Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı usulünde, hükümlünün birden fazla cezasının bulunması halinde cezaların toplamı üzerinden mi yoksa cezaların sıra ile mi infaz edileceği hususunda zaman zaman hatalı uygulamalar olabilmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus toplanan cezaların aynı infaz usulüne tabi olup olmadığıdır.

Bu konuda karşımıza farklı durumlar çıkabilir. Bu nedenle cezaların tabi olduğu infaz kurallarının ve ilgili mevzuatın değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.

DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ UYGULANARAK CEZANIN İNFAZI

Bu konu, 11.04.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6291 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na eklenen 105/A maddesinde düzenlenmiştir.

Bu infaz usulünden yararlanacak olan hükümlüler

5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin birinci fıkrasında, hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı usulünde yararlanacak olan hükümlüler şunlardır:

1) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren hükümlüler

2) Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan hükümlüler

3) Koşullu salıverilmesine bir yıl[1] veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlüler.

İnfaz hâkimi tarafından karar verilmesi zorunluluğu

Bu şartlara haiz hükümlüler talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 105/A maddesinin ikinci fıkrasına göre, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

Özel durumları olan hükümlüler

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz usulünden;

a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilecektir. (CGTİHK md. 105/A-3.f.)

Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâlinin raporla belgelenme şartı

Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.

Adli para cezası hapse çevrilen hükümlülerin denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı usulünden yararlanamaması

Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır. (CGTİHK md. 105/A-4.f.)

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 105/A maddesinin dördüncü fıkrasına göre, göre, adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezası hapse çevrilen hükümlülerin, İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesindeki infaz usulünden yararlanmalarında hak ederek tahliye tarihinin esas alınacağı düzenlenmiştir.

İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesinin 4. fıkrasındaki süre belirlenirken, 5739 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle, İnfaz Kanunu’nun 106/9. maddesinde yapılan değişikliğin göz önünde bulundurulduğu anlaşılmaktadır.

Hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri ile infazı devam ederken başka kesinleşmiş mahkûmiyetlerinin gelmesi

Hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri ile infazı devam ederken başka kesinleşmiş mahkûmiyetlerinin gelmesi halinde, mahkûmiyetlere konu cezalarla ilgili toplama kararı alınması ve sonuca göre 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesinin uygulanma koşullarının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.[2]

BİRDEN FAZLA HÜKÜMDEKİ CEZALARIN TOPLANMASI

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. Maddesine göre; Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107 nci maddenin uygulanabilmesi, yani koşullu salıverilme tarihinin belirlenebilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. Maddesi, birden fazla kesinleşmiş hükümlere ait cezaların ne suretle toplanacağına işaret etmektedir.

Bir kişi hakkında birden fazla hüküm verilmiş ve mahkemece cezaların toplanmasına ilişkin hükümler uygulanmamış olursa, infaz için cezaların toplanması zorunlu bir işlemdir. Bu nedenle cezaların toplanması için mahkemeye başvurmak gerekecektir. Bu başvuruyu, Cumhuriyet savcısı veya hükümlü yapabilmektedir.

5275 Sayılı Kanun'un 99. maddesindeki toplama, cezaların içtiması değil, sadece koşullu salıvermeye ilişkin sürelerin hesaplanması ve denetim sürelerin uygulanmasındaki karışıklığın giderilmesine yöneliktir.

Cezaların içtimasına yönelik açık bir hüküm bulunmadığından, 5275 Sayılı Kanun'un 99. maddesindeki toplama hükümlü aleyhine yorum yoluyla genişletilemez.

Şayet cezaların toplanması koşullu salıverilmenin tespiti amacıyla yapılmayacaksa, bu halde cezaların toplanmasının gereği bulunmamaktadır. Bu halde hükümlü hakkındaki cezalar ayrı ayrı infaz edilir.

Örneğin; 5275 Sayılı Kanun'un 110/2-c maddesine göre, yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilir.

Bu yasal düzenlemeye göre; 75 yaşını bitirmiş hükümlünün birbirinden bağımsız her bir hapis cezasının ayrı ayrı konutunda çektirilmesine karar verilmesine yasal engel bulunmamaktadır. Burada koşullu salıverilme süresinin tespiti söz konusu olmadığından cezaların ayrı ayrı infazı gerçekleştirilebilecektir.[3]

CEZALARIN TOPLANMASINA İLİŞKİN KURALLAR

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda "cezaların toplanması" kuralına yer verilmemiştir.

