KARARLAR

BOŞANMA - ERGİN OLMAYAN ÇOCUĞUN VELAYETİ - ÇOCUĞUN ÜSTÜN MENFAATİ

Abone Ol

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/25
K. 2023/3734
T. 5.7.2023

BOŞANMA ( Uyuşmazlığın Ortak Çocukların Velayetine İlişkin Olduğu/Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Taraflara Tebliğinden Sonra Erkeğin Ortak Çocukların Bir Süredir Kendi Yanında Kaldığı ve Velâyetlerini Talep Ettiği Kadının İse Ortak Çocukların Velâyetinin Babalarına Verilmesine Rıza Gösterdiğine İlişkin Dilekçeleri Nazara Alındığında Sosyal İnceleme Raporu Alınması İdrak Çağında Olan Çocukların Beyanı da Alınmak Sureti İle Ebeveynlerinden Hangisi Yanında Kalmasının Çocukların Menfaatine Olacağı Tespit Edilerek Karar Verilmesi Gereği )

ERGİN OLMAYAN ÇOCUĞUN VELAYETİ ( Boşanma - Davalı Erkeğin Ortak Çocukların Bir Süredir Kendi Yanında Kaldığı ve Velâyetlerini Talep Ettiği Kadının İse Ortak Çocukların Velâyetinin Babalarına Verilmesine Rıza Gösterdiğine İlişkin Dilekçeleri Nazara Alındığında Sosyal İnceleme Raporu Alınması İdrak Çağında Olan Çocukların Beyanı da Alınmak Sureti İle Ebeveynlerinden Hangisi Yanında Kalmasının Çocukların Menfaatine Olacağının Tespit Edilmesi Gereği )

ÇOCUĞUN ÜSTÜN MENFAATİ ( Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Taraflara Tebliğinden Sonra Erkeğin Ortak Çocukların Bir Süredir Kendi Yanında Kaldığı ve Velâyetlerini Talep Ettiği Kadının İse Ortak Çocukların Velâyetinin Babalarına Verilmesine Rıza Gösterdiğine İlişkin Dilekçeleri Nazara Alındığında Sosyal İnceleme Raporu Alınması İdrak Çağında Olan Çocukların Beyanı da Alınmak Sureti İle Ebeveynlerinden Hangisi Yanında Kalmasının Çocukların Menfaatine Olacağı Tespit Edilerek Karar Verileceği )

