Genel Olarak
Hukuk yargılamasının ilk aşaması dilekçeler aşamasıdır. Dilekçeler aşaması dört evreden oluşmaktadır. Bu evreler; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi (replik) ve son olarak ikinci cevap dilekçesi (düplik) 'dir. Davacı taraf bir dava dilekçesi hazırlar ve bunu mahkemeye sunar. Dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte dava açılmış sayılır (HMK m.118) ve dava açılmasının sonuçları doğar. Davalı taraf ise; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialara karşı yasal süresi içerisinde bir cevap verebileceği gibi cevap vermeyip sessizde kalabilecektir. Dava dilekçesine karşı süresi içerisinde cevap vermeyen davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılacaktır (HMK m.128). Şayet davalı taraf dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi verecek olursa; davacı, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilecektir (HMK m.136). Dilekçelerin bu şekilde karşılıklı verilmesinden sonra dilekçelerin teatisi tamamlanmış olacak ve ön inceleme aşamasına geçilecektir.
1) Cevap Süresi ve Cevap Süresinin Uzatılması
Yukarıda kısaca izah ettiğimiz üzere davacının dava dilekçesine karşılık davalı taraf dava dilekçesine cevap verebilecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 127.maddesine göre; davalının davaya cevap vermesi süresi iki hafta olup, bu süre dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren başlayacaktır. Bu iki haftalık süre içerisinde davaya cevap vermeyen davalının cevap dilekçesi verme hakkı son bulacaktır. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 127.maddesi; durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebileceğini ve ek cevap süresi talebi hakkında verilen kararın taraflara derhâl bildirilmesi gerektiği hususlarını düzenlemiştir. İki hafta olan yasal cevap süresi, cevap verebilmek için genellikle uygun bir süredir. Ancak, büyük çaplı davalarda veya davalının cevabını hazırlayabilmesi için başka kişi yahut kuruluşlarla yazışma yapması, görüşmelerde bulunma ihtiyacının varlığı ve hatta delil toplamasının uzun sürecek olması gibi durumlarda, iki haftalık süre, cevap vermek için yetmeyebilir. Kanun (m.127) bu gibi durumlarda, hâkimin davalıya daha uzun yeni bir süre verebileceğini kabul etmektedir. Uygulamada buna “süre uzatımı” denilmektedir (HGK, 2021-15855 E.-2022/129 K.). Yargıç resen (kendiliğinden) davalı tarafa süre uzatımı veremeyecektir. Davalı, yasal cevap süresi olan dava dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkemeden süre uzatımı için haklı gerekçelerini de gösterir bir talepte bulunacak ve yargıç talebi haklı gördüğü takdirde bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere bir ek süre takdir edecektir. Ek süre verebilme bir defaya mahsus bir durum olduğundan, eğer yargıç bir aydan daha az bir süre uzatımı takdir etmişse, kalan süreye ilave yaptırılıp bir aya tamamlanması için davalı taraf talepte bulunamayacaktır. Süre uzatımı için davalının uzatma talebinin gerekçelerini, delilleriyle birlikte bildirmesi gerekir. Hâkim talebi dosya üzerinden inceler ve yerinde görürse, davalıya yeni bir süre verir. Hâkimin süre uzatımı verebilmesi için, cevap dilekçesinin iki hafta içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumların varlığını (kapsamlı bir çalışmanın gerektiği, önemli ölçüde hesap, bilanço, defter yahut depo kontrolünün yapılmasının kaçınılmaz olduğu gibi) tespit etmiş olması gerekir (HGK, 2021-15855 E.-2022/129 K.). Cevap süresinin uzatılmış sayılabilmesi için, mahkemenin yapılan talebi olumlu bir şekilde karara bağlamış olması gerekir. Mahkeme talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermemişse, süre uzatılmış sayılmaz (Yılmaz Ejder: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 3. Cilt, Ankara 2021, s. 2903). Peki; yasal cevap süresine ek olarak verilen cevap süresinin başlangıç anı ne zaman olacaktır? Uygulamada daha önceleri bu konuyla alakalı net bir yasal düzenleme olmadığı için mahkemelerce farklı uygulama biçimleri öngörülüyor, mahkemeler ek süre ile ilgili verdiği kararlarında bu sürenin başlangıç anını da tespit edebiliyordu ve neticede ihtilaflar ortaya çıkabiliyordu. Mahkemeler, ek sürenin başlangıcının yasal cevap süresinin başlangıcında olduğu gibi tebliğden itibaren başlayacağına ilişkin kararlar tesis edebildiği gibi; yasal cevap süresinin bittiği andan itibaren başlamak üzere de ek cevap süresi takdirinde bulunabiliyordu. Bu konuyla ilgili uygulamada yaşanan problemlerin önüne geçebilmek namına yasa koyucu 7251 sayılı yasa ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 127.maddesine; "cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak" şeklinde bir ekleme yaparak uygulamada yaşanılan ihtilafların son bulmasını sağlamıştır. Yasal cevap süresine ek olarak verilen cevap süresinin; cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlayacağına ilişkin düzenleme, 7251 sayılı, 22.07.2020 kabul tarihli HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN'un 12.maddesi (6100 sayılı Kanunun 127’ nci maddesinin birinci fıkrasına “başvuran davalıya,” ibaresinden sonra gelmek üzere “cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak,” ibaresi eklenmiştir) uyarınca yapılan düzenlemeyle gerçekleşmiştir. 7251 sayılı yasanın 12.maddesiyle yapılan bu değişikliğin meclis komisyon raporundaki gerekçesi şu şekildedir: "Maddeyle, Kanunun 127’ nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Düzenlemeyle, ek cevap verme süresinin hangi andan itibaren başlayacağı hususu açıklığa kavuşturulmaktadır. Cevap dilekçesinin iki haftalık süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, davalının ek süre talebinde bulunması halinde verilecek ek sürenin başlangıç tarihi konusunda uygulamada duraksama bulunmaktadır. Yapılan düzenlemeyle, ek sürenin iki haftalık cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlayacağı hüküm altına alınmaktadır." 7251 sayılı yasanın 12.maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak" düzenlemesi, değişikliğin meclis komisyon raporundaki gerekçesi ve 4721 sayılı Medeni Kanun'un 1.maddesindeki; "Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır" hükmü de göz önüne alındığında mahkeme tarafından belirlenen ek cevap süresi, yasal cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlayacaktır.