I. G E N E L   O L A R A K

Limited şirket, kurucuların veya temsilcilerinin kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi şartsız olarak taahhüt ettikleri, ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda imzaladığı şirket sözleşmesinde limited şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur (TTK m.585). 

Bir şirket ortaklığında şirket sözleşmesinin önemi büyüktür. Türk Ticaret Kanunun; 212, 305, 339 ve 575. maddeleriyle bütün ticaret şirketlerinin kurulabilmeleri için şirket sözleşmesinin yazılı şekilde akdedilmesi mecburiyeti bulunmaktadır. Karma niteliğe haiz limited şirket sözleşmesinin yazılı akdedilmesi yanında aynı zamanda sözleşmede bir takım zorunlu kayıtların da yer alması gerekmektedir.

Yetkilendirilmiş personelin huzurunda imzalanan şirket sözleşmesinde TTK’nın amir hükmü gereğince bulunması gereken zorunlu kayıtlar; şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer, esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu, esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları, müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları ve şirket tarafından yapılacak ilanların şekli olarak sayılmaktadır (TTK m.576). Bu hükümler şirket sözleşmesinin asgari içeriğini oluşturmakta olup, diğer bir ifade ile adı geçen zorunlu hükümleri içermeyen sözleşmesinin düzenlenerek limited şirketin kurulabilmesi mümkün değildir.

Limited ortaklığın anayasası niteliğinde olan şirket sözleşmesi limited şirketin temelini meydana getirmekte olup ortaklığın kurulmasını sağlamaktadır. Limited şirket sözleşmesi; hem ortaklığın organizasyonunu düzenleyen hem de kurucular ve diğer katılanlar için hak ve yükümlülükler doğuran borç sözleşmesi hükmünde olarak çifte niteliği bulunmaktadır.

Bu çalışmada limited şirket sözleşmesinin içeriğinde yer alması gereken zorunlu kayıtlar ve bu kayıtların unsurları yönünden her bir zorunlu kayıt özelinde gerekli açıklamalar yapılmaktadır.

II. M E V Z U A T

C) Şirket sözleşmesi

II – İçerik

1. Zorunlu kayıtlar

MADDE 576- (1) Şirket sözleşmesinde aşağıdaki kayıtların açıkça yer alması gereklidir:

a) Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer.

b) Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde, şirketin işletme konusu.

c) Esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları.

d) Müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları.

e) Şirket tarafından yapılacak ilanların şekli.

(e)TTK m. 506 - C) Murakabe/ II - Muhtevası/ 1. Mecburi kayıtlar:

Şirket mukavelesinde aşağıdaki hususların açıkça yazılması lazımdır:

1. Şirketin ticaret unvaniyle merkezi;

2. İşletmenin konusu;

3. Esas sermaye ile her ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye miktarları;

4. Şirketin yapacağı ilanların şekli;

5. Şirketin müddeti. 

III. A  Ç  I   K   L   A  M  A

A. GENEL OLARAK

Limited şirketler; kuruluşu, tasfiyesi ve ortaklıktan çıkma veya çıkarılma kriterlerindeki ortaklara ve kuruculara sağladığı kolaylık, Türk Ticaret anlayışındaki güvene dayalı birlikteliği kriterine uygunluğu, kendine özgü şahıs ve sermeye şirketi özelliklerinin getirmiş olduğu geniş yelpazeli oluşu nedenlerinin doğal neticesi olarak ülkemizde en fazla tercih edilen şirket türü olması nedeniyle kanun koyucu tarafından da iktisadi ehemmiyetinin bir tezahürü olarak şirket sözleşmesinin içeriğinde zorunlu kriterler getirilerek müdahale etmiştir.

Kanun koyucu öncelikle TTK m.576 gereğince limited şirket sözleşmesinde yer alması zorunlu kayıtları saymış, hemen devam eden m.577 gereğince şirket sözleşmesinde öngörülmeleri koşuluyla bağlayıcı olan hükümleri düzenlemiştir.

Limited şirket sözleşmesi içeriğinde yer alması gereken zorunlu kayıtlar bulunmaktadır. Bu zorunlu kayıtlar şirket sözleşmesinde açıkça yer alması gereklidir. TTK’nın amir hükmü gereğince bu zorunlu kayıtlar; şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer, esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu, esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları, müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları ve şirket tarafından yapılacak ilanların şekli olarak sayılmaktadır (TTK m.576).

Bir şirket ortaklığında şirket sözleşmesinin önemi büyüktür. Diğer taraftan limited şirket sözleşmesi birtakım işlevlere de haizdir. Bu işlevler; ortaklık, ortaklık organları ve üçüncü kişiler bakımından farklılık gösterir. Limited ortaklık yönünden; ortaklığı oluşturma ve meydana getirme, tanıtma, bireyselleştirme, düzenleme işlevleri bulunmaktadır. Organlar yönünden; ortaklığı ve organları düzenleme, koruma, plan ve tasarı işlevleri bulunmaktadır. Üçüncü kişiler yönünden kamuya açıklık sağlama işlevi bulunmaktadır. Kanun koyucu limited şirket sözleşmesi içeriğinde yer alması gereken zorunlu kayıtların düzenlenmesindeki amacı, sözleşmenin bu işlevlerinin ticaret siciline tescil ve ilanı ile beraber hukuk aleminde vücut bulacak şirketin aleni kılarak üçüncü kişiler nezdinde şeffaf  ve güvenilir bir bilinebilirlik katmayı hedeflemektedir.

Limited şirket kurucularınca ilk yapılması gereken şirket sözleşmesini TTK’da öngörülen; şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer, esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu, esas sermayenin itibarî tutarı ve esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları, müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları ile son olarak şirket tarafından yapılacak ilanların şeklini içerir asgari kayıtlar ile yazılı şekilde hazırlamaları gerekir (TTK m. 576). Bu madde ile asgari içeriklerle oluşturulacak şirket sözleşmesi, TTK m.575 gereğince hüküm altına alındığı üzere şirket sözleşmesinin oluşumunda belirtilen yazılılık ilkesi şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşme olarak borç altına giren şirket kurucularının imzalarının bulunması anlamındadır (TBK m. 14).

Genel olarak Türk Ticaret Kanunu bu yönde limited şirket sözleşmesinde asgari mutlak zorunlu hususların öngörülmesi hukuki zeminde bir tüzel kişi olarak limited şirketin temel yapı ve durumunu ortaya koymakta diğer taraftan hem ortaklara hem de kamu menfaatine hizmet etmektedir.

B. UNSURLARI

1. Şirketin Ticaret Unvanı ve Merkezinin Bulunduğu Yer Unsuru:

a. Şirketin ticaret unvanı, limited şirket sözleşmesinde yer alması gereken mutlak zorunlu husus olarak, ortaklığı üçüncü kişilere tanıtıp, bilgilendirerek reklam işlevi gören, şirket tüzel kişiliği adına maddi/manevi değer taşıyan, ortaklığın diğer ortaklıklardan ayırt edilmesini sağlayan isimdir. Ticaret unvanı, ortaklık sözleşmesinin içeriğinde yer alan zorunlu kayıtlarındandır (TTK m.576/1-a).

Mevzuatımızda çoğu yerde ticaret unvanı ifadesi geçmekte ise de kanun koyucu ticaret unvan tanımı yapmamıştır. 6102 Sayılı TTK’nın 39/1’de ticaret unvanı kullanma zorunluluğu kapsamında tacirin ticari işletmesine dair faaliyetlerini ticaret unvanı altında yapmak zorunda olduğunu belirtmektedir. Amir hüküm gereği ile bir tanım getirmek gerekirse kısaca tacirin ticari işletmesine dair tüm faaliyetlerini yerine getirirken kullandığı, hukuken korunan, mali değer taşıyan ve ortaklığı tanıtımını sağlayan isim denilebilir.

