TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HASAN OKTAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/34535) |
|
Karar Tarihi: 17/9/2024 |
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
|
Muhterem İNCE |
|
|
Yılmaz AKÇİL |
Raportör |
: |
Yusuf Enes KAYA |
Başvurucu |
: |
Hasan OKTAN |
Vekili |
: |
Av. Muhammed Berat YOLCU |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tıbbi tedaviye erişimin geç sağlanması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 15 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiş olup ceza infaz kurumunda bulunmaktadır.
3. Başvurucu, ceza infaz kurumundayken 26/3/2019 tarihinde Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) yazdığı dilekçeyle tutukluluk süresince gerekli tedavi imkânlarından faydalandırılmaması hususunda kusurları olduğunu iddia ettiği ceza infaz kurumu görevlileri hakkında görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştur. Şikâyet dilekçesinde ceza infaz kurumuna nakledildiğinde kulağının duymadığını, revirde muayene edildiğini ve ilaç verilerek gönderildiğini, kulak burun boğaz uzmanına gönderilmesi taleplerinin dikkate alınmadığını, rahatsızlığının devam etmesi üzerine 4/1/2017 tarihinde Düzce Devlet Hastanesine sevk edilmesi için yazı yazıldığını, buna rağmen 10/4/2017 tarihine kadar hastaneye götürülmediğini, bu tarihte götürüldüğü hastaneden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildiğini, 14/4/2017 ve 26/4/2017 tarihlerinde burada muayenelerinin yapıldığını, muayene sonucunda sağ kulağında %37, sol kulağında %23 oranında işitme kaybı olduğunun tespit edildiğini, bu kapsamda belirli aralıklarla kontrol muayenelerinin yapılmasının gerektiğinin bildirildiğini ifade etmiştir. Ayrıca kontrol muayeneleri kapsamında 12/3/2018 tarihinde götürüldüğü Tıp Fakültesi Hastanesinde muayenesinin yapılmasının akabinde bir yıl sonra tekrar muayene sevkinin sağlanması gerektiği belirtilmesine rağmen 12/3/2019 tarihi itibarıyla kontrol tedavisine gönderilmediğini ileri sürmüştür. Söz konusu iddialar üzerine Başsavcılıkça soruşturma başlatılmıştır.
4. Soruşturma kapsamında Başsavcılık, konuya ilişkin bilgi ve belgeleri ceza infaz kurumundan talep etmiş ve dosyaya almıştır. Bu kapsamda ceza infaz kurumu kayıtlarında yapılan araştırmalar sonucunda başvurucunun 28/11/2016, 5/1/2017, 16/3/2017, 28/12/2017, 26/2/2018, 21/06/2018, 10/04/2018, 25/9/2018, 1/10/2018 ve 26/3/2019 tarihlerinde on kez kurum revirinde tedavi olduğu, kurum tarafından 10/4/2017, 14/4/2017, 26/4/2017, 30/5/2017, 11/9/2017, 2/4/2019, 9/4/2019 tarihlerinde yedi kez ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına sevkinin sağlanarak muayene ve kontrol sevklerinin yapıldığı, 12/3/2018 tarihinde Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniğinde yapılan muayenesi sonucunda bir yıl sonra önerilen kontrolüne 2/4/2019 tarihinde götürüldüğü, bu tarihte yapılan muayenesi sonucunda tedavilerinin düzenlenerek on gün sonra kontrol muayenesi önerildiği, kontrol muayenesi için 9/4/2019 tarihinde Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniğine sevki sağlanıp muayenesi sonucunda tetkikleri yapılarak bir yıl sonrası için kontrol muayenesi önerildiği tespit edilmiştir.
5. Soruşturmayla ilgili araştırma ve incelemelerin tamamlanmasının ardından Başsavcılık 25/4/2019 tarihinde, ceza infaz kurumu görevlilerinin görevlerini ihmal ettiğine veya kötüye kullandığına dair haklarında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
6. Başvurucunun bu karara itiraz etmesi üzerine Düzce Sulh Ceza Hâkimliği17/7/2019 tarihinde itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir. Söz konusu karar 30/9/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvuru 26/10/2020 tarihinde yapılmıştır.
7. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
9. Başvurucu; tutulmakta olduğu ceza infaz kurumunda kulağında meydana gelen rahatsızlık sebebiyle 4/1/2017 tarihinde hastaneye sevkine karar verilmesine rağmen 10/4/2017 tarihinde hastaneye götürülmesine bağlı olarak her iki kulağında da işitme kaybı oluştuğunu, yıllık muayenesinin zamanında yapılmadığını, 8/2/2017 ve 22/2/2017 tarihlerinde kulak burun boğaz için hastaneye gitmemesine rağmen gittiği yönünde ilgili sağlık kuruluşunca kayıt oluşturulduğunu belirterek sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun infaz hâkimliği nezdinde şikâyet yoluna başvurmadığı veya idari yargıda tam yargı davası açmadığı belirtilerek başvuru yollarının tüketilmesi açısından bu durumun dikkate alınması gerektiği açıklanmıştır. Bakanlık görüşünde ayrıca Anayasa ve mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının ve somut olayın koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Başvuru, kötü muamale yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
11. Başvuru aşağıda açıklanan nedenlerle her hâlükârda kabul edilemez bulunduğundan başvuru yollarının tüketilmemesine ilişkin kabul edilebilirlik ölçütü yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır.
12. Anayasa’nın 17. maddesi ceza infaz kurumunda tutulan bir hükümlü veya tutuklunun içinde bulunduğu koşulların insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını da koruma altına alır. İnfazın yöntemi ve infaz sürecindeki muameleler, bu kişilere özgürlükten mahrum kalmalarının doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet vermemelidir. Bu kapsamda tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve esenlikleri yeterli bir şekilde güvence altına alınarak gerekli tıbbi yardımın sağlanması da insan onuruna yakışır koşulların oluşturulması için gereklidir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 39).
13. Somut olayda başvurucu, 4/1/2017 tarihinde hastaneye sevkine karar verilmesine rağmen 10/4/2017 tarihinde hastaneye götürülmesine bağlı olarak her iki kulağında da işitme kaybı oluştuğunu iddia etmiştir. Ne var ki başvurucunun Başsavcılığa verdiği dilekçede ceza infaz kurumuna nakledildiğinde kulağının duymadığını ifade ettiği(bkz. § 3) ve yaşadığı işitme kaybının nedenine ilişkin olarak başvuru dosyasında bir bilgi bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca başvuruya konu edilen soruşturma dosyasında mevcut bilgiler; başvurucunun birçok kez kurum revirinde tedavi olduğunu, kurum tarafından 10/4/2017, 14/4/2017, 26/4/2017, 30/5/2017, 11/9/2017, 2/4/2019 ve 9/4/2019 tarihlerinde ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına sevk edilerek tedavisinin sağlandığını, 12/3/2018 tarihinde Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniğinde yapılan muayenesi sonucunda bir yıl sonra önerilen kontrolüne 2/4/2019 tarihinde götürüldüğünü ve kontrol muayenesi için 9/4/2019 tarihinde aynı polikliniğe sevk edildiğini göstermektedir. Bu nedenle başvurucunun ihlal iddialarının dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA17/9/2024tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.