Efendim Memuriyette Doğru Bilinen Yanlışlar[1] ve Avukatlıkta Doğru Bilinen Yanlışlar[2] ile başladığımız serimize Boşanmada Doğru Bilinen Yanlışlar’la devam etme arzusundayız yalnız anlam bütünlüğü olması açısından eski bir yazımız olan Boşanmada Manevi Tazminat’ı biraz güncelleyip kendik intihalimizle huzurlarınıza sunmak isteriz. Buyrun efendim;
Hafta sonu kulüpte güneşleniyorum, arkamdaki beyefendi “evlenmek için bir milyon liram gitti, boşanmak için iki milyon liram” diye söyleniyordu. Gülümsedim, ironik geldi ancak maalesef çağımızın acı gerçeği bu; boşanmak.
Açıkçası sevdiğim bir alan değil. Nasıl ki aile mahkemelerinde otuz yaş üstü, evli, çocuklu, tercihen aile hukuku alanında yüksek lisans yapmış ve açıkça söylenmese de kadın hakimler tercih ediliyor ya HSYK tarafından; boşanma avukatlığı da daha çok kadın avukatlara uygun. Kadın daha güzel idare ediyor bu sıkıntılı süreci.
Sevdiğim bir arkadaşım demeseydi ki bana “falanca beş ay evli kalmış kocasıyla, boşanma davası açmış, bir milyon lira maddi tazminat, bir milyon lira da manevi tazminat istiyor”, vallahi hiç girmeyecektim bu konuya.
Öncelikle bir milyon liralık maddi tazminat konusuyla başlayalım. Evet, ülkemizdeki her üç kişiden biri ya davalı ya da davacı ama sonuçta dava açmanın da bir maliyeti var. Hayır, avukat parasından bahsetmiyorum. Kendiniz de dava açsanız en başta bir harç ödersiniz ki, bu maktu bir ücrettir. Standarttır yani.
Bir de bunun dışında nispi bir harç vardır. Bu da talep ettiğiniz tazminat bedeli üzerinden alınır. Dava türüne göre değişmekle beraber ortalama yüzde ondur. Yani siz öyle bir milyon liralık maddi tazminat davası açtığınızda taksimetre yüz bin lira yazar.
Olsun, yatırayım, ne de olsa davayı kazanınca bu parayı geri almayacak mıyım? Evet ama, ne zaman kazanacaksınız ki bu davayı? Ortalama yedi, sekiz yıl sürse, ya da çok daha az sürse de ülkemizdeki enflasyon belli, pul olacak o yatırdığınız harç parası.
Kaldı ki, siz neye göre hesapladınız bir milyon liralık maddi zararınız olduğunu? Kocanız size bu kadarlık bir hasar mı verdi, özel sektörde çalışamadığınız yılların bedeli mi bu, neye göre bu kadar yuvarlak bir sayıya ulaşabildiniz?
Siz boş verdiniz enflasyon vergisiyle devlet anaya kalacak yüz bin lira harcı, reisime feda olsun dediniz, tamam, güzel de, ya bilirkişi sizin hasarınızı bir milyon değil de dört yüz bin olarak hesaplarsa n’olacak? Aradaki o kadar fark için karşı tarafa yasal vekalet ücreti ödeyeceğinizi biliyor musunuz davayı kazansanız bile? Arzu ederseniz detaylar için Kanuni Vekalet Ücreti Vekilin mi[3] yazımıza bakabilirsiniz.
Başına gelmeyen bilmez. Yüz bin lira harcın devlete kalması insanı etkilemez de, karşı tarafa otuz bin lira bile olsa yasal vekalet ücreti ödemek çok sarsar. E ne yapacağız o zaman? Üç yüz bin lira istedik, bilirkişi aslında zararımızın daha fazla olduğunu hesapladı, yazık olmaz mı bu sefer de hakkımızın altına razı olmamız? Hani iddianın ve savunmanın genişletilme yasağı var, hukukun temek ilkelerinden, İhtar Zamanaşımını Keser mi[4]’de görmüştük.