Limited şirket de bilindiği üzere tüzel kişi tacir sıfatına haizdir (TTK m.16/1). Tacirin de kanuna uygun ticaret unvanı seçmek ve bu unvan altında faaliyette bulunmakla yükümlüdür (TTK m.18/1). Yine tacirin ticari işletmesinin ismi manasına gelen ticaret unvanı, limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardandır (TTK m. 576/1). Kanunun amir hükmü gereği her tacir işletmesine ticaret unvanı seçerek ticaret siciline tescil ve ilan ettirmekle yükümlüdür (TTK m. 18/1; m. 39/1; m. 40/1).

Yine 14.02.2014 tarihli ve 28913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğ ile de ticari işletme faaliyeti yürüten tacirlerin ticaret unvanlarına dair usul ve esasları düzenlenmiştir. Konu hakkında ayrıca kanun koyucu; mahkemeleri, memurları, ticaret ve sanayi odalarını, noterleri ve Türk Patent Enstitüsünü görevlerini icra esnasında bir ticaret unvanının tescil edilmediğini ya da kanun hükümlerine aykırı olarak tescil edildiğini veya kullanıldığını öğrenmeleri halinde durumu derhal yetkili makamlara bildirmek zorunda olduğu da düzenlenmiştir (TTK m.51/1). Bu adı geçen tebliğde mevcut hükümler ile TTK kapsamında çerçevesi çizili kurallar dahlinde limited şirketin ticaret unvanı oluşturulmalıdır. Aksi takdirde amir hükme aykırı halin varlığı ilgililerin hapsi veya adli para cezası ile cezalandırılacaktır (TTK m.51/2-3)

b. Şirketin ticari merkezinin bulunduğu yer, limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan diğer bir kayıt şirketin merkezinin bulunduğu yer unsurudur (TTK m. 576/1-a).

Şirketin merkezi, şirket sözleşmesi ile kararlaştırılan şirket sözleşmesel merkezi olarak da nitelendirilen şirketin ticari hayatını idame edeceği merkez adresidir. Sözleşmede yazılı şirket merkezi genellikle şirket faaliyetlerinin yürütülerek idare edildiği yerdir.

Hukukumuza göre limited şirketin kurulabilmesi için şirketin kuruluş sözleşmesinde yazılacak şirket merkezinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bir idare biriminin belirlenmesi gerekmektedir. Şirket sözleşmesinin tamamı, kurucuların imzalarının ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda imzalandığı tarihi izleyen otuz gün içinde, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunur (TTK m.587). Şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunması hükmü uyarınca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bir idare biriminin belirlenmesi gerektiğinin teyidi mahiyetindedir. Ancak devam eden süreç içerisinde limited şirketin ticaret siciline tescil ve ilanından sonra şirketin merkezi ülke içinde başka bir yere taşınabileceği gibi ülke dışında da taşınabilmektedir. Diğer taraftan limited şirket birden çok işletme veya idare yeri belirlense dahi yalnızca tek bir merkeze sahip olabilecektir. Zira kanun koyucu bir şirketin tüzel kişiliğinin hak ve borçlar karşısında muhatap alınması karşısındaki belirsizliğin giderilmesini hedeflemiş birden çok açıdan hukuki bağlantı noktası anlamını taşımasını gerektirmiştir. Bunlardan birkaçından bahsetmek gerekirse;

- Limited şirkete karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir (HMK m.6).

- Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci, Türkiye’deki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesi yetkilidir (İİK m. 154/2).

- Limited şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi şirketin ortaklık ilişkileriyle ilgili olarak ortaklarına karşı açılan davalarda kesin yetkilidir (HMK m. 14/2).

- Limited şirket merkezi TBK m. 89 gereğince borcun ifa yeri tespitinde önem arz etmektedir.

- Limited şirket sözleşmesi şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil olunur (TTK m. 587/1).

- Limited şirket genel kurul toplantısı yine şirket merkezinin bulunduğu yerde yapılmakta, Aksine sözleşmede hüküm bulunmadığı takdirde genel kurul, şirket merkezinin bulunduğu yerde toplanır (TTK m. 409/3).

şeklinde örneklemeler yapılabilir.

Diğer taraftan zorunlu unsurlardan sayılı limited şirketin ticari merkezinin bulunduğu yer değişikliği için şirket sözleşmesinin değiştirilmesini gerekmektedir. Haliyle şirket merkezinin değiştirilmesine nisabına uygun genel kurul kararı ve bu değişikliğin de ticaret siciline tescili gerekmektedir.

2. Esaslı Noktaları Belirtilmiş ve Tanımlanmış Bir Şekilde, Şirketin İşletme Konusu Unsuru:

Limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan diğer bir kayıt, esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu unsurudur (TTK m. 576/1-b).

TTK m. 576/1-b amir hükmü gereği esaslı noktaları belirtilmiş şekilde limited şirketin işletme konusu unsuru şirket sözleşmesi asgari içeriğinde bulunması gerektiğini düzenlemiştir. Hükmün devamında TTK m. 587/1-c gereğince de, esas noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış şekilde şirketin işletme konusu, şirket sözleşmesinde hakkında bir hüküm varsa şirketin süresi, şirketin işletme konusu tescil edilecek hususlar olarak sayılmıştır.

Diğer taraftan hukuka ya da ahlaka aykırı olacak işletme konusu belirlenemez (TMK m. 54/3, TBK m. 27, TTK m. 573/3, ve TMK m. 23). Aynı zamanda işletmenin konusu da gerçeğe uygun olmak zorundadır. Yine amir hüküm gereğince limited şirket, her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilirler (TTK m. 573/3).

Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış şekilde şirketin işletme konusunun düzenlenmesindeki temel gaye şirketin iştigal alanı ile ilgili üçüncü kişiler nezdinde bilinebilirlik kriterini sağlamakla bilgilendirme işlevi görmektedir. Diğer yansıma ile de iç ilişkide şirketin kuruluşunda olmayıp devam eden süreçte ortaklık niyeti ile dahil olmak isteyen paydaşların korunmasını amaçlamaktadır.

3. Esas Sermayenin İtibarî Tutarı, Esas Sermaye Paylarının Sayısı, İtibarî Değerleri, Varsa İmtiyazlar, Esas Sermaye Paylarının Grupları Unsuru:

Esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları, limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardandır (TTK m.576/1-c).

Esas sermaye bir taraftan limited şirketin iştigallerini yerine getirirken teminat özelliği taşımakta diğer taraftan üçüncü kişiler nezdinde şirket alacaklılarının teminatı niteliği taşımaktadır. Bilindiği üzere limited şirket, TTK’nın 602. maddesi uyarınca işlem ve fiilleri neticesinde doğan borçlardan dolayı sadece malvarlığıyla sınırlı olarak sorumlu olup bu husus, sınırlı sorumluluk ilkesi olarak adlandırılmaktadır. Bunun yanında limited şirket ortağı ise TTK’nın 573/2. maddesi gereği şirketin borçlarından sorumlu olmayıp sadece taahhüt ettiği esas sermaye payı oranında şirkete karşı sorumludur. Başka bir anlatımla ortağın, taahhüt ettiği sermayeyi koyma borcuyla sınırlı olan sorumluluğu şirkete karşı olup şirket borçlarından dolayı alacaklılara karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu yönden şirketin esas sermayesi üçüncü kişiler nezdinde şirket alacaklılarının teminatı niteliği taşımaktadır.

Limited şirkete ortak paydaş olabilmesi için en az bir sermaye payının üstlenilmesi gerekmektedir. Bu cümleden hareketle bir ortağın birden fazla sermaye payına sahip olması da mümkündür. Limited şirketin sermayesi belirlidir. Bu sermaye şirket ortaklarının sermaye paylarının toplamından oluşmaktadır.

Limited şirketin bir sermaye şirketi olması ve sorumluluk kriteri nedeniyle şirketin kurulması için en az esas sermaye sistemi öngörülmüştür. Bu en az sermaye sistemi ile gerekli miktar on bin Türk Lirası’dır (TTK m. 580/1). Yine yazılı en az tutar, Cumhurbaşkanınca on katına kadar artırılabilir (TTK m. 580/2). Bu hüküm konun koyucunun emredici nitelikte bir düzenlemesi olup hem şirketin kuruluşunda, hem de daha sonra meydana gelebilecek sermaye azaltımlarında göz önünde bulundurulmak zorundadır. Bu da doğal olarak şirket sözleşmesinin değişikliğini gerektirmektedir.

