Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap, İkinci Kısım, Onuncu Bölüm içerisinde Malvarlığına Karşı Suçlar başlığı altında 142. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nın “Nitelikli hırsızlık” kenar başlıklı 142. maddesinin 2. fıkrası şu şekildedir:
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
g) Büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
h) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
“Hırsızlık” suçu 5237 sayılı TCK’nın 141. ve 147. maddeleri arasında düzenlenmiştir. TCK’nın 141. maddesinin 1. fıkrasına göre, zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 973/1 maddesine göre, bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir.
Hırsızlık suçu basit ve nitelikli olarak pek çok farklı şekilde işlenebilir. Ayrıca TCK’nın 141/1 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere sadece taşınır mallar hırsızlık suçuna konu olabilmektedir. Bu nedenle taşınmaz mallar, hırsızlık suçuna konu olamamaktadır. 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinde nitelikli hırsızlık suçları yaptırım altına alınmıştır. Bu makalemizin konusu ise nitelikli hırsızlık suçlarından biri olan ve 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendinde yaptırım altına alınan Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçudur.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Şikâyet
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı değildir. Bu nedenle 5271 sayılı CMK’nın 160/1 maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bu suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir ve bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi hâli ise 5237 sayılı TCK’nın 146/1 maddesi gereğince şikâyete tâbidir. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunması gerekir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse 6 ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
Yine 5237 sayılı TCK’nın 167/2 maddesi gereğince Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunun haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hâlinde de suç şikâyete tâbi olacaktır.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Önödeme
Önödeme, 5237 sayılı TCK’nın 75. maddesinde düzenlenmiştir. TCK’nın 75/1 maddesine göre;
Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yüz Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-e maddesi gereğince 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı 6 aydan fazla olduğu için ve bu suç 5237 sayılı TCK’nın 75/6-a maddesinde sayılan suçlardan biri olmadığı için Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçlarında önödeme hükümleri uygulanmaz.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Uzlaştırma
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/1 maddesinde belirtilen suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur.
5271 sayılı CMK’nın 253/1-b-6 maddesi gereğince, şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde yaptırım altına alınan “Hırsızlık” suçu uzlaşmaya tâbi bir suçtur. Bu suçtan yürütülen soruşturmada kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Yukarıda da değindiğimiz üzere, 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendinde yaptırım altına alınan Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olmadığından ve bu suçun 5271 sayılı CMK'nın 253/1-b maddesinde sayılan suçlardan biri olmaması nedeniyle uzlaştırma yoluna başvurulamaz. Ancak bu suçun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi hâli 5237 sayılı TCK’nın 146/1 maddesi gereğince şikâyete tâbidir. Suçun şikâyete bağlı olan bu hâli 5271 sayılı CMK’nın 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbidir. Yine 5237 sayılı TCK’nın 167/2 maddesi gereğince Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunun haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hâli de şikâyete tâbidir. Suçun şikâyete bağlı olan bu hâli de 5271 sayılı CMK’nın 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbidir.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Görevli Mahkeme
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-e maddesi gereğince 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Öngörülen ceza üst sınırı 10 yıldan fazla hapis cezası olmadığından 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun gereği bu suç için görevli yargı organı Asliye Ceza Mahkemeleridir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 9. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, bilişim ile ilgili suçlardan kaynaklanan dava ve işlerin niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, bilişim ile ilgili suçlardan kaynaklı dava ve işlerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiş ve bu kapsamda da Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçlarına ilişkin açılan davalara bakacak ihtisas mahkemeleri Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 12/04/2023 tarih ve 868 Karar No sayılı kararı ile belirlenmiştir. Söz konusu karar 13/04/2023 tarih ve 32162 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Tutuklama
Anayasa’nın 19. maddesi uyarınca bir kişinin tutuklanabilmesi, öncelikli olarak suç işlediği hususunda "kuvvetli belirti" bulunmasına bağlıdır. Bu, tutuklama tedbiri için aranan olmazsa olmaz unsurdur.
5271 sayılı CMK’nın “Tutuklama nedenleri" kenar başlıklı 100/1 maddesine göre, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir.
