Geçici koruma; kitleler halinde sınırlarımıza gelen kişilere acil koruma sağlamak ve bu kişileri bir an evvel güvenli bir ortama yerleştirmek amacıyla geliştirilmiş, bu kişilerin ancak uluslararası koruma ile sağlanabilecek olan ihtiyaçlarını bireysel olarak değil fakat grup olarak ele alan bir koruma türüdür.

Türk Hukukunda Geçici Koruma Statüsü; Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun 91. maddesine göre ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara sağlanan destektir. Bu bağlamda Geçici Koruma Yönetmeliğinde genel şartlar altında belirtildiği üzere kitlesel akınlar esnasında kitleler halinde ya da bireysel olarak gelen kişilere geçici koruma verilebilir.

Dikkat edileceği üzere bireysel olarak sınırlarımıza gelen kişilere verilen geçici koruma statüsü; mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma gibi bireysel uluslararası koruma statülerinden farklı bir yapıya sahiptir.

Uluslararası camiada da geçici korumanın mülteci statüsüne alternatif yaratmadığı, aksine mülteci statüsünü tamamladığı, onun boşluklarını doldurduğu kabul edilmektedir.1

Özellikle 2011 yılından bu yana Suriye’de süre gelen iç karışıklıklar sebebiyle sınırlarımıza gelen ve halen de gelmeye devam eden Suriye vatandaşlarına geçici koruma statüsü verilmiştir.

Geçici korumadan faydalanabilmek için öncelikle ilgili kişi ülkesinden ayrılmaya zorlanmış olmalı ve ülkesine geri dönememelidir. Kişi acil ve geçici koruma bulmak amacıyla Türkiye’ye gelmiş olmalıdır. Kişi ya kitlesel akın ile birlikte yani benzer durumdaki başka kişiler ile birlikte toplu olarak ya da kitlesel olay nedeniyle bireysel olarak Türkiye’ye gelmelidir. Kanun koyucu burada kişilerin sınırlarımıza geliş şeklinden çok nedenine odaklanmış ve kitlesel olaylar nedeniyle sınırlarımıza gelen kitleler ile bireyleri aynı statüye tabi tutmayı uygun bulmuştur. Geçici korumadan faydalanmanın son şartı ise Bakanlar Kurulu tarafından geçici koruma kararı alınmış olmasıdır. 1

Bu şartları taşıyıp geçici korumadan faydalanabilecek olan yabancıların Türkiye’ye kabulü, geçici koruma sahiplerinin hak ve yükümlülükleri ile korumanın sona ermesine dair detaylı düzenleme ise 2014 yılında Geçici Koruma Yönetmeliği ile yapılmıştır. Bu yazımızda yönetmelik kapsamında geçici koruma statüsünün sonlandırılması üzerinde durulmuştur.

Geçici koruma statüsü; kişinin gönüllü olarak ülkesine dönmesi, geçici koruma statüsünün başka bir statüye dönüştürülmesi, Yönetmeliğin 11. Maddesi uyarınca Geçici koruma uygulamasına kitlesel olarak son verilmesi, Yönetmeliğin 15. Maddesi uyarınca milli güvenliği, kamu düzenini, kamu güvenliğini veya kamu sağlığını tehdit edebilecek şartların oluşması durumlarında sona erebilir. Bununla beraber geçici koruma statüsü Yönetmeliğin 8. ve 12. maddeleri kapsamında da sonlandırılabilmektedir.

Geçici Koruma Yönetmeliğinin 12. maddesi geçici korumanın bireysel olarak sona ermesi veya iptali hallerini düzenlemiştir.  Buna göre:

(1) Geçici korunanların;

a) Kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılması,

b) Üçüncü bir ülkenin korumasından faydalanması,

c) Üçüncü bir ülkeye insani nedenler veya yeniden yerleştirme kapsamında kabul edilmesi ya da üçüncü bir ülkeye çıkış yapması,

ç) Ölmesi,

d) Kanunda yer alan diğer yasal kalış türlerinden birisi ile kalış hakkı kazanması,

e) Türk vatandaşlığını kazanması, hallerinde geçici koruma bireysel olarak sona erer.

(2) 8 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında yer alanların geçici korumanın kapsamı dışında tutulması gerektiğinin sonradan anlaşılması halinde geçici koruma, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından iptal edilir.

