T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/2422
K. 2023/5741
T. 29.11.2023

TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Mümkün Olmaması Halinde Katılma Alacağı Talebi/Tasfiye Konusu Taşınmazların Mal Rejiminin Sona Erdiği Murisin Ölüm Tarihinden Altı Yıldan Fazla Bir Süre Önce 26.10.1998 Tarihinde Satıldığı Mal Rejimin Sona Erdiği Tarihte Mevcut Olmadığı Anlaşılmakla Mahkemece Mal Rejiminin Sona Erdiği Sırada Mevcut Olan Malların Tasfiye Edilmesi Gerektiğinden İşbu Üç Taşınmaz Yönünden Davanın Reddine Karar Verilmesi Gerekirken Tasfiyeye Dahil Edilerek Alacağın Belirlenmesinin Hatalı Olduğu )

KATKI PAYI ( Mahkemece Davacıların Murisi ve Davalılarının Murisinin Eşit Gelire Sahip Olduğu Kabul Edilerek Tarafların Kişisel Harcamaları ve Erkeğin İaşe Yükümlülüğü de Gözetilerek Erkeğin % 33,33, Kadının % 66,66 Olarak Belirlenen Katkı Payı Oranına Göre Alacak Belirlenmiş İse de Belirlenen Katkı Payı Oranın Dosya Kapsamı İle Örtüşmediği/Murislerin Evlendiklerinde Kadın Eşin İlk Eşinden Olma Üç Çocuğunun Olduğu Erkek Eşin İse Çocuğunun Olmadığı Eşlerin Evlendikten Sonra Ortak Çocuklarının da Olmadığı Kadın Eşin İlk Eşinden Olan Çocuklarının da Kadınla Birlikte Kaldığı Anlaşılmakla Kadın Eşin Çocukları da Gözetilerek Kişisel Harcama Oranının Daha Yüksek Olması Gerektiği )

KİŞİSEL HARCAMA ORANI ( Murislerin Evlendiklerinde Kadın Eşin İlk Eşinden Olma Üç Çocuğunun Olduğu Erkek Eşin İse Çocuğunun Olmadığı Eşlerin Evlendikten Sonra Ortak Çocuklarının da Olmadığı Kadın Eşin İlk Eşinden Olan Çocuklarının da Kadınla Birlikte Kaldığı Anlaşılmakla Kadın Eşin Çocukları da Gözetilerek Kişisel Harcama Oranının Daha Yüksek Olması Gerektiği/Mahkemece Kadın Eşin İlk Eşinden Çocuklarının da Olduğu Gözetilerek Kişisel Harcama Oranın Belirlenerek Eşlerin Katkı Payı Oranının Belirlenmesi Gerekirken Kadın Eşin Kişisel Harcama Oranının Düşük Belirlenmesinin Hatalı Olduğu )

TAŞINMAZ DEĞER BELİRLEMESİ ( Taşınmazların Değerinin Belirleme Yönteminin Yetersiz Olduğu/Taşınmazların Keşfin Yapıldığı 23.05.2015 Tarihinde Belirlenen Değerlerine Göre TÜİK ve TEFE Verileri Kullanılarak Taşınmazların Davanın Açıldığı 13.08.2010 Tarihindeki Değerinin Hesap Raporunda Belirlendiği Anlaşılmakla Mahkemece Tasfiyeye Dahil Edilecek Taşınmazların Dava Tarihindeki Rayiç (Sürüm) Değerlerinin Konusunda Uzman Bilirkişi Tarafından Yerinde İnceleme Yapılarak Belirlenmesi Gerektiği )

ÖLÜME BAĞLI MAL REJİMİNİN TASFİYESİ ( Davacıların Mal Rejiminin Tasfiyesi Nedeniyle Talep Ettiği ve Terekeye Ait Alacak Sayılan Alacak Miktarından Davalıların da Aynı Zamanda Murisin Mirasçısı Olmaları Nedeniyle Hak Sahibi Olduğu/Buna Göre Somut Olayda Hüküm Altına Alınan Tereke Alacağından Davalıların da Miras Payı Oranında Hak Sahibi Olduğu da Göz Önünde Bulundurularak Davalıların Miras Payı Oranında Sorumlu Olduğu Miktarın Hüküm Fıkrasında Gösterilmesi Gerektiği )

4721/m.46,179,202

743/m.152,153,170,186

818/m.146,544

6098/m.50,51,646

6100/m.26,33,176

ÖZET: Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

Uyuşmalık, hukuki nitelendirme, katkı payı oranı ve katkının ispatı, alacak hesabında davacıların miras payı oranının dikkate alınıp alınmadığı, tasfiyeye dahil edilecek mallar, katkı payı alacağı hesabında malların hangi tarihteki değerinin dikkate alınacağı noktasında toplanmaktadır.

