Arabuluculuk, uyuşmazlıkları çözmenin en önemli alternatif yollarından birisidir. Arabuluculuk, iki veya daha fazla kişi arasındaki bir anlaşmazlığı üçüncü bir tarafsız kişinin (arabulucu) yardımıyla müzakereler yoluyla çözmeyi amaçlayan gönüllülüğe dayalı süreçtir. [1]

6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK)” ise m. 2/b’de arabuluculuğu şöyle tanımlamaktadır:

Arabuluculuk: “Sistematik teknikler uygulayarak görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini” ifade eder.

Çeşitli amaç ve düşüncelerle zorunlu ve ihtiyari olmak üzere hayatımıza giren arabuluculuk müessesinin fayda-zarar dengesinden ziyade bu yazımızda, hukuk okur-yazarlığını artırmak ve meslektaşlara faydalı olması amacıyla Yargıtay kararları çerçevesinde işçi ve işveren arasında düzenlenen arabuluculuk anlaşma belgesinin iptalini gerektiren sık karşılaşılan belli başlı durumlara yer verilecektir.

Anlaşma belgesinin iptalini gerektiren sebepler özetle şu başlıklar altında toplanabilir;

1-İrade sakatlığı,

-Taraflardan birinin yanılma, hile veya tehdit altında süreci tamamlaması.

2-Aşırı yararlanma (Gabin),

-Aşırı yararlanmadan bahsedilebilmesi için salt edimler arasındaki orantısızlık tek başına yeterli olmayacak olup taraflardan birinin zor durumda kalmasından, düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden faydanılması gerekmektedir.

3-Arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmemesi.[2]

Arabuluculuk tutanaklarının/anlaşma belgesinin iptali ileri sürülen alacak ve/veya işe iade davasında da talep edilebileceği gibi ayrı bir davaya da elbette konu edilebilir. Ayrı bir davaya konu edilmesi halinde ise “iptale” ilişkin ikame edilen davanın “bekletici mesele“ yapılması gerekmektedir. Aynı dava içerisinde ileri sürülmesi halinde ise “ön sorun” olarak ele alınacaktır.

Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.07.2024 T. 2024/8763 E. 2024/10645 K. sayılı kararında; “Dairemizce yapılan değerlendirmede, anlaşma belgesinin veya anlaşmaya dair son tutanağın, anlaşılan hususlarda dava açılmasının önünde hukuki bir engel oluşturduğu sonucuna varılmıştır. 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinde açıkça ve emredici şekilde, anlaşılan hususlarda dava açılamayacağı öngörüldüğünden öncelikle bu engelin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kanun, anlaşma belgesinin varlığı karşısında bu belgede anlaşıldığı belirtilen hususlarda dava açılmasına imkân tanımamaktadır. Bu bakımdan anlaşma belgesinin iptaline karar verilmedikçe alacak yahut işe iade talebi ile açılan davaların esasına yönelik inceleme yapılması mümkün değildir. Anlaşma belgesinin geçersizliğini ileri süren taraf, bu belgenin iptalini ayrı bir dava ile talep edebileceği gibi anlaşma belgesinin iptali talebini, alacak veya işe iade talebi ile aynı davada da ileri sürebilir.” şeklinde karar verilmiştir.

