“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” (HAGB) kurumu, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 231. maddesinde hüküm altına alınmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 231/6. maddesinde tanımlanan nesnel ve öznel şartların varlığı halinde öncelikle sanığın atılı suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu tespit edilmesi gerekmektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 325/2. Maddesine göre; HAGB kararı verilmesi halinde vekâlet ücretini de kapsayan yargılama giderleri sanığa yüklenebilecektir.

Buna göre; vekâlet ücreti ile diğer yargılama giderleri yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının mahkûmiyet kararı gibi değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve hükmedilen vekâlet ücretinin tahsilinin mümkün olup olmadığı hususu uygulamada tartışmalara neden olmaktadır.[1]

HAGB Kararlarına karşı başvurulabilecek yasa yolu

5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 231/12. maddesine göre, HAGB kararına karşı itiraz yasa yoluna gidilebilmesi mümkündür.

İtiraz yasa yolu, olağan yasa yollarından biri olup, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 267 ila 271. maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır.

"İtiraz olunabilecek kararlar"

Hâkim kararları ile yasada açıkça belirtilen durumlarda, mahkeme kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurulabilir (CMK m. 267).

Genel kural olarak sadece hâkim kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurulabilir. Ancak yasalarda açıkça belirtilmiş olan hallerde de mahkeme kararlarına karşı itiraz yasa yoluna gidilebilmektedir.[2]

İtiraz incelemesi

İtiraz incelemesinde genel olarak şu kuralların uygulanması gerekir:[3]

1

İtiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılır.

2

Merci gerekli görürse Cumhuriyet Savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilir.

3

Merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet Savcısı ve karşı tarafa bildirebilir.

4

Merci gerek görürse inceleme ve araştırmayı kendisi yapabilir. gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.

5

Merci gerekli görürse inceleme ve araştırmanın yapılması konusunda emir verebilir.

HAGB kararlarına karşı yapılan itirazın incelenmesinin kapsamı

HAGB kararlarına karşı yapılan itirazın yalnızca şekil yönünden incelenmesi gerektiği ve esas yönünden inceleme yapılamayacağına ilişkin 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda herhangi bir hüküm yer almamaktadır.

HAGB kararlarına itiraz halinde “İtiraz mercii, itiraz incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalıdır.[4]

Başka bir söylemle, HAGB kararlarına karşı yapılan itirazlar hem şekli hem de esas yönden inceleme konusu yapılmalıdır.[5]

İtiraz mercii gerekli görürse, cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmelidir. Ayrıca Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafiini dinleyebilir.

İtiraz merci yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı veya bunların yapılmasını temin etmelidir. Yapılan bu işlemlerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.[6]

Sonuç olarak itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması gerekir. Başka bir söylemle, itiraz konusunun her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi zorunlu bir işlemdir.[7]

Avukatlık asgari ücret tarifesinin hazırlanması

Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlarlar. Bu tarifeyi Türkiye Barolar Birliğine gönderirler.[8]

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanır ve Adalet Bakanlığına gönderilir.[9]

Yargılama giderlerinin kapsamı

Yargılama giderlerinin kapsamında şu unsurlar yer almaktadır:

1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri

2) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar

3) Taraflarca yapılan ödemeler.

Yukarıda belirtilen unsurlar yargılama giderleri kapsamında yer almaktadır.[10]

Ceza yargılaması neticesinde ortaya çıkan hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceğinin kesin ve açık bir şekilde gösterilmesi gerekir.[11]

Yargılama giderlerinin sanığa yüklenmesi

Yargılama sonunda sanık cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmiş ise, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenmelidir (CMK 325/1).

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi durumunda da sanık hakkında ceza veya güvenlik tedbiri uygulanması yönünde karar verilmiş ise yine bu konudaki yargılama giderleri sanığa yüklenmelidir (CMK 325/2).[12]

Burada HAGB kararı verilmesi halinde hükmedilen vekalet ücretinin tahsil edilebilir durumda olup olmadığı sorunu karşımıza çıkmaktadır.

Örneğin; katılan vekilinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, vekâlet ücretinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden ele alınıp yeniden hüküm verilmesi halinde icra edilebilir olduğu hususu ileri sürülebilir mi?

Yargıtay bu soruyu olumsuz bir şekilde yanıtlamış ve HAGB kararı verilmesi halinde sanığa yüklenen ücreti vekaletin icra edilebilir nitelikte olduğunu, tahsil edilebileceğini hükme bağlamıştır.[13]

Uygulamada da HAGB kararı verilmesi halinde katılan lehine vekalet ücretinin takdir edilebileceği ve bu ücretin tahsil edilebileceği kabul edilmektedir.[14]

Örneğin; katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği ve sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği dikkate alındığında, katılan lehine sanıktan alınmak suretiyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekecektir.[15]

1136 sayılı Avukatlık Kanununun ilgili hükümleri

Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade etmektedir.[16]

Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgarî hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine göndermeleri gerekir.[17]

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de burada dikkate alınmalıdır. Bu şekilde uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilmelidir.

Hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak tespit edilmesi gerekir.

Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşecektir.

Bununla birlikte Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir.

Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 8/6 maddesi hükümleri kıyasen uygulanır.[18]

Avukatlık ücretinin takdiri ve esas alınacağı zaman dilimi

Avukatlık ücretinin takdir edilirken, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan tarife esas alınmalı ve bu tarifeye ücret takdir edilmelidir.

Avukatlık ücretinin miktarına ilişkin ölçüt

Yargısal makamlar tarafından karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin bir sınırı bulunmaktadır. Takdir edilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az olmamalıdır. Ayrıca avukatlık ücreti tutarı, tarifenin üç katından fazla olacak şekilde belirlenemez.[19]

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, HAGB kararı verilen sanığın yargılama giderleri olarak avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerektiği söylenebilir.[20]

Ceza davaları ile ilgili olarak yapılan yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı bir parçası (mütemmim cüzü) olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden yargılama giderlerinin ilamlarda açık bir şekilde gösterilmesi ve kime yükletileceğinin hükme bağlanması gerekir.

Belirtmek gerekir ki, yargılama giderleri açısından hüküm Yargıtay incelemesine bağlı kılınmıştır. Bu özelliği nedeniyle, yargılama giderlerinin kendiliğinden temyiz yeteneği bulunmaktadır.[21]

Yargılama giderlerine hükmedilirken şu hususlar dikkate alınmalıdır:

1

Yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı bir parçasıdır.

2

Yargılama giderleri hüküm ve kararlarda gösterilmelidir.

3

Yargılama giderlerinin kim tarafından karşılanacağı kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmelidir.

Avukatlık ücreti, yargılama gideri sayılmaktadır. Bu yüzden mahkeme tarafından yargılama giderleri kapsamında bulunan avukatlık ücretlerinin de kararda gösterilmesi ve ücretlerin hangi tarafça karşılanacağı açık bir şekilde gösterilmelidir.[22]

Yargılama giderlerine ilişkin kararların yerine getirilmesi

Vekâlet ücreti, şahsi hak olma niteliğine sahiptir. Burada yargılama giderlerinin hangi yasa hükümlerine göre yerine getirilmesi gerekeceği sorunlara neden olabilir.

Bu konuda 5271 sayılı CMK'nin 234/4 maddesinin 4. Maddesi hükümleri dikkate alınmalıdır. Burada iki temel ölçüt öngörülmüştür:

1

Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararlar

Harçlar Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir.

2

Kişisel haklara ilişkin kararlar

09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir.

Yukarıda belirtilen ölçütlere göre; hükümde belirtilen ve kamuyu ilgilendiren yargılama giderlerinin tahsili Harçlar Kanunu hükümlerine yapılmaktadır. Bu karşılık, kişisel hakka ilişkin bulunan avukatlık ücretinin tahsili açısından İcra ve İflâs Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.[23]

Konuyu HAGB kararı açısından ele alırsak şunlar söylenebilir:

HAGB kararlarının niteliği gereği mahkûmiyete ilişkin bölümleri deneme süresi içerisinde askıda kalmaktadır.

Buna göre; deneme süresinin yasal düzenlemenin aradığı koşullara riayet edilerek geçirilmesi halinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir (CMK m. 231/10).

Şahsi hak niteliğine sahip olan vekâlet ücretine dair hüküm fıkrası, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesi halinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 325. maddesi uyarınca infazı mümkündür.[24]

HAGB kararı verilmesi halinde yargılama giderleri konusunda da mutlaka bir karar verilmelidir. Karar verilirse bu kararın infazı mümkündür.

Örneğin; mahkûmiyetle sonuçlanan davanın katılanı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde öngörülen miktarın sanıktan alınarak katılana verilmesi gerekecektir.[25]

Bu örnek olayda sanık aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin tahsili kararın kesinleşmesi ile mümkün olacaktır.[26]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

------------------

[1] Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019: “Hakaret suçundan sanık RP’nin mahkûmiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden takdiren 2.180,00 Türk lirası vekalet ücretinin sanıktan tahsil edilerek katılana verilmesine ancak bu hükmün, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden ele alınıp hüküm verilmesi halinde icra edilebilir olduğuna dair İ…. 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2018 tarihli ve 2016/273 esas, 2018/137 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İ…. 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/04/2018 tarihli ve 2018/997 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; İ…. 29. Asliye Ceza Mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılması üzerine katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmişse de bu hükmün, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden ele alınıp hüküm verilmesi halinde icra edilebilir olduğuna karar verildiği,…”

[2] Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019.

[3] CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre.

[4] YCGK, E: 2012/10-534, K: 2013/15, T: 22.01.2013.

[5] Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019.

[6] Örneğin; yapılan bu araştırma ve inceleme sonuçları dikkate alınarak TCK'nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir. Emsal karar için bkz.; Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019

[7] Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019

[8] 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinin 1. Fıkrası gereğince bu tarife hazırlanır.

