Geçtiğimiz hafta Doğu Karadeniz’de meydana gelen sel felaketinde Trabzon’un Araklı ve Sürmene ilçeleri başta olmak üzere bazı bölgelerde ciddi hasarlar meydana gelmiştir. İlk yapılan değerlendirmelere göre ne yazıki 25 ev, 121 iş yeri 18 araç ve 125 dekar tarım arazisi hasar görmüştür. Ayrıca alt yapı ve enerji nakil hatlarında büyük hasarlar oluşmuş ve zarar tespit çalışmaları halen devam etmektedir.  Yoğun Sel felaketinde köydeki evleri hasar gören köylüler, elbette çeşitli hukuki haklara sahiptir. Bu haklar, Türkiye'de vatandaşların can ve mal güvenliğini koruma amacı güden mevzuat kapsamında düzenlenmiştir. Sel felaketi gibi doğal afetlerde vatandaşların başvurabileceği bazı temel haklar ve yollar şunlardır.

1. Devlet Yardımları Ve Zarar Tazmini: Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)*, doğal afetlerden etkilenen vatandaşlara çeşitli yardımlar yapmaktadır. Sel felaketinde evleri hasar gören köylüler, AFAD'a başvurarak şu haklardan yararlanabilir: Acil Yardım Ödeneği,  Afet durumlarında, AFAD tarafından acil ihtiyaçların karşılanması için vatandaşlara acil yardım ödeneği sağlanabilir.

Geçici Barınma; Evi kullanılamaz hale gelen köylüler için geçici barınma olanakları sağlanabilir.

Eşya Zararlarının Karşılanması, Evdeki eşyaların zarar görmesi durumunda, AFAD bu zararları tazmin etmek için ödenek sağlayabilir.

2. Zararların Tespit Edilmesi Ve Tazminat Talepleri, Sel felaketi sonrasında, ilgili devlet kurumları (örneğin ‘AFAD’ veya ‘İl Özel İdareleri’) zarar tespit çalışmaları yapar. Bu çalışmalar sonucunda, hasar gören evler için zarar tespit raporu hazırlanır. Bu rapora dayanarak, köylüler “tazminat talebinde” bulunabilir. Zarar gören taşınmazlar, binalar ve tarım arazileri için devletten maddi destek talep etme hakkı vardır.

3. Sigorta Kapsamı Ve Tazminat; Eğer köylülerin evleri, “Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)” veya özel sigorta şirketleri tarafından sigortalanmışsa, sel felaketi sonucu oluşan hasarların tazmini için sigorta şirketlerine başvurulabilir. DASK kapsamında olan yapılar için, “Zorunlu Deprem Sigortası” poliçesi sel gibi afetleri kapsamasa da, köylüler evlerini sel gibi diğer doğal afetlere karşı özel sigortalarla güvence altına almışlarsa, bu kapsamda tazminat alabilirler.

4. Tarım Alanları İçin Destek; Selden zarar gören tarım alanları ve hayvanlar için de çeşitli destekler bulunmaktadır. “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın” sunduğu yardımlar kapsamında köylüler, Tarım Sigortası (TARSİM) kapsamında sigortalı tarım arazileri veya hayvancılık faaliyetleri için zarar tazminatı talep edebilir. Ayrıca, sigortalı olmasa bile, bakanlık tarafından afet bölgelerine yönelik “hibe ve destekler” sağlanabilir.

5. Vergi Erteleme Ve Muafiyet; Sel felaketi sonrasında köylüler, çeşitli vergi muafiyetleri veya ertelemelerden yararlanabilir. Afet bölgelerinde yaşayan kişilere, emlak vergisi gibi çeşitli vergi borçları ertelenebilir veya af edilebilir.

6. Kamu Kurumlarına Başvuru;  Köylüler, evlerinin veya tarım arazilerinin zarar görmesi durumunda şu kamu kurumlarına başvurabilir, “Kaymakamlıklar veya Valilikler” Bölgesel olarak kaymakamlık veya valiliklere başvurarak zarar tespiti ve yardım taleplerinde bulunabilirler. “Belediyeler” Belediyeler, afet bölgelerinde acil yardım hizmetleri, enkaz kaldırma ve hasar tespiti gibi süreçleri yönetir. Belediyelere başvuru yaparak, geçici barınma ve gıda gibi acil yardımlar talep edilebilir. “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı” Özellikle sosyal yardıma muhtaç olan köylüler için çeşitli sosyal yardım ve destek programlarına başvurulabilir.

7. ADLİ YOLLARLA TAZMİNAT TALEBİ; Köylüler, sel felaketinin bir “ihmal” sonucu meydana geldiğini düşünürlerse, “devlete veya özel kurumlara”  karşı hukuki yollarla tazminat talebinde bulunabilirler. Örneğin, Sel felaketine karşı yeterli önlem alınmadığına (örneğin, drenaj sistemlerinin yetersizliği, yanlış imar politikaları vb.) dair bir iddia varsa, ilgili kamu kurumlarına karşı idari davalar açılabilir. Su taşkınları gibi durumlarda, özel barajlar veya su yapıları işletmecilerinin ihmali sonucu zarar meydana gelmişse, bu işletmelere karşı tazminat davası açılabilir.

8. Afet Bölgelerindeki Yeniden Yapılanma;  Sel felaketinden sonra, bazı köyler “afet bölgesi” ilan edilebilir. Bu durumda Afet bölgesindeki köylüler için “kredi ve hibe destekleri” sunulabilir. Ayrıca, zarar gören evlerin “yeniden inşa edilmesi” veya köylülerin başka güvenli bölgelere yerleştirilmesi gibi devlet destekli programlar uygulanabilir. Sonuç olarak, sel felaketinde zarar gören köylüler, hem devlet yardımları hem de sigorta kapsamında çeşitli hukuki haklara sahiptirler. Zarar tespiti ve tazminat taleplerinin hızlı bir şekilde yapılması için ilgili kamu kurumlarına başvurulması ve sigorta poliçelerinin kontrol edilmesi önemlidir.

Sel Felaketinde Zarar Gören Vatandaşların, Devletin Sunduğu Yardımlar Ve Tazminat Ödemelerini Zamanında Alamamaları Halinde Başvurabilecekleri Birkaç Hukuki Yol Vardır. Bu Tür Durumlarda Vatandaşlar Aşağıdaki Adımları İzleyebilir,

1. İdari Yollarla Başvuru Ve İtiraz; İlk olarak, ödemelerini alamayan sel mağdurları, ‘AFAD’ (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), ‘İl Özel İdaresi,’ , ‘belediye’ veya ‘sosyal yardımlaşma vakıflarına’ yazılı başvuru yaparak durumu resmi olarak bildirmelidir. Başvuru sırasında, hasar tespit raporları, başvuru belgeleri ve diğer ilgili evrakların bir örneğini başvurularına eklemelidirler. Eğer bu başvuruya verilen cevap tatmin edici olmazsa, ‘idari itiraz’ yolları kullanılabilir. Bu itiraz genellikle başvuruyu yapan kurumlara yapılır ve ödeme yapılmaması gerekçelerinin düzeltilmesi talep edilir.

2. İdari Dava Açılması; Eğer idari başvurulara rağmen hala sonuç alınamazsa, sel mağdurları ‘idari dava’ açabilirler. Bu dava, devlet kurumlarının yaptığı bir idari işlem (örneğin, ödemeyi yapmamak) nedeniyle hak kaybı yaşandığını ispat etmek için açılır.‘İdare Mahkemesi’nde’ açılacak davada, devletin ödeme yapmaması veya geciktirmesi nedeniyle mağduriyet yaşandığı ve bu mağduriyetin giderilmesi gerektiği ileri sürülür.

3. Tazminat Davası; Ödemelerin yapılmaması nedeniyle vatandaşların maddi zarar görmesi veya mağdur olmaları halinde ‘tam yargı davası’ adı verilen tazminat davası açabilirler. Bu tür davalar, devletin hizmet kusuru veya ihmali nedeniyle ortaya çıkan zararın karşılanması amacıyla açılır. Eğer devletin ödemeyi geciktirmesi veya yapmaması, sel mağdurlarının maddi zararlarını arttırdıysa, tazminat talep edilebilir.

4. Dilekçe Hakkı Ve Ombudsman’a Başvuru; Sel mağdurları, devlet kurumlarının ödemeleri geciktirdiği veya yapmadığı durumlarda, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu’na dilekçe yazarak şikâyette bulunabilirler. Bu dilekçeyle, mağduriyetin giderilmesi ve ödemelerin yapılması talep edilebilir. Ayrıca, ‘Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman)’'a başvurarak, devletin neden ödemeyi yapmadığını araştırması istenebilir. Ombudsman, devletin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceleyerek çözüm önerileri sunar ve vatandaşların haklarını savunur.

