Sevgili, nişanlılık ya da evliliğin bitiminden sonra ayrılığın olması doğal bir durumdur. Ancak ayrılmayı istemeyen, yeniden barışmak isteyen taraf mesaj ya da aramalarla bu durumu dile getirebilmektedir. Eski sevgilisine ya da eşine sürekli mesaj gönderen ve yanıt alamadıkça bu durumu tekrarlayan kişiler de karşı tarafı rahatsız etmekte, bu kişiler suç işlediğinin bilincinde olmalıdır. Mesajlarına yanıt alamadıkça ya da aramalara cevap verilmedikçe tekrarlandığı ve durumun daha tehlikeli hal alabildiği durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Böyle durumlarda kişinin yasal haklarının olduğu, gerekirse suç işlediğinden kasıtla şikayetçi olabileceğini bilmelidir.
Kişiler hayatını idame ettirirken huzurlu bir ortamda olması, sürekli olarak rahatsız edilmemesi ve psikolojisini kötü etkilemeyecek şekilde idame ettirmesi en doğal hakkıdır. Huzur ve sükununu bozma suçunda kişinin huzuru korunmuş ve kişinin huzurunu bozan gürültü; rahatsız etme; ısrar durumu karşısında cezai bir yaptırım öngörülmüştür. Eski sevgili ya da eşin ısrar niteliğinde sürekli mesaj atması, araması huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmaktadır.
Eski Sevgilinin Huzur ve Sükunun Bozma Suçunu İşlemesi
Huzur ve sükununu bozma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde düzenlenmiş olup adından da anlaşıldığı üzere kişinin huzuru ve sükunu korunmak istenmiştir. Kişinin hayatının huzurlu, rahat, dingin geçirmesi için iç huzuru korunmak istemiş ve psikolojisini olumsuz yönden etkileyecek olan davranışlar adına yaptırım öngörülmüştür. Suç tanıdığı ya da tanımadığı kimselere karşı işlenebildiği gibi eski sevgili tarafından da işlenmesi mümkündür.
Öncelikle eski sevgilinin sürekli olarak SMS göndermesi, Whatsapp’tan sesli ya da görüntülü araması ya da mesaj göndermesi, sosyal medya platformu (Facebook, Instagram, Twitter) üzerinden mesajlar atması da huzur ve sükunu bozma suçunu oluşturabilmektedir. Huzur ve sükununu bozma suçunun oluşabilmesi için öncelikle failin atmış olduğu mesajlarda ve yapmış olduğu aramalarda “ısrarlı” olması gerekmektedir. Yalnızca bir ya da birkaç mesaj atma, arama suç işleme olarak ele alınmayacaktır. Eski sevgili ya da eşin sürekli aradığı durumlarda konuşmasına dair şartı bulunmamaktadır, kişi, arayarak yalnızca ses dinlemesi yapması da huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmaktadır. Aynı zamanda şarkı dinletmesi, anlamı olmayan şeylerin dinletilmesi de suçtur.
Suçun oluşabilmesi için mesaj içeriğinde ya da konuşmalarda eski sevgilinin küfür, sövme niteliğinde sözleri sarf etmesi gibi bir şartı da bulunmamaktadır. En önemli şart; kişinin mesajlarında ısrarlı olması, sürekli olarak mesaj atmasıdır. Israrlı olarak,
- Beni affet,
- Özledim
- Yeniden deneyelim
- Merhaba
- Nasılsın
- Günaydın
- İyi misin?
- Bugün buluşalım mı?
- Müsait misin?
- Yanındaki kimdi? mesajlarının gönderilmesi suçun oluşması adına atılacak olan mesajlara örnek olarak verilebilir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2014/32560 Esas, 2018/21154 Karar sayılı dosyasında failin 17 günlük dönemde toplam 127 mesaj ve 6 kez araması nedeniyle huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğunu belirtmiş, mahkemenin tehdit nedeniyle kurmuş olduğu beraat kararı hakkında bozma kararı vermiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2016/6267 Esas, 2018/16768 Karar sayılı dosya üzerinden verilen bir kararda da mahkemenin vermiş olduğu beraat kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Suçtan mağdur olan kişi, sanığın kendisini rahatsız etmemesini söylemesinden sonra 17 mesaj göndermesi huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu belirtilerek beraat kararı hakkında bozma kararı verilmiştir.
