Osmanlı’yı Osmanlı yapan yargımızı yozlaştırıp neredeyse yok hükmüne getirmiş, davalarımızı kapitülasyon devletlerinin konsoloslarına teslim etmiş, galip devletlerin kölesi olmamıza ramak kalmışken, bundan tam bir asır önce, devasa Osmanlı toprağını öksüzler ve yetimlerle dolduran bir ölüm kalım savaşının sonunda, her karışını kanlarıyla sulayarak bugün serbestçe serpilebildiğimiz bu vatanı, yeni bir devlet ve hukuk düzenini bize bırakanlara borcumuzu, bir nebze olsun ödeyebilmek için gözbebeğimiz olması gereken ülkemizin temel direği yargımızı gerekirse tırnaklarıyla kazıyarak bile olsa her daim ileriye götürmeleri gerekirken bu günkü haline düşüren, muhatap olduğu baskılarla karşı karşıya getirenlerin yatacak yerleri yok…

Meslek büyüklerim söylerlerdi: 1982 Anayasası’ndan önce HSYK, yüksek mahkeme üyelerini, yüksek mahkemeler de HSYK üyelerini atarmış. Liyakat sahibi ve yetkin olmak yetmez, ayrıca göze girmek de gerekirmiş. Sonuçta hikmetinden sual olunamayan, dokunulamayan ve hesap da vermeyen ayrık bir zümre oluşmuş. Bir nebze ilerleme sağlayan 1982 Anayasası şikâyetleri giderememiş ki 2010 yılı değişikliğine ihtiyaç olmuş. Bunun da işe yaramadığı HSYK’nun başına gelenlerden belli.

2010 Anayasa değişikliği, HSYK’nun üye sayısını artırıp, hizmeti ilk elden verenlerin de seçilmesini mümkün kıldı. Adalet Bakanı ve Müsteşarının doğal üyesi olmasına rağmen HSYK’nun yürütmeden bağımsızlaşarak birilerinin kontrolüne girebileceği 2802 sayılı yasanın değiştirilmek zorunda kalınmasından belli.

2016’da TBMM’ye sunulmuş olan Anayasa Değişikliği Tasarısı kanunlaşırsa:

(1) Cumhurbaşkanlığını kazanan siyasi parti, HSYK üyelerinin mutlak çoğunluğunu, yani hâkimleri atayıp görevden alan, mahkemeleri kurup kaldıran insanları belirleyerek atayacak ve yargımız hızla siyasallaşacak;

(2) Yargının bağımsızlığı onları atayacak olanların iyi niyetine, insan seçme ve atamada maharetine bağlı olacak;

(3) Zaten görevini yapamadığı için ağır eleştirilen yargı, hızla yürütmeye bağlı hale gelecek;

(4) Ne kadar hesap verir hale getirilseler de vatandaş, yargının tarafsızlığına da itimat etmeyecek;

(5) Ülkemiz, milletimiz, devletimiz ve yargımız, yargının siyasallaşmasının, bağımlılığın ve tarafsızlığının şüpheli olmasının getireceği ağır hasar ve zararlarına muhatap olacak.

Umarım Yüce Meclisimiz, bu değişikliğe izin vermez.



"Yazarın özel izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."