1- Davalılar vekilinin tasfiyeye konu 3161 ada 166 parsel 7, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümlere yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; tasfiye konusu taşınmazların mal rejiminin sona erdiği murisin ölüm tarihi olan 09.01.2005 tarihinden altı yıldan fazla bir süre önce, 26.10.1998 tarihinde satıldığı, mal rejimin sona erdiği tarihte mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların tasfiye edilmesi gerektiğinden, işbu üç taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tasfiyeye dahil edilerek alacağın belirlenmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

2- Davacılar vekilinin katkı payı oranına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, davacıların murisi ve davalılarının murisinin eşit gelire sahip olduğu kabul edilerek, tarafların kişisel harcamaları ve erkeğin iaşe yükümlülüğü de gözetilerek erkeğin % 33,33, kadının % 66,66 olarak belirlenen katkı payı oranına göre alacak belirlenmiş ise de, belirlenen katkı payı oranın dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Şöyle ki, Mahkemece davacılarının murisi erkek eş ile davalıların murisi kadın eşin gelirlerinin eşit kabul edilmesi yerinde ise de, murislerin evlendiklerinde kadın eşin ilk eşinden olma üç çocuğunun olduğu, erkek eşin ise çocuğunun olmadığı, eşlerin evlendikten sonra ortak çocuklarının da olmadığı, kadın eşin ilk eşinden olan çocuklarının da kadınla birlikte kaldığı anlaşılmakla, kadın eşin çocukları da gözetilerek kişisel harcama oranının daha yüksek olması gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, kadın eşin ilk eşinden çocuklarının da olduğu gözetilerek kişisel harcama oranın belirlenerek eşlerin katkı payı oranının belirlenmesi gerekirken, kadın eşin kişisel harcama oranının düşük belirlenmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 3-Taraf vekillerinin taşınmazların değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, dava katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğundan taşınmazların dava tarihindeki değerinin esas alınarak alacağının belirlenmesi yerinde ise de, taşınmazların değerinin belirleme yöntemi yetersizdir. Şöyle ki, taşınmazların keşfin yapıldığı 23.05.2015 tarihinde belirlenen değerlerine göre, TÜİK ve TEFE verileri kullanılarak taşınmazların davanın açıldığı 13.08.2010 tarihindeki değerinin hesap raporunda belirlendiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, tasfiyeye dahil edilecek taşınmazların dava tarihindeki rayiç (sürüm) değerlerinin, konusunda uzman bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılarak belirlenmesi gerekirken, yapılan değer tespitine göre alacağın belirlenmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