A-ARABULUCULUK TUTANAKLARININ/ANLAŞMA BELGESİNİN İRADE SAKATLIĞI NEDENİYLE İPTALİNE İLİŞKİN KARARLAR

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.04.2024 T. 2024/225 E. 2024/6737 K. sayılı kararında;Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aynı gün benzer içerikte altı dosyanın istinaf incelemesinin yapıldığı, ihtiyari arabuluculuk işlemlerinin yakın tarih aralığında, davacı işçiler henüz yurt dışında iken telekonferans yöntemiyle gerçekleştirildiği, davacının işçilik alacaklarının ödenmeyeceği ve uçak bileti alınmayacağı belirtilerek zorla ihtiyari arabuluculuk tutanaklarının imzalattırıldığı iddiasını tanıklarının beyanları ile ispatladığı, davacının çalıştığı Ülkede başlayan savaş ortamı içerisinde toplu şekilde benzer uygulamayla işçilerle arabuluculuk sürecinin işletilmeye çalışılmasının fesih tarihi ile arabuluculuk süreci ve yurda dönüş arasında geçen süre gözetildiğinde baskı unsuru oluşturabileceği, ayrıca davacıların işçilik alacaklarının tahsili bakımından açtıkları davalarda alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen işçilik alacakları tutarlarının arabuluculuk anlaşma tutanağında ödenmesi kararlaştırılan tutarlardan çok daha fazla olduğu, bunun arabuluculuk görüşmelerinin davacının serbest iradesi ile gerçekleşmediği, işveren baskısı altında yapıldığı yolundaki kanaati pekiştirdiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. .. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA” karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.07.2024 T. 2024/7728 E. 2024/10316 K. sayılı kararında;…tanıkların da beyanlarında davalı ... Yapı Şirketi muhasebecisi tarafından toplu şekilde işyerine çağrıldıklarını, ödeme yapılabilmesi için belgeleri imzalamaları gerektiğinin söylendiğini, hangi alacak için ne kadar ödeme yapılacağının açıklanmadığını, söylenen tutarı kabul edip etmediklerinin sorulduğunu, paraya ihtiyaçları olduğu için kabul ettiklerini söylemek zorunda kaldıklarını, sonrasında çok sayıda belge imzalatıldığını, dışarıda bekleyen çok sayıda işçi olduğundan ve evrak sayısı da fazla olduğundan okumaya fırsat verilmediğini, belgelerin örneğini alamadığını ve daha sonrasında da taraflarına belge ulaşmadığını, bazı işçileri aynı gün bazılarını da birkaç gün sonra kendisini arabulucu olarak tanıtan bir kişinin aradığı ve sadece toplantıdaki tutarı kabul edip etmediklerini sorduğunu beyan ettikleri; hem çok sayıda çalışanla aynı anda hem de davalı işyerinde arabuluculuk görüşmesi yapıldığının sabit olduğu, dolaysıyla arabuluculuk sürecinin hukuka uygun ve sağlıklı şekilde yürütülmediği, çok sayıda işçi ile dar zamanda ve mekanda yani bağımsız bir yerde olmayıp da işyerinde görüşme yapılması, bu esnada işçilerin üçüncü kişilerden yardım alma durumunun bulunmaması, işçilerin maddi ve manevi olarak zor durumda olmaları sebebiyle irade sakatlandığından belgenin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı… Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA” karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 07.03.2024 T. 2023/21002 E. 2024/4337 K. sayılı kararında; “Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işten çıkışının yapıldığı tarih ile ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinin tarihinin aynı olduğu, davacıya süreç ve içerikle ilgili bilgilendirme yapılmadığı, davacının işverenin baskısı altında tutanağı imzaladığı yönündeki tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. .. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA” karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25.02.2025 T. 2024/14607 E. 2025/2004 K. sayılı kararında; “Somut olayda; davacının 21.06.2016-01.03.2021 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, 01.03.2021 tarihli el yazısı ile yazılmış istifa dilekçesi ile \"çalışmakta olduğum şirketinizdeki işimden, başka bir iş bulmam nedeniyle kendi isteğimle istifa ediyorum, gereğinin yapılmasını arz ederim.\" şeklinde yazılı dilekçe verdiği; 02.03.2021 tarihli arabuluculuk son tutanak içeriğine göre başvurucu davacının ücret alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, prim ve ikramiye alacağı, asgari geçim indirimi, haksız fesih tazminatı, cezai şart alacağı, dinî bayram çalışma alacağı, bakiye süre ücret alacakları yönünden görüşme sonucunda anlaştıkları, ayrıca başvurucu tarafın işe iade talebi olmadığı konusunda anlaştıkları anlaşılmış ise de istifa eden ve istifa ettiği işverenden herhangi bir ücret alacağı ya da işe iade talebi olmayan işçinin istifa ettiği gün arabulucuya başvurarak hiçbir alacağı ve talebinin olmadığını anlaşma tutanağına bağlattığı dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında arabuluculuk sürecinde davacının iradesinin sakatlandığı kanaatine varılarak Mahkemece davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne ve ihtiyari arabuluculuk son tutanağının ve anlaşma belgesinin iptaline dair karar verilmiştir. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1hükmü uyarınca ONANMASINA” karar verilmiştir.

