TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET ALİ UÇAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/3520)

 

Karar Tarihi: 3/4/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Rıdvan DEMİR

Başvurucu

:

Mehmet Ali UÇAR

Vekili

:

Av. Hatice Çiloğlu

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; tutuklunun hastalığı ile görme yetersizliğinin ceza infaz kurumunda tutulmasına kesin olarak uygun olmamasına rağmen tutukluluğun devam ettirilmesi, ceza infaz kurumundaki tutma koşullarının da tutuklunun hastalığına ve görme yetersizliğine uygun olmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Avukat olan başvurucu 10/5/1966 doğumludur. Başvurucu, İzmir Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi tarafından hakkında düzenlenen 9/12/2014 tarihli sağlık kurulu raporuna göre yüzde doksan görme engellidir. Ayrıca başvurucunun hemofili hastası olduğuna dair 18/4/2007 tarihli Antalya Devlet Hastanesi sağlık kurulu raporu da mevcuttur.

3. Başvurucu, Mardin'de avukatlık yapmakta iken 22/11/2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmıştır.

4. Başvurucunun ceza infaz kurumundaki şartlardan ve her iki gözünün görme yetisinden yoksun olduğundan bahisle tahliye talebinde bulunması üzerine Mardin 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/12/2016 tarihli kararıyla serbest bırakılmasına karar verilmiştir.

5. Tutukluluk hâli sona eren başvurucu, Mardin'den İzmir'e taşınmış ve avukatlık yapmaya devam etmiştir. Yukarıda anılan suç kapsamında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada 6/2/2018 tarihinde başvurucunun tutuklanmasına İzmir 4. Sulh Ceza Hâkimliğince karar verilmiştir.

6. Başvurucu hakkında düzenlenen iddianame İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) tarafından kabul edilmiş ve kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Mahkeme 27/6/2018 tarihinde başvurucunun serbest bırakılmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde 8/6/2018 tarihinde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun başvurucu ile ilgili olarak düzenlediği bir rapora dayanılmıştır. Bu raporda başvurucunun her iki gözünde görme kaybı olduğu, başkasının yardımına muhtaç olduğu ve ceza infaz kurumunda hayatını tek başına idame ettiremeyeceği belirtilmiştir.

7. Başvurucu hakkında İzmir Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 14/3/2018 tarihli raporda rehabilitasyon tipi ceza infaz kurumunda kalmasının uygun olduğu belirtilmiştir.

8. Mahkeme 11/1/2021 tarihinde, başvurucunun FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan 8 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutuklanmasına karar vermiştir. Anılan karara yönelik istinaf ve temyiz talepleri reddedilerek karar 2/3/2022 tarihinde kesinleşmiştir.

9. Başvurucu müdafii; başvurucunun hemofili hastası olduğunu, görme yetisinin olmadığını, belirtilen gerekçelere dayanılarak daha önce tutukluluk hâlinin kaldırılmasına karar verilmesine rağmen Mahkemece tekrar tutuklanmasına karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek tutuklama kararına itiraz etmiştir.

10. İtirazı inceleyen İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi başvurucunun ceza infaz kurumundaki tutulma şartları konusunda ceza infaz kurumundan gerekli bilgileri istemiştir. Mahkemece anılan raporda başvurucunun ceza infaz kurumunda tek başına hayatını idame ettiremeyeceğinin belirtildiği vurgulanmış ve doğrudan tahliyesini gerektirir bir durumun bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkeme, ceza infaz kurumundan gelen bilgiler doğrultusunda başvurucunun durumuna uygun klozetli bir bölümde, kendisine yardımcı olması için aynı suçtan tutuklu üç kişiyle birlikte tutulduğuna işaret ederek itirazı reddetmiştir.

11. Anılan karar başvurucuya 22/1/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, başvuru 29/1/2021 tarihinde yapılmıştır.