5. Maddi Zorluklarda Sosyal Yardım Başvuruları; Devletten beklenen ödemelerin gecikmesi durumunda, sel mağdurları ‘Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’ gibi kurumlara geçici maddi destek için başvurabilirler. Bu tür yardımlar, devletten gelen ödemelerin gecikmesi durumunda vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olabilir.

6. Avukat Desteği Ve Hukuki Danışmanlık; Sürecin uzun veya karmaşık olduğu durumlarda, bir avukat yardımı almak vatandaşlar için faydalı olabilir. Hukuki süreçler hakkında bilgi sahibi olmayan mağdurlar için avukatlar, dava açma sürecinde rehberlik edebilir ve haklarının korunmasını sağlar. ‘Barolar’ üzerinden, maddi durumu zayıf olan sel mağdurları için ücretsiz avukat hizmeti sağlanabilir.

Özetle Sel mağdurları, devletten hak ettikleri ödemeleri zamanında alamazlarsa, önce idari başvuru ve itiraz yollarını kullanmalı, sonuç alamazlarsa idari dava ve tazminat davası açabilirler. Ayrıca Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu'na başvurarak haklarını arayabilirler. Gerektiğinde hukuki destek almak, sürecin daha hızlı ve etkili şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Afad (Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) Ve İl Özel İdaresi Tarafından Yapılan Hasar Tespiti Raporu Eğer Yeterli Görülmezse Veya Zararlar Olduğundan Daha Düşük Hesaplanmışsa, Mahkemeden ‘Bağımsız Bilirkişi İncelemesiyle Yeni Bir Hasar Tespiti’  Yapılması İstenebilir.

1. Mahkemeden Bilirkişi İncelemesi Talebi; Eğer köylülerin veya vatandaşların zarar tespit raporu ile ilgili bir itirazı varsa, “Asliye Hukuk Mahkemesinde” dava açarak hasar tespitinin yeniden yapılmasını talep edebilirler. Bu durumda mahkeme, bağımsız bilirkişiler atayarak, sel felaketinden kaynaklanan gerçek zararları tespit ettirebilir. Bilirkişi incelemesi, zararın boyutlarını daha detaylı ve objektif olarak ortaya koyabilir. Bu rapor, resmi kurumların verdiği raporlara itiraz etmek veya tazminat talebini mahkemede desteklemek amacıyla kullanılabilir.

2. Tazminat Davası Açma; Eğer zarar tespiti eksik veya hatalı yapılmışsa ve bu durum vatandaşların mağduriyetine neden oluyorsa, tespit edilen zararların düzeltilmesi için ‘tazminat davası’ açılabilir. Mahkeme bu tür durumlarda, özellikle AFAD veya İl Özel İdaresi raporlarının eksik olduğunu değerlendirirse, bağımsız bilirkişi incelemesine başvurur. Bu tazminat davasında, köylüler veya ev sahipleri, ‘gerçek zararlarının tespit edilmesini’ ve hak ettikleri tazminatın ödenmesini talep edebilirler.

3. İtiraz Süreci, Devlet tarafından yapılan hasar tespit raporlarına karşı idari yollarla da itirazda bulunulabilir. Ancak bu itiraz süreci sınırlı olabilir ve sonuç vermediğinde, mahkemeye başvurmak genellikle daha etkili bir yöntem olur.

4. Ek Hasarların Tespiti, Sel felaketlerinde bazı hasarlar ilk bakışta fark edilmeyebilir ve raporlanmamış olabilir. Mahkeme süreci ile bu ek hasarların da tespit edilmesi mümkündür. Örneğin, Yapısal hasarlar (temel zayıflaması, duvar çatlakları vs.), Toprak kayması sonucu oluşan zararlar, Ev eşyalarında gözle görülmeyen zararlar (su baskını sonucu oluşan rutubet ve küf gibi)

Sonuç olarak, AFAD veya İl Özel İdaresi'nin yaptığı hasar tespiti yetersiz bulunursa, mahkemeden bağımsız bilirkişi atanarak yeni bir hasar tespiti yapılmasını talep edebilirsiniz. Mahkeme yoluyla elde edilecek bilirkişi raporu, daha doğru ve kapsamlı bir değerlendirme sağlayabilir ve tazminat talebinizi güçlendirebilir.

 Av. Tuğba ÇAĞLAR