İmtiyazlı paylar limited şirket sözleşmesinde düzenlenmek şartıyla imtiyazlı pay dışında gruplarla kıyasla ayrıcalıklı pay grubudur. Yine diğer sayılı hususlar gibi şirket sözleşmesinde öngörülmüş ise kanunun amir hükmü gereğince limited şirket sözleşmesinde imtiyazın konusu ve şartları bulunması gereken zorunlu unsurlardandır.

4. Müdürlerin Adları, Soyadları, Unvanları, Vatandaşlıkları Unsuru:

Müdürlerin adları, soyadları, unvanları ile vatandaşlıkları limited şirket sözleşmesinde belirtilmesi gereken asgari zorunlu kayıtlardandır (TTK m. 576/1-d). Şirketin kurucularınca kuruluş aşamasında  şirketi temsil edecek ve yönetecek ilk müdür-ü/leri seçmek ve bu gerçek veya tüzel kişi müdürleri limited şirket sözleşmesinde yazmak  zorundadır.

Genel olarak; müdür kelime anlamı itibarla Arapça kökenli olup, idare eden, yöneten anlamına gelmektedir. Limited şirket birlikteliğinin yönetim ve temsil hak ve yetkisi müdürlere verilmiştir (TTK m.623/1). Limited şirkette müdür, yönetim ve temsil başlığı altında TTK’nın m.623 vd. düzenlenmiş, müdürlere ilişkin temel düzenleme ise, m.623’de yer almaktadır. TTK’nın 623/1 gereğince şirketin yönetim ve temsili müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara veya üçüncü kişilere verilebilir. Müdürün şirket içinden veya şirket dışından olmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. Ancak en az bir ortağın, şirketi yönetim ve temsil yetkisini haiz olması gerekmektedir (TTK m.623/1).

Müdür, kuruluş aşamasında şirket sözleşmesiyle (TTK m. 576/1-d); sonrasında ise genel kurul kararı ile belirlenir (TTK m. 616/1-b). Birden fazla müdür olması halinde yönetim ve temsil organı, müdürler kurulu ismini alır (TTK m.624/1). Bu durumda m.624/1 gereğince müdürlerden biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanmaktadır.

5. Şirket Tarafından Yapılacak İlanların Şekli Unsuru:

Şirket tarafından yapılacak ilanların şekli, diğer ifade ile şirkete ait ilanların hangi şekilde yapılacağı limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardandır (TTK m.576/1-e).

Limited şirket ortaklığında şirket tarafından yapılacak ilanların önemi büyüktür. Diğer taraftan şirket ilanlarının birtakım işlevlere de haizdir. Bu işlevler; ortaklık, ortaklık organları ve üçüncü kişiler bakımından farklılık gösterir. Limited ortaklık yönünden; ortaklığın karararı ile yol haritasını oluşturma ve meydana getirme işlevleri bulunmaktadır. Organlar yönünden; ortaklığı ve organları düzenleme, devam eden süreçte ortak adaylarını koruma, plan ve tasarı işlevleri bulunmaktadır. Üçüncü kişiler yönünden kamuya açıklık sağlama işlevi bulunmaktadır. Kanun koyucu şirket ilanlarının şekli limited şirket sözleşmesi içeriğinde yer alması gereken zorunlu kayıtların düzenlenmesindeki bir amacı da sayılı işlevlerinin şirketin aleni kılarak üçüncü kişiler nezdinde şeffaf ve güvenilir bir bilinebilirlik katmayı hedeflemektedir.

Limited şirket sözleşmesinde ilanların şekline ilişkin olarak uygulamada yaygın şekilde kullanılan hali TTK’nın m.35/4 gereğince; ilan, Türkiye genelinde sicil kayıtlarının ilanına özgü Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile yapılmakta olduğu şeklindedir.

C. ŞİRKET SÖZLEŞMESİ İÇERİĞİNDE YER ALMASI GEREKEN ZORUNLU KAYITLARIN EKSİKLİĞİ VE EKSİKLİĞİN HUKUKİ SONUÇLARI

Anonim şirketler yönünden esas sözleşmesi herhangi bir şekilde tasnife yer verilmemiş ve yalnızca temel olarak esas sözleşmenin içeriği TK 339’da düzenlenmiş iken; limited şirket sözleşmesi yönünden kanunda “zorunlu kayıtlar” ve “öngörülmeleri şartıyla bağlayıcı olan hükümler” şeklinde iki ayrı gruba yer verilmektedir (TK 576, 577).

Mutlak zorunlu hükümler, limited ortaklığın kurulabilmesi için şirket sözleşmede kesinlikle yazılı bulunması gereken hususlardır. Her limited ortaklığın şirket sözleşmesinde bu sayılı hususlara yer verilmesi gerektiğinden dolayı bunlar şirket sözleşmenin “asgari içeriği” olarak da anılır. Aksi takdirde şirket sözleşmesi imzalanmış ve imzalar da onaylanmış olsa dahi söz konusu sayılı hükümlerin herhangi birinin eksikliği nedeniyle şirket sözleşmenin ticaret siciline tescil edilmesi mümkün değildir.

a. Limited şirket sözleşmesi yönünden; limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken asgari zorunlu hususlara dair TTK m.576 amir hükmü emredici bir niteliğe haizdir.

Şirket sözleşmesi içeriğinde TTK’nın limited şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak kanunda buna açıkça cevaz verilmişse sapabilir. Diğer kanunların öngörülmesine izin verdiği tamamlayıcı nitelikteki şirket sözleşmesi hükümleri, o kanuna özgülenmiş olarak hüküm doğururlar (TTK m.579). Dolayısıyla şirket sözleşmesine yazılacak zorunlu kayıtların da emredici nitelikte olduğundan bu kayıtlardan sapılamayacaktır. Kanun koyucu tarafından emredici düzenlemelerine ilişkin hususların yer almaması, taşımaması, uygun olmaması kesin hükümsüzlükle sonuçlanacak, öngörülen şekle veya niteliğe uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmayacaktır. Hal böyle iken TTK m.576 gereğince limited şirket sözleşmesinde yer alması zorunlu hususların yazılı olmaması kanunun emredici hükmüne aykırılık teşkil etmesi dolayısıyla kesin hükümsüzlükle neticelenecektir.

TTK m.576 gereğince limited şirket sözleşmesinde yer alması zorunlu hususların bir veya birkaçının eksikliğinin kanunun emredici öngörüsü karşısında kuruluş engeli teşkil edeceğinnden şüphe yoktur. Bunun yanında kanaatimizce şirket sözleşmenin zorunlu asgari içeriğine dâhil olan hususun aynı zamanda şirket sözleşmenin kurulması açısından esaslı nokta sayılması halinde, şirket sözleşmenin hükümsüzlüğünden ziyade hiç kurulmamış gibi olduğu kabul edilmelidir. Zira TBK m.1 gereğince sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Nitekim kurucular arasında sözleşmenin esaslı noktaları açısından bir irade beyanı uyuşması bulunmamakta ise sözleşmenin kurulmadığı kabul edilir (TBK m.2/1). Hal böyle iken şirket sözleşmenin kurulmuş olması için kurucuların yalnızca limited ortaklık kurmak yönünde irade beyanları yeterli olmayacak, kurulması planlanan limited ortaklığın ticaret unvanı, merkezi, sermayesi, işletme konusu, müdürleri vd. esaslı noktalarında da iradeleri uyuşması yani anlaşmış olmaları gerekir.

b. Ön şirket sözleşmesi yönünden; limited şirket sözleşmesine dair yapılacak ön sözleşmede de TTK m.576 gereğince şirket sözleşmesinde aranan zorunlu şartları taşıması gerekmektedir. Bilindiği üzere ön geçici sözleşme, hak ve borç altına girmek üzere ileride yapılacak asıl sözleşmeyi yapma borcu yükümü ile asıl sözleşmenin kurulmasına yönelen, asıl olan ana sözleşmenin kurulmasıyla birlikte ifa edilerek sona eren sözleşme olarak limited şirketin kurulmasına dair ön sözleşme yapılabilmektedir. Bu noktada asıl sözleşme limited şirket sözleşmesi; hak ve borç altına girmek üzere ileride yapılacak şirket sözleşmesi yapma borcu yükümü ile şirket sözleşmenin kurulmasına yönelen, şirket sözleşmenin kurulmasıyla birlikte ifa edilerek sona eren sözleşme de ön geçici sözleşmedir.  

