Ülkemizde maalesef Tüketici Hakları Derneklerinin çalışmalarına; bir çok meslektaşımızın eşsiz çabalarına rağmen tüketiciler halen yeterince bilinçlendirilememiş ve büyük kurumlar tarafından haksız bedeller ödemeye mahkum edilmiş; hatta kanaatimizce icra hukukunun en büyük sorunu olan ilamsız takipler sebebiyle icra takibine maruz kalmış ve üç kuruş bedeli icra masrafları ve icra vekalet ücreti dahil olmak üzerine ödemek zorunda kalmıştır. Bu vahim durum maalesef halen devam etmekte ve kanun koyucu tarafından bir düzenleme olmadığı sürece icra dairelerinin en büyük yükünü tüketiciye yükletilen bu haksız bedellerle ilgili icra takipleri teşkil etmeye devam edecektir.

Malum; günümüz bilgi çağı... Hepimiz bir şekilde uydularla, kablolarla, internete bağlanıyoruz. Hatta internetimizde bir aksama olsa iş yapamaz hale geliyoruz. Teknolojik aletler ve internetin hayatımızın bir parçası haline geldiğini ve bu durumun daha da ilerleyeceğini apaçık görüyoruz.

Bu duruma göre tabii ki hepimiz internete bağlanmak için bir İnternet Servis Sağlayıcı (ISP) ile anlaşma yapıyoruz. Aylık ödediğimiz ücretler karşılığında da onlardan bir hizmet alıyoruz. Zira İnternet Servis Sağlayıcıların tüketicilere sundukları internete bağlanma servisi tüketici hukukuna göre bir hizmettir ve sunulan her hizmet gibi bir karşılığı da olmak durumundadır.

Ancak tüketiciye sunulan bir hizmette, hizmet sağlayıcının bir ücrete hak kazanmasının tek bir şartı vardır : O hizmeti tüketiciye sunmak... Zaten sunulmayan bir hizmet için tüketiciden ücretler talep etmek akla mugayir olduğunu bilmek için hukukçu olmaya gerek yok; bu hayatın olağan akışına; tüketici hukukuna hatta anayasa’ya bile aykırıdır; olmakta zorundadır.

Tüm bunlara rağmen İnternet Servis Sağlayıcıları tüketiciye imzalattıkları matbu –yani hukukumuzca genel işlem şartı hükmünde olup tüketici zararına olan hükümlerin geçersiz sayılacağı açıkca belirtilmiş- sözleşmelere çeşitli hükümler eklemek suretiyle tüketiciden sunmadıkları hizmetin tahsilatını yapmaya çalışmaktadırlar.

Somut bir olay olarak ADSL hizmeti aldığınızı düşünün. Bu hizmeti aldığınızda her ay sonu hizmet karşılığı olarak size bir fatura yollanmaktadır. Buraya kadar herşey normaldir. Tüketici bir hizmet almakta karşılığında hizmet veren ücretini istemektedir.

Ancak bir ay faturanızı ödemediğinizde ya da ödemeyi unuttuğunuzda hizmet sağlayıcı size sunduğu hizmeti kesmektedir. Yani artık internet hizmetinden yararlanmanız mümkün değildir. Ancak işe bakın ki hizmetten yararlanamasanız dahi İnternet Servis Sağlayıcıları size fatura yollamaya devam etmektedirler. Üç ay daha fatura yolladıktan sonra ise hizmetinizi iptal edip (tabii ki meblağ itibariyle tüketici hakem heyetine başvurmaları gerekirken böyle bir yola başvurmayıp ilamsız icra yoluyla) bu bedelin tahsili yoluna gitmektedirler.

Tüm bu yazılanları değerlendirdiğimizde açık olan birşey vardır. Sunulmayan hizmetin bedeli olamaz! Yukarıda dediğimiz gibi bir ücrete hak kazanmak için o hizmetin sunulması gerekir. Siz tüketicinin internet erişimini kesecek ama hiçbir hizmet sunmadığınız halde ona aylarca sanki hizmet sunuyormuş gibi faturalar yollamaya devam edeceksiniz. Bu yollanan faturalar hangi hizmetin karşılığı olabilir acaba? Hizmet sunmamanın karşılığı mı?

Bu durumu sadece İnternet Servis Sağlayıcıları değil; maalesef pek çok servis sağlayıcı ( Digital Uydu, Telekomunikasyon şirketleri vs.) uygulamaktadır. Sunmadıkları hizmeti faturalandırarak tüketicilerden haksız yere yararlanmaktadırlar.
Ekte sunmuş olduğumuz örnek ADSL kararı bir kişi için oldukça küçük bir meblağ olsa da aslında bahsettiğimiz binlerce tüketiciden haksız yere tahsil edilen milyonlarca liradır.

Tavsiyemiz tüketicilerin haklarını çok iyi bilmeleri; özellikle her yıl belirlenen Tüketici Hakem Heyeti sınırı altındaki bedellerle ilgili kendilerine yapılan ilamsız icra takiplerine itiraz edip hizmet sağlayıcılarında –aynen tüketiciler gibi- hakem heyetlerine başvurmalarını sağlamalarını; lüzumu halinde hukuki destek almaları yönündedir.

Haklarınızı bilmek için çaba göstermeniz ve hukuk devletine olan inancınızı asla kaybetmeyip hakkınızı sonuna kadar savunmanız dileğiyle...


>> ÖRNEK KARAR İÇİN TIKLAYINIZ

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Faruk ENES tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)