5271 sayılı CMK’nın 100/3-a-8 maddesi gereğince, Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir. Diğer bir söylemle bu suç katalog suçlardandır. Bu nedenle hakkında TCK’nın 142/2-e maddesinde yaptırım alınan Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçundan soruşturma ya da kovuşturma olan fail hakkında diğer şartların da varlığı hâlinde tutuklama kararı verilebilir. Ancak burada şu hususa da değinmek gerekir. Anayasa'nın 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaların ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Yine 5271 sayılı CMK’nın 100/1 maddesine göre işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez. Bu nedenle tutuklamaya ilişkin kararlarda dikkate alınacak hususlardan biri de tutuklama tedbirinin isnat edilen suçun önemi ve uygulanacak yaptırımın ağırlığı karşısında ölçülü olmasıdır.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Azami Tutukluluk Süreleri
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda görevli yargı organının Asliye Ceza Mahkemeleri olduğunu yukarıda belirtmiştik.
5271 sayılı CMK’nın 102/1 maddesine göre, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok 1 yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir. Bu bağlamda Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda da tutukluluk süresi en çok 1 yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir. Uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafiinin görüşleri alındıktan sonra verilir.
5271 sayılı CMK’nın 102/4 maddesine göre, soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından 6 ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise 1 yılı geçemez. Bu nedenle Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda soruşturma evresinde tutukluluk süresi en fazla 6 aydır. Ancak toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu süre en çok 1 yıl 6 ay olup, gerekçesi gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir. Toplu suç, 5271 sayılı CMK’nın 2/1-k maddesine göre, aralarında iştirak iradesi bulunmasa da 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu ifade eder.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Şahsi Cezasızlık Sebebi veya Cezada İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebepler
5237 sayılı TCK’nın 167/1 maddesine göre, Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunun;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Bu durumda, şüpheli hakkında yürütülen soruşturma sonunda 5271 sayılı CMK’nın 171/1 maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmediği ve iddianame düzenlendiği durumda ise mahkemece yapılan yargılama neticesinde fail hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/4-b maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekir.
5237 sayılı TCK’nın 167/2 maddesine göre, Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçu;
Haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikâyet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Bu durumda suç şikâyete tâbi olacaktır. Mağdurun şikâyetçi olması hâlinde ise, failin cezasında yarı oranında (1/2) indirim yapılacaktır.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık
5237 sayılı TCK’nın 168/1 maddesine göre Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine (2/3) kadarı indirilir.
5237 sayılı TCK’nın 168/2 maddesine göre etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına (1/2) kadarı indirilir.
5237 sayılı TCK’nın 168/4 maddesi gereğince kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Az Olması
5237 sayılı TCK’nın 145/1 maddesine göre, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu durumda mahkemece takdiren sanığa ceza verilmemesi kararlaştırılmış ise sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/4-d maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekir.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı Verilebilir mi?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 5. fıkrası gereğince, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için gereken şartlar 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir.
Bu bağlamda sanık hakkında Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçundan dolayı yapılan yargılama sonunda HAGB kararı verilebilmesi için diğer şartların yanında mağdurun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme ve tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Mağdurun zararı tamamen giderilmediği sürece sanık hakkında HAGB kararı verilemez. Ancak 5271 sayılı CMK’nın 231/9 maddesi gereğince, zarar tazmini derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler hâlinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Dava Zamanaşımı
5237 sayılı TCK’nın 66/1 maddesine göre, Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşer.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-e maddesi gereğince 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu nedenle, Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçunda dava zamanaşımı 15 yıldır.
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Koşullu Salıverilme
Bilindiği üzere mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz. Bu anlamda Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçundan yargılanıp hapis cezasına mahkûm edilen kişiler için de cezanın infaz edilebilmesinin ön koşulu mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesidir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/1 maddesine göre koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi hâlli olarak geçirmesi gerekir. Aynı Kanun’un 107. maddesinin 2. fıkrası gereğince süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.
Bu bağlamda Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçundan hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar için de koşullu salıverilme oranı 1/2’dir.
Ancak burada şu hususa da değinmekte fayda var. Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin “Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler” kenar başlıklı 5/1-a maddesine göre, kasıtlı suçlardan toplam 3 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir. Bu bağlamda Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık suçundan 3 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olan hükümlülerin de cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.