Limited şirket sözleşmesine ilişkin ön sözleşme de yapılması ihtimalde; genel kural kapsamında bir sözleşmenin ileride kurulmasına ilişkin sözleşmeler geçerlidir. Kanunlarda öngörülen istisnalar dışında, ön sözleşmenin geçerliliği, ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlıdır (TBK m. 29).  Hal böyle iken limited şirket ön sözleşmesi kanunlarda aksi öngörülmedikçe, ileride kurulacak sözleşmenin şekline tabi olduğundan TBK m. 12/2 gereğince şekil şartı geçerlilik şeklidir. Bu durumda limited şirket sözleşmesine dair ön sözleşme için de geçerlidir. Neticeden limited şirket sözleşmesine dair ön sözleşmenin amir hüküm gereğince sayılı asgari zorunlu kayıtları düzenlenmiş şekliyle, ticaret sicil müdürlüğü tarafından yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerekir (TTK m. 575). Aksi takdirde limited şirket ön sözleşmesi kanunlarda aksi öngörülmedikçe, TBK m. 12/2 gereğince ileride kurulacak sözleşmenin şekline tabi olduğundan, öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmayacaktır.

Her iki sözleşme ile de kurulacak olan limited ortaklığın kuruluş sözleşmesinde zorunlu unsurlardan biri veya birkaçının eksikliğine rağmen şirket sözleşmenin tescil edilmesi halinde ise ortaklık tüzel kişiliği hukuk düzeninde varlık kazanacaktır. Ticaret siciline tescilin ortaklığın tüzel kişiliğinin mevcudiyeti yönünden olumlu iyileştirici etkisi bulunmaktadır. Nitekim üçüncü kişiler nezdinde oluşan haklı güvenin korunması gerekmektedir. Ancak bu durum şirket sözleşmenin hukuka aykırılığının giderilmemesi gerektiği anlamına gelmez. Bu noktada hukuka aykırılığın ise kısmi hükümsüzlük davası (TBK m.27), ortaklığın kuruluşundan sonra fesih davası yoluyla giderilmesi mümkündür.

D. ZORUNLU UNSURLARIN TİCARET SİCİL MÜDÜRÜNCE İNCELENMESİ

Ticaret sicil müdürü TTK m. 32 gereğince limited şirket sözleşmesinin kanunun aradığı hükümleri içerip içermediğini detaylıca incelemekle yükümlüdür. Bunlardan mutlak zorunlu hususlar kanunda açık şekilde öngörüldüğünden sicil müdürlüğünce kolayca incelenebilecektir. Bu hükümleri taşımayan bir limited şirket sözleşmesine dayalı olarak şirketin ticaret siciline tescili için başvurulduğunda bu tescil işlemi sicil müdürlüğünce ilgilinin tescil talebini reddetmeyecektir.  Aksine bu eksikliğin tamamlanması ya da aykırılığın giderilmesi için kuruculara veya temsilcilerine uygun bir süre vermesi gerekir (TTK m.32/2, 33/1).

Ticaret Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır. Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını veya aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır (TTK m.32).

Şirket sözleşmesinin sicile tescil süresi 30 (otuz) gündür. Şirket sözleşmesinin ticari sicile tescil edilmesine kadar geçen süre zarfında ön limited şirket kurumuş olur.

Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi kapsamına göre, sicil müdür veya müdür yardımcıları ile tescile yetkili personelin tescil için, tescili istenen olgunun kanuni olarak sicile kaydı gerekli bir olgu olup olmadığı tescil isteminin Kanun ve bu Yönetmelikte öngörüldüğü şekilde ve ilgililer tarafından yapılıp yapılmadığı, tescil için Kanun, bu Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen belgelerin ve harç makbuzunun bulunup bulunmadığı, tescil edilecek olgunun şirket sözleşmesine ve Kanunun emredici hükümlerine aykırı bulunup bulunmadığı, tescil edilecek olgu bir ticaret şirketinin organ kararına dayanmakta ise, kararın şirket sözleşmesine ve Kanunun emredici hükümlerine uygun alınıp alınmadığı, tescil edilecek olguların gerçeği tam olarak yansıtıp yansıtmadığı, üçüncü kişilerde yanlış bir izlenim yaratacak nitelik taşıyıp taşımadığı ve kamu düzenine aykırı olup olmadığı, ticaret şirketinin tescilinde özellikle şirket sözleşmesinin Kanunun emredici hükümlerine aykırı olup olmadığı, Kanunun bulunmasını zorunlu kıldığı hükümleri içerip içermediği, tescil edilecek olgunun Bakanlığın veya diğer resmi kurumların iznine ya da uygun görüşüne tabi olması halinde, söz konusu iznin veya uygun görüşün alınıp alınmadığı yönleriyle aranan kanuni şartların var olup olmadığını inceleme yükümlülüğü bulunmaktadır.

E. S O N U Ç   O L A R A K

Limited şirketler; kuruluşu, tasfiyesi ve ortaklıktan çıkma veya çıkarılma kriterlerindeki ortaklara ve kuruculara sağladığı kolaylık, Türk Ticaret anlayışındaki güvene dayalı birlikteliği kriterine uygunluğu, kendine özgü şahıs ve sermeye şirketi özelliklerinin getirmiş olduğu geniş yelpazeli oluşu nedenlerinin doğal neticesi olarak ülkemizde en fazla tercih edilen şirket türü olması nedeniyle kanun koyucu tarafından da iktisadi ehemmiyetinin bir tezahürü olarak şirket sözleşmesinin içeriğinde zorunlu kriterler getirilerek müdahale etmiştir.

Anonim şirketler yönünden esas sözleşmesi herhangi bir şekilde tasnife yer verilmemiş ve yalnızca temel olarak esas sözleşmenin içeriği TK 339’da düzenlenmiş iken; limited şirket sözleşmesi yönünden kanunda zorunlu kayıtlar ve öngörülmeleri şartıyla bağlayıcı olan hükümler şeklinde iki ayrı gruba yer verilmektedir (TK 576, 577).

Limited şirket kurucularınca ilk yapılması gereken şirket sözleşmesini TTK m. 576 kapsamında öngörülen; şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer, esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu, esas sermayenin itibarî tutarı ve esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları, müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları ile son olarak şirket tarafından yapılacak ilanların şeklini içerir asgari kayıtlar ile yazılı şekilde hazırlamaları gerekir (TTK m. 576). Bu madde ile şirket sözleşmesi, TTK m.575 gereğince hüküm altına alındığı üzere şirket sözleşmesinin oluşumunda belirtilen yazılılık ilkesi, şirket sözleşmesinin asgari zorunlu hususları içerir kayıtlarla yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşme olarak borç altına giren şirket kurucularının imzalarının bulunması anlamındadır (TBK m. 14).  

Mutlak zorunlu hükümler, limited ortaklığın kurulabilmesi için şirket sözleşmede kesinlikle yazılı bulunması gereken hususlardır. Her limited ortaklığın şirket sözleşmesinde bu sayılı hususlara yer verilmesi gerektiğinden dolayı bunlar şirket sözleşmenin asgari içeriği olarak anılmakta, aksi takdirde şirket sözleşmesi imzalanmış ve imzalar da onaylanmış olsa dahi söz konusu TTK m.576 da belirtilen hükümlerin herhangi birinin eksikliği nedeniyle şirket sözleşmenin ticaret siciline tescil edilmesi mümkün olmayacaktır.