Hukukçuyu diğer üniversite mezunlarında ayıran tarafı, sadece kanunları değil, onların istisnalarını, hatta istisnalarının istisnalarını ve bazen de istisnanın istisnasının istisnasını bilmesidir; yoksa her kafası çalışan açıp artık arı Türkçeyle yazılan kanunları okuyup anlayabilir. İşte HMK’nın yasakladığı iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının da istisnası ıslah müessesesidir.
Açarız davayı on bin lira tazminat istemiyle, yatırırız bin lira harcımızı, bilirkişi davanın sonuna geldiğimizde aslında zararımızı üç yüz elli üç bin lira mı olarak hesapladı? Hop, hemen aradaki farkı ıslah müessesiyle eksik olan harcı tamamlamak suretiyle hallederiz. Ki tüm bunların dışında, maddi tazminat hesabı çok detaylıdır, bunları biz kendimiz beceremeyiz, ayrı bir ve hatta birkaç uzmanlık. Siz hiç AYM’nin maddi tazminata hükmettiğini gördünüz mü?
Manevi tazminatta işin rengi değişiyor. Hem harç ödemezsiniz, hem de manevi tazminat isteminizin daha altına hükmedilse bile, davayı kazanmanız şartıyla, karşı tarafa yasal vekalet ücreti ödemezsiniz. O yüzden, iste isteyebildiğin kadar da, şunu da unutmayalım, bizim Yargıtay manevi tazminatı bir zenginleşme aracı olarak görmüyor. Ortada bir haksız fiil olacak, bu haksız fiil sizde bir elem ve keder yaratacak, bizim vereceğimiz manevi tazminat bu elem ve kederi geçirmeye yetmeyecek olsa bile, işte gönlünüzü almış olacağız.
Yani öyle bir milyon lira maddi tazminat, bir milyon lira manevi tazminat olmaz futbolcu, san’atçı değilseniz (yazarın notu: Yazının yazıldığı dönemde enflasyon öncesi bu örnekler anlamlıydı).
Ama ne olur? Bakın, Süresiz Nafaka[5], işte o olur.
Konuyu çok dağıtmak istemiyorum ama şu tazminat & nafaka olayının anlaşılması için önemli. Sizin evlilikten önce kazandığınız tüm malınız size ait. Eviniz mi vardı, tamamıyla sizin. İsterseniz o evi satın, parasıyla başka bir şey alın, gene o sizin; eşiniz hiçbir şey iddia edemez. Ancak o evde beraber yaşıyorsanız, artık orası aile konutunuz olmuşsa, zaten evliliğiniz süresince de eşinizin izni olmadan satamazsınız! Kadın ya da erkek fark etmiyor. Ve hatta açıldı boşanma davası, ev sizin, aile konutunuz ama, çoğunlukla evin tapusu onda olmasa bile kadın kalır orada, size de yol gözükür boşanma sonuçlanıncaya kadar. Detaylar için Kayınpeder Evden Çıkarırsa[6]
Başka ne var, bakın kimin kusurlu olduğunun önemi yok, eğer bir eş diğeri olmadan geçimini sürdüremeyecek durumdaysa boşanma sonuçlanıncaya kadar hakimden tedbir nafakası isteyebilir. Nasıl yani, hem beni aldattı, hem de bir de üstüne nafaka mı ödeyeceğim?
Öncelikle henüz aldatıp aldatmadığını bilmiyoruz. Adı üstünde, tedbir nafakası bu, dava sonuçlanana kadar ödeyeceksin eğer eşinin ekonomik bağımsızlığı yoksa.
