1. İŞVERENİN SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI

4857 sayılı sayılı İş Kanunu m.77/1 hükmüne göre, “işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.”

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m.4 hükmüne göre, “işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür”.

Mezkûr kanun hükümleri ve ilgili sair mevzuat dikkate alınarak işverenin yükümlülüğünün belirlenmesi gerekir. İlgili mevzuat kapsamında yer alan yükümlülüklerin ihlali söz konusu olur ve bunun sonucunda ölüm ya da yaralanma meydana gelirse işverenin sorumlu olduğu ifade edilebilir. Ancak hemen ifade edelim ki, kanunda ve ilgili yönetmeliklerde öngörülen yükümlülüklerin bütünü işverene yönelik değildir. Bu bağlamda, iş yeri organizasyonu çerçevesinde kişilerin ne tür yükümlülükleri olduğuna bakılmalıdır.[1] Özellikle birden fazla işveren veya işveren vekili gibi sevk ve idareden sorumlu kişilerin bulunması durumlarında iş yeri yönergesi, yazılı iş bölümü sözleşmelerine bakılmalı; böyle bir belirleme bulunmuyorsa kazanın kimin kıta sahanlığına girdiği tespit edilmelidir.[2] İhmali bulunanlar kusuru oranında birlikte sorumlu tutulabilecektir. Bilinçli taksirin varlığı halinde TCK m.22/3 uyarınca ceza artacaktır.

İtalyan Yargıtayı’na göre, işverenin davranışı, işçisinin mutlak güvenlik şartları içerisinde faaliyet göstermesini temin etmek için en yeni bilim ve tecrübe ürünü araçların satın alınmasına yönelik olmalıdır. Bu nedenle, teknolojik gelişme süreci, faaliyeti daha da güvenli kılmak için ilave ve daha sofistike önlemlerin alınmasını gerektiriyorsa, satın alındığı vakit, belirli bir gerecin kanunun öngördüğü güvenlik şartlarına uygun olması yeterli değildir. Bir olayda, işveren, kendisine bağlı olarak çalışan bir kimsenin görevini yaparken, kanunda öngörülen güvenlik önlemleriyle donatılmamış bir merdivenden düşüp yaralanmasından sorumlu tutulmuştur. Yaralanma anında sanığın kaza yerinde bulunmuyor olmasının nedensellik bağını ortadan kaldırdığı yönündeki itiraz yerinde görülmemiştir.[3]

İş kazası meydana geldiğinde her şeyden önce kazaya konu fiil tespit edilmelidir.[4] Zira iş yerinde meydana gelen her ölüm veya yaralamanın icrai ya da ihmali bir işveren veya işveren vekili fiili sonucu olduğu söylenemez. Eylemin olmadığı yerde nedensellik bağı dahi gündeme gelmez. Bu bağlamda söz gelimi, iş yeri taşıtının şoförü araç kullanmaya yetkin biriyse ve aracın bakımları yapılmış sair her türlü önlem alınmış ve mesai saatleri de buna göre uygun belirlenmiş olmasına rağmen işçinin kırmızı ışıkta geçerek kaza sonucu yaralanmasında icrai ya da ihmali bir işveren eylemi dahi yoktur. Bu nedenle bu olayda, objektif isnadiyetin araştırılmasına dahi gerek bulunmamaktadır.

İşverenin icrai ya da ihmali bir eyleminin varlığı tespit edildikten sonra nedensellik bağının varlığı kabul edilerek objektif isnadiyet araştırması yapılacaktır. Şimdi objektif isnadiyet özelinde konuyu inceleyelim.