Diğer önemli bir husus da eski sevgili ya da eşin mesajları atarken kasıtlı olarak hareket etmesi gerekmektedir. Huzur ve sükununu bozma suçu ancak kastla işlenebilmektedir. Kişi bilerek ve isteyerek ısrarlı bir şekilde mesaj atmalı ya da aramalıdır. Örneğin; telefonundaki bozukluk ve aksaklık nedeniyle telefon rehberinde bulunan kişileri sırayla araması ya da kişilere otomatik mesaj göndermesin kişinin kasıtlı olarak hareket ettiği görülmemektedir. Kişi bilmeden ve istemeden mesaj göndermiş olacaktır, ancak böyle bir durumda da kişi, suç işlemiş olmayacaktır. Taksirle kişinin huzur ve sükununu bozma suçu işlenemez.
Kanunda şikayete tabi suçların listesi belirtilmiştir, kişinin huzur ve sükununu bozma suçu da şikayete tabi suçlar arasında yer almaktadır. Suçtan mağdur olan kimse, şikayet hakkını fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde kullanmalıdır. Suçtan mağdur olan kişi şikayet hakkını süresinde kullanmadığı vakit, şikayet hakkı düşmüş olacaktır. Soruşturma ya da kovuşturma aşamasında suçtan mağdur olarak şikayetçi olan kimse şikayetini geri aldığı vakit dosya hakkında düşme kararı verilecektir. Şikayetini geri çeken kimse, yine aynı fiilden tekrardan şikayetçi olamayacaktır. Ancak şikayetin geri çekilmesinden sonra eski sevgili aramalara ve mesaj atmalara devam ettiği takdirde yeniden suç işlediği için yeni işlenen suç adına mağdur olan kimse şikayet hakkını kullanabilecektir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu nedeniyle uzlaşma da mümkündür. Soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından dosya uzlaşma bürosuna gönderilecektir. Tarafların uzlaşması halinde dosya uzlaşma nedeniyle sona erecektir. Ancak taraflar uzlaşmadıkları takdirde dosyanın yargılama aşaması kaldığı yerden devam edecektir.
Huzur ve sükunu bozma suçundan şikayetçi olunması halinde eski sevgili asliye ceza mahkemesinde yargılanacaktır. Fail hakkında açılacak dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Eski sevgili ısrarla telefon açması, mesaj atması nedeniyle huzur ve sükununu bozma suçundan üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Üç aydan bir yıla kadar cezalandırmanın takdiri hakimdedir. Hakim alt sınır olan üç aydan ya da bir yıla kadar olan süreye kadar hapis cezası verebileceği gibi üst sınırdan (1 yıldan) da hapis cezası verebilir. Hapis cezasının üst sınırı bir yıl olduğundan huzur ve sükununu bozma suçundan verilecek olan hapis cezası, adli para cezasına çevrilebilir. Ancak adli para cezasının ödenmemesi halinde ceza yeniden hapis cezasına çevrilecektir.
Bunun yanında eski sevgili ya da eşin sabıkası olmaması halinde verilecek cezada hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya ceza ertelenmesi kararının verilmesi de mümkündür.
Eski Sevgilinin Sürekli Mesaj Atması Nedeniyle Tazminat Davası Açılabilir
Tazminat, kişinin haksız bir eylem karşısında uğramış olduğu zararın giderilmesi için talep edilen haktır. Tazminat zenginleşme aracı değildir, bu nedenle kişi yalnızca uğramış olduğu maddi ve manevi zararı, mal varlığındaki eksilmeyi talep edebilecektir. Bu nedenle eski sevgilisinin sürekli mesaj atması, telefonla araması nedeniyle kişi maddi ve manevi olarak zarara uğramış ise tazminat davasını açmak mümkündür.
Eski sevgilinin sürekli araması ve rahatsız etmesi nedeniyle mağdur olan kişi, asliye hukuk mahkemesinde dava açarak maddi, manevi zararını isteyebilir. Tazminat davasında, kişi, uğradığı zararları ispatlamalıdır. Örneğin; kişi suçtan uğramış olduğu mağduriyet nedeniyle psikolojik olarak sarsılmış, psikolojik tedavi görmüş ise dava dilekçesinde mutlaka belirtmelidir. Dava dilekçesinde belirtmiş olduğu zararları da mutlaka dava dilekçesinin eki ile delillendirebilir. Tazminat davası, davalının yerleşim yerinde asliye hukuk mahkemesinde görülecektir.