Bilindiği gibi, hukukçular, hakim, savcı, avukat ve üniversite öğretim görevlilerinden oluşmaktadır. Bu itibarla, önce iyi bir hukukçu da bulunması gerekli özellik ve niteliklerden başlamak gerekir;
İyi bir hukukçu, öncelikle iyi bir hukuk bilgisine, yani meslek bilgi ve ehliyetine hukuk nosyonu ve formasyonuna sahip olmalıdır. Hukuk nosyonu ve formasyonun kaynağı, hukukun evrensel ilke ve esaslarıdır. İyi bir hukukçu, hukukun evrensel ilke ve esaslarını kavrayan, anlayan ve uygulamaya koyan kişidir. Kanun maddelerini bilmek ve ezberlemek hukuk nosyonu ve formasyonuna sahip olmak için yeterli değildir. Genel anlamda, hukuk nosyonu ve formasyonuna sahip olmayandan iyi bir hukukçu olmaz.
İyi bir hukukçu olmanın şartlarından birisi de, zeki ve çalışkan olmasıdır. Kısaca, iyi bir hukukçu matematik zekasına sahip olmalıdır. JOH NAS isimli ünlü bir matematikçi "Matematik zekası olmayan toplumlarda adalet yoktur." diyor. Bunun açılımını yaparsak, Bir matematik problemini çözmek için, önce verileri tespit edersin, ondan sonra ne isteniyor onu tespit ettikten sonra düşünürsün, yani muhakeme edersin ve problemi çözersin. İyi bir hukukçu bir hukuki meseleyi çözmek için, matematik problemi gibi ele alır ve muhakeme ederek çözüm üretir. Bu tür çözüm tarzına hukukta analitik çözüm tarzı denilir. Türk Dil Kurumu Analitik çözüm tarzını şöyle tanımlamaktadır. Bir problemi çözmek için, bilgileri ayrıştırarak ve sorunu oluşturan öğeleri göz önüne alarak sonuca varmak için yürütülen sistematik düşünce tarzı olarak tanımlar. Bu anlayışı içselleştiren bir hukukçu önüne gelen bir hukuki sorunu evrensel hukuk kurallarına göre inceler, değerlendirir ve doğru bir çözüm üretir. Aynı zamanda klasik standartların dışına çıkarak geniş bir ufukla olayları yorumlar ve çözüm üretir.
İyi bir hukukçu ezberci olmamalıdır. Kanun maddelerini ezberleyen bir hukukçu, birikim ve enerjisini ezberlemeye harcar ve yavaş yavaş muhakeme özelliğini kaybeder. Ezberci olanın üretme kabiliyeti olmaz. Bunu söylerken, iyi bir hukukçu, önüne gelen hukuki sorun ile ilgili müesseseleri bilir ve çözümü orda arar ve bulur. Kanun maddelerini ezberlemeye gerek kalmaz. Roma hukukunda, ezberci anlayışı şöyle özetler: "Bir piyanoda, tuşların yerini bilmek, iyi müzik eseri ortaya çıkarmak için yeterli değildir". Piyanoda, tuşların yerini bilirsin ama bir müzik eseri ortaya çıkaramazsın, Bir müzik eseri ortaya çıkarmak için ayrı bir kabiliyetin olması gerekir.
İyi bir hukukçu çalışkan olmalıdır. Durmadan okumalı, araştırmalı, ve kendisini yenilemelidir, Özellikle bir hakim ve savcı Karar verirken Avrupa İnsan Hakları sözleşmesini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, Anayasa Mahkemesi kararlarını, Yargıtay kararlarını göz önünde bulundurmalı, Hukuk alanında çıkan yayınları takip etmelidir. Gerektiğinde, önüne gelen bir hukuki sorunu çözmek için kıyas yoluna giderek çözüm üretebilmelidir. Hatta bu anlayışla konuları ele almalı ve içtihat üretebilmelidir. Bu özellik ve niteliklere sahip bir hukukçu önüne gelen bir karmaşık bir olayı hak ve adalete uygun bir şekilde çözer.
İyi bir hukukçu, hiç bir etki ve baskı altında kalmadan, subjektif değil, objektif bir şekilde ele almalı ve verdiği kararlarda, hak ve adalet duygusu içinde ele almalı ve verdiği kararlarda, vicdanen rahatsız olmamalıdır. MAHATMA GANDHİ, "Bütün mahkemelerin üstünde bir mahkeme vardır. O da vicdandır. Hiç bir mahkeme onun üstünde değildir." diyor. Yine, MAHATMA GANDHİ "Adaletsizlik yapıp, herkesle birlikte olmaktansa da, Adaletli ol yalnız kal daha iyidir." diyor.
MAHATMA GANDİ nin bu sözleri çok anlamlıdır. Vicdanını kaybeden, önce ruhunu ve sonra insanlığını kaybeder. İnsanlığını kaybedenden de adalet beklemek bir hayalden ibaret kalır.
Ülkemizde, oldukça çok sayıda hukukçu var. 2022 yılı itibarıyla, 91 tane hukuk fakültesi var. Hukuk Devleti ve hukukun üstünlüğü anlayışında, Yargı bağımsızlığı, yasalara ve hukuka aykırı olan uygulamalar ve hak ihlalleri konusunda fikrini açıklayan çok az kişi dışında ne konuşan ve ne de fikrini açıklayan kimse yoktur. Avrupa İnsan hakları mahkemesi kararları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Kararları, İdare Mahkemesi, Danıştay Mahkemesi kararları ve yerel mahkeme kararları uygulanmadığında, fikrini açıklayan hukukçu sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor. Özellikle, ülkemizdeki hukuk fakültesi Profesörleri, Doçentleri, öğretim görevlilerinden tek ses çıkmıyor. Bunlara sözüm ona hukukçu demek gerekiyor. Üç maymunu oynuyorlar, "Görmedim, duymadım bilmiyorum." Hukuk fakültesi öğretim görevlilerinin çoğunun ülkemizin hukuk sorunlarıyla ilgili ne bir makalesi, ne bir yazısı ve ne de bir kitabı var. Bir hukukçunun varlık nedeni, Hukuk Devleti, Hukukun Üstünlüğü, Yargı Bağımsızlığı ve İnsan Haklarını savunmak ve hak ihlalleri konusunda sesini duyurmaktır. Zira bu değerler hukukçunun varlık nedenidir. Bu değerlere sahip çıkmayan ve bana ne diyen, sözüm ona hukukçu olan kendi varlık nedenini de yok saymış demektir Kendisi hukukçu olmayanın yetiştirdiği öğrencilerini de hukukçu olarak yetiştirmesi mümkün olmaz.
Bir hukukçunun, ailesine, topluma, ülkesine ve mesleğine karşı görev ve sorumluluğu vardır. Bir hukukçunun, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü anlayışı, yargı bağımsızlığı, adil yargılama ve evrensel hukuk değerleri karşısında, tarafsızım deme hakkı olmamalıdır. Bana ne dememelidir. Zira, hukukçunun varlık nedeni bu değerlerdir. Bir hukukçu bu değerleri yok saydığında, kendisini de yok saymış olur. Ülkemiz bir hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, demokrasiye, evrensel hukuk kurullarını kabul etmiş ve uygulamada benimsemişse, bir hukukçunun bu değerlere karşı duyarlı olması gerekir.
İyi bir hukukçu, hukukun evrensel ilke ve esaslarını benimsemeli, kim olursa olsun, tüm görüş ve inançlara eşit mesafede olmalı, dürüstlük ve tarafsızlık ilkelerinden ayrılmamalı, mesleğini icra ederken, hiç bir suç örgütü ve siyasi düşünce adına hareket etmemeli, hiç bir kimseyle çıkar ilişkisine girmemelidir. Meslek etiğine bağlı olmalıdır. İyi bir hukukçu kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, gücü maddi durumu birey ve vatandaş olarak kimliğinde ne yazarsa yazsın herkese eşit gözle bakmalı, hak ve özgürlüklerden eşit ve dürüst yararlanabilmelidir. Bu anlayış soyut bir kavram olmaktan çıkarılmalı ve somutlaştırılmalıdır. Bu anlayış aynı zamanda Anayasamızdaki eşitlik ilkesinin de gereğidir.
Gerek, hakim, gerek savcı ve avukat, dersine iyi çalışmalı ve önüne gelen hukuki sorunu iyi analiz etmelidir Analiz yeteneğine sahip olan bir hukukçu, hukuk kurallarını doğru bir şekilde yorumlar. Doğru yorum yapan bir hukukçu, hak ve adalet duygusuna sahip olur. Hakim Savcı ve avukat, önüne gelen davayla ilgili dosyayı iyi okumalı, muhakeme etmeli ve duruşmada nasıl karar vereceğini bilmelidir. Savcı soruşturmada ve kovuşturmada, dosyasının iyi okumalı, şüpheli ve sanıkla ilgili suçun vasıf ve mahiyetini belirleyerek nitelendirmeyi doğru yapmalıdır. Avukatı ise, dava takip edenken, keza önüne gelen davayı iyi incelemeli ve değerlendirmelidir. Sırf para kazanma uğruna dava almamalıdır. Kutsal olan savunma hakkını yerine getirirken, yaptığı işin önemini anlamalı ve buna göre savunma yapmalıdır Yani, mesleğini yaparken, yasa ve hukuku yok sayarak yapmamalıdır. Her şey para değildir. Bazen, avukat üstlendiği davayı, kaybettiğinde, hak yerini bulduğunda ve adalet gerçekleştiğinde rahatsız olmamalıdır. Avukat üzerine almış olduğu davada, müvekkiline fayda sağlamalı aldığı paranın hakkını vermelidir, Bu özellik ve nitelikleri sahip olmayandan ne bir hakim, ne bir savcı ve ne de avukat olur. Daha doğrusu hiç bir şekil ve suretle de olsa iyi bir hukukçu olmaz.
Bir ülkede, Hukuk Devleti, Hukukun üstünlüğü anlayışında, Adalete ulaşmak iyi hukukçularla mümkündür. Bir ülkenin hukuk sistemi ne kadar mükemmel olursa olun, onu uygulayacak olanlar yi bir meslek bilgi ve yeteneğine, hukuk nosyonu ve formasyonuna sahip değilse adalete ulaşmak mümkün olmaz Bir ülkenin hukuk sistemi mükemmel olmasa da, iyi yetişmiş adaleti zihnine ve gönlüne yerleştirmiş, işini seven, kendisini mesleğine adamış, vicdanlı hukukçuların varlığı halinde adalete ulaşmak mümkün olur. Bu temel değerlerden yoksun olanlarla adalete ulaşmak mümkün olmaz.
Ülkemizde gerçek anlamda iyi hukukçuların yetişmesi dileğiyle...