B-ARABULUCULUK TUTANAKLARININ/ANLAŞMA BELGESİNİN AŞIRI YARARLANMA (GABİN) NEDENİYLE İPTALİNE İLİŞKİN KARARLAR

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.02.2024 T. 2024/1210 E. 2024/2091 K. sayılı kararında; “İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde bina görevlisi sıfatıyla yaklaşık 13 yıl hizmet süresinin bulunduğu, işten ayrılma gibi bir iradesi bulunmayan davacının \"seni bundan sonra sözleşmeli çalıştıracağız\" denilerek işverenin başvurusu üzerine arabulucuya götürüldüğü, arabuluculuk sürecinde imzalanan anlaşma belgesine göre davacıya tüm işçilik hak ve alacakları (Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin vs işçilik hak ve alacakları) yazılmak suretiyle 33.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmet dökümüne göre davacının 25.12.2019 tarihinde işten çıkışının verilip çok kısa bir süre sonra 02.01.2020 tarihinde tekrar davalı nezdinde işe girişinin yapıldığı, aynı düzen ve koşullar ile çalışmaya devam ettiği, eldeki davayı açtıktan kısa bir süre sonra 15.01.2021 tarihinde ise işten çıkartıldığı, yaşanan sürecin tanık anlatımlarıyla uyumlu olduğu, dava konusu arabuluculuk anlaşma belgesinde anlaşıldığı belirtilen hususlar açık ve net yazılmamakla birlikte davacının hizmet süresi karşısında açık bir orantısızlığın bulunduğunun aşikar olduğu, davalı taraf karşısında sosyo-ekonomik anlamda denk durumda olmayan davacının mevcut vaziyeti de dikkate alındığında ortada gerçek anlamda ... sözleşmesinin feshi ve tarafların anlaşmasına dair bir irade bulunmayıp davacının bilgisizlik ve deneyimsizliğinden de faydalanarak geçmişe yönelik hak ve alacaklarının tasfiyesinin amaçlandığı, bu nedenle dava konusu arabuluculuk anlaşma tutanağının geçersiz olduğu ve iptali gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile arabulucu O.F. tarafından düzenlenen ... Arabuluculuk Bürosunun 25/12/2019 tarihli ve 2019/155185 dosya numaralı arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmiştir. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA..” karar verilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 14.03.2023 T. 2023/6 E. 2023/935 K. sayılı kararında; ”Somut olayda taraflar arasında düzenlenen arabuluculuk tutanağındaki edimler arasında aşırı nispetsizlik hali bulunmakla arabuluculuk tutanağının 6098 Sayılı Yasa'nın 28. Maddesi hükümleri gereği gabin nedeniyle de iptali gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

C- ARABULUCULUK TUTANAKLARININ/ANLAŞMA BELGESİNİN ARABULUCULUK SÜRECİNİN USULÜNE UYGUN YÜRÜTÜLMEMESİ SEBEBİYLE İPTALİNE İLİŞKİN KARARLAR

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.02.2025 T. 2024/14545 E. 2025/2031 K. sayılı kararında;İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık anlatımlarından EYT'den yararlananların işyerindeki toplantı salonuna çağrıldığı, davacı ve diğer kişilerin toplu olarak arabulucunun yanına gittikleri, arabuluculuk görüşmesine gidildiğinde arabuluculuk tutanağının imzalattırıldığı, arabulucunun işveren tarafından belirlendiği, davacıya süreç ve içerik ile ilgili herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı, tek yanlı şekilde davalı işverenin emir ve talimatı ile hazırlanıp iş sözleşmesi devam ederken davacıya imzalattırılan arabuluculuk tutanağı ve sürecin arabuluculuk ilke ve kurallarına aykırı düştüğü, tutanağın iş sözleşmesi devam ederken yani davalı işverenin emir ve talimatı altında çalışırken işten çıkışının yapıldığı tarihte düzenlenmiş olması, arabuluculuk görüşmesinin davalı işveren nezdinde yapılması, davalı tanığının dahi arabuluculuk görüşmesine iki kişi girdiklerini beyan etmesi, toplu bir şekilde sürecin ilerletildiği gibi hususlar dikkate alındığında, davaya konu sürecin, tarafların eşitliği, arabulucunun tarafsızlığı ve gönüllülük ilkelerine aykırı şekilde yürütüldüğü, sonuç itibarıyla davaya konu arabuluculuk tutanağının 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 9 ve 11. maddelerine aykırı olarak düzenlendiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 09.02.2023 T. 2022/2346 E. 2023/107 K. sayılı kararında; “Somut uyuşmazlıkta; davacının ihtiyari arabulucuya usulüne uygun bir başvurusunun olmadığı, yapıldığı belirtilen görüşmelerde, bir çok işçiye aynı şekilde sırayla davalı işverenliğin bulunduğu Dünya Ticaret Merkezi aynı blok farklı bir katta belgelerin imzalatıldığı, Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde aykırı şekilde ibra etkisi kazandırılmaya çalışıldığı, tazminat ve alacaklarla ilgili olarak delil oluşturma ve dava açma yasağı oluşturma yönünde çaba içine girildiği anlaşılmaktadır. Bütün bu işlemlerin usulüne uygun bir arabuluculuk başvurusunun ve görüşmesinin yapılmadığı gibi mevzuat hükümleri çerçevesinde arabuluculuk anlaşma belgesinin düzenlenmediği sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle, dava tarihi itibariyle taraflar arasında 6325 sayılı Kanun hükümleri dikkate alındığında, yapılan işlemler geçerli ihtiyari arabuluculuk faaliyeti olarak nitelendirilemez. Mevzuat hükümleri çerçevesinde usulüne uygun, geçerli bir tutanak düzenlenmediği ve dava tarihi itibari ile zorunlu arabuluculuk şartının yürürlüğe girdiği de dikkate alınarak, davaya konu iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği ve işe iade talebi yönünden işin esasına girilerek sonuca gidilmesi gerekirken, hukuken geçerli bir anlaşmanın varlığı kabul edilerek "arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılan konularda dava açılamayacağı" yönündeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmıştır.” şeklinde karar verilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 30.12.2020 T. 2020/2958 E. 2020/3320 K. sayılı kararında; “Tüm bu değerlendirmeler kapsamında; dava tarihi itibariyle taraflar arasında 6325 sayılı Kanun hükümleri dikkate alındığında, iş güvencesine yönelik arabuluculuk tutanağında belirtilen "...işe iade davası da dahil olmak üzere her hangi bir hak talebinde bulunmayacağı hususunda anlaşmışlardır." şeklindeki ifadeler işe iade hususunda bir anlaşmaya varıldığı sonucunu göstermeyecektir. Kanun hükümlerine göre usulüne uygun bir başvuru olmadığı, arabuluculuk görüşmelerinin hiç yapılmadığı ve mevzuat hükümleri çerçevesinde usulüne uygun, geçerli bir tutanak düzenlenmediği, işe iade davası açılmayacağı hususundaki beyanın geçerli bir feragat olarak nitelendirilemeyeceği gibi davacının dava tarihi itibariyle dava şartı arabuluculuğa başvuru şartını yerine getirdiği ve anlaşmama son tutanağını dava dilekçesinin ekinde ibraz ettiği hususu dikkate alınarak, mahkemece davanın esasına girilmesi gerekirken davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olup, davacının istinaf talebi yerindedir.” şeklinde karar verilmiştir.

Sonuç olarak genel kanının ve yanılgının aksine, her ne kadar arabuluculuk süreci sonunda anlaşmaya varılan konularda dava açılması mümkün olmasa da; irade sakatlığı, aşırı yararlanma (gabin) veyahut arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmemesi hallerinde ihtiyari olarak yürütülen arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen tutanakların/anlaşma belgesinin iptaline karar verilmesi mümkündür.

----------

[1] Sosyal Arabuluculuk ve Uygulama Alanları, Günel ASADOVA, Farrukh RAHİMLİ

[2] İş Hukukunda Arabuluculuk Tutanağının İptaline Yönelik Davalar, İbrahim Halil ŞUA