KARARLAR

AYM'nin 2022/11331 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 10/7/2024 tarihli ve 2022/11331 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FERİDUN GENÇ VE SERKAN DEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/11331)

 

Karar Tarihi: 10/7/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Yüksel GÜNARSLAN

Başvurucular

:

1. Feridun GENÇ

Vekili

:

Av. Hamdi TURGUT

 

 

2. Serkan DEMİR

Vekili

:

Av. Veysi Roger TURGUT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, ceza davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Van Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 17/8/2017 tarihinde gözaltına alınan başvurucu Feridun Genç 18/8/2017 tarihinde Van 2. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) kararı ile tutuklanmıştır.

3. Aynı soruşturma kapsamında 6/12/2017 tarihinde gözaltına alınan başvurucu Serkan Demir ise Hâkimliğin 7/12/2017 tarihli kararı ile tutuklanmıştır.

4. Başsavcılık tarafından başvurucular hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçunu işledikleri iddiasıyla düzenlenen 26/3/2018 tarihli iddianamenin kabulüyle açılan kamu davası Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülmüştür.

5. Mahkeme 1/11/2019 tarihinde başvurucuların isnat edilen suçtan mahkûmiyetlerine ve tutukluluk hâllerinin devamına karar vermiştir.

6. Bölge Adliye Mahkemesi 30/6/2020 tarihinde mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına ve başvurucuların tutukluluk hâllerinin devamına karar vermiştir.

7. Bozma kararından sonraki süreçte Mahkeme, başvurucuların tutukluluk hâllerinin devamına muhtelif oturumlarda karar vermiştir.

8. Başvurucular 2/2/2022 tarihinde ayrı ayrı bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Mahkeme 16/3/2023 tarihinde başvurucuların mahkûmiyetlerine ve tutukluluk hâllerinin devamına karar vermiştir. Davanın bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla istinaf kanun yolu aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir.

10. Komisyon; adli yardım taleplerinin kabulüne, başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle benzer mahiyetteki 2022/11331 ve 2022/11359 numaralı başvuruların birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.

A. Tutukluluğun Makul Süreyi Aştığına İlişkin İddia Yönünden

12. Başvurucular, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; anılan şikâyetlerle ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. ve 142. maddeleri uyarınca açılması gereken tazminat davaları açılmadığından söz konusu iddialar bakımından olağan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı ileri sürülmüştür. Başvurucu Feridun Genç, Bakanlık görüşüne cevabında başvuru formundakine benzer beyanlarda bulunmuştur.

13. Başvurucuların şikâyetlerinin özü, tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucuların iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

14. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye edilmiş veya hükümlü hâle gelmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515, 28/9/2016, §§ 48-62; İrfan Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016, §§ 33-45; Ahmet Kubilay Tezcan, B. No: 2014/3473, 25/1/2018, § 26). Somut olayda 16/3/2023 tarihinde mahkûmiyetlerine karar verilen başvurucular yönünden anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durumun olmadığı anlaşılmıştır.

15. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden

16. Başvurucular, haklarındaki ceza davasının uzun süredir devam ettiğini, ilk derece mahkemesini yargılamayı sona erdirmeye zorlayacak etkili bir yolun bulunmadığını ve yargılamada makul sürenin aşılması nedeniyle aile ve iş hayatlarında ciddi belirsizlikler yaşadıklarını beyan ederek özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, adil yargılanma hakkı ve bu hakla bağlantılı olarak etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

17. Başvurucuların şikâyetlerinin özü, haklarındaki ceza yargılamasının makul süreyi aştığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucuların iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkı yönünden incelenmiştir.

18. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

19. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,

B. 1. Tutukluluğun makul süreyi aşması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetlerine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.