4721/m.166

ÖZET: Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocukların velâyetinin ebeveynlerden hangisine verilmesinin çocukların üstün menfaatlerine uygun olduğu noktasında toplanmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflara tebliğinden sonra erkeğin ortak çocukların bir süredir kendi yanında kaldığı ve velâyetlerini talep ettiği, kadının ise ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine rıza gösterdiğine ilişkin dilekçeleri nazara alındığında Bölge Adliye Mahkemesince ergin olmayan ortak çocukların velâyetine yönelik psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak heyete inceleme yaptırılarak, ortak çocukların fiilen bulunduğu yerin barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması, idrak çağında olan çocukların beyanı da alınmak sureti ile toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Davacı kadın vekilinin 14.10.2022 tarihli davanın ferilerinden ve velâyetten feragatine ilişkin dilekçesine istinaden Bölge Adliye Mahkemesince 24.10.2022 tarihli ek karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin kararının kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, velâyet ve iştirak nafakasından feragat beyanı hakkında daire kararında değişiklik yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi asıl kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlendikten sonra davalı erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya başladığını, davalının ailesinin davacı kadına sürekli hakaretler ettiğini, davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına şiddet uyguladığını, evliliğin son iki yılında geçmişten gelen sorunların tarafları birbirlerine yabancılaştırdığını, davalının ve ailesinin şiddetlerine dayanamayan davacı kadının 2 çocuğunu alarak baba evine geri döndüğünü, evlilik birliği süresince davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, davalı ve ailesinin şiddet ve hakaretleri sebebiyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ileri sürerek 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına ve davacı kadın için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; tarafların arasında sorun bulunmadığını, davacı kadının ailesi tarafından doldurulduğunu, davacı kadının baba evine sadece ziyaret amacıyla 10 günlüğüne gittiğini, ancak 10 gün sonra erkeği terk ettiğini söylediğini, kadının evden giderken yanına ziynet eşyası ve para aldığını, kadının geri dönmesi için erkeğin çaba gösterdiğini, boşanmak istemediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tanıklarının kadının şiddete uğradığını beyan etmelerine karşın bu eylemler nedeniyle kadın tarafından alnmış bir rapor veya bir şikayet başvurusunun olmadığı, kadının hakarete uğradığına dair iddiaların inandırıcı bulunmadığı, bu iddialar doğru olsa dahi tarafların bir arada yaşamaya devam etmeleri nedeniyle kadının eşini affetmiş sayıldığı, kadının evden şiddet görmesi nedeniyle ayrıldığı iddialarının görgüye dayalı tanık beyanı olmaması karşısında ispatlanamadığı, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğine ilişkin vakının da taraflar ile aynı köyde yaşan tanıkların taraflar arasındaki soruna şahit olmadıklarını beyan etmiş olmaları nedeniyle ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf başvurusunda; dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların görgüye dayalı tanık beyanlarıyla ispatlandığını, yargılama aşamasında tedbir nafakasına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kadının reddedilen boşanma davası ve tedbir nafakası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki delillerden ve tanık beyanlarından erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği vakıalarının ispatlandığı, hakaretin af kapsamında kalmadığı nitekim kadının bu muamelelere çocukları ve çevresi nedeniyle katlanmak zorunda kaldığı böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile kadın vekilinin istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüyle 4721 Sayılı Kanun'un 166. maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ergin olmayan ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuklar D. ve Y. yararına aylık 300,00'er TL tedbir ve 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince verilen karardan sonra dosya temyiz aşamasında iken davacı kadın vekilinin boşanma davasının ferilerinden ve velâyet yönünden davasından feragat ettiğine dair 14.10.2022 tarihli dilekçesinde istinaden Bölge Adliye Mahkemesince 24.10.2022 tarihli ek karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin kararının kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, velâyetin kamu düzenine ilişkin olması, sosyal inceleme raporundaki ortak çocukların beyanları nazara alındığında velâyetlerin anneye verilmesinin uygun olduğunun değerlendirildiği, velâyetten feragatin mümkün olmadığı ve mahkemece iştirak nafakasına re'sen hükmedilebileceği yönünde yapılan değerlendirme ile velâyet ve iştirak nafakasından feragat beyanı hakkında daire kararında değişiklik yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde; tarafların arasında geçimsizlik bulunmadığını, kadının ailesinin baskısı altında boşanma davası açtığını, iddialarını ispat edemediği halde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, ergin olmayan ortak çocukların babalarının yanında kalıyor olmaları nedeniyle velâyetlerinin annelerine verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davası ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocukların velâyetinin ebeveynlerden hangisine verilmesinin çocukların üstün menfaatlerine uygun olduğu noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 Sayılı Kanun'un 166. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 323. maddesi, 6100 Sayılı Kanun'un 369. maddesinin birinci fıkrası, 370. maddesiyle 371. maddesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut olayda İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nin 01.07.2022 tarihli kararıyla kadının davasının kabulüne, 4721 Sayılı Kanun'un 166. maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, ortak çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuklar lehine 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakası ödenmesine dair verilen karara karşı davalı erkek tarafından 19.09.2022 tarihinde kadının kabul edilen boşanma davası ve velâyet yönünden temyiz yoluna başvurulmuş, davacı kadın ise 14.10.2022 tarihli dilekçesi ile nafaka, tazminat ve velâyet konusundaki taleplerinden feragat ettiğine dair dilekçe sunmuştur. Her ne kadar velâyet kamu düzenine ilişkin ise de, Bölge Adliye Mahkemesince velâyet yönünden kurulan hüküm tarafların velâyete ilişkin dilekçelerinden önceki delil durumuna göre oluşturulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflara tebliğinden sonra erkeğin ortak çocukların bir süredir kendi yanında kaldığı ve velâyetlerini talep ettiği, kadının ise ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine rıza gösterdiğine ilişkin dilekçeleri nazara alındığında Bölge Adliye Mahkemesince ergin olmayan ortak çocukların velâyetine yönelik psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak heyete inceleme yaptırılarak, ortak çocukların fiilen bulunduğu yerin barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması, idrak çağında olan çocukların beyanı da alınmak sureti ile toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocukların velâyeti yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 Sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye mahkemesine gönderilmesine, 05.07.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır