Tüm dünyanın gündemini oluşturan yeni tip korona virüsü salgını çerçevesinde birçok ülkede sosyal hayat tamamen durmuş ve sokağa çıkma yasağı tedbirleri alınmıştır. Ülkemizde ise henüz böyle bir tedbire ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle bu yönde bir karar alınmamıştır.
Buna karşın 2020/37 sayılı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının “İdari İzin” Talimatıkamu çalışanları için “Hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, yönetici pozisyonlarındakiler hariç 60 yaş ve üzerinde olanların, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grupların (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren on iki gün idari izinli sayılmaları…” şeklinde karar verilmiştir.
Özel sektörde çalışan “işçiler” için ise herhangi bir tedbir alınmamıştır. Bu durum her ne kadar bir eşitsizlik sağlıyor gibi görünse de ayrıca bir yürütme kararı olmaksızın da işçilerin 6331 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu kapsamında çalışmaktan kaçınma hakkının tartışılması gerekir.
Çalışmaktan kaçınma hakkı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 13. Maddesinde kendini tekrarlar şekilde belirtilmiştir.
Buna göre işçi “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır” denilmektedir.
COVİD-19 isimli virüs %3’ün üzerinde ölüm oranı ve %40’lık yayılım hızı (America Yale Üniversitesi Prof. Dr. Akiko Iwasaki’nin açıkladığı rakamlar) kontrolü oldukça güç olan bu virüsün en çok 60 yaş üstü, kronik hastalığı yahut bağışıklığı düşük kişilerde ciddi tehlike yarattığı tartışmasızdır.
6331 sayılı kanunun 13/3. Maddesine göre ise ; “Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.” denilmektedir.
Hastalığın mevcut bir tedavisinin olmaması ve dünyada yayılımının önlenememesi de dikkate alındığında AVM,Cafe,terminal v.b. insan sirkülasyonunun yoğun olduğu iş yerlerinde risk grubu işçilerin herhangi bir bildirim yapmaksızın çalışmaktan kaçınma hakkı olduğu söylenebilir.
Bununla birlikte kanaatimizce risk grubunda olmayan çalışanların çalışmaktan kaçınma hakkı için öncelikle işverene başvuruda bulunup salgın hastalıklardan korunması için asgari önlemlerin talep edilmesi makul olacaktır. Yine dünya sağlık örgütünün paylaştığı bilgilere göre sağlıklı bireylerde ölüm oranı %0,2 gibi düşük bir oranda kaldığı için (mevsimsel girpte %0,1) [1] doğrudan doğruya çalışmaktan kaçınma hakkının kullanılması orantısız olacaktır.
-------------------------
[1] https://twitter.com/VirusesImmunity/status/1238475009712160769