Birkaç haftadır süregelen Avukatlık Kanunu değişikliği tartışmaları devam ederken, avukatların ve baroların çatı örgütü olan Türkiye Barolar Birliği’nin açıklamaları ile Sayın Birlik Başkanı’nın konuyu başka mecralara çekerek kamuoyunu yanıltması dikkat çekiyor.
Avukatlık Kanunu’nda getirilmek istenen çoklu baro, nisbi temsil, delege sayılarının yeniden düzenlenmesi gibi değişiklikleri yurtdışındaki örnekleriyle daha önceki makalemizde değerlendirmiştik. Bu muhtemel düzenlemelere karşın bizler fikir beyan ederken, Türkiye Barolar Birliği’ni kurumsal olarak temsil yetkisini elinde bulunduran birlik başkanının fikir ve önerilerini öğrenmenin de her avukatın hakkı olduğu kanaatindeyiz.
Öncelikle bugünkü fikirlerinize gelmeden, kanun değişiklik tartışmalarının başladığı 2011 yılındaki düşüncelerinizi hatırlamakta fayda görmekteyiz. O tarihlerde, Sayın Feyzioğlu, Ankara Barosu Başkanı iken, Türkiye Barolar Birliği’nin çağrısı üzerine “Yeni Avukatlık Kanunu” kapsamında yapılan baro başkanları toplantısına katılmıştır. Bu toplantının ardından da 23.11.2011 tarihinde Ankara Barosu olarak yazılı bir açıklama yapılmıştır. Söz konusu açıklamada aynen “Türkiye Cumhuriyeti hükümeti dahil olmak üzere hiçbir icra organınınbelirlenmesinde emsali görülmeyen şekilde, baro yönetim kurullarının nisbi temsil sistemiyle oluşturulması”nın gündeme geldiği ve yine aynı açıklamada “Eğer yukarıda başlıklar halinde verdiğimiz ‘tartışma’ konuları kanunlaşacak olur ise, Türkiye’de avukatlık mesleğinin, baroların, dolayısıyla hukuk devletinin geleceği geri dönülmez şekilde etkilenecektir.” şeklinde açıklamayla diğer değişiklik önerileri ile birlikte nisbi temsile de karşı olunduğu açıklanmıştır. Bu açıklama barolarda sıkça görülmeyen şekilde baronun yönetim, disiplin ve denetim kurulları ile delegelerinin imzasıyla yapılmış ve bu durum da baronun kurumsal olarak bu değişikliğe şiddetle karşı çıktığını tüm kamuoyuna göstermiştir. Bu açıklamanın ardından Sayın Feyzioğlu, Ankara Barosu Başkanı sıfatıyla şahsi düşüncelerini de birçok gazete ve televizyonla paylaşarak Türkiye Barolar Birliği taslağına açıkça karşı gelmiştir. 2013 yılında Sayın Feyzioğlu’nun Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilmesi ile birlikte 2014 yılında Adalet Bakanlığı taslağındaki delege sayılarının değiştirilmesi ve nisbi temsilin getirilmesi konularında da TBB Başkanı olarak açıkça karşı durmuş ve nihayetinde 2018 yılında bu değişikliklerin bir FETÖ projesi olduğunu, 24 Şubat’ta Ankara’da gerçekleşen, bizlerin de hazır olduğu ‘Söz Savunmanın’ Toplantısında, tüm avukatlara ilan etmiştir.
Şimdi, 2020 yılına geldiğimizde tekrar alevlenen bu tartışmalarda önce böyle bir taslağın olmadığını dile getiren Birlik Başkanımız, sonra “Yoğun görüşmeleri neticesinde mecliste birtakım çalışmaların başladığını…” bizzat ifade etmiştir. Son olarak Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, net bir ifadeyle kanunun 76. ve 95. Maddelerinin değiştirilmesine karşı çıktığını, çoklu baro, delege sayıları ve nisbi temsil sisteminin getirilmesinin meslek için bir faydası olmadığını dile getirmişken, Başkan olarak nisbi temsil konusuna şerh koyduğunuzu da üzülerek öğrenmiş olduk. Bu şerhin gerekçesini ve dayanaklarını merak etmekle beraber, Adalet Bakanlığı ve diğer kurumlar nezdinde tüm avukatların temsilcisi olan TBB Başkanı’nın olası kanun taslağı görüşmelerinde nasıl bir tavır alacağı daha da önem arz etmektedir. Üzerinden bir ayı fazla bir zaman geçmesine karşın, şerh kararı kamuoyuyla paylaşılmışken, gerekçesinin henüz paylaşılmaması merak uyandırmaktadır.