Ticaret Sicil Müdürlüğü, kurucular veya temsilciler tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğüne yapılan başvuruda tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır. Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını veya aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır (TTK m.32). Şirket sözleşmesinde eksiklik ya da kanuna aykırılığın tespiti halinde sicil memuru tescil talebini reddetmeyecektir.  Aksine bu eksikliğin tamamlanması ya da aykırılığın giderilmesi için kuruculara veya temsilcilerine uygun bir süre vermesi gerekir (TTK m.32/2, 33/1).

Limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken asgari zorunlu hususlara dair TTK m.576 amir hükmü emredici bir niteliğe haiz olup şirket sözleşmesi içeriğinde TTK’nın limited şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak kanunda buna açıkça cevaz verilmişse sapabilir. Diğer kanunların öngörülmesine izin verdiği tamamlayıcı nitelikteki şirket sözleşmesi hükümleri, o kanuna özgülenmiş olarak hüküm doğururlar (TTK m.579). Dolayısıyla şirket sözleşmesine yazılacak zorunlu kayıtların da emredici nitelikte olduğundan bu kayıtlardan sapılamayacaktır. Kanun koyucu tarafından emredici düzenlemelerine ilişkin hususların yer almaması, taşımaması, uygun olmaması kesin hükümsüzlükle sonuçlanacak, öngörülen şekle veya niteliğe uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmayacaktır. Hal böyle iken TTK m.576 gereğince limited şirket sözleşmesinde yer alması zorunlu hususların yazılı olmaması kanunun emredici hükmüne aykırılık teşkil etmesi dolayısıyla kesin hükümsüzlükle neticelenecektir.

Şirket sözleşmesi ile kurulacak olan limited ortaklığın, kuruluş sözleşmesinde zorunlu unsurlardan bir veya birkaçının eksikliğine rağmen şirket sözleşmenin tescil edilmesi halinde ise ortaklık tüzel kişiliği hukuk düzeninde varlık kazanacaktır. Ticaret siciline tescilin ortaklığın tüzel kişiliğinin mevcudiyeti yönünden olumlu iyileştirici etkisi bulunmaktadır. Nitekim üçüncü kişiler nezdinde oluşan haklı güvenin korunması gerekmektedir. Ancak bu durum şirket sözleşmenin hukuka aykırılığının giderilmemesi gerektiği anlamına gelmez. Bu noktada hukuka aykırılığın ise kısmi hükümsüzlük davası (TBK m.27), ortaklığın kuruluşundan sonra fesih davası yoluyla giderilmesi mümkündür.

Netice itibari ile; Türk Ticaret Kanunu m.576 kapsamında limited şirket sözleşmesinde asgari mutlak zorunlu hususların öngörülmesi, bir taraftan hukuki zeminde bir tüzel kişi olarak limited şirketin temel yapı ve durumunu ortaya koymakta diğer taraftan ortaklar ile üçüncü kişiler yönünden kamu menfaatine hizmet etmektedir.

IV-  İ  Ç  T  İ  H  A  T  L  A  R

-- . –

Tescilin, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline yapılması zorunludur. Yapılan değişiklikle, davacı şirketin esas sözleşmesinde şirket merkezi Kocaeli olarak yazıldığına göre, tescilin de ...'ce yapılması gerekir.

Taraflar arasında görülen davada.....Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 02/10/2013 gün ve 2013/653-2013/48 sayılı kararı bozan Daire'nin 15/04/2014 gün ve 2013/18727-2014/7406 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin 28/06/2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, şirket esas sözleşmesinin 6102 sayılı TTK'ya uygun olarak tadilini teminen bazı maddelerinde yapılan değişikliklerin genel kurulca oy birliği ile kabul edildiğini, şirket ana sözleşmesinin yeni şekli ile madde 4 ve madde 17/c bendinin 2. fıkrasına ait tescil taleplerini davalının reddettiğini ileri sürerek, itirazlarının kabulü ile kararın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur.

Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK'nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen taraflardan ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 15/01/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden,... İli'nde ...., ... ve...... Müdürlüğü olmak üzere üç ayrı ticaret sicil müdürlüğünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı şirketin ana sözleşmesinde, önceki haliyle daha doğru bir şekilde, "....... olarak belirtilen ticaret merkezinin, işbu dava ile tescili istenen ana sözleşme değişikliği ile ".." olarak değiştirilmesi durumunda, bu değişikliğin tescilinin.....Yönetmeliği'nin 71/5. maddesi uyarınca, ..... Müdürlüğünden istenmesi gerektiği kanısındayım. Bu durumda ticaret merkezini yaptığı ana sözleşme değişikliği ile kayden ...'ne nakleden, ancak fiilen .....de faaliyet göstermek istediği anlaşılan davacının bu tescil talebinin, ...'nce, dosyanın .....'ne gönderilmesi suretiyle,...'nde yapılması gereklidir. Aksi halde davacının bu genel kurul kararını ...'nde tescil ettirmesinin, ileride yapılacak başka tescil işlemlerinde de karışıklığa yol açacağı, bu durum karşısında ...'nün anılan tescil talebini reddetmesinin doğru olduğu ve davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesindeyim. Bu nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebini reddeden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

KARŞI OY YAZISI

Ticaret Sicili Yönetmeliği'nin 5/3. maddesi "Müdürlüklerin görev alanı odaların kuruldukları il ya da ilçe ile sınırlıdır. Bakanlık oda olmayan ya da olup da yeterli teşkilatı olmayan il ve ilçeleri de içine alacak biçimde müdürlüklerin görev alanlarını değiştirebilir." hükmünü amirdir.

6102 sayılı TTK'nın 339/2 a) maddesine göre ise, şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yerin, esas sözleşmede yazılması zorunludur. Madde metninde belirtilen şirket merkezinin bulunacağı yerin, hangi ticaret sicil müdürlüğünün görev alanında olduğu konusunda kuşku uyandırmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.

Şirket esas sözleşmesinin tamamı, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan olunur. (TTK 354/1)

Esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edilir. (TTK 455/1)

Bu yasal düzenlemelere göre, tescilin, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline yapılması zorunludur. Yapılan değişiklikle, davacı şirketin esas sözleşmesinde şirket merkezi Kocaeli olarak yazıldığına göre, tescilin de ...'ce yapılması gerekir.

Davacının amacı, şirket merkezinin Gebze olması ise, bu hususun esas sözleşmede tereddüde yer vermeyecek şekilde yazılması gerekir.

Esas sözleşme değişikliği bu şekilde ...'ne tescil edilmesi halinde, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil edileceğine ilişkin TTK'nın 354/1. maddesindeki yasal düzenlemeye aykırılık oluşacaktır.

Ayrıca, şirketin esas sözleşmesinde, şirket merkezi Kocaeli olarak yazıldığı halde,...'ne tescilinin, karışıklığa ve ihtilaflara sebep olma ihtimali bulunmaktadır. Muhtemel ihtilafların önlenmesi için, esas sözleşmede şirket merkezinin, en azından, tescil edecek ticaret sicil müdürlüğünün bulunduğu il veya ilçe konusunda tereddüde yol açmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

Yukarıda açıklanan sebeplerle,....'nün kararı hukuka uygun olup, sonucu itibariyle yerel mahkemenin kararında, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından onanması gerekirken, karar Dairemizce bozulmuştur.

Bu nedenle, davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum. 15.01.2015

11 HD., 15.01.2015, 2014/13983, 2015/382

-- . –

Esas sözleşmede şirket merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın belirtilmesi gerektiği gözetildiğinde davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli'dedir…” şeklinde değiştirilmesi şirket merkezinin değiştirilmesi niteliğindedir. Başka bir deyişle davacı şirket Kocaeli-Gebze olan şirket merkezini Kocaeli olarak değiştirmiştir. Bu itibarla TSY'nin 111. maddesi gereğince tescil talebinin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden değil yeni merkezin bağlı olduğu Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden talep edilmesi gerekmektedir. O hâlde davacı şirketin merkezinin değiştirilmesine yönelik tescil talebinin bu nedenle reddedilmesi doğru olacaktır.

DAVA : 1. Taraflar arasındaki “ticaret sicil müdürlüğünün kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili 27.09.2013 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 28.06.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket esas sözleşmesinin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'na (TTK ) uygun olarak tadilini teminen bazı maddelerinde oybirliğiyle değişiklik yapıldığını, değişiklik yapılan esas sözleşmenin 4. maddesiyle 17. maddesinin (c ) fıkrasının 2. paragrafına ait tescil taleplerinin davalı tarafından haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek davalı ... Müdürlüğünün ret kararına karşı itirazlarının kabulüyle reddedilen hususların tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

5. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) 02.10.2013 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı şirketin esas sözleşmesinin yeni metninin 4. maddesinde şirket merkezinin “Kocaeli” olduğu belirtilmesine rağmen şirket açık adresinin belirtilmediği, tescil işleminin yapılacağı ticaret sicil müdürlüğünün belirlenmesi için şirket açık adresinin bulunması gerektiği, bu hususa ilişkin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünün kararının doğru olduğu, şirket esas sözleşmesinin 17. maddesi açısından ise, genel kurulun şirket merkezinin bulunduğu yerde ya da yönetim kurulunun uygun bulduğu bir yerde toplanacağı belirtilmiş olup, şirket merkezi belirtilmediğinden genel kurul toplantısının nerede yapılacağının açık olmadığı, öte yandan genel kurul toplantısının şirket merkezi dışında yapılması hâlinde dahi esas sözleşmede açıkça bunun düzenlenmesi gerektiği, bu nedenle Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen kararın doğru ve yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

6. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.04.2014 tarihli ve 2013/18727 E., 2014/7406 K. sayılı kararı ile; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…dava, ticaret sicil müdürlüğü kararının iptali, ana sözleşmede değişiklik içeren genel kurul kararının tescili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, şirket genel kurul toplantısında şirket ana sözleşmesindeki değişikliklere ilişkin yeni metindeki “Şirket Merkez ve Şubeleri” başlıklı 4. madde hükmünün mevzuata aykırı olmadığını ileri sürerek, bu maddenin tescil isteminin reddine ilişkin kararın iptalini istemiştir. Ana sözleşmenin 4. maddesi “Şirket merkezi Kocaeli'dedir...” ibaresini içermektedir. 6102 Sayılı TTK'nın 339 . maddesinde esas sözleşmede bulunması gereken hususlar sınırlı sayıda sayılmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasının a bendinde şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunması gerektiği belirtilmiş ise de, şirketin açık adresinin esas sözleşmede bulunması şart koşulmamıştır. Nitekim mülga 6762 Sayılı TTK'nın 279 . maddesi de aynı mahiyettedir. Bu durumda, mahkemece, esas sözleşmenin yeni metninin 4. maddesinde şirket adresinin belirtilmediği gerekçesiyle, bu yöndeki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

8. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) 29.05.2015 tarihli ve …. E., ……. K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

9. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

10. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli'dedir…” şeklinde değiştirilerek şirketin açık adresine yer verilmemesinin 6102 Sayılı TTK'nın 339 /2-a maddesine aykırılık teşkil edip etmediği, buradan varılacak sonuca göre davalı ... Müdürlüğünün tescil işleminin reddine dair işleminin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

11. Dava, ticaret sicil müdürlüğünün kararının iptali ile esas sözleşmede değişiklik içeren genel kurul kararının tescili istemlerine ilişkindir.

12. Dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nin 339 /2-a (6762 Sayılı TTK'nin 279 /2-1 ) maddesi gereğince “şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer” anonim şirket esas sözleşmesinin içeriğinde bulunması zorunlu bir unsurdur. Yine aynı Kanun'un 354/1-b (6762 Sayılı TTK'nin 300 /1-1 ) maddesi gereğince esas sözleşmenin tescil edilmesi durumunda tescilin olumlu etkisine sahip bulunan esas sözleşme hükümleri arasında “şirketin ticaret unvanı ve merkezi” de sayılmıştır. Görüldüğü üzere hem mülga 6762 Sayılı TTK döneminde hem de 6102 Sayılı TTK döneminde anonim şirket esas sözleşmesinde “merkez” zorunlu olarak bulunması gerekli unsurlar arasında yer almış, ancak şirket merkezinin açık adresinin esas sözleşmede yer alacağına dair bir hükme yer verilmemiştir.

13. Bununla birlikte 6762 Sayılı TTK döneminde yürürlükte olan 25.07.2003 tarihli ve 25179 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın 2003/3 Sayılı Anonim ve Limited Şirketlerin Kuruluş ve Ana Sözleşme Değişikliği İşlemlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ'de şirket merkezinin esas sözleşmede il ve ilçe olarak gösterilmesinin haricinde açık adresinin de yazılması gerektiği ifade edilmiş; hatta buna ilişkin hükmün esas sözleşmede ne şekilde kaleme alınacağı da gösterilmiştir. Anılan Tebliğe göre, esas sözleşmede yer alması gereken düzenleme “Şirketin merkezi…dır. Adresi…dır. Adres değişikliğinde yeni adres, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan ettirilir. Tescil ve ilan edilmiş adrese yapılan tebligat şirkete yapılmış sayılır. Tescil ve ilan edilmiş adresinden ayrılmış olmasına rağmen, yeni adresini süresi içinde tescil ettirmemiş şirket için bu durum fesih sebebi sayılır.” şeklindedir. Bu nedenle 6762 Sayılı TTK döneminde kurulan anonim ile limited şirketlerin tamamı anılan Tebliğ ile getirilen zorunluluk gereği, sözleşmelerinde şirket merkezinin açık adresine yer vermek durumunda kalmışlardır. Anılan Tebliğ 15.11.2012 tarihli ve 28468 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış ve yeni Tebliğ'de ise şirket sözleşmesinde adres belirtilmesine dair bir hükme de yer verilmemiştir.

14. Görüldüğü üzere artık mevzuatta esas sözleşmede adresin belirleneceğine dair bir husus yer almamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; şirketin merkezinin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirmesine rağmen, adres değişikliği, esas sözleşme değişikliğini gerektirmeyip sadece yönetim kurulu kararı ve bunun sicile tescili yeterli olmaktadır.

15. Anonim şirket, tüzel kişiliğe haiz bir ticaret şirketi olduğundan bir tüzel kişilik olarak faaliyetlerini yürüttüğü ve işlerine ilişkin önemli kararlarının yoğunlaştığı bir yerleşim yerine ihtiyacı vardır. Gerçek kişilerdeki yerleşim yerinin karşılığı anonim şirketlerde merkez olarak karşımıza çıkmaktadır. Tek bir kanuni merkeze sahip olan ticaret şirketlerinin birden fazla ticari işletmesinin bulunması olasılığında ise, merkez dışındakilerin şube olarak nitelendirilmesi kaçınılmazdır. Şirketin merkezi tek olup, esas sözleşmede belirtilmesi gereken zorunlu bir unsur olarak değerlendirildiğinden merkez, Türkiye'de kurulu şirketler için Türkiye sınırları içerisinde bir mülki idare birimi olmalıdır. O hâlde şirket merkezinin il ve ilçe olarak açıkça, herhangi bir şüpheye yol açmaksızın esas sözleşmede belirlenmesi gerekir (Pulaşlı, Hasan: Şirketler Hukuku Şerhi C. I, Ankara, 2011, s. 614 ). Bunun hukuki dayanağı ticaret sicili teşkilatıdır. 6102 Sayılı TTK'nin 24 /1. maddesi gereğince, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından il merkezindeki ticaret ve sanayi odaları ile ticaret odalarında faaliyet gösterecek şekilde ticaret sicili müdürlükleri kurulur. Bakanlık il merkezleri dışındaki odalarda ticaret sicili müdürlükleri kurabileceği gibi müdürlüklere bağlı şubeler de kurabilir. Ayrıca 27.01.2013 tarihli ve 28541 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ticaret Sicil Yönetmeliği'nin (TSY ) 5/3. maddesi gereğince, müdürlüklerin görev alanı odaların kuruldukları il ya da ilçe ile sınırlıdır. Bakanlık oda bulunmayan ya da olup da yeterli teşkilatı olmayan il ve ilçeleri de içine alacak biçimde müdürlüklerin görev alanlarını değiştirebilir. Bu durumda anonim şirket de ticaret siciline tescil ile kurulduğundan ve kurulduğu yerin ticaret sicili müdürlüğüne bağlı tutulacağından şirketin merkezinin il ve ilçe bazında gösterilmesi gerekli ve yeterlidir.