[9] 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinin 2. Fıkrası uyarınca.

[10] Bkz.; 5271 sayılı CMK'nın 324. maddesinin 1. Fıkrası.

[11] Bkz.; 5271 sayılı CMK'nın 324. maddesinin 2. Fıkrası; Emsal karar için bkz.; Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019.

[12] (2) (Değişik fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.27.md)

[13] Y.18.CD, E: 2018/7662, K: 2019/3226, T: 18.02.2019; “Bu hususa yönelik itirazın, itirazı inceleyen mercii tarafından CMK’nın 325/2. maddesinin yollaması ile 325/1. maddesi gereğince kabul edilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.”

[14] Y.18.CD, E: 2018/264, K: 2019/12920, T: 24.09.2019: “Mahkememinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 2011/860 E 2013/1349 K sayılı ilamında katılan lehine vekalet ücreti takdir edilip Ankara 22. İcra Dairesi vasıtasıyla bu ücretin tahsil edildiği anlaşıldığından, Vekalet ücretine yönelik katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

[15] Benzer bir olaya ilişkin emsal karar için bkz:; Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/10/2016 tarihli ve 2016/5539 esas, 2016/13189 karar sayılı ilamı; "...katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği ve sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, katılan lehine sanık aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden anılan karara yönelik itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden...BOZULMASINA" Başka bir emsal karar için bkz.; Y.16.CD, E: 2019/10646, K: 2020/1065, T: 07.02.2020: “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2019 tarih ve 2019/94374 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık ...'nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 299/1, 299/2, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT'ye göre 2.180,00 Türk Lirası ücreti vekâletin Hazineden alınarak katılana verilmesine dair D…. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2017/22 esas, 2018/74 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.”

[16] 1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164/1. Maddesinde bu husus tanımlanmıştır.

[17] "Bkz. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. Maddesi.

[18] (Ek cümle: 16.6.2009-5904/35 md.)

[19] Bkz.; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Yargı mercilerine karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin miktarı" başlıklı 169. Maddesi.

[20] Y.16.CD, E: 2019/10646, K: 2020/1065, T: 07.02.2020

[21] Bkz.; 05.1935 gün ve 111-7 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı.

[22] Bu kuralın aksine olacak şekilde bir uygulama 5271 sayılı CMK'nin 324. maddesine aykırı olacaktır.

[23] Emsal karar için bkz.; YCGK’nun 07.06.1971 gün ve 497-209, 07.02.1972 gün ve 447-72, 24.02.1975 gün ve 37-32, 14.06.2005 gün ve 66-65, 07.02.2006 gün ve 172-10 sayılı kararları.

[24] Y.16.CD, E: 2019/10646, K: 2020/1065, T: 07.02.2020: “…Adli sicil kaydında sabıkası bulunmayan, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki süreçlerde; çalınması nedeni ile sosyal medya hesabının başkası tarafından kullanıldığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızasının bulunduğunu özetle beyan ettiği ve müdafii yardımından da yararlandığı anlaşılan sanık hakkında; Dicle Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/76 soruşturma, 2017/17 esas ve 2017/15 numaralı iddianamesi ile sosyal medya paylaşım sitesindeki adına kayıtlı hesabından, 05.06.2015 tarihinde "7 Haziranda Seni O saraya Gömmecezz İbne T… piç t…. kewaşe t… !!! ve ...... Hükümet" şeklinde herkese açık şekilde paylaşımda bulunduğundan kovuşturma izni alınarak Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı TCK'nın 299/1-2-3, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile D…. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/22 esasına kayden açılarak yürütülen kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, 09.05.2018 tarihinde itiraz yolu açık olmak üzere verilen ve süresinde katılan vekilince itiraz yoluna başvurulmadığından 23.05.2018 tarihinde kesinleşen, 2018/74 karar sayılı gerekçe içermeyen ilama konu, 5237 sayılı TCK’nın 299/1-2, 43/1, 62, 53 maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezasının 5271 sayılı CMK’nın 231/5 maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına ve aynı Kanunun 231/8 maddesi uyarınca, 5 yıl süre ile denetim altına alınmasına; denetim süresi içinde dava zamanaşımı süresinin durmasına dair karar kapsamında; "Katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT göre 2.180,00 TL ücreti vekaletin Hazineden alınarak katılana verilmesine" şeklinde kurulan hükmün tavzihine dair katılan vekilince yapılan istemin 14.09.2018 tarihli ek karar ile reddine karar verilmesine müteakip, kesinleşen kararın kanun yararına bozulmasına dair katılan vekilince yapılan başvuru üzerine, D… Cumhuriyet Başsavcılığının da görüşü doğrultusunda; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23.09.2019 tarihli istemi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretinin sanık yerine Hazineye yüklenilmesi sureti verilen kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiştir.”

[25] Y.16.CD, E: 2019/10646, K: 2020/1065, T: 07.02.2020.

[26] Y.16.CD, E: 2019/10646, K: 2020/1065, T: 07.02.2020.