“TCK 158 mağdurları” olarak kendilerini ifade eden kişiler, banka hesapları dolandırıcılık suçunda kullanılanlardır. Bu kişiler, çoğu durumda yargılama aşamasında asıl işlenen “dolandırıcılık” suçundan haberdar olmadığını söyleyerek kendilerinin masum olduklarını söylediklerinden dolayı mağdur olduklarını düşünmektedir.
Gerçekten de hesabını asıl faillere kullandıran kişiler, bir anlamda kendileri de kullanılmaktadır. Asıl dolandırıcılar, suçtan elde ettikleri haksız kazancın büyük kısmını kendine almakta, belki küçük bir kısmını hesap sahibine vererek bu kişileri, kendi yerlerine adalet sisteminin içine atmaktadır. Zaten başkasına ait hesabı ve telefon hattını kullanmanın amacı da budur, kendi kimliklerini gizlemektir.
Hesabı dolandırıcılık suçunda kullanılan kişiler, bazen belli bir menfaat karşılığında hesabında bu işlemlerin yapılmasına izin vermekte, bazen de dolandırıcılar tarafından hem menfaat sağlanarak hem de kandırılarak (zor durumda olduğunu söyleyerek vb) izin vermektedir. Diğerlerine göre çok daha az bir ihtimal, hesaplara yetkisiz erişim yoluyla girilerek bu işlemlerin habersizce yapılmasıdır.
Dolandırıcılık suçunda tüm cezai sorumluluğun bu kişilere verilmeye çalışılması elbette bir adaletsizlik yaratmaktadır. Ancak bu kişiler, tamamen de sorumsuz olmamalıdır. Bu kişiler, gerçekten de dolandırıcılık kastıyla olmasa bile belirli bir kabullenme veya işlemle ilgili gerekli dikkat ve özeni göstermeyip asıl faillere yardım etmektedir.
TCK 158’in gerçek mağdurları, suçtan asıl zarar gören haksız yere paraları alınan kişilerdir. Dolandırıcılık suçlarında mağdurların öncelikli hedefi, failin cezalandırılmasını sağlamak olmayıp uğradığı maddi zararın bir an önce giderilmesine yöneliktir. Oysaki failler, mağdurdan elde ettikleri haksız kazancı çok kısa süreler içinde birden fazla hesaba havale ederek, işlemlere iyi niyet görüntüsü kazandırmakta, hesabını kullandıran üçüncü kişileri de işin içine katarak olayın çözümünü daha da zorlaştırmaktadır.
Geçen yıl içinde toplam 1.093.046 dosya, 1.573.400 şüpheli ve 3.057.973 suç hakkında soruşturma işlemi yapılmıştır(Adalet İstatistikleri 2024, s. 69). Yargılama sonucunda 68.884 dosya, 45.411 sanık, 96.233 suç hakkında mahkumiyet kararı, 16.286 dosya, 13.957 sanık, 19.460 suç hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, 26.541 dosya, 31.474 sanık, 44.142 suç hakkında beraat kararı, 7.834 dosya, 9.418 sanık, 22.151 suç hakkında diğer kararlar (düşme, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi vb. kararlar) verilmiştir (Adalet İstatistikleri 2024, s. 101).
Yaklaşık 3 milyon soruşturma konusu olaydan yaklaşık 120 bini hakkında mahkumiyet ve HAGB kararı verilmesi (yaklaşık % 4) adalet sistemi içindeki boşluklardan kaynaklanmaktadır. Gerçek failler, kim oldukları bile bulunamadan hayatlarına haksız kazançtan elde ettikleri refah içinde devam etmektedir. Uzun bir ceza yargılamasının sonucunda mağdur hiçbir şey elde edememektedir.
Sonuç olarak dolandırıcılık suçunun tüm cezai sorumluluk, hesabını kullandıranlara yüklenemezse de bu kişiler nedeniyle faillerin gizli kalması, dolandırıcılık suçunda gerçek mağdurların zararının önüne geçmemelidir. Ceza adaleti sistemi, bu kişilere fiilleriyle orantılı bir ceza vermeli ancak gerçek mağdurların zararını giderecek veya henüz zarar önlenebilir durumdaysa (hesabı askıya alma, işlemi bekletme vb) tedbirleri derhal almalıdır.