Hakaret suçu Türk Ceza Kanunun 125. Maddesinde açıklanmıştır. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, kişiye somut bir fiil veya olgu isnat edilmelidir. Örneğin kamu görevlisinin bir kişiden bir iş karşılığında belli bir miktar rüşvet aldığı yönünde isnatta bulunulması durumunda hakaret konusudur. Kişiye isnat edilen somut fiilin gerçek olup olmamasının ,hakaret suçunun oluşması bakımından önemi yoktur. Ancak iddia olunan hususun gerçek olduğunun ispat edildiği durumlarda, fail cezalandırılmayacak.
Kişiye herhangi bir olayla irtibatlandırmadan, soyut olarak yakıştırmalarda bulunulması halinde de, hakaret suçu oluşur. Kötü bir niteliği veya huyu ifade eden sözler somut bir fiil veya olguyla irtibatlandırılmadıkları halde, yine de hakaret suçunu oluştururlar. Örneğin bir kimseye soyut olarak ‘’hırsız’’, ’’rüşvetçi’’, ’’sahtekar’’ gibi yakıştırmalarda bulunulması halinde de hakaret suçu oluşmaktadır.
Hakaret suçu, kişinin gıyabında da işlenebilir. Kişiye hazır bulunmadığı bir ortamda veya doğrudan muttali olamayacağı bir surette hakaret edilmesi durumunda, gıyapta hakaret söz konusudur. Ancak, gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin mağdurun gıyabında ve fakat en az 3 kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
1-Suçun Maddi Unsuru
Herhangi bir gerçek kişi bu suçun faili olabilir.5187 sayılı Basın Kanununun 11. Maddesi uyarınca basın yoluyla işlenen hakaret suçlarının faili kural olarak eser sahibidir. Hakaret suçunun mağduru ,kendisine hakaret edilen kimsedir. Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği bulunmayan ancak belirli sıfatı haiz kişileri ifade eden toplulukların mağdur olup olmayacağı yasal düzenlemede açıklık bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği bulunmayan topluluklara karşı bu suçun işlenmesi ancak, eylemin bir veya birden fazla gerçek kişiye matufiyeti söz konusu olduğunda düşünülebilecektir. Örneğin, belli bir meslek grubuna hakaret halinde o gruba mensup gerçek kişiler suçun mağduru olacaktır. Ölmüş kişiler suçun mağduru olamazlar .Ölmüş kişiye hakaret edilmesi halinde TCK 130. maddesinde düzenlenen ‘Kişinin Hatırasına Hakaret’ suçu oluşur.
2-Yüze Karşı Hakaret Suçu
TCK’nın 125. maddenin 1. Fıkrasının birinci cümlesinde yüze karşı hakaret suçu düzenlenmiştir. Somut bir olgu isnat etmek ve sövmek, suçu oluşturan seçimlik hareketlerden her biridir. Bunların mutlaka kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ,küçük düşürücü nitelikte olması ve belli bir kişiye yöneltilmesi gerekir. Bu bakımdan isnat edilen fiilin suç oluşturması ve mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide etmesi zorunlu değildir. ,
3-Gıyapta Hakaret Suçu
Hakaret suçunun, mağdurun olmadığı bir ortamda veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlenmesi halinde gıyapta hakaretten söz edilir. İzlenen suç siyaseti gereğince gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için mağdurun gıyabında en az 3 kişiyle ihtilat ederek ( en az 3 kişinin bulunduğu ortamda yani en az toplu veya dağınık 3 kişi muhattap alınarak)hakaretin yapılması koşulu aranmıştır. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için hakaretin, mağdurun gıyabında en az 3 kişiyle ihtilat edilerek gerçekleştirilmesi ve failin ihtilatı bilerek hareket etmesi gerekmektedir.
4-Hakaret Suçunun Nitelikli Halleri
a-Suçun Kamu Görevlisine Karşı Görevinden Dolayı İşlenmesi;
Öncelikle, suçun huzurda ya da gıyapta gerçekleşmesinin önemi bulunmaktadır. Ancak gıyapta işlenmesi halinde ihtilat öğesinin gerçekleşme zorunluluğunun bulunduğu unutulmamalıdır. Kamu görevlisine karşı hakaret, cezanın artırılması için tek başına yeterli olmayıp mutlaka görevinden dolayı olması gereklidir. Hakaretin salt kamu görevlisine yöneltilmesi yeterli değildir. Ayrıca eylemin kamu görevlisinin kanun ve diğer mevzuattan kaynaklanan görevinin gerçekleştirilmesi nedeniyle işlenmesi gerekir.
b-Suçun Dini, Siyasi, Sosyal, Felsefi İnanç, Düşünce ve Kanaatlerinin Açıklanmasından, Değiştirilmesinden, Yaymaya Çalışmasından ,Mensup Olduğu Dinin Emir ve Yasaklarına Uygun Davranmasından Dolayı İşlenmesi
Bu hüküm ile kişinin şeref saygınlığı yanında düşünce ve inanç özgürlüğü de güvence altına alınmış olmaktadır.
c-Suçun Kişinin Mensup Bulunduğu Dine Göre Kutsal Sayılan Değerlerden Bahisle İşlenmesi
Genel anlamda suçun koruduğu hukuki değer kişinin şeref ve saygınlığı olmakla, bunun ihlali sonucunu doğuran eylemin dini değerler vasıta kılınarak işlenmesi halinde genel kasıt altında suç oluşturacaktır.
d-Suçun Alenen İşlenmesi
Yargıtay uygulamalarına göre aleniyet belirsiz sayıda kişinin hakareti oluşturan sözü duymalarına olanak sağlayan herhangi bir araç kullanılmak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Söylenen sözün fiilen duyulup duyulmadığı önemli olmayıp böyle bir olanağın yaratılması yeterlidir. Uygulamada herkese açık umumi yerler ile herkesin girebileceği yerler aleni kabul edilmektedir. Suçun basın yoluyla işlenmesi durumunda aleniyetin varlığı kabul edilmelidir.,
5-Suçun Manevi Unsuru
Hakaret suçunun oluşması için genel kast yeterli olup özel kast aranmaz. Şaka yapma, alay etme saikiyle hareket eden kimsenin eylemi hakaretin objektif unsurlarını taşıyorsa yine de suç oluşacaktır.
Basının haber verme hakkı ve 128. Madde de düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı hakaret suçunda özel hukuka uygunluk nedenleridir. Bir isnadın hakaret niteliğinde olup olmadığını hakim kendisi takdir edecektir. Siyasi, bilimsel ve edebi eleştiri ile hakareti birbirinden çok iyi ayırmak gerekmektedir. Eleştiri bir hak olup bunun kullanılması suç oluşturmayacaktır.
Haber verilirken veya eleştiride bulunulurken veriliş şekli de farklı çağrışımlara yol açmamalıdır. Haber verme ve eleştiri sınırları aşılmamalıdır. Küçük düşürücü değerlendirilmeler yapılmamalıdır. Sövme zaten hiçbir şekilde bu kapsamda düşünülmeyecektir.
Hakaret suçuna teşebbüs tehlike suçu niteliğinde bulunduğundan kural olarak olanaklı değildir. Ancak bazı istisnai durumlarda örneğin, hakaret içeren mektubun postaya verilmesi ancak failin iradesi dışında muhatabına ulaşmadan el konulması halinde teşebbüs söz konusu olacaktır.
Hakaret suçuna iştirak mümkündür.