4-Davalılar vekilinin miras pay oranlarına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkin olup davacılar temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de, davacılar da dahil davalıların murisi, buna bağlı olarak davalıların da ortak mirasbırakanın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacıların mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait alacak sayılan alacak miktarından, davalıların da aynı zamanda murisin mirasçısı olmaları nedeniyle hak sahibidirler. Buna göre, somut olayda hüküm altına alınan tereke alacağından davalıların da miras payı oranında hak sahibi olduğu da göz önünde bulundurularak davalıların miras payı oranında sorumlu olduğu miktarın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi ...in davalıların annesi ... ile 1955 yılında evlendiklerini, evlilikleri sırasında 1126 ada 166 parsel sayılı taşınmazı birlikte edindikleri, tapuda ... adına kayıt ve tescil edildiğini, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının ise müvekkillerinin murisi M. adına olduğunu; daha sonra kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, taşınmazın 1, 7, 8, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümlerinin yine intifa hakkı müvekkillerinin murisi M. adına olmak üzere ... adına tescil edildiğini; bu bağımsız bölümlerin edinilmiş mallara katılma rejimi edinildiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmadan önce dahi taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğini; müvekkillerinin murisi, eşi ... ile Tekel Kurumu'nda birlikte çalıştıklarını ve emekli olduklarını, emekli ikramiyeleri ile taşınmazı birlikte edindiklerini belirterek; fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, 1126 ada 166 parsel 1, 7, 8, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tescil edilerek ayni olarak tahsilini, ayni tescilin mümkün olmaması halinde 1126 ada 166 parsel 1, 7, 8, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümler ile ilgili olarak mal rejimin tasfiyesi sebebiyle şimdilik 8,000,00 TL katılma alacağının rejimin son bulma tarihi olan 09.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, taşınmazın kişisel mallar kategorisinde değerlendirilmesi hâlinde, bu defa şimdilik 8.000,00 TL değer artış payının rejimin son bulma tarihi olan 09.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacılar vekili 31.12.2014 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla harca esas değeri 992.000,00 TL artırarak mal rejiminin sona ermiş olması nedeni ile (katılma/katkı payı/değer artış payı alacaklarına dayalı olarak) 1126 ada 166 parsel 1, 7, 8, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tescil edilerek ayni olarak tahsilini, ayni tescilin mümkün olmaması halinde 1126 ada 166 parsel 1, 7, 8, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümler ile ilgili olarak 1.000.000,00 TL (katılma/katkı payı/değer artış payı) alacağın rejimin son bulma tarihi olan 09.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin annesi ...'nin müvekkillerinin öz babalarının ölümünden sonra 1955 yılında M. ile evlendiğini, bu evlilikten çocukları olmadığını, her ikisinin de Tekel'de çalıştıkları sırada edindikleri birikim ile tek katlı ev yaptırdıklarını, muris ...'nin daha önce emekli olması ile evin üst katının çıkıldığını, sonrasında ise kat karşılığı müteahhide verilerek daire alındığını, alınan dairelerin üç tanesinin müvekkilleri tarafından satın alındığını, kalan iki dairenin ise birisinde karı-kocanın birlikte oturduğunu, diğerini ise kiraya vererek buradan aldıkları kirayı, emekli maaşları ile birleştirerek geçinmeye çalıştıklarını, işbu sözkonusu iki dairenin çıplak mülkiyetinin muris ...'ye, intifa hakkının muris ...e ait olduğunu, ...in ölümü ile intifa hakkının sona erdiğini, mirasçıların saklı paylarının olmadığı, davanın ayni talebi nedeniyle asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, zamanaşımın dolduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1. Dava, ilk Aile Mahkemesinde açılmış olup Kadıköy 2. Aile Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve 2010/720 Esas, 2011/293 Karar sayılı karar ile, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, işbu karar temyiz edilmeksizin 24.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir.

2. Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.04.2012 tarih ve 2011/401 Esas, 2012/201 Karar sayılı kararı ile, davacıların murisinin davalıların murisi olan eşine yaptığı anlaşılan tasarruf işleminin bağış niteliğinde olduğu, davacıların katkı payından doğan alacaklarının hesaplanmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.12.2012 tarih ve 2011/8352 Esas, 2012/12144 Karar sayılı kararı ile, talebin mal rejiminin ölüm nedeni ile sona ermesinden kaynaklandığı gözetilerek davaya Aile Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinin dikkate alınması ve Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması ve davacının talebi hatalı şekilde nitelendirilerek işin esasına yönelik hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05.09.2013 tarih ve 2013/320 Esas, 2013/309 Karar sayılı kararı ile, talebin mal rejiminin ölüm nedeni ile sona ermesinden kaynaklandığı gözetilerek davaya Aile Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, işbu karar 14.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

