Özet olarak ifade edelim: Genel olarak sporda, özellikle futbolda yeni bir sezon, yeni bir heyecan ile karış karşıyayız. Avrupa kupaları başta olmak üzere tüm takımlarımıza başarı getirmesini diliyoruz.
Bu çalışmamızda genel olarak sporda özel olarak da futbol müsabakalarında verdikleri kararlarla veya düzenledikleri raporlarla sporseverlerce ve özellikle basın yayında çokça tartışılan hakem, gözlemci, temsilci ve saha komiserinin hem hukuki durumu hem de işlemlerinin mahiyetini ele alacağız. Bu yönlerden taraftarlar, taraftar dernekleri, spor kulüpleri ve spor federasyonları ile basın yayın organlarının bilgilerinin artırılmasına karınca kararınca da olsa katkı vermek, spor marka değerimize olumlu katkı verebilecektir.
Sayılan sıfattakilerin kanuni konumları nasıldır? Bunlara karşı suç işleme, örneğin hakemi, gözlemciyi, temsilciyi, komiseri yaralamanın, hakaret etmenin cezasında bir farklılık var mıdır? Basın yayın yoluyla bunların kişilik hakları ihlal edildiğinde, bunlara karşı suç işlendiğinde veya bunların suç işleme hallerinde yasal farklılıklar var mıdır?
Hakem kararlarının hangisi suç, hangisi futbol disiplin kuralları içinde ele alınmalıdır? Hakem veya gözlemcilerin yanlış kararlarını, spor kulüpleri veya taraftarlarca cumhuriyet başsavcılıklarına şikayet konusu edebilir mi?
a) Konuya İlişkin Yasa Maddeleri
6222 sayılı Kanun’un[1] 20. maddesi: (1) Spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır.
6222 sayılı Kanun’un 18. Maddesi: … (10) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanma kararı verilen kişi, yasak süresince spor kulüplerinde ve federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamaz; spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz.
3289 sayılı Kanun’un[2] Ek-1. Maddesi: Kamu hizmeti olarak yapılan gençlik ve spor organizasyonlarında görevlendirilen geçici görevliler, o organizasyonla ilgili görevlerini fiili olarak yürüttükleri süre içinde veya bu görevi ile ilgili ilişkileri sırasında kamu görevlisi sayılır. Ceza kanunlarının uygulanması bakımından, bunların işledikleri suçlarla, bunlara karşı işlenen suçlarda devlet memurlarına ilişkin hükümler uygulanır.
3289 sayılı Kanun’un Ek-9/1-son. Maddesi: … Federasyon faaliyetlerinde görevli bulunanlar, görevleri ile ilgili olarak islemiş oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır.
b) Spor Müsabakası ve Kamu Görevlisi Kavramları
1. Spor Müsabakası Kavramı:
Yasanın, tanımları düzenleyen 3. maddesinde spor müsabakası tanımlanmıştır. Buna göre ve yasanın tabiriyle "Spor müsabakası: Federasyonların düzenlediği veya düzenlenmesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışmayı ifade eder." şeklindedir. Her hangi bir spor karşılaşmasının ya da spor aktivitesinin, yasanın öngördüğü şekilde "spor müsabakası" sayılabilmesi için;
- İlgili spor federasyonunun bunu düzenlemesi,
- İlgili spor federasyonunun bunun düzenlemesine izin vermesi,
- İlgili spor federasyonunun katkıda bulunmuş olması gerekir.
Bu hallerden biri gerçekleşmiş ise her türlü sportif karşılaşma ve yarışma, teknik olarak, artık spor müsabakasını ifade eder.[3],[4]
2. Kamu Görevlisi Kavramı:
Bu kavram, 5237 sayılı TCK'da açıklanmıştır. Buna göre, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanmıştır. Anlaşıldığı üzere, kavramın kapsamı oldukça geniş tutulmuştur. Bir bakan, kuvvet komutanı, genel müdür, vali, öğretmenden tutun köy muhtarı, mahalle bekçisi, okuldaki hizmetliye kadar kamuda çalışan veya görev yapan kişileri kapsıyor. Bunun yanında kamu kurum ya da kuruluşlarında çalışmadığı halde, bazı özel yasalarla kamu görevlisi sayılan kişi veya görevliler vardır. Örneğin, özel güvenlik görevlileri, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 23. maddesi uyarınca, görevleriyle bağlantılı olarak kendilerinin suç işlemeleri ya da kendilerine karşı suç işlenmesi durumunda kamu görevlisi sayılırlar. 6222 sayılı Kanun’un 20. maddesine konu hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcinin konumu da buna benziyor. Başka bir deyişle, özel yasa ile hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilci, spor müsabakasında görev aldığında, ister müsabaka sırasında, ister müsabaka sonrasında, isterse de müsabaka öncesinde, bu göreviyle bağlantılı olarak, kendisine karşı bir suç işlenmesi halinde, kamu görevlisi (memur) sayılır. Tıpkı bir cumhuriyet savcısına, polis memuruna, öğretmene karşı görevi nedeniyle suç işlendiğinde uygulanan yasal usul ve esaslar ne ise müsabakada görev almış hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler de aynı durumdadır.
Bilindiği üzere, federasyonlarda görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilcilerin