1. Türkiye günlerdir yanıyor. Ormanı, vatandaşı, orman canlısı, orman içi yerleşimleri kül oluyor. Biz milyonlarca kişi üzülüyoruz, imkanı olan olay bölgelerine yardım götürüyor, yardım kampanyalarına katılıp para bağışlıyor. Ama sönmüyor yangınlar.
2. Basın ve sosyal medyada yangınların sebebi, bilimsel niteliği, siyasi boyutu ile ilgili pekçok iddia, görüş var:
- PKK yaktı,
- Taliban taraftarı Afganlar yaktı. Zaten Afganistan’dan gelenlerin hepsi genç erkek; kadın yok, yaşlı yok, aile yok,
- Yangınlar orman arazilerinin imara açılmasına izin veren kanunun yürürlüğe girdiği gün çıkmaya başladı; amaç imara açmak,
- Yangın söndürmede uçak düz arazide etkilidir; helikopter ise engebeli arazide. Bunun için uçağımız bulunmamasının bir önemi yok, helikopterlerimiz var bu önemli,
- THK Kayyum Heyeti Başkanı düğündeydi telefonları açmadı,
- Cumhurbaşkanı yangın bölgelerinde çay dağıttı,
- Siyasilerin konvoyları yolları kapattı,
- Yanan bölgelerin doğal bitki örtüsü maki. Maki kolay yanar. Bu nedenle yangınlar hızlı genişliyor,
- Yangın doğanın rutinidir, hatta bazı bitkiler yangın sonrası yeşerir,
- Yangınların boyutları ve sayısının son yıllardaki artış nedeni iklim değişikliği,
- Rüzgarın yönü yangınları hızlı ilerletiyor,
- Orman yangınlarıyla mücadele ihalesi şaibeli,
- İktidar sorumlu,
- Muhalefet çarpıtıyor…
Bunların kimi gerçek olayların tespiti, kimi sadece iddia.
3. Bir zarar meydana geldiğinde sorumlusunu bulmak için evrensel geçerli kural şudur: Kimin faydalandığına bak. Zarar kime yarıyor?
Hiçbir kanun kitabında yazmaz ama kanun uygulayıcılar, istihbaratçılar ve soruşturmacılar bilir. Halk da bilir. Sular durulunca felaketten kimin kazançlı çıktığını izlerler.
Bu nedenle bu yangınların iklim değişikliğinden mi başka nedenden mi çıktığı orta ve uzun vadede belli olacak.
4. Cezai boyut
6831 sayılı Orman Kanunu ormanı şöyle tanımlar: Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır (madde 1).
Ormanların mülkiyeti ve idaresi şunlara ait olabilir: Devlet, hükmi şahsiyeti bulunan kamu kurumları, özel şahıslar.
Orman yakma suçu, kanunun 110. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:
“…Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak failin yangının söndürülmesine ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çabaları veya meydana gelen zararın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Zararın belirlenmesinde yangın sonucu tamamen yanan ağaç ve ağaççıkların değeri, kısmen yanan ağaç ve ağaççıkların değerinde meydana gelen azalma, alt tabaka orman örtüsünün yanması nedeniyle oluşan zarar ve toprağın humuslu tabakasının yanması nedeniyle meydana gelen verim kaybı dikkate alınır.
Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu maddede yazılı suçların işlenmesi sebebiyle, ölüm veya yaralanmanın meydana gelmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur.”
Bir suç söz konusu ise bu suçtan kimin/kimlerin sorumlu olduğu da bağımsız yargı tarafından ortaya çıkartılacaktır umarız.
5. Ama şimdi, tam da şu an çözüm bulunması gereken konu farklı: Yangınların söndürülmesi gerekiyor.
6. 2013-2014 yıllarında Dışişleri Bakanlığı’nın insani yardımlar dairesinde görev yaptım. Bu dairenin görevi, Dünyanın herhangi bir ülkesindeki doğa veya insan yapımı afetlerle mücadelede yerel Hükümete ve ilgili ülkenin insanına destek vermek, Türkiye tarafından yapılan ayni, nakdi yardımları koordine etmekti. Yangın söndürme, tsunami/deprem/sel vb. mağdurlarına yardım, çatışmada kalan sivil halka destek gibi farklı yardım alanlarımız vardı. Balkanlardan Myanmar’a, Filistin’den Endonezya’ya ve Afrika’ya uçaklarla teknik personel, akla gelebilecek her tür insani yardım malzemesi gönderirdik. Tahmin edileceği üzere oldukça maliyetli operasyonlardı hepsi. Bu afetlerden etkilenenlere destek olmanın yanında bir de ülkemizde geçici koruma altında bulunan yabancı ülke vatandaşlarının (çoğu Suriyelilerdi) yardım faaliyetlerini koordine ediyorduk.
7. Küresel İnsani Yardım Raporu’na göre ülkemiz, gerçekleştirdiği 8,399 milyar ABD Doları tutarındaki resmi insani yardımla 2018 yılında da dünyanın en büyük donör ülkesi olmayı sürdürdü. Türkiye ayrıca aynı yıl milli gelirinin % 0.79’unu insani yardım için ayırarak “Dünya’nın en cömert ülkesi” olmaya devam etti. 2017 yılında bu veriler, sırasıyla, 8.07 milyar ABD Doları ve %0.85 olarak gerçekleşti.[1]
8. Şimdi sıra bizde. Türkiye yangınları günlerdir söndüremiyorsa neden olmuş, kim yapmış, kim oturup izlemişi tartışmak yerine uluslararası insani yardım çağrısı yapmak gerekiyor.
Her çağrıldığında NATO’nun, AB’nin, komşuların, Dünyanın dört bir yanındaki büyüklü küçüklü ülkenin yardımına koşan Türkiye’nin yardımına hemen şimdi yetişilmeli. Azerbaycan, Ukrayna, Rusya dışındakiler de artık ellerini ateşe atmalı.
Acilen uluslararası topluma yönelik insani yardım çağrısı yapılmalıdır.
-------------
[1] Dışişleri Bakanlığı. https://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin_-insani-yardimlari.tr.mfa