2.... 19. Aile Mahkemenin 10.12.2020 tarih ve 2013/1246 Esas, 2020/785 Karar sayılı kararı ile, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, davacıların murisi ...in 09.01.2005 tarihinde, davalıların murisi ...'nin 23.04.2007 tarihinde vefat ettiği, erkek eşin tasarruf miktarının 2/6, kadın eşin tasarruf miktarının 4/6 oranında olduğu, Mahkememizce dosyaya SGK Unkapanı Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünden getirtilen bilgi ve belgeler ışığında taşınmazlara yapılan katkının hangi oranda yapıldığının hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin uygulanarak hesaplanması gerektiği, bu yönüyle tarafların dosya kapsamından katkı oranlarının eşit oranda yapıldığının değerlendirildiği; tarafların gelirlerinin eşit oranda sayılması ile kadın eşin yapabileceği katkı oranının % 66,66, erkek eşin ise katkı oranının % 33,33 oranında olacağı; buna göre 3161 ada 166 parsel 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 210.000,00 TL x % 33,33 = 69.993,00 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 7 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tariihndeki değeri 280.000,00 TL x % 33,33 = 93.234,00 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri 280.000,00 TL x % 33,33 = 93,234,00 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 27 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri 266,000,00 TL x % 33,33 = 88.657,80 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 28 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri 266,000,00 TL x % 33,33 = 88.657,80 TL katkı payı alacağının bulunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; 3161 ada 166 parsel 1 numaralı bağımsız taşınmaz yönünden 69.993,00 TL, 3161 ada 166 parsel 7 numaralı bağımsız bölüm yönünden 93.234,00 TL, 3161 ada 166 parsel 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden 93,234,00 TL, 3161 ada 166 parsel 27 numaralı bağımsız bölüm yönünden 88.657,80 TL, 3161 ada 166 parsel 28 numaralı bağımsız bölüm yönünden 88.657,80 TL katkı payı alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairenin 21.03.2022 tarih ve 2021/8596 Esas, 2022/2625 Karar dayılı kararı ile, somut olayda davacıların dava dilekçesinde tasfiyeye konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini, mümkün olmaması halinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağın tahsiline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece davacıların asli talebi olan tapu iptali ve tescil isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden doğrudan alacak talebi hakkında karar verildiği, Mahkemece davacıların terditli talepleri hakkında ayrı ayrı olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz önüne alınmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, davacıların murisi ...in 09.01.2005 tarihinde, davalıların murisi ...'nin 23.04.2007 tarihinde vefat ettiği, erkek eşin tasarruf miktarının 2/6, kadın eşin tasarruf miktarının 4/6 oranında olduğu, Mahkememizce dosyaya SGK Unkapanı Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünden getirtilen bilgi ve belgeler ışığında taşınmazlara yapılan katkının hangi oranda yapıldığının hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin uygulanarak hesaplanması gerektiği, bu yönüyle tarafların dosya kapsamından katkı oranlarının eşit oranda yapıldığının değerlendirildiği; tarafların gelirlerinin eşit oranda sayılması ile kadın eşin yapabileceği katkı oranının % 66,66, erkek eşin ise katkı oranının % 33,33 oranında olacağı; buna göre 3161 ada 166 parsel 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 210.000,00 TL x % 33,33 = 69.993,00 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 7 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tariihndeki değeri 280.000,00 TL x % 33,33 = 93.234,00 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri 280.000,00 TL x % 33,33 = 93,234,00 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 27 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri 266,000,00 TL x % 33,33 = 88.657,80 TL katkı payı alacağının, 3161 ada 166 parsel 28 numaralı bağımsız bölüm yönünden taşınmazın dava tarihindeki değeri 266,000,00 TL x % 33,33 = 88.657,80 TL katkı payı alacağının bulunduğu; tarafların mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen ve muris ... adına tescili yapılan taşınmazların muris tarafından üçüncü bir şahıs adına muvazaalı şekilde devrinin yapıldığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesi davalarında ancak tasfiyeden kaynaklı alacakların talep edilip davaya konu yapılabileceği, mülkiyet aktarımına sebep olacak şekilde tapu iptal ve tescil kararının verilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, tapu iptal tescil davasının reddine; 3161 ada 166 parsel 1 numaralı bağımsız taşınmaz yönünden 69.993,00 TL, 3161 ada 166 parsel 7 numaralı bağımsız bölüm yönünden 93.234,00 TL, 3161 ada 166 parsel 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden 93,234,00 TL, 3161 ada 166 parsel 27 numaralı bağımsız bölüm yönünden 88.657,80 TL, 3161 ada 166 parsel 28 numaralı bağımsız bölüm yönünden 88.657,80 TL katkı payı alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların müvekkillerinin murisi ile ortak alındığının sabit olduğunu, taşınmazların güncel değeri belirlenerek, tarafların gelirleri celp edilerek katkı payı oranı belirlenerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağının tahsiline karar verilmesi gerektiğini, müvekkillerinin mirasçı olarak hakları olduğunu, görevsiz mahkeme tarafından keşif yapılarak taşınmazların değerinin belirlendiğini, güncel değerler yönünden yeniden keşif yapılarak rapor alınması gerektiğini, taşınmaz değerlerinin düşük belirlendiğini, Mahkemece itirazları hususunda değerlendirme yapılmadığını, taşınmazların güncel değerlerinin esas alınması gerektiğini, katkı payı oranının düşük belirlendiğini, müvekkillerinin murisinin katkısının % 50 den az olduğunu düşünülemeyeceğini, katkı oranlarının eşit olduğunu, müvekkillerinin murisinin eşi dışında bakmakla yükümlü olduğu kimsenin olmadığını, murisin tasarruf edebileceği oranın daha yüksek olduğunu, davalılarının murisin evlenmeden önce üç çocuğu olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; muris ...in ölümü ile mirasının 1/2'sinin müvekkillerinin murisi ...'ye kaldığını, müvekkillerinin de ...'nin mirasçısı olarak muris ...in de mirasçısı olduklarını, bu hususun göz ardı edildiğini, gerekçenin çelişkili olduğunu ve anlaşılır olmadığını, hukuki nitelendirmenin hatalı olduğunu, taşınmazların mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, tarafların gelirlerine ilişkin belgelerin gelmediği, tamamen tahmini sonuçlara göre katkı payı oranının belirlendiği, katkı payı alacağının boşanma ile evliliğin sona erdiği durumlarda kabul edilebileceği, evliliğin ölüm ile sona erdiğini, sadece davacıların tanık beyanlarının dikkate alındığını, davacıların katkıyı ispatlayamadığını, davalıların murisi adına sadece 1 ve 8 numaralı bağımsız bölümler mevcut iken, muris adına kayıtlı olmayan 7, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümler yönünden de katkı payı alacağı hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın muris muvazaasına dayalı bir dava olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, hukuki nitelendirme, katkı payı oranı ve katkının ispatı, alacak hesabında davacıların miras payı oranının dikkate alınıp alınmadığı, tasfiyeye dahil edilecek mallar, katkı payı alacağı hesabında malların hangi tarihteki değerinin dikkate alınacağı noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi, 33. maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190. maddesi, geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 4. maddesi, 428. maddesi, 438. maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439. maddesinin ikinci fıkrası; 4721 Sayılı Kanun'un 4. maddesi, 6. maddesi, 179. maddesi, 202. maddesi; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152. maddesi, 153. maddesi, 170. maddesi, 186. maddesinin birinci fıkrası, 189. maddesi, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi, 544. maddesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi, 646. maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Sayılı Kanun'un 428. maddesiyle 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmasına göre davacılar vekili ve davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Davalılar vekilinin tasfiyeye konu 3161 ada 166 parsel 7, 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümlere yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; tasfiye konusu taşınmazların mal rejiminin sona erdiği murisin ölüm tarihi olan 09.01.2005 tarihinden altı yıldan fazla bir süre önce, 26.10.1998 tarihinde satıldığı, mal rejimin sona erdiği tarihte mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların tasfiye edilmesi gerektiğinden, işbu üç taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tasfiyeye dahil edilerek alacağın belirlenmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

4. Davacılar vekilinin katkı payı oranına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, davacıların murisi ve davalılarının murisinin eşit gelire sahip olduğu kabul edilerek, tarafların kişisel harcamaları ve erkeğin iaşe yükümlülüğü de gözetilerek erkeğin % 33,33, kadının % 66,66 olarak belirlenen katkı payı oranına göre alacak belirlenmiş ise de, belirlenen katkı payı oranın dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Şöyle ki, Mahkemece davacılarının murisi erkek eş ile davalıların murisi kadın eşin gelirlerinin eşit kabul edilmesi yerinde ise de, murislerin evlendiklerinde kadın eşin ilk eşinden olma üç çocuğunun olduğu, erkek eşin ise çocuğunun olmadığı, eşlerin evlendikten sonra ortak çocuklarının da olmadığı, kadın eşin ilk eşinden olan çocuklarının da kadınla birlikte kaldığı anlaşılmakla, kadın eşin çocukları da gözetilerek kişisel harcama oranının daha yüksek olması gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, kadın eşin ilk eşinden çocuklarının da olduğu gözetilerek kişisel harcama oranın belirlenerek eşlerin katkı payı oranının belirlenmesi gerekirken, kadın eşin kişisel harcama oranının düşük belirlenmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

5.Taraf vekillerinin taşınmazların değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, dava katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğundan taşınmazların dava tarihindeki değerinin esas alınarak alacağının belirlenmesi yerinde ise de, taşınmazların değerinin belirleme yöntemi yetersizdir. Şöyle ki, taşınmazların keşfin yapıldığı 23.05.2015 tarihinde belirlenen değerlerine göre, TÜİK ve TEFE verileri kullanılarak taşınmazların davanın açıldığı 13.08.2010 tarihindeki değerinin hesap raporunda belirlendiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, tasfiyeye dahil edilecek taşınmazların dava tarihindeki rayiç (sürüm) değerlerinin, konusunda uzman bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılarak belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde yapılan değer tespitine göre alacağın belirlenmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

6. Davalılar vekilinin miras pay oranlarına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkin olup davacılar temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de, davacılar da dahil davalıların murisi, buna bağlı olarak davalıların da ortak mirasbırakan ...in mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacıların mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait alacak sayılan alacak miktarından, davalıların da aynı zamanda muris ...in mirasçısı olmaları nedeniyle hak sahibidirler. Buna göre, somut olayda hüküm altına alınan tereke alacağından davalıların da miras payı oranında hak sahibi olduğu da göz önünde bulundurularak davalıların miras payı oranında sorumlu olduğu miktarın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Taraf vekillerinin (3,4,5, ve 6) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır