KARARLAR

AYM'nin 2020/29189 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 24/1/2024 tarihli ve 2020/29189 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET DAL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/29189)

 

Karar Tarihi: 24/1/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportörler

:

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

 

 

Murat İlter DEVECİ

Başvurucular

:

1. Ahmet DAL

 

 

2. Halef DAL

 

 

3. Mehmet Nurullah DAL

 

 

4. Muhammed Nur DAL

 

 

5. Rıdvan DAL

 

 

6. Saliha DAL

 

 

7. Sara DAL

 

 

8. Şemsa DAL

Başvurucular Vekili

:

Av. Kamuran AKYÜZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; meydana gelen ölüm olayına ilişkin olarak etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının usul boyutunun, tam yargı davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucuların yakını H.D., Mardin'in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında 18/11/2015 tarihinde ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak hayatını kaybetmiştir. Meydana gelen başka ölüm ve yaralanma olaylarıyla birlikte H.D.nin ölümüyle de ilgili olarak Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) bir ceza soruşturması başlatılmıştır.

3. Çok sayıda kolluk görevlisince düzenlenen bir tutanağa göre polis 18/11/2015 tarihinde saat 12.45 sıralarında H.D.nin yaralandığı bilgisini almış ve adresinin bulunduğu sokağa ambulans yönlendirmiştir. Nusaybin Devlet Hastanesinde yapılan tıbbi müdahaleye rağmen H.D. kurtarılamamıştır. G.T. isimli bir yaralı, aynı gün saat 13.40 sıralarında ambulansla Nusaybin Devlet Hastanesine götürülmüştür.

4. Yapılan otopsi işlemi ölüm sebebinin ateşli silah yaralanmasına bağlı iç organ hasarı ve kanama olduğunu ortaya koymuştur. Cesetten bir adet ateşli silah mermi çekirdeği çıkarılmıştır.

5. Mahalle muhtarı İ.A. kolluk görevlilerince alınan 1/2/2016 tarihli ifadesinde H.D. de dâhil olmak üzere bazı ölü ve yaralıların polislerin yönlendirdiği ambulanslara taşınmasına yardımcı olduğunu, bu kişilerin nasıl yaralandığı veya öldüğü konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir.

6. G.T., vekili aracılığıyla Başsavcılığa gönderdiği 23/5/2016 tarihli dilekçede evinin mutfağında iken evine bir şarapnel parçası isabet etmesi sonucu ağır yaralandığını ve güvenlik güçlerine ait zırhlı bir araçla Nusaybin Devlet Hastanesine götürüldüğünü ifade ederek konuyla ilgili olarak ceza soruşturması yürütülmesini talep etmiştir.

7. Kolluğun Başsavcılığa gönderdiği 28/9/2016 havale tarihli fezlekeye göre H.D.nin cesedinden alınan svaplarda atış artığına rastlanmamıştır. H.D.nin eşi Saliha Dal ile çocukları Ahmet Dal, Rıdvan Dal, Şemsa Dal ve Muhammet Nur Dal’ın vekili aynı gün sözü edilen fezlekenin bir örneğini almak için Başsavcılığa dilekçe sunmuştur.

8. İlçe Emniyet Müdürlüğünün 2017 yılında Başsavcılığa verdiği bilgiye göre Şirin Bulvarı civarında hendek, barikat ve tuzaklanmış bomba düzenekleri bulunduğu için H.D.nin ölümüyle sonuçlanan olay hakkında güvenlik kameralarının kaydettiği görüntü bulunup bulunmadığı konusunda bir çalışma yapılamamıştır. Olay yerine yakın bir MOBESE kamerası bulunmadığı gibi ekip araçlarına ait görüntü kayıtları da yoktur.

9. Terör suçlarına ilişkin soruşturmaların il merkezlerinde yürütülmesine ilişkin düzenleme nedeniyle Başsavcılık 27/9/2018 tarihinde fezleke düzenleyerek soruşturma dosyasını Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.

10. Başvurucular vekili, soruşturma dosyasını Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla inceleyebilmek için 10/4/2020 tarihinde Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe göndermiştir.

11. 17/4/2020 tarihinde Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına yeni bir dilekçe gönderen başvurucular vekili olayın nasıl meydana geldiğini açıklayıp G.T. de dâhil toplam sekiz tanığın dinlenmesini talep etmiştir. Başvurucular vekilinin iddiasına göre H.D. ölmesinden önce ailesiyle ve başka kişilerle birlikte evinin bodrum katında bulunmaktadır. Komşusu G.T. bağırarak yardım isteyince H.D., G.T.nin evine gitmiş ancak orada ateşli silahla vurulmuştur. Aile üyelerinden bazıları bazı komşularla birlikte G.T.nin evine gidince H.D.yi kanla kaplı bir şekilde yerde yatarken görmüştür. Talep edilmesine rağmen olay yerine ambulans gelmemiştir. Bu nedenle H.D.nin bazı yakınları H.D.yi kendi imkânlarıyla Nusaybin Devlet Hastanesine götürmüştür. Dolayısıyla kolluk fezlekesi gerçeği yansıtmamaktadır. Soruşturma makamları soruşturmanın ilerlemesini sağlayacak hiçbir işlem tesis etmemiştir. Keşif icra edilmemiş, olay hakkında bilgi ve görgüye sahip şahıslar dinlenmemiştir.

12. Başvurucular 20/7/2020 tarihinde, etkili soruşturma yürütülmediği iddiasıyla 2020/29189 numaralı bireysel başvuruyu yapmıştır.

13. Bireysel başvuru sonrasında kolluk, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı uyarınca G.T. dışındaki tanıkları dinlemiştir. Bu tanıklar 17/4/2020 tarihli dilekçedeki olay anlatımına benzer beyanlarda bulunmuştur. Bununla birlikte olaydan bir hafta sonra konuşma yetisini kaybetmesi nedeniyle G.T.nin beyanı alınamamıştır. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı 24/7/2023 tarihinde, fail ya da faillerin tespit edilemediği gerekçesiyle daimî arama kararı vermiştir.

14. Başvurucular Saliha Dal, Ahmet Dal, Rıdvan Dal, Şemsa Dal ve Muhammet Nur Dal 13/1/2016 tarihinde 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında Tazminat Komisyonuna başvurmuş; taleplerinin reddedilmesi üzerine de idare mahkemesinde dava açmıştır. Dava dilekçesinde H.D.nin komşularının çığlığını duyarak bulunduğu bodrum katından çıktığı ve o an keskin nişancılarca vurulduğu, çatışmaların biraz dinmesi üzerine kolluk güçlerine haber verildiği ancak H.D.nin yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadığı iddia edilmiştir. Dilekçede ayrıca H.D. ellerinde atış artığı rastlanmadığına ilişkin kriminal rapordan söz edilmiştir. Dava 20/4/2018 tarihinde reddedilmiştir. Yapılan istinaf başvurusu kabul edilmemiş, temyiz başvurusu hakkında ise henüz karar verilmemiştir. Başvurucular yargılamanın makul sürede yapılmadığı iddiasıyla bireysel başvuruda bulunmuş, anılan başvuru 2022/57875 numaralı dosyaya kaydedilmiştir.

15. Başvurular, süresi içinde yapılmıştır. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

16. 2022/57875 numaralı başvurunun 2020/29189 numaralı başvuruyla birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.

A. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucular, meydana gelen ölüm olayı ile ilgili olarak etkili soruşturma yürütülmediğini ve delillerin toplanmadığını belirterek yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğini iddia etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde sürece ilişkin bilgi verilmiştir. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

18. Yaşam hakkı ile ilgili bir soruşturmanın etkili olup olmadığı yönünden inceleme yapabilmek için yürütülen soruşturmanın makul bir süreyi aşmaması şartıyla ilgili kamu makamları tarafından nasıl sonlandırılacağının beklenmesi, bireysel başvuru ile getirilen koruma mekanizmasının ikincil niteliğine uygun olacaktır (Hüseyin Caruş, B. No: 2013/7812, 6/10/2015, § 46; Rahil Dink ve diğerleri, B. No: 2012/848, 17/7/2014, § 76). Bununla birlikte şüpheli bir ölüm olayı hakkında soruşturma başlatılmamışsa veya soruşturma başlatılmakla birlikte soruşturmada ilerleme yoksa ya da soruşturma etkisiz bir hâl almışsa ölenin yakınları, gerekli özeni göstererek soruşturma başlatılmadığının veya etkili bir soruşturma yürütülmediğinin farkına vardıkları veya varmaları gerektiği andan itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunmalıdır. Zira soruşturmanın etkililiğini sağlayacak bir başvuru yolu bulunmamaktadır. Doğal olarak başvurucuların etkili bir soruşturma yürütülmediğinin ne zaman farkına varmaları gerektiği her davanın şartlarına bağlı olarak değerlendirilecektir. Ayrıca soruşturmada ilerleme sağlanacağına dair umut verici gelişmeler ve gerçekçi varsayımlar bulunduğu, soruşturmanın ilerlemesini sağlayıcı tedbirler alındığı sürece başvuruculardan başvuru yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunmaları beklenmemelidir (Adle Azizoğlu ve Sadat Azizoğlu, B. No: 2014/15732, 24/1/2018, §§ 87, 88).

19. Başvurucuların yakını H.D.nin ölümü nedeniyle başlatılan ceza soruşturmasında olayın gerçekleşme koşullarının, fail veya faillerin tespiti için bazı soruşturma işlemlerinin yapıldığı ancak 2017 yılından başvurucular vekilinin Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına 17/4/2020 tarihinde dilekçe göndermesine kadar geçen sürede soruşturmanın ilerlemesini sağlayıcı herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Başvurucular vekili de dilekçesinde soruşturma makamlarının soruşturmanın ilerlemesini sağlayacak bir işlem tesis etmediğini, örneğin keşif icra edilmediğini, olay hakkında bilgi ve görgüye sahip şahısların dinlenmediğini belirterek soruşturmanın uzun zaman önce etkisiz bir hâl aldığının aslında farkında olduklarını kabul etmiştir. Bu durumda başvurucular, bireysel başvuru yapmalarından uzun zaman önce soruşturmanın etkisiz hâl aldığını fark etmelerine rağmen başvuru tarihine kadar beklemiştir. Olayın nasıl meydana geldiği konusunda idare mahkemesinde açılan davadaki anlatım ile 17/4/2020 tarihli dilekçedeki anlatımın birbiriyle tutarlı olmaması ve dilekçedeki anlatımın aksine G.T.nin H.D.nin ateşli silahla vurulmasından yaklaşık 55 dakika sonra ambulansla Nusaybin Devlet Hastanesine götürülmesi (bkz. §§ 3, 6) 20/4/2020 tarihli dilekçenin bireysel başvurunun süre aşımı sebebiyle kabul edilemez bulunmasını önlemek amacıyla verildiğini göstermektedir. Bu nedenle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği iddiası süresinde dile getirilmemiştir.

20. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

21. Başvurucular Saliha Dal, Ahmet Dal, Rıdvan Dal, Şemsa Dal ve Muhammet Nur Dal maddi ve manevi zararlarının tazmini talebiyle açtıkları tam yargı davasının devam ettiğini belirterek makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvurular ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

23. Açıklanan gerekçelerle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,

B. 1. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 24/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.