Bir de bunların dışında ömür boyu nafaka var ya, kusuru olmamak ya da daha az olmak şartıyla eğer eşinizin ihtiyacı varsa ödeyeceksiniz ömür boyu. Ve ödeyeceğiniz miktar da karşı tarafın sosyo ekonomik durumuna göre değişir. Çözüm ne? Öncelikle kusurumuz olmayacak. Yani hem dövelim, hem aldatalım, hem de şiddetli geçimsizlik olsun, ödersiniz vallahi. Bu arada şiddetli geçimsizlik cinsel uyumsuzluğun hukuki karşılığı demektir.
İkincil olarak da kendi seviyemize uygun bir eş alacağız, Evlilikte Azami Yaş[7]’a dikkat edeceğiz.
Tamam, nafaka öyle de, bu manevi tazminat nasıl belirleniyor? Eşinizi aldatırsanız, ortada bir haksız fiil olduğu için, manevi tazminat ödersiniz. Ne kadar ödersiniz? İşte onda yarattığı elem ve kederin hakim tarafından takdir edilen kısmı kadar.
Yani ayrılmanız onda bir yoksulluk yaratmayacaksa nafaka sorunumuz yok.
Peki, son bir soru. Bu manevi tazminatı aldatan eş ödüyor, değil mi? Zinada Eş Olmayanın Sorumluluğu[8] yok mu?
Sadakat yükümlülüğü eşler arasında vardır, bu üçüncü kişileri ilgilendirmez. Velev ki ortada bir TBK m. 49/f. 2 aykırılığı olmasın. Yani sırf bu zinayı üçüncü kişi aldatılan eşe zarar vermek kastıyla yapmış olmasın. Bu nasıl mı ispatlanacak? Malum, müddei iddiasını ispatla mükellef. Ancak siz bilemezsiniz insanların ne dedektif olabileceğini, neler neler çıkarabileceklerini. Zaten size de yakışmaz efendim. Uzak durun böyle haksız fiillerden, eşseniz de en azından boşanma girişimini yapın da öyle yaşayın ilişkinizi. (not. Yargıtay boşanma davası bitene kadar eşlerin sadakat yükümlülüğü devam eder der)
Dışarıdan gazel okumak ne kadar kolay, değil mi? Özünde kim böyle bir ilişki ister ki? Dışarıda elini bile tutamayacaksın, anınız kalsın diye resim bile çektiremeyeceksin, çektirsen bile doya doya sarılamayacaksın. İstediğin zaman arayamayacaksın, ancak o arayabilir. Ömrün şeytanın günahı, hastanın sabahı, mezarın taze ölüyü beklemesi gibi onu beklemekle geçecek. Gerek yok be kardeşim, boşanın gitsin. Böyle bir yuva daha mı iyi çocuklar için? Boş verin el alem ne derse desin. Hem sen boşanmayacaksın, o boşanmayacak, aç mı kalalım biz, taş mı yiyelim, Mafya Avukatı[9] mı olalım bu saatten sonra? Boşanın kardeşim, yokluğunuzda bulunmadan, gölgenizi vehminde bırakmadan boşanın bir an önce.
------------------
[1] https://www.hukukihaber.net/memuriyette-dogru-bilinen-yanlislar-ozgur-turkes
[2] https://www.hukukihaber.net/avukatlikta-dogru-bilinen-yanlislar-ozgur-turkes
[3] https://www.hukukihaber.net/kanuni-vekalet-ucreti-vekilin-mi-ozgur-turkes
[4] https://www.hukukihaber.net/ihtar-zamanasimini-keser-mi-ozgur-turkes
[5] https://www.hukukihaber.net/suresiz-nafaka-ozgur-turkes
[6] https://www.hukukihaber.net/kayinpeder-evden-cikarirsa-ozgur-turkes-1
[7] https://www.hukukihaber.net/evlilikte-azami-yas-ozgur-turkes
[8] https://www.hukukihaber.net/zinada-es-olmayanin-sorumlulugu-ozgur-turkes