12. Başvurucu tedbir talebinde bulunmuştur. 5/2/2021 tarihinde Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm tarafından başvurucunun adli yardım talebinin, yaşamının ve maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik tedbir talebinin kabulüne, tahliye talebinin reddine karar verilmiştir.

13. Bireysel başvuru tarihinden sonra başvurucu 26/5/2021 tarihinde tekrar Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiştir. Anılan tarihte düzenlenen Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunda 8/6/2018 tarihli rapora benzer şekilde başvurucunun hayatını tek başına idame ettiremeyeceği belirtilmiştir. Anılan ihtisas kurulunun başvurucu hakkında düzenlediği 28/9/2023 ve 31/1/2024 tarihli raporlar da aynı yöndedir.

14. Başvurucu 8/7/2021 tarihinde Menemen R (Rehabilitasyon) Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir. Başvurucu 30/8/2021 tarihli dilekçesi ile Anayasa Mahkemesine R tipi ceza infaz kurumunda ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, kimseyle konuşmasının mümkün olmadığını, gazete veya hakkındaki mahkeme kararlarını dahi okutabilecek kimseyi bulamadığını belirtmiş ve F tipi ceza infaz kurumuna naklinin kendisi açısından daha iyi olacağını dile getirmiştir. Başvurucu 25/11/2022 tarihinde İzmir 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

15. Başvurucu; görme engelli ve hemofili hastası olmasına rağmen tutuklandığını, hemofili hastalığı nedeniyle ceza infaz kurumunda tutulmasının yaşamı için tehlike arz ettiğini, ceza infaz kurumunda tutulması sebebiyle görme yetisindeki kaybın tıbbi raporlara göre %90'dan %100'e çıktığını, hayatını sürdürmesi için gerekli günlük ihtiyaçlarını karşılaması konusunda başka tutuklu ve hükümlülerin yardımına muhtaç olduğunu belirterek yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun engeli sebebiyle barındırıldığı ceza infaz kurumunda ihtiyaçları dikkate alınarak iş ve işlemlerin gerçekleştirildiği, yapılacak incelemede yerleşik içtihatların dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında ihlal iddialarını tekrar etmiştir.

16. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

17. Tutuklu veya hükümlü olan başvurucuların sağlık durumlarının tahliyeyi veya mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesini veya durdurulmasını gerektirdiğine, tutuldukları süre boyunca kendilerine sunulan sağlık hizmetlerinin yeterli olmadığına ya da ceza infaz kurumlarının şartlarının sağlık durumlarına uygun olmadığına yönelik şikâyetlerinin incelenmesi sırasında yararlanılan genel ilkeler pek çok kararda belirtilmiştir (birçok karar arasından bkz. Ergin Aktaş, B. No: 2014/14810, 21/9/2016, §§ 68-80; Hayati Kaytan, B. No: 2014/19527, 16/11/2016, §§ 36-45).

18. Sözü edilen genel ilkeler uyarınca başvurucunun kötü muamele yasağının ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri iki başlık altında değerlendirilmiştir.

A. Başvurucunun Hastalığı ve Görme Yetersizliğinin Ceza İnfaz Kurumunda Tutulmasına Kesin Olarak Uygun Olmamasına Rağmen Tutukluluğunun Devam Ettirildiğine İlişkin İddia Yönünden

19. Anayasa’nın 17. veya başka bir maddesi, herhangi bir hastalıktan muzdarip kişilere tutuklanmayacakları yönünde mutlak bir güvence bahşetmez. Bununla birlikte tutukluların rahatsızlıklarından kaynaklanan acılarının yetkililerin sorumlu tutulabileceği tutukluluk şartlarından dolayı artması ya da artma yönünden bir risk doğması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlali söz konusu olabilir (Fatih Hilmioğlu, B. No: 2014/648, 18/9/2014, § 66; Yusuf Özmen, B. No: 2019/13637, 30/6/2021, § 110).

20. Bedensel engeli nedeniyle yaşamını tek başına idame ettiremeyen veya mevcut hastalığı nedeniyle yalnız kalması yaşamı yönünden risk oluşturan kişinin durumunun tutulduğu koşullarla uyumsuz hâle gelmiş olması o kişinin mutlaka salıverilmesini gerektirmez (Ergin Aktaş, § 80).

21. Başvurucu hakkında düzenlenen sağlık raporlarında başvurucunun ceza infaz kurumunda hayatını tek başına idame ettiremeyeceği belirtilse de ceza infaz kurumunda tutulması nedeniyle başvurucunun yaşamının tehlikeye düşeceği yönünde bir tespite yer verilmemiştir. Ayrıca tutulduğu ceza infaz kurumlarında başvurucunun sağlık hizmetine erişebildiği, bu kapsamda tutuklu kaldığı süre boyunca ihtiyaç duyduğu zamanlarda hastaneye sevk edilerek tıbbi gözetim altında tutulduğu anlaşılmıştır.

22. Başvurucu, ceza infaz kurumunda tutulması sebebiyle görme yetisindeki kaybın arttığını ileri sürmüş ve bu iddiasını 2014 yılına ait bir sağlık kurulu raporu ile 2018 yılında verilen bir başka sağlık raporuna dayandırmıştır. Ne var ki 2014 yılında alınan sağlık kurulu raporu genel engellilik durumuna, 2018 yılında düzenlenen adli tıp kurulu raporu ise görme yetersizliğine ilişkindir. Bu nedenle başvuru dosyasında başvurucunun 2018 yılı öncesinde az da olsa görebildiğine ve ceza infaz kurumunda tutulması nedeniyle görme yetisini tamamen kaybettiğine dair hiçbir tıbbi veri yoktur. Bu nedenle başvurucunun durumunun bir tutuklunun sağlık durumunun tutukluluk hâlinin devamıyla kesinlikle uyumlu olmadığı istisnai koşullara dâhil olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun hastalığı ve görme yetersizliğinin ceza infaz kurumunda tutulmasına kesin olarak uygun olmamasına rağmen tutukluluğunun devam ettirilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Ceza İnfaz Kurumlarındaki Tutma Koşullarının Başvurucunun Hastalığı İle Görme Yetersizliğine Uygun Olmadığına İlişkin İddia

24. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

25. Başvurucu hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen tedbir kararı sonrasında sağlık durumu ve sağlık raporları dikkate alınarak R tipi ceza infaz kurumuna nakledildiği görülmektedir. Başvurucunun Anayasa Mahkemesine sunduğu dilekçe ile söz konusu ceza infaz kurumunda okuyucu bulamadığı, sosyalleşemediği, kendi ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığı gibi hususlar sebebiyle yakındığı anlaşılmıştır. Başvurucu söz konusu dilekçede F tipi ceza infaz kurumu şartlarının kendisi açısından daha elverişli olduğunu beyan etmiştir. Başvurucunun R tipi ceza infaz kurumundan F tipi ceza infaz kurumuna talebi doğrultusunda nakledildiği belirlenmiştir. Bununla birlikte başvurucu, ne F tipi kapalı ceza infaz kurumuna neR tipi kapalı ceza infaz kurumuna tutma koşullarının hastalığı ile görme yetersizliğine uygun hâle getirilmesi için dilekçe vermiştir. Ayrıcabaşvurucunun16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun 5. maddesinde belirtilen yöntemi izleyerek infaz kurumu işlemlerini, kararlarını ya da faaliyetlerini şikâyet etmesi mümkündür.

26. Açıklanan gerekçelerle ceza infaz kurumlarındaki tutma koşullarının başvurucunun hastalığı ile görme yetersizliğine uygun olmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Başvurucunun, hastalığı ile görme yetersizliğinin ceza infaz kurumunda tutulmasına kesin olarak uygun olmamasına rağmen tutulmaya devam edilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Ceza infaz kurumlarındaki tutma koşullarının başvurucunun hastalığı ile görme yetersizliğine uygun olmamasından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 3/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.