(3) Mazeretsiz olarak bildirim yükümlülüğünü üç defa üst üste yerine getirmeyenlerin “geçici korumaları Valilik tarafından iptal edilir. Bu maddenin uygulanmasında 13. madde hükümleri uygulanır.

Kanaatimizce yönetmeliğin geçici korumanın bireysel olarak sona ermesi hallerinden “Mazeretsiz olarak bildirim yükümlülüğünü üç defa üst üste yerine getirmeme” gibi nedenler geçici koruma statüsünün doğasıyla bağdaşmamaktadır. Nitekim geçici koruma statüsü, kitleler halinde sınırlarımıza gelen kişilere acil koruma sağlamak ve bu kişileri bir an evvel güvenli bir ortama yerleştirmek amacıyla getirilmiş olup uluslararası koruma statülerinden farklı bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla uluslararası koruma statülerinde öngörülmüş olan bu gibi yükümlüklerin  geçici koruma statüsü kapsamında da uygulanması bu statünün doğasıyla bağdaşmamaktadır.

Geçici Koruma Yönetmeliği m. 8’de  ise kimlere geçici koruma verilemeyeceği düzenlenmiştir. Buna göre:

a) Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1967 Protokolüyle değişik  28/7/1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmenin 1 inci maddesinin (F) fıkrasında belirtilen fiillerden suçlu olduğuna dair ciddi kanaat bulunanlar.

b) Türkiye dışında hangi saikle olursa olsun zalimce eylemler yaptığını düşündürecek nedenleri bulunanlar.

c) Bu fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen suç ya da fiillerin işlenmesine iştirak eden veya bu fiillerin işlenmesini tahrik edenler.

ç) Ülkesinde silahlı çatışmaya katılmış olduğu halde bu faaliyetlerini kalıcı olarak sonlandırmayanlar.

d) Terör eylemlerinde bulunduğu veya planladığı ya da bu eylemlere iştirak ettiği tespit edilenler.

e) Ciddi bir suçtan mahkûm olarak topluma karşı tehdit oluşturabileceği değerlendirilenler ile milli güvenlik, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğu değerlendirilenler.

f) Türkiye’de işlenmesi hâlinde hapis cezası verilmesini gerektiren suç veya suçları daha önce işleyen ve bu suçun cezasını çekmemek için menşe veya ikamet ülkesini terk edenler.

g) Uluslararası mahkemelerce hakkında insanlık suçu işlediğine dair karar verilmiş kişiler.

ğ) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Dördüncü Kısım Yedinci Bölümünde  yer alan suçlardan birini işleyenler geçici korumadan yararlanamaz ve bu kişilere geçici koruma verilmiş ise dahi bu karar iptal edilir.

İlgili maddede yer alan iptal sebepleri sınırlı sayıda olup  idarenin bu konuda yeni sebepler üretmesi veya kıyas yapması  mümkün değildir.

Geçici koruma statüsünün sonlandırılmasına dair  kararlar Geçici Koruma Yönetmeliğinin sekizinci  maddesine göre Genel Müdürlük tarafından alınır ve ilgili yabancıya bildirilir. Yönetmeliğin genel müdürlükten kastının “Göç İdaresi Genel Müdürlüğü” olduğu yine Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 3. maddesinde açıklanmıştır. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bu yetkisini, kısmen veya tamamen valiliklere devredebilir.  

Yukarıda açıkladığımız sebeplerle ilgili idare tarafından yabancının  geçici koruma statüsü sonlandırılabilmektedir. Geçici koruma statüsünün sona ermesine  ilişkin kararın, yabancının anlayacağı dilde tercümesi yapılarak yabancıya tebliğ edilmesi gerekmektedir.

Bu karar üzerine geçici koruma statüsü sonlandırılan yabancının, kararın kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde işlemi tesis eden kurumun bulunduğu yer (çoğunlukla kararı veren valiliğin bulunduğu yer) idare mahkemesinde dava açma hakkı bulunmaktadır.

KAYNAKÇA:

1: Public And Private International Law Bulletin, Volume: 37, Issue: 2, 141–169 141 Mhb, Cilt: 37, Sayı: 2, 141–169. Türk Hukukunda Geçici Korumadan Yararlananların Sınır Dışı Edilmesi Expulsıon Of Temporary Protectıon Benefıcıarıes Under Turkısh Law Araş. Gör. Dr./Res. Asst., Phd. Ayşe Yasemin Aydoğmuş

2: YUKK

3: Geçici Koruma Yönetmeliği