Bu aşamada size sormamız gerekir ki; 2021 Mayıs ayında yapılacak Türkiye Barolar Birliği Olağan Genel Kurulu’nun yaklaşmasının bu eksen kayması ve fikir değişikliğinde bir etkisi olmuş mudur? 2019 Mayıs ayından yapılan Türkiye Barolar Birliği Mali Genel Kurulu’nda delege sayısı fazla olan ve sizi ibra etmeyen baroların varlığı mı sizin fikir değişikliğinizde etkili olmuştur? Hukuk fakültelerinde sıkça konuşulan,“Hukuk aslında matematiktir.”mantığından yola çıkarak önümüzdeki süreçten daha az yara almak ve koltuğunuzu korumak adına mı fikrinizi değiştirdiniz Sayın Başkan?
Bizler, avukat olarak öncelikli sorunlarımızın çözülmesini beklerken, pandemi nedeniyle ortaya çıkan ve henüz tam olarak etkisini göstermemiş krizden en az hasarla çıkmak için destek programları beklerken, sadece bir düzenleme ile TBB Adli Yardım Yönetmeliği’ni değiştirerek avukatların daha hakkaniyetli şekilde adli yardım ödemelerinden faydalanması mümkünken, yaklaşık 7 yıldır sürdürdüğünüz başkanlık göreviniz boyunca tüm avukatların ortaklaştığı bir yasa taslağının yasalaşması için mecliste mesai harcamanızı beklerken, nisbi temsil ile ilgili olarak fikir değişikliğinizi anlayabilmek mümkün değildir.
Ve buradan bir kez daha soruyoruz; dün(19.06.2020) 39 baro başkanının şehirlerinden yollara düşerek adalet için, vatandaşın hakkı için, yeni Özgecan Aslan’lar olmaması, yeni Aladağ faciaları yaşanmaması için Ankara’ya yürüdüğü ve 50’yi aşkın baronun Avukatlık Kanunu değişikliğini protesto için Ankara’da bulunacağı günlerde sizin çıkıp baro başkanlarını alenen ayrıştırmanız, başkanlığını yürüttüğünüz kurumun adına ve tarihine yakışıyor mu? Bizler, baro başkanlarımızı ayakta alkışlarken, dertlerimizin kendi derdimiz değil vatandaşın derdi ve sesi olduğunu haykırırken beklerdik ki; birlik başkanı destek olmuyorsa da köstek de olmasın. Beklerdik ki; daha önceki yıllarda nisbi temsile karşı çıkan, Külliye’ye yargı bağımsızlığı gereksiyle gitmeyen birlik başkanımız bu fikirlerinin neden değiştiğini de doğrudan açıklasın.
Bizler avukat olarak fındık fiyatlarıyla ilgilenen, parti il başkanlıklarını ziyaret eden, Türkiye’nin dış politikasına dair çözüm önerileri sunan bir birlik başkanın öncelikle ve ivedilikle avukatların sorunları ve avukata karşı günden güne artan şiddetin sonlandırılmasına dair somut adımlar atmasını bekliyoruz. Bugünlerde bile en yüksek karar organı olan TBB Genel Kurulunu sadece bu gündemle bile toplantıya çağırmayan, kamuoyunu bırakın barolar ve avukatlarla bilgileri paylaşmayan, kapalı kapılar ardındaki pazarlıklarla avukatın derdiyle uğraşmayan bir birlik başkanına rağmen hakkın, hukukun, adaletin savunuculuğunu yapmaya devam edeceğiz ve Avukatlık Kanunu sizin beklediğiniz şekilde değişse de; hepimiz biliyoruz ki; hiçbir şey 2021 Mayıs’ında artık eskisi gibi olmayacak.