 2. NETİCENİN İŞVERENE OBJEKTİF İSNADİYETİ

Yukarıda açıkladığımız kriterler kapsamında, iş kazasında yaralanma veya ölüm meydana geldiğinde işverenin icrai ya da ihmali bir eylemi bulunuyorsa şart teorisi gereği nedensellik bulunuyor demektir ve artık eylemin işverene objektif isnadiyeti araştırılmalıdır. Zira nedensellik bağının öncelikle saptanması daha sonra objektif isnadiyete ilişkin bir değerlendirme yapılmalıdır.[5] Objektif isnadiyet, failin hukuken cevaz verilmeyen bir tehlike meydana getirmesi ve bu tehlike sonucunda meydana gelen neticenin tipe uygun olması durumunu ifade eder. Bazı haller objektif isnadiyeti kaldırmaktadır. Bu haller şunlardır:

1.  Tehlikenin Hukuken Önem Taşımadığı Haller[6]: Hareket ile meydana gelen tehlike hukuken önem taşımıyorsa netice faile objektif isnat edilemez. Söz gelimi, işverenin işçisini bir iş seyahatine yollamak amacıyla uçak bileti alması ve uçağın düşmesi durumunda netice işverene objektif olarak isnat edilemeyecektir.

2.  Riskin Azaltıldığı Haller ve İzin Verilen Risk Hali[7]: Burada ise fail, eylemi ile neticeyi hafifletmekte yahut geciktirmektedir. Söz gelimi, işyerinde işçinin kendi dikkatsizliği sonucunda merdivenden düşmek üzere olması durumunda, işverenin onu itmesi üzerine işçi düşse ve yaralansa işveren yaralanma suçundan dolayı sorumlu tutulamaz. İzin verilen risk durumunda ise, normalde tehlikeli olan bir eyleme hukuk müsaade etmektedir ve bunun sonucunda meydana gelen zarar faile isnat edilememektedir.[8] Söz gelimi A, aracını trafik kurallarına uygun biçimde kullansa ve B’ye çarparak ölümüne sebebiyet verse B’nin ölümü A’ya isnat edilemeyecektir.[9]

3. Hukuka Uygun Varsayım Halleri[10]: Fail hukuka uygun davransaydı netice yine ortaya çıkardı diyebiliyorsak netice faile objektif isnat edilemeyecektir. Söz gelimi, “dezenfekte edilmeden verildiği için birçok işçinin ölümüne yol açan malzemelerin dezenfekte edilmesinde kullanılan maddenin etkisiz olduğunun sonradan anlaşılması halinde, meydana gelen ölüm neticesi işverene isnat edilemez.[11]

4.  Tehlikenin Neticeye Sebep Olmadığı Haller[12]: Bu ihtimalde, failin eylemiyle ortaya çıkarttığı tehlike neticeye neden olmamaktadır. Söz gelimi, şantiyede çalışan A, düşerek yaralanması ancak hastanede seruma zehir katılması nedeniyle ölmesi ihtimalinde ölüm neticesi işverene objektif isnat edilemez. Ancak nedensellik bağındaki küçük değişiklikler objektif isnadiyeti kaldırmaz. Örneğin, A, şantiyede iş güvenliği önlemi alınmadığından vücuduna demir girmesi sonucunda yaralanır ve yaranın enfeksiyon kapması sonucunda ölür.[13] Bu ihtimalde netice işverene objektif olarak isnat edilebilecektir.

5. Normun Kapsamına Girmeyen Haller[14]: Mağdurun kendi davranışı ya da atipik durumlarda netice faile isnat edilemeyecektir. Bu itibarla işçinin kasten kendisine zarar vermesi halinde netice işverene objektif olarak isnat edilemeyecektir. Ancak işçinin tedbirsiz özensiz davranışı sonucunda meydana geline neticelerce objektif isnadiyet bulunabilir.[15] Nitekim 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m.4 hükmüne göre, işveren “Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

İşçinin tedbirsizlik veya dikkatsizliği halinde, işverenin gerekli eğitimi verip vermediği ve işçilerin bu eğitime uyumlarını denetleyip denetlemediğine dikkat edilmesi gerekir. Bunlar yapılmadan salt işçinin dikkatsizliği nedeniyle objektif isnadiyetin bulunmadığı söylenemez. Ancak gerekli tüm önlemler alınarak, kanun ve mevzuata uygun eğitim ve denetim de yapılmışsa artık netice işverene objektif isnat edilemez. İşveren, sözleşme ile iş sağlığı ve güvenliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini bir başkasına mesela alt işverene (taşeron) devredemez, bu durumda işveren yine sorumludur.[16] Bu konuda örnek bir kararda Yargıtay, işyerinde sorumlu müdür olan sanığın mevzuata uygun tedbirler almaması nedeniyle sorumlu olduğuna karar vermiştir.  Karara göre:

