TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

PERRİN KUTUN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/28213)

 

Karar Tarihi: 10/7/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Muhammed Nuri ÖZGÜR

Başvurucu

:

Perrin KUTUN

Vekili

:

Av. Mehmet Mert ÖZKOÇ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, mahkeme huzurunda savunma yapma imkânı sağlanmadan mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle savunma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başlattığı soruşturma sonucunda başvurucu hakkında mala zarar verme suçundan iddianame düzenlemiştir. Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianameyi kabul etmiş, duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Bu kapsamda Mahkeme, başvurucuya iddianamenin tebliğ edilmesine ve duruşmaya ilişkin çağrı kâğıdı çıkarılmasına karar vermiştir.

3. Duruşmadan önce başvurucu, sağlık nedenleriyle duruşmaya katılamayacağına ilişkin mazeret dilekçesini -ekinde sağlık raporu ile birlikte- Mahkemeye sunmuştur. Mahkeme, başvurucu vekilinin hazır bulunduğu ilk duruşmada müştekinin şikâyet ve beyanlarını tespit etmiş; başvurucunun tanıklarını dinlemiştir. Bu celsede Mahkeme başvurucunun mazeret talebinin kabulüne karar vermiş, bir sonraki duruşma gün ve saatini başvurucuya tebliğ etmiştir.

4. Yargılamanın ikinci duruşmasından önce başvurucu vekili, sağlık mazeretleri nedeniyle duruşmaya katılamayacağına ilişkin dilekçesini Mahkemeye bildirmiştir. Bu duruşmada iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını sunmuş; Mahkeme ara kararında huzurda olmayan başvurucuya varsa soruşturmanın genişletilmesi talebini iletmek ve esasa ilişkin savunmalarını yapmak üzere süre vermiştir. Başvurucu vekili, celse arasında esas hakkındaki savunmalarını bildiren dilekçeyi Mahkemeye sunmuştur.

5. Başvurucu vekili yargılamanın üçüncü ve son duruşmasından önce mesleki ve sağlık mazeretlerini bildirir dilekçesini -ekinde sağlık raporları ile birlikte- Mahkemeye vermiştir. Başvurucu vekili dilekçesinde, başvurucunun kanser teşhisi nedeniyle tedavi gördüğünü, kemoterapi tedavisine başlayacağını, pandemi yönünden risk grubunda olması nedeniyle duruşmada hazır bulunamayacağını beyan etmiş; mazeretin kabulüne karar verilmesini, mazeretin kabul edilmemesi hâlinde başvurucunun beraatine karar verilmesini talep etmiştir. Bu duruşmada Mahkeme, mazeretin kabulüne karar verdikten sonra başvurucunun adli para cezasıyla mahkûmiyetine kesin olarak karar vermiştir.

6. Başvurucu nihai kararı 1/6/2021 tarihinde öğrendikten sonra 25/6/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyon; savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu, mahkeme huzurunda sorgusu yapılmadan mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı ile duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

9. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma hakkı kapsamında incelenmiştir.

10. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

11. Ceza yargılamasında savunma hakkının güvence altına alınması, demokratik toplumun temel ilkelerindendir (Erol Aydeğer, B. No: 2013/4784, 7/3/2014, § 32).İddiaya karşı savunma imkânı tanınmadığı sürece adil muhakeme yapılması mümkün değildir.

12. Suç isnadı altındaki kişiye savunma hakkının şeklen değil gerçek anlamda sağlanması gerekir. Bunun için suç isnadı altındaki kişi, savunma için yeterli imkâna yani gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmalıdır. Bu itibarla anılan güvence adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil ve bu hakkın doğal sonucudur. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendinde, bir suç ile itham edilen herkesin savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı düzenlenmiştir (Ufuk Rifat Çobanoğlu, B. No: 2014/6971, 1/2/2017, § 37).

13. Anayasa Mahkemesi de savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma kavramı yanında meşru vasıta ve yollardan yararlanma kavramının da kapsamında olduğunu belirtmiştir (AYM, E.1992/8, K.1992/39, 16/6/1992).

14. Savunma için gerekli kolaylık kavramı şüpheliye/sanığa savunma için yardımcı olacak veya olabilecek zorunlu olan imkânları ifade etmekte ve silahların eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Suç isnadı altındaki kişiye sağlanması zorunlu kolaylıklar, savunma için gerekli olanlardır. Kişinin beraat etmesini veya cezasının azaltılmasını sağlayabilecek delil niteliğindeki belgelere erişimine ve müdafiiyle görüşmesine izin verilmesi, gerekçeli kararın tebliğ edilmesi ve yargılama esnasında esaslı değişikliklerden haberdar edilmesi sağlanacak kolaylıklardır (Ufuk Rifat Çobanoğlu, § 45).

15. Somut olayda başvurucuya iddianame tebliğ edilerek hakkındaki suçlamalardan haberdar olması sağlanmıştır. Mahkeme, başvurucunun ilk ve ikinci duruşma için mazeret taleplerini kabul etmiş, başvurucuya savunma için gerekli hazırlıkları yapabileceği bir süre tanımıştır. Bununla birlikte yargılamanın üçüncü duruşmasında, başvurucunun belgeleriyle bildirdiği sağlık mazeretleri Mahkemece kabul edilmesine rağmen savunması alınmadan mahkûmiyetine karar verilmiştir. Böylelikle başvurucunun yargılamanın hiçbir aşamasında savunması alınmadan mahkûmiyetine kesin olarak karar verilmesi başvurucunun savunma hakkının ihlal edilmesi sonucunu doğurmuştur (benzer yönde bir karar için bkz. Murat Tezel, B.No: 2017/20307, 13/10/2020).

16. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan savunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yargılamanın yenilenmesi ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

18. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK] B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

19. Öte yandan ihlalin tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Savunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin savunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesine (E.2021/40, K.2021/381) GÖNDERİLMESİNE,

D. Tazminat talebinin REDDİNE,

E. 487,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.287,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.