MEHMET ALİ AY / HUKUKİ HABER
Kayacan’ın acıkmalarından satırbaşları şöyle;
SULH CEZA’DAKİ BİR HAKİM SERBEST BIRAKTI, DİĞERİ TEKRAR TUTUKLADI
Avukat arkadaşımız adli kontrol şartıyla dün serbest bırakılmıştı ama aynı anda savcılık makamının itirazı üzerine, yine 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından bu defa başka bir hakim tarafından önce adli kontrol kararı kaldırılıyor ve tutuklama kararı veriliyor. Arkadaşımız dün akşam saat 22.00 civarında tekrar evinde gözaltına alındı.
BİR AVUKATIN ŞİKAYET DİLEKÇESİ İDDİASI
Ben kendisini tanıyorum. Baromuz avukatlarından kendisi ve 27 yıllık bir avukat. Dosyada gizlilik kararı olduğu için açıkçası gözaltı alınma nedenini de bilemiyoruz. Bir başka avukatımızın şikayet dilekçesinden bahsediliyor. Bu tabi ne derece doğru bilemiyoruz.
‘ÇOK ÜZÜCÜ VE YARALAYICI’
Bu hadise çok üzücü ve yaralayan bir hadisedir. Ülkede, hakimlerin, savcıların, avukatların, gazetecilerin, düşünürlerin cezaevine konulmuş olması öteden beri süre gelen bir alışkanlık. Bu bugüne ait bir mesele değildir. Şunu biz süreç içinde hep söyledik; tutuklama, tutuklama olağanüstü bir tedbirdir. Asıl olan kişilerin özgürlüğüdür. Herkesi yargılayabilirsiniz… Hatta yargılamanın sonucunda ceza verebilir, cezaevine de gönderebilirsiniz. Ancak, yargılama evresinde derhal tutuklama tedbirine başvurursanız, siz o zaman bir infaz gibi tutuklamayı uygulamış olursunuz.
‘İNSANLARI YARGILAMANIN BAŞINDA BU ŞEKİLDE CEZAEVİNE KOYAMAZSINIZ’
Aslında bu tutuklamayla ilgili bir kangrendi, kanun koyucu bu kangrene deyim yerindeyse neşter vurdu. Kanun koyucu dedi ki; adli kontrol hükümleri uygulansın dedi. Dedi ki; tutuklamaya varıncaya kadar ben sana birkaç seçenek sunuyorum. Mesela arkadaşımıza dün yurtdışı yasağı konmuştu zaten… Bu bir koruma tedbiridir, olabilir… İnsanları, siz yargılamanın başında cezaevine koymazsınız… Çünkü cezaevi şartları kötü durumdadır. Konya’da tek bir kapalı cezaevi var. Kapasitesi 500-600 olmasına rağmen Konya’daki tutuklu sayısı 1000’in üzerinde. Türkiye genelinde de durumun farklı olduğunu düşünmüyorum.
BAŞKA BİR HAKİMİN TUTUKLAMAYA KARAR VERMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ…
Bu arkadaşımızın delilleri karartma ihtimali var mı? Meslektaşımız daha önce birkaç defa ifade de vermiş birisi. Eğer kaçmak isteseydi, bugüne kadar çoktan kaçardı. Ben kaçmasını gerektirecek bir nedeni olduğunu da düşünmüyorum. Tabi ki konu yargıya intikal etmiş. Ama dosyanın içinde ne var ne yok, hangi deliller var, neyle suçlanıyor bilemiyoruz. Belli ki dün itibariyle dosyaya bakan ilk hâkim tutuklamaya gerek görmemiş. Burası bize bir ipucu veriyor. Aynı gün aynı hâkimlikte görevli başka bir hakim tarafından tutuklama kararı verilmesini düşündürücü buluyorum.
OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI KARARI!
Bu arkadaşın yerinde ben de, siz de olabilirdiniz. Konya Barosu Yönetim Kurulu olarak Olağanüstü toplanma kararı aldık. Avukat Hakları Merkezimiz bu süreci başından beri takip ediyor. Avukat Hakları Merkezi ve şahsım tutuklanan meslektaşımızı ziyaret ettik. Dün verilen adli kontrol kararıyla serbest bırakma kararı doğru olandı. Kişi her an çağırdığınızda gelebilecek durumdaysa ısrarla tutuklamanın manası nedir? Bunu bu meslektaşımız için değil herkes için söylüyorum. Hakim, savcı, avukat özelliği olan meslek gruplarıdır. Örneğin bu arkadaşımızın yürüttüğü davalar var. Müvekkilleri var, hasımları var. Seveni var, sevmeyeni var. Bunları bir bütün olarak değerlendirmek lazımdır.
ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ…
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan bir devlettir. Bu kadar üstün hukuk kaideleriyle mücehhez olan bir devletimizin böyle bir olayda hemen tutuklamaya başvurmuş olması çok üzücüdür. Zor bir süreçten geçtiğimiz tartışmasızdır. Burada basına da iş düşüyor. Gizlilik kararı olan bir dosyada bilgileri basın nasıl elde ediyor. Bu da ayrıca tahkik edilmesi gereken bir konudur. O zaman gizlilik kararını kaldırın ki; herkes bu dosyayı tartışsın…
(Hukukihaber.net)
(Hukukihaber.net)