KARARLAR

AYM'nin 2024/159 esas - 2024/152 karar sayılı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 5/9/2024 tarihli, 2024/159 esas - 2024/152 karar sayılı kararı

Abone Ol

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

 

Esas Sayısı : 2024/159

Karar Sayısı : 2024/152

Karar Tarihi : 5/9/2024

R.G. Tarih - Sayı : Tebliğ edildi.

 

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU: A. 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu’nun;

1. 24. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;

a. (b) bendinin,

b. Bentlerini bağlayan hükmünün birinci, ikinci ve dördüncü cümlelerinin,

2. 27. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,

B. 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63. maddesinin 31/3/2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının;

1. “...haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra söz konusu Kanunun 23 üncü maddesinde belirtilen mazeretlerden birisi bulunmaksızın,” bölümünün,

2. (b) bendinin,

3. Bentlerini bağlayan hükmünün,

Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 17., 19., 36. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.

OLAY: Bakaya kalmak suçundan açılan ceza davasında itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.

I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ

A. 7179 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı;

1. 24. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“(1) Barışta, kabul edilebilir bir özrü olmaksızın;

a) Yoklama kaçakları ve saklılar için, yoklama kaçağı kaldıkları tarihten,

b) Bakayalar için, bakaya kaldıkları tarihten,

c) Geç iltihak bakayaları için, kendilerine tanınan yol süresinin bitiminden,

ç) Yedeklerden çağrılanlar için, birlikte işleme tabi olanların en son gönderilme tarihinden,

itibaren kaçak kaldıkları gün süresi kadar idari para cezası ile cezalandırılır. Bunlardan kendiliğinden gelenler her gün karşılığı 5 Türk lirası, yakalananlar ise her gün karşılığı 10 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılır. Bu fıkra kapsamında belirlenen idari para cezalarının yeniden değerlendirmesinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin yedinci fıkrası, bir Türk lirasının küsuru dikkate alınarak uygulanır. İdari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir.

2. 27. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

(1) Yoklama, celp ve sevk ile ilgili hususlar, Bakanlık tarafından Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ve diğer ulusal yayın yapan televizyon ve radyo kanalları aracılığıyla zorunlu yayın kapsamında duyurulur. Ayrıca Bakanlığın resmî internet sitesinde ve e-Devlet sisteminde ilan edilir. Bu duyuru ve ilan yükümlülere tebliğ mahiyetindedir.

B. 1632 sayılı Kanun’un 63. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“1 - (Değişik: 31/3/2011-6217/4 md.) Barışta, 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra söz konusu Kanunun 23 üncü maddesinde belirtilen mazeretlerden birisi bulunmaksızın,

 a) Yoklama kaçaklarından birlikte yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden,

b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten,

c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden,

 d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için, kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden,

itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

II. İLK İNCELEME

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Sümeyye KOCAMAN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiştir. Söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda anılan fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği kurala bağlanmış; anılan fıkranın (a) bendinde Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında “iptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı”, (b) bendinde de “başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği” sayılmıştır.

3. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.

4. Anılan İçtüzük’ün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde itiraz yoluna başvuran mahkemenin gerekçeli kararında Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği, (2) numaralı fıkrasında da itiraz başvurusunda gerekçeli başvuru kararının aslının Anayasa Mahkemesine sunulacağı ifade edilmiştir. Anılan fıkranın (a) bendinde ise “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği” Anayasa Mahkemesine sunulacak belgeler arasında sayılmıştır.

5. Yine İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği, (2) numaralı fıkrasında ise anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.

6. Yapılan incelemede itiraz yoluna başvuran Mahkemenin 6/8/2024 tarihli ara kararında 7179 sayılı Kanun’un 27. maddesinin (1) numaralı fıkrasının son cümlesi, 24. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) ve (b) bentleri, 24. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ikinci cümlesi ile 1632 sayılı Kanun’un 63. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptalleri talebinde bulunulmasına karar verildiği hâlde gerekçeli başvuru kararında 7179 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 27. maddesinin (1) numaralı fıkrasının son cümlesi, 1632 sayılı Kanun’un 63. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi ile birinci cümlesinin iptallerini talep ettiği anlaşılmıştır.

7. Mahkemenin başvurusunda iptal talebinde bulunulan kurallar yönünden gerekçeli karar ile ara karar arasında çelişki bulunduğu gibi gerekçeli başvuru kararının içerik kısmı ile sonuç ve istem kısmının da birbirleriyle uyumlu olmadığı tespit edilmiş, bu itibarla hangi kuralların iptallerinin talep edildiği konusunda belirsizlik meydana gelmiştir.

8. Açıklanan nedenlerle başvurunun 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından reddi gerekir.

III. HÜKÜM

A. 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu’nun;

1. 24. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;

a. (b) bendinin,

b. Bentlerini bağlayan hükmünün birinci, ikinci ve dördüncü cümlelerinin,

2. 27. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,

B. 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63. maddesinin 31/3/2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının;

1. “...haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra söz konusu Kanunun 23 üncü maddesinde belirtilen mazeretlerden birisi bulunmaksızın,” bölümünün,

2. (b) bendinin,

3. Bentlerini bağlayan hükmünün,

iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE 5/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan

Kadir ÖZKAYA

Başkanvekili

Hasan Tahsin GÖKCAN

Başkanvekili

Basri BAĞCI

Üye

Engin YILDIRIM

Üye

Rıdvan GÜLEÇ

Üye

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Üye

Yıldız SEFERİNOĞLU

Üye

Selahaddin MENTEŞ

Üye

İrfan FİDAN

Üye

Kenan YAŞAR

Üye

Muhterem İNCE

Üye

Yılmaz AKÇİL

Üye

Ömer ÇINAR