Sanığın kablo imalathanesinin sorumlu müdürü olduğu, katılanın sanığın isteği üzerine pres makinasını çalıştıran tanık Duygu'nun yanına giderek, Duygu'nun uyarısına rağmen makinada oluşan plastik artıklarını temizlemek için elini uzattığı sırada Duygu'nun çalıştırma butonlarına basması üzerine elini makinaya sıkıştırıp, sağ el 3, 4 ve 5. parmaklarının koptuğu somut olayda; imalathane sorumlu müdürü olan sanığın, imalathanede işçi olarak çalışan katılana, öncelikle katılanın yaralanması sırasında kullandığı pres makinasının çalışma prensipleri ile riskleri konusu başta olmak üzere, iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim vermediği, çalışmalarında yeterli denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği, optik sensörü bulunmayan pres makinasının bulunduğu yerde uyarıcı bir levha da bulundurmadığı 25 yıldan beri kullanılan bu nedenle eskidiği için lif atan makinayı yenilemesi gerektiği de gözönüne alındığında, katılanın çalıştığı işyerinde sorumlu müdür olan sanığın, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik kanuni düzenlemelere riayetsizlik suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak katılanın yaralanmasında kusurlu olduğu, eylemleri ile katılanın yaralanması arasında nedensellik bağının kesilmeyip sonucun gerçekleşmesinde sanığın duyarsızlığından kaynaklanan kusurlu hareketlerinin etkili bulunduğu anlaşıldığından, sanığında kusurundan dolayı sorumlu olduğu kabul edilmelidir[17].

Karardan anlaşıldığı üzere, işverenin işçiye gerekli eğitimi vermesi, işçilerin bu eğitime uyup uymadığının denetlenmesi, riskli makine ve teçhizatlara uyarı levhası koyması, eskiyen makineleri yenilemesi gereklidir. Zira iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, işçiyi kendisinin tedbirsizlik ve dikkatsizliğinden de korumaktadır.[18] Bu itibarla işçinin kendi tedbirsizlik ve dikkatsizliği objektif isnadiyeti tek başına kaldırmaya yeterli değildir.

detail-photo-fancybox-0

Av. Mehmet Talha IŞIK

--------------

[1] Ömer Ekmekçi ve Esra Yiğit, Bireysel İş Hukuku Dersleri, 2.Baskı, Onikilevha Yayınları, İstanbul, 2020, s.333.

[2] Durmuş Tezcan ve Mustafa Ruhan Erdem, Rıfat Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 18 Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2020, s.295.

[3] Tezcan ve diğerleri, s.293.

[4] Halid ÖZKAN, “İŞ KAZALARINDAN DOĞAN CEZA SORUMLULUĞUNDA KUSUR TESPİTİ” Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XX, Y. 2016, Sa. 1 s.514.

[5] Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 17.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022, s.246.

[6] Özbek ve diğerleri, s.255

[7] Özbek ve diğerleri, s.255

[8] Özbek ve diğerleri, s.255

[9] Özbek ve diğerleri, s.256

[10] Özbek ve diğerleri, s.256

[11] Mahmut Koca ve İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 15.Baskı Seçkin Yayınları, Ankara, 2022, s.142.

[12] Âdem Sözüer, Ceza Hukuku Uygulama Rehberine Giriş ve Pratik Çalışma Notu,İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza hukuku ve Kriminoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi, İstanbul, 2015, s.21

[13] Sözüer, s.21

[14] Özbek ve diğerleri, s.254

[15] Tezcan ve diğerleri, s.293

[16] Tezcan ve diğerleri, s.294.

[17] Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E.2014/179, K.2014/499 ve 18.11.2014 Tarih. Aktaran, Asım Kaya, “İş Kazasından Doğan Taksirle Yaralama Suçunda Asıl İşverenin Cezai Sorumluluğu”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 150, 2020, s.220

[18] Kaya, s.221.