Bu nedenle, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. maddesi uyarınca, hükmolunan her bir cezanın ayrı ayrı bağımsızlıklarını koruduğu ve cezaların infaz aşamasında toplanması gerektiği gözetilmelidir.[4] Başka bir söylemle, ceza yargılaması aşamasında cezaların toplanması suretiyle hüküm kurulamaz.[5]

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 90/4. Maddesinde, başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması gerektiği ifade edilmektedir.

Belirtilen yasal düzenlemeye göre, toplama kararı alınmasını müteakip infaz işlemlerinin buna göre yapılması amacıyla dosyanın hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilmesi gerekmektedir.

Örneğin; hükümlünün 1 yıl 3 ay hapis cezası[6] ile 150 gün ve 4 gün hapis[7] cezası varsa, bu cezaların toplamı üzerinden denetimli serbestlik tedbiri ile infaz koşullarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Aksi uygulama, hükümlünün aynı suç nedeniyle birden fazla denetimli serbestlik tedbiri ile infaz kurumundan istifade etmesi gibi bir sonuca yol açacaktır.[8]

Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: Adli para cezalarının ödenmemesi nedeniyle hapse çevrilmesi halinde, ceza infaz edilirken suç tarihi itibariyle lehe olan kanun belirlenip, bu kanunda yer alan kurallara göre infaz işlemlerinin yapılması gerekmektedir.

Örneğin, 01.03.2008 tarihinden önce, adli para cezası hapse çevrilen hükümlüler, koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanma imkânlarına sahipken, bu tarihten sonra suç işleyen hükümlülerin koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanmaları mümkün değildir.

Başka bir söylemle, 01.03.2008 tarihinden önce, adli para cezası hapse çevrilen hükümlüler, koşullu salıverilme hükümlerinden faydalanma imkânına sahip iken, 01.03.2008 tarihinden sonra suç işleyen hükümlülerin koşullu salıverilme hükümlerinden faydalanması mümkün değildir. Burada önemli olan husus toplanacak cezaların aynı infaz usulüne tabi olmasıdır.

Örneğin; hükümlü hakkında iki ayrı ilamla verilen adli para cezalarının hapis cezasından çevrilmiş olmaları ve her iki cezaya ilişkin suç tarihlerinin de, İnfaz Kanunu’nun 106/9. maddesinde değişiklik yapan 5739 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.03.2008 tarihinden öncesine ait olması dikkate alındığında, bu cezaların infazında koşullu salıverilmenin mümkün olduğu, TCK’nın 7/3. maddesi uyarınca da, koşullu salıverilme durumunda lehe olan hükmün uygulanması gerektiğinden, İnfaz Hâkimliğince 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasının hukuka uygun olduğu söylenebilecektir.[9]

Hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanan kişinin işlediği tek bir suçtan farklı yaptırımı içeren kararda yer alan hapis cezası ile birlikte doğrudan verilen adlî para cezasının hükümlü hakkındaki ilamların farklı olmaları nedeniyle toplanması mümkün değildir.

İlamların ayrı ayrı ve sıraya konularak infazı gerekmektedir. Burada hükümlünün bir kez denetimli serbestlikten yararlandırılması gerekir.[10]

ADLİ PARA CEZASININ ÖDENMEMESİ SONUCU HAPSE ÇEVRİLMESİ HALİNDE DOĞRUDAN VERİLEN HAPİS CEZALARI İLE TOPLANAMAMASI

5275 sayılı Kanun'un 99. maddesinde yer alan biçimindeki düzenleme, anılan Kanun'un 105/A-4. maddesindeki şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un 106/9. maddesindeki hükümleri birlikte değerlendirildiğinde adli para cezasının ödenmemesi sonucu hapse çevrilmesi halinde doğrudan verilen hapis cezaları ile toplanamayacağı ancak doğrudan verilen hapis cezaları toplanır.

Toplama işlemleri yıl, ay ve gün değerleri ayrı ayrı gözetilerek yapılmalıdır. Örneğin; 2 yıl 12 ay yerine 3 yıl olarak toplanması halinde, koşullu salıverme tarihi ile bihakkın tahliye tarihinin hesaplanması bakımından hükümlü aleyhine sonuç doğuracağı gözetilmelidir.[11]

KISA SÜRELİ HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZADAN ÇEVRİLEREK TAYİN OLUNAN ADLİ PARA CEZASI İLE DOĞRUDAN TAYİN EDİLEN ADLİ PARA CEZASININ TOPLANAMAMASI

5237 sayılı TCK'nın 50/1. madde ve fıkrasının (a) bendi uyarınca sanık hakkında kısa süreli hapis cezasından çevrilerek tayin olunan adli para cezasının tamamen veya kısmen ödenmemesi halinde, aynı maddenin 6. ve 7. fıkraları uyarınca hükmü veren mahkeme tarafından kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen yerine getirilmesine ya da seçenek yaptırımın değiştirilmesine karar verilebilmektedir.

