Güvenlik ve özgürlük kavramları birbirlerinden farklı kavramlar olup birinin diğerini sınırlama nedeni olarak gösterilmemesi gerekir. Devletin aklın ve bilimin ışığında, hukuk devleti esaslarıyla yönetilmesi her türlü örgütsel yapıyı ortadan kaldırmaya yetecektir. Öncelikle örgütlerin devlete, sivil toplum örgütlerine ve siyasi partilere sızması engellenmelidir. Gücünü doğrudan veya dolaylı olarak devlet organlarından illegal olarak almayan hiçbir örgüt kalıcı ve etkili olamaz. Özellikle kolluk, yargı, istihbarat ve iş dünyası ile örgütsel bağların ortaya çıkarılması suç örgütleriyle mücadelede öncelikli bir yöntem olmadır. Ayrıca ruhsatsız silah taşıma veya bulundurma suçlarının cezası 4 yıldan 8 yıla çıkarılmalı ve bu suçlar katalog suç haline getirilerek tutuklama tedbiri etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Ruhsatsız silah taşıma veya bulundurma suçları öncü suç olup amaç suç silah ve/veya örgütsel yapı ile korku oluşturarak haksız menfaat elde etmek amacıyla tehdit, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yağma, yaralama ve öldürme suçlarını işlemektir.

Çok failli suçların bir alt türü olan örgütlenme suçlarını şöyle örneklendirebiliriz. TCK’nın 220. maddesindeki suç işleme amacıyla örgütlenme, TCK’nın 314. maddesindeki silahlı örgütlenme ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesindeki terör amaçlı örgütlenme suçlarıdır[1]. Örgüt, ortak bir amaç veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat anlamına gelmektedir[2]. Suç örgütleri egemenlik savaşlarının yöntem değiştirmesi nedeniyle dünyanın her yerinde çeşitliliğini artırmış ve bireysel suçların yanı sıra, örgütle işlenen suçların niteliğinde ve niceliğinde büyük artışlar yaşanmaktadır. Suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerin toplum açısından oluşturabileceği tehlikenin ve/veya verecekleri zararın önlenmesi veya asgari düzeye indirilebilmesi için hazırlık hareketleri suç olarak belirlenmiş olup henüz suç işlenmemiş olsa bile cezai müeyyide uygulanabilmektedir[3].

Örgütlü suç birden fazla kişinin hiyerarşik düzeyde, disiplinli, sürekli, kamu düzenini bozduğu varsayılan, aynı amaca yönelik suçları işlemek için oluşturulan örgütün işlediği suçlardır[4]. Suç örgütleri hem bireylere zarar vermekte hem de toplumun ekonomik, sosyal, yasal ve politik düzenini bozmaktadır. Suç örgütleri hem yerel hem de küresel ölçekte uyuşturucu madde ticareti, kara para aklama, insan ticareti, silah kaçakçılığı, yolsuzluk ekonomisi ve siyasetin kirlenerek kokuşmasında büyük etki alanına sahiptirler[5].

Yapılanma biçimi ne olursa olsun kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla oluşturulmuş örgütlere suç örgütü denmektedir. Örgüt kurma ve yönetme suçunda genel hükümlerden ayrı olarak kanun koyucu hazırlık hareketlerini suç sayarak kamu düzeninin ve güvenliğinin korunmasını sağlamak amacıyla bağımsız bir suç düzenlemesi yapmıştır. Bu suç somut tehlike suçudur. Düzenleme ile amaç suçtan bağımsız olarak, hazırlık hareketlerini cezalandıran bir suç tipine yer verilmiştir. Devletin şahsiyetine karşı suçlara yönelmiş çok kişinin iradesinin birleşmesinin doğuracağı ağır tehlikeyi ve ciddi bir suçun işlenmesi ihtimalinin kuvvetliliği göz önünde bulundurarak bu kolektif suç tehlikesini müstakil suç olarak cezalandırmış ve icra hareketlerine geçilmeden bir fiilin cezalandırılmayacağı prensibinden ayrılmıştır[6]. Doktrinde suç örgütü kurmanın hazırlık hareketi olmadığı belirtilerek şöyle denilmektedir; Suç işlemek için örgüt kurmak, başlı başına bir suçtur, bir suçun hazırlık hareketi değildir. Burada, örgüt oluşturma fiili ile örgütün faaliyeti birbirine karıştırılmıştır. Kanun, bu tür örgütlü suçlulukta, bizzat örgüt kurma ve örgüte katılma fiilini suç saymaktadır[7].

Kanaatimizce de örgüt kurma suçu hazırlık hareketi olmayıp unsurları belirlenmiş bağımsız bir suç tipidir. Suç örgütü faaliyetleri bütünlüklü olarak değerlendirildiğinde devlete yönelik suçlardan olup tehlike suçudur. Teşebbüs halinde bile hazırlık hareketlerinin icra hareketine dönüşmesiyle suç cezalandırılabilmektedir. Suç örgütü kurmak potansiyel bir tehlikeyi ortaya çıkarması açısından şiddetli bir şekilde cezalandırılması gereken bir suç tipi olmalıdır. Suç örgütü kurulmasının amacı, tehlike oluşturabilecek kişi ve silahlarla büyük ölçekte belirsiz suçlar işlemek amacıyla toplumsal barışı bozarak eylemlerde bulunmak suretiyle çıkar sağlamaktır.

Suç örgütleri maliyeti düşük, yakalanma riskleri az ve kazanç oranı fazla olan alanlarda suç işlemektedir. Suç örgütleri ağırlıklı olarak uyuşturucu madde kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, gümrük kaçakçılığı (otomobil, içki ve sigara kaçakçılığı gibi), insan kaçakçılığı, organ ve doku kaçakçılığı, nükleer ve radyoaktif madde kaçakçılığı (nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların kaçakçılığı), kara para aklama, kalpazanlık, belgede sahtecilik (pasaport, nüfus cüzdanı ve vize sahteciliği), telif hakları, marka ve patent kaçakçılığı, kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığı, dolandırıcılık, tefecilik, fuhuş, örgütlü biçimde işlenen hırsızlık, kumar, çek ve senet tahsilâtı, haraç alma, fidye karşılığı insan kaçırma, zorla senet imzalatma suretiyle yağma, ev ve işyeri kurşunlama yoluyla yaralama, mala zarar verme, kasten insan yaralama, kasten insan öldürme, kamu arazilerinin işgali ve yağmalanması, ihaleye fesat karıştırma, para karşılığında cinayet ve kiralık suç, rüşvet, altın kaçakçılığı, kredi yolsuzlukları, çöplerin yasa dışı imhası ve başka ülkelere gönderilmesi, yasadışı teknoloji transferi, dilencilik, korsanlık, cins hayvan ticareti, mücevher kaçakçılığı, vergi suçları, kundaklama, karaborsacılık, yalan tanıklık, sermaye piyasalarında içeriden edinilen bilgilerin ifşası, bankacılık suçları ve bilişim suçları oluşturmaktadır[8].

Suç örgütleri devlet otoritesinin güçsüzleştiği durumlarda, sistemin iyi işleyememesinden kaynaklı olarak oluşmakta veya güçlenmektedir. Suç örgütleriyle mücadelede ülke çapında etkili olacak idari ve adli mekanizmaların kurulması, teknolojinin örgütlü suçlarla mücadelede güncellenerek kullanılması, suç ve örgüt haritalarının çıkartılması ile etkili bir adli kolluk ve yargı sisteminin kurulması şarttır.

Doç. Dr. Cengiz APAYDIN
Cumhuriyet Savcısı

Stajyer Avukat Cenk Ayhan APAYDIN
Yüksek Lisans Öğrencesi

 

-------------

[1]Evik, Vesile Sonay, Suça İştirakte Yardım Edenin Ceza Sorumluluğu, İstanbul 2010, 335.

[2]Türk Dil Kurumu (TDK), 1998. Türkçe Sözlük 1, Ankara, 1736

[3]Erel, Kemalettin, “Yargıtay Kararları Işığında Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu”, Alman-Türk Karşılaştırmalı Ceza Hukuku: Köksal Bayraktara Armağan, Der: Eric Hılgendorf/Yener Ünver, C. III, Yeditepe Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010, 380.

[4]Özek, Çetin, “Organize Suç”, Prof. Dr. Nurullah Kunter’e Armağan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul 1998, s. 195.

[5]Dönmezer, Sulhi, “Örgütlü Suçların Önlenmesi ve Değerlendirilmesi”, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer Armağanı, C: I, Ankara: 2008, 176-177.

[6] YCGK’nun 29.12.2021 tarihli, 2020/9-342 esas ve 2021/697 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[7]Hafızoğulları/Kurşun, 30. Ancak örgütün kurulmasından, yani yeterli sayıda kişinin örgüt olmak konusunda iradelerini karşılıklı olarak ortaya koymalarından önceki hareketler, hazırlık hareketleridir, serbest hareketlerdir, cezalandırılamazlar. Hafızoğulları/Kurşun, 32.

[8]Şenocak, Şenol, Örgütlü Suçlarla Mücadelede Özel Soruşturma Tedbirleri Teknik Araçlarla İzleme Kontrollü Teslimat, Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı; Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2015, 101.