16. Anonim şirketin merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın esas sözleşmede belirtilmesi gerektiği 6102 Sayılı TTK'de birçok yönüyle karşımıza çıkmaktadır. Özellikle, şirketin davalı olduğu uyuşmazlıklarda yer bakımından yetkinin tayininde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemeleri esas alınmaktadır. Benzer şekilde şirkete karşı icra takibi yapılacağında da yetki şirketin merkezinin olduğu yere göre tayin edilmektedir. Yine şirket esas sözleşmesinin tescil edileceği yer şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğüdür. Bu durum sadece kuruluşa özgü olmayıp şirkete dair her türlü tescil, tadil ve terkin işlemleri için de geçerliliğini devam ettirecektir.

17. Bununla birlikte şirket merkezinin il ve ilçe olarak ticaret siciline kaydı, merkez kavramı açısından ticaret sicilinin olumlu etkisine bağlanan hüküm ve sonuçlar ile doğrudan etkilidir. Örneğin anonim şirketi temsile yetkili kimselerin yetkilerinin yer bakımından; yani merkez/şube işleriyle sınırlandırılması ve bunun ticaret siciline tescil ve ilanında yine şirketin merkezine büyük bir önem atfedilmektedir. Zira, merkez dışında yapılan işlemin geçersizliği iyi niyetli olmayan üçüncü kişiye karşı ileri sürülebilecektir. Ayrıca şirketi temsile yetkili kimselerin şirket adına düzenleyecekleri belgelerde şirketin merkezi, sicile kayıtlı olduğu yer ve sicil numaralarına yer vermesi gerekir (TTK, m. 372/2 ). Böylelikle uyuşmazlık çıktığında, muhatabın tespiti şirket adına düzenlenen belgelerden kolaylıkla yapılabilecektir.

18. Öte yandan anonim şirkette merkezin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirdiğinden 6102 Sayılı TTK'nin 421 /1. maddesi gereğince genel kurulun toplanıp karar alması lazımdır. Aynı Kanun'un 455/1. maddesi gereğince ise şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edilir. Ancak esas sözleşme değişikliği şirket merkezinin değiştirilmesini içeriyorsa tescil, yeni merkezin bağlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğünden talep edilmelidir. Bu husus TSY'nin 111. maddesinde; “Bir ticari işletmenin veya ticaret şirketinin Türkiye'deki merkezinin başka bir sicil bölgesine taşınmasının tesciline ilişkin başvurularda, şirket sözleşmesinin değişikliğine ilişkin belgelere ek olarak eski merkezdeki müdürlükten alınacak sicil özeti de müdürlüğe verilir.” şeklinde ifade edilmiştir. Bununla birlikte, yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğünde tescil talep edildikten sonra yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğü, yapılan tescil hakkında, eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünü bilgilendirir ve bildirim üzerine eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünce kayıt silinir (TSY, m. 113/1 ).

19. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirketin 28.06.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket esas sözleşmesinin bazı maddelerinde oybirliğiyle değişiklik yapıldığı, esas sözleşmede yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin de “Şirketin merkezi Kocaeli'dedir…” şeklinde değiştirildiği anlaşılmaktadır. Esas sözleşme değişikliğinin tescilinin talep edildiği davalı ... tarafından şirketin merkezi ile ilgili maddeye yönelik olarak, değişiklikte açık adresin belirtilmediği ve maddenin değiştirilmiş şeklinde hangi ticaret sicil müdürlüğünün yetkili olduğunun belli olmadığı gerekçesiyle tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

20. 6102 Sayılı TTK'nin yürürlüğünden itibaren mevzuatta esas sözleşmede açık adresin yer alacağına dair bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde davalı ... Müdürlüğünün bu yöne ilişkin gerekçesini doğru kabul eden yerel mahkeme kararı yerinde değildir. Zira şirketin merkezi ile şirketin adresi farklı kavramlar olup, şirketin merkezinin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirmesine rağmen, adres değişikliği, sadece yönetim kurulu kararı ve bunun sicile tescili yeterli olmaktadır.

21. Bununla birlikte esas sözleşmede şirket merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın belirtilmesi gerektiği gözetildiğinde davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli'dedir…” şeklinde değiştirilmesi şirket merkezinin değiştirilmesi niteliğindedir. Başka bir deyişle davacı şirket Kocaeli-Gebze olan şirket merkezini Kocaeli olarak değiştirmiştir. Bu itibarla TSY'nin 111. maddesi gereğince tescil talebinin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden değil yeni merkezin bağlı olduğu Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden talep edilmesi gerekmektedir. O hâlde davacı şirketin merkezinin değiştirilmesine yönelik tescil talebinin bu nedenle reddedilmesi doğru olacaktır.

22. Bu nedenle mahkemenin direnme kararına yönelik gerekçesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle ONANMASINA,

Gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 . maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 . maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

YHGK., 5.03.2020, 2017/418, 2020/260

-- . –

TTK. 621(1) -f maddesinde şirket merkezinin değiştirilmesinin önemli kararlardan olduğu yazılıdır. Şirket Merkezinin ana sözleşmede gösterilmesi TTK nun 576. Gereği zorunlu olup, şirket merkezi değişikliğinin ana sözleşme değişikliği olduğunda bir tereddüt olmayıp TTK nun 589. Ve 621/(1)maddesi gereği esas sermayenin 2/3 ünün olumlu oylarıyla alınacağı dava konusu 28.03.2016 tarihli ortaklar kurulunun tüm ortakların katılımıyla yapıldığı, TTK. 621. maddesinde ifade edilen sermayenin tamamının temsil edilmesi koşulunun gerçekleştiği, ancak değişiklik kararının sermayenin %65'ini teşkil eden oylarla alındığı, oysa ki 2/3 oy oranının %66,66 olduğu , anılan kararın TTK. 589. ve 621. maddesine ve ana sözleşme hükümlerine aykırı alınması sebebiyle yeterli nisapla alınmadığı anlaşılan kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, nisabın hesabında bir hata bulunmadığı, mahkemenin dosya mevcudu delilleri ve kanun hükümlerini doğru uyguladığı anlaşılmaktadır.

Davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;

DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %35 hissedarı olduğunu, iflas erteleme sürecini başarıyla tamamlamış olan şirketin tek mal varlığının şirket merkezinin de bulunduğu, Sultanahmet bölgesinde bulunan Meşhur ...- ... isimli lokanta olduğunu, davalı şirketin oyçokluğuyla alınan 28.03.2016 tarihli ortaklar kurulu kararında, borç kalemlerinin yapılandırılmasında yetki verilmesi ve şirketin merkez adresinin değiştirilmesi yönünde karar alındığını, müvekkilinin genel kurulun 1, 2, 3 ve 4 numaralı kararlarına karşı red oyu kullanarak muhalefet şerhi verdiğini, şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin 2. Maddenin TTK. 621. maddesine aykırı olarak alındığı bu kararın yok hükmünde olduğunu, şirket ana sözleşmesinin ancak sermayenin 2/3nü temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebileceğini kararın %65 oyçokluğuyla alındığını,1.nolu karar ile borçların yapılandırılması için şirket müdürüne yetki verildiğini, TTK. 626/2. Maddesi gereği şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ya da diğer tüm ortaklarca yazılı olarak izin verilmemişse müdürün şirketle rekabet oluşturan faaliyette bulunamayacağını, rekabet yasağına aykırı davranan müdürün şirket borçlarının yapılandırılmasına ilişkin işlemlerinin objektif olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek davalı şirketin 26.03.2016 tarihli genel kurulunda alınan 1 ve 2 nolu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine 01.02.2016 tarihli genel kurul kararının iptali istemiyle İstanbul 14. ATM'nin .… esas sayılı dosyasında dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, dava konusu 28.03.2016 tarihli genel kurulun 2 nolu kararında şirket merkezinin değiştirildiğini, bu kararın TTK. 447. maddesinde sayılan hususlardan bulunmadığını, zira TTK. 622. maddesi yollamasıyla limited şirketlerde de anonim şirkete ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini, yine şirket borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili şirket müdürüne tam yetki verilmesine ilişkin 1 nolu kararının da ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olmadığını, şirket müdürünün davacının iddiası doğrultusunda haksız rekabet yaptığının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde sözü edilen Sultanahmet ...A.Ş ile hiçbir ilgi ve bağlantısının olmadığını, davalı şirketin iflas aşamasından son aşamada kurtulup esas sermayesini kaybetmemek ve borca batık halde olmamak için çabalayan bir şirket olduğunu, sermaye arttırımı ile iflastan kurtulduğunu ve davacı payına düşen sermayenin dahi diğer ortak şirket müdürü ... tarafından ödendiğini belirterek genel kurulda alınan 1 ve 2 nolu kararların yasa ve ana sözleşmeye aykırı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin 3 ortaklı olup, 8.000 payın 4.000.000- TL sermayeye tekabül ettiğini ve bunun 4080 adet pay karşılığı 2.040.000- TL'sinin ..., 2800 adet paya karşılık 1.400.000- TL sermayenin davacı ..., 1120 adet paya karşılık 560.000-TL sermayenin de ...'e ait olduğunu ve ...'ın şirketteki payının ;%51, davacı ...'in pay oranının %35, diğer ortak ...ün de payının şirket sermayesinin %14'üne tekabül ettiğini, dava konusu 28.03.2016 tarihli genel kurula şirketin üç ortağının da katıldığını, ancak her iki kararın da ... ve ...'ün olumlu oyuna karşılık teşkil eden %65 oyla alındığını, davacı ...'in alınan kararlara muhalefet ettiği, 2 nolu karar ile şirket merkezinin değiştirilmesine karar alındığı, şirket merkezinin değiştirilmesi aynı zamanda esas sözleşmenin değiştirilmesi anlamına geldiğini, zira TTK. 576. maddesinde şirket merkezinin ana sözleşmede yer alması gereken hususlardan olduğunu TTK. 589. Maddesinde ''aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde şirket sözleşmesi esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebileceğini,

TTK. 621. maddesinde ise, önemli kararlar bakımından ağırlaştırılmış özel nisaplar öngörüldüğünü, anılan madde de ''aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az 2/3 ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceğinin belirtildiğini bu kararlar arasında ''şirket merkezinin değiştirilmesine” ilişkin kararların da olduğunu, TTK. 621. Maddesinde ifade edilen sermayenin tamamının temsil edilmesi koşulunun gerçekleştiğini, Ancak TTK. 589. Maddesi gereği sermayenin en az üçte ikisinin olumlu oy kullanması gerektiği; genel kurulda toplantı nisabı %100 sermaye tutarına karşılık gelse de, kararın toplam sermayenin %65'ini teşkil eden oylarla alındığını oysa şirket sermayesinin 2/3ünün %66,66 oranına tekabül ettiğini, bu durumda TTK. 589. maddesindeki ve 621. maddesindeki karar nisabının oluşmadığını yasaya ve ana sözleşme hükümlerine uyulmaksızın alınan bu kararın yok hükmünde olduğu,

1 nolu karar ile ; şirket müdürüne borçların yapılandırılması konusunda tam yetki verildiği, TTK. 621. maddesinde kanun ya da şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğuyla alınacağının düzenlendiği, 1. nolu kararın salt çoğunluk ile alındığı, kararın nisap bakımından yeterli oyla alındığı, bunun dışında alınan kararıniptal koşulları bakımından değerlendirilmesi gerektiği ,şirketin iflas erteleme sürecinden geçtiği, yüklü miktarda SGK ve Vergi borcu bulunduğu borçlarının yapılandırılmasına ilişkin olarak şirketi müdürü olan ...n'a tam yetki verilmesinde dürüstlük kurallarına aykırı bir yönün bulunmadığını, bu kararın iptali isteminin yerinde olmadığı, İst. 14. ATM'nin … E. sayılı dosyasında, 01.02.2016 tarihli genel kurulda ...ın 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak münferit temsil ve ilzama yetkili seçildiği, anılan bu kararın iptalinin dava konusu edildiğini , karar iptal edilse de şirket müdürü tarafından yapılan işlemlerin şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceğini, ancak iyiniyetli 3. kişiler yönünden işlemlerin geçerliliğinin korunacağının kabulü gerektiğini, bu davanın beklenmesinin şirket müdürüne borç yapılandırılması yetkisi verilmesi ile bir ilgisinin olmadığını belirterek şirket merkezinin değiştirilmesi ile ilgili kararın yoklukla malul olduğunun tespitine alınan diğer kararla ilgili iptal isteminin reddine karar vermiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; Şirket Merkezinin değiştirilmesi kararının TTK 447. maddesindeki butlana tabi kararlardan olmadığını,sırf matematiksel hesaplama ile bu sonuca ulaşmanın yerinde olmadığını şirket menfaatleri esas alınarak karar verilmesi gerektiğini, İst. 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E sayılı dosyasında şirket müdürü seçimi ile ilgili kararın iptali istemli dava devam ettiğini, bu davada ise söz konusu şirket müdürüne borç yapılandırma işlemlerini yapmak üzere verildiğini, davaların irtibatlı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE: İstinaf incelemesi; Şirket Merkezinin değiştirilmesine ilişkin 28.03.2016 tarihli genel kurulda alınan kararın %65 oranında olumlu oyla alındığı en az 2/3 oy oranı olan %66,66 oranınına ulaşılamadığı gerekçesi ile bu kararın yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin kararıyla "sınırlı olarak yapılacaktır.

Davalı vekili tarafından Şirketin elde ki davaya konu ortaklar kurulu kararından evvel yapılan 1.2.2016 tarihli ortaklar kurulunda şirket müdürü seçimine ilişkin ...14.ATM de derdest olan davanın bekletici mesele yapılmaması istinaf nedeni olarak ileri sürülmüş ise de ; daha evvel yapılan genel kurulda şirket müdürü seçimine ilişkin alınan karar elde ki davada alınan kararlar bakımından bağımsız olup,şirket müdürü seçimi ile şirket müdürüne borç yapılandırılması için verilen yetki ilgisiz olduğu gibi netice de ,şirket müdürüne verilen yetki bakımından iptal davasının reddi kararına karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı, yok hükmünde bulunduğuna karar verilen şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin karar ile de bu davanın bağlantısı bulunmadığı gözönüne alındığında davalı vekilinin bekletici mesele bakımından ileri sürdüğü istinaf sebebi yerinde bulunmamaktadır.

TTK. 621(1) -f maddesinde şirket merkezinin değişitirilmesinin önemli kararlardan olduğu yazılıdır. Şirket Merkezinin ana sözleşmede gösterilmesi TTK nun 576. Gereği zorunlu olup ,şirket merkezi değişikliğinin ana sözleşme değişikliği olduğunda bir tereddüt olmayıp TTK nun 589. Ve 621/(1)maddesi gereği esas sermayenin 2/3 ünün olumlu oylarıyla alınacağı dava konusu 28.03.2016 tarihli ortaklar kurulunun tüm ortakların katılımıyla yapıldığı, TTK. 621. maddesinde ifade edilen sermayenin tamamının temsil edilmesi koşulunun gerçekleştiği, ancak değişiklik kararının sermayenin %65'ini teşkil eden oylarla alındığı ,oysa ki 2/3 oy oranının %66,66 olduğu , anılan kararın TTK. 589. ve 621. maddesine ve ana sözleşme hükümlerine aykırı alınması sebebiyle yeterli nisapla alınmadığı anlaşılan kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, nisabın hesabında bir hata bulunmadığı, mahkemenin dosya mevcudu delilleri ve kanun hükümlerini doğru uyguladığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:

Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

Alınması gereken 35,90- TL istinaf harcından; davalı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL'nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 37,50- TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,

HMK 'nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.26/04/2018

İstanbul BAM 12HD, 26.04.2018, 90/469