KARARLAR

İtiraz Merciince Alınan Savcılık Görüşünün Bildirilmemesi (Ay. Md. 19/8'in İhlali)

Anayasa'nın 19. Maddesinin sekizinci fıkrasında her ne sebeple olursa olsun hürriyeti kısıtlanan kişinin “kısa sürede” durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir.

Abone Ol

Tutukluluk haline itirazda bulunulan bir davada, Cumhuriyet Savcısı ve tutuklunun davaya katılma hakkı bulunmaktadır. Ayrıca tutukluluk haline itiraz başvurusunda Cumhuriyet Savcısı ve tutuklu arasında silahların eşitliği ilkesinin gözetilmesi gerekir. Silahların eşitliği, başvurucunun soruşturma dosyasına ulaşabilmesine imkân verilmesini gerektiren bir ilkedir. Anayasa Mahkemesi aşağıda gösterilen ilk üç kararda Cumhuriyet Savcısının görüşlerine etkili bir şekilde cevap verebilme imkânının kural olarak başvurucuya söz konusu görüşün bildirilmesi hâlinde mümkün olabileceği, dolayısıyla mahkemenin kararına etki edebilecek bu hususun başvurucuya bildirilmemesinin çelişmeli yargılama ilkesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle ihlal kararları vermiştir.

Bununla birlikte yine aşağıda ilgili kararlar kısmında gösterilen (Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017)  kararı ile Anayasa Mahkemesinin sıklıkla uygulanmış açık bir içtihadının bulunduğu tutukluluk ve/veya tutukluluğa itiraz incelemeleri sırasında alınan savcılık görüşünün süpheli/sanık veya müdafiine bildirilmemiş olması nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin başvurunun, genel bir soruna işaret etmediği gibi Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından da önem taşıdığının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır. Aynı zamanda başvurucunun tutukluluğa ilişkin itiraz incelemesi sırasında alınan savcılık görüşünün kendisine bildirilmemesi nedeniyle ciddi anlamda zarar gördüğü, bu görüşün kendisi için ne denli önemli olduğu hususunda başvurucunun herhangi bir açıklamasının bulunmadığı da gözetildiğinde başvurunun bu kısmı açısından önemli bir kişisel zararın da olmadığı kanaatine varılmıştır. Dolasıyla bu konu başlığı altındaki şikâyetler bakımından Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının da gözönünde bulundurulması gerekmektedir.

İlgili Kararlar:

♦ (Firas Aslan ve Hebat Aslan, B. No: 2012/1158, 21/11/2013)
♦ (Mehmet Haberal, B. No: 2012/849, 4/12/2013) 
♦ (Erman Ergin, B. No: 2014/2680, 27/10/2016)
♦ (Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017) (Kabul edilmezlik kararı)

---