Buna karşın, doğrudan tayin olunan adli para cezasının ödenmemesi halinde ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/3. ve 7. madde ve fıkrası uyarınca hükümlünün, C. Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapis cezasına çevrilebilmektedir.

Yine 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinin 9. fıkrası uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 50/1. madde ve fıkrasının (a) bendine göre seçenek yaptırım olarak tayin olunan adli para cezaları saklı kalmak kaydıyla, adli para cezasından çevrilen hapsin infazının ertelenemeyeceği, bunun infazında koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmelidir.

İnfaz aşamasındaki bu farklılıklar nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın da cezaların toplanmasının düzenlenmediği de gözetilerek, sanık hakkında kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilerek tayin olunan adli para cezası ile doğrudan tayin edilen adli para cezasının toplanmasına karar verilemeyecektir.[12]

PARA CEZALARININ HAPSE ÇEVRİLMESİ HALİNDE TOPLANMASINA İLİŞKİN KURALLAR

Çevrilen Hapis Cezasının Üst Sınırı (3 ve 5 yıl)

Tek adli Para cezasında azami süre üç yıldır

Adli para cezası yerine çektirilen hapis süresi üç yıl ile sınırlandırılmıştır. Para cezasının hapse çevrilmesi sonucunda hapis cezası üç yıldan fazla olsa bile üç yıldan fazla olan süre dikkate alınmayacak, hapis cezası üç yıl olarak infaz edilecektir.

Birden Fazla Para Cezasında Azami Süre Beş Yıldır

Birden fazla hükümle adli para cezalarına mahkûmiyet hâlinde ise, bu süre beş yılı geçemeyecektir. (CGTİHK md. 106/7; Tüzük md. 56/7)

Birden fazla doğrudan verilen ve hapse çevrilen para cezalarının toplanması

Hükümlü tarafından ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrilerek, birden fazla adli para cezasına mahkûmiyeti nedeniyle kanunda adli para cezası yerine çektirilebilecek hapis cezasının üst sınırı olarak belirtilen 5 yıllık sürenin esas alınması ve suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükümlü hakkında koşullu salıverilme yönünden lehe olan Kanun hükümlerinin tatbiki suretiyle cezaların toplanması hukuka uygun olacaktır.[13]

.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-------------------------

[1] 671 sayılı KHK’nin 32/a maddesine göre, 01.07.2016 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre “iki yıl”, olarak uygulanır.

[2] Bkz.; Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 11/02/2013 tarih ve 2013/856-1220 sayılı kararı.

[3] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017.

[4] Y.19.CD, E: 2016/6065, K: 2016/21880, KT: 26.10.2016.

[5] Y.6.CD, E: 2012/16959, K: 2014/13109, KT: 24.06.2014.

[6] Mahkeme tarafından, hükümlünün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a ve 43/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bkz.; Y.19.CD, E: 2015/10646, K: 2015/8043, T: KYB-2014/214868, KT: 03.12.2015.

[7] Buradaki hapis cezaları; 3.000 Türk Lirası ve 200 Türk Lirası adli para cezalarından çevrilme 150 gün ve 4 gün hapis cezalarıdır. Bkz.; Y.19.CD, E: 2015/10646, K: 2015/8043, T: KYB-2014/214868, KT: 03.12.2015.

[8] Y.19.CD, E: 2015/10646, K: 2015/8043, T: KYB-2014/214868, KT: 03.12.2015.

[9] Y.4.CD, E: 2014/4359, K: 2015/23704, Teb: KYB - 2014/14563, KT: 05.03.2015.

[10] Y.15.CD, E: 2014/16226, K: 2014/18892, KT: 17.11.2014; Y.11.CD, E: 2014/7735, K: 2014/7852, KT: 22.04.2014.

[11] Y.3.CD, E: 2013/24513, K: 2013/35057, KT: 09.10.2013.

[12] Y.8.CD, E: 2006/5966, K: 2007/3108, KT: 16.04.2007; Y.8.CD, E: 2006/5435, K: 2007/1576, KT: 27.02.2007.

[13] Y.10.CD, E: 2013/14220, K: 2014/241, T: K.Y.B./ 2013/383207, KT: 13.01.2014.