaber.net/aihm-djavit-an-turkiye-davasi, Erişim Tarihi 08/04/2025
Gülistan Atasoy ve Diğerleri Başvurusu, https://www.hukukihaber.net/toplanti-ve-gosteri-yuruyusu-duzenleme-hakkiyla-ilgili-kararlar
Ferhat Üstündağ Başvurusu, https://www.hukukihaber.net/aymnin-201415428-basvuru-numarali-karari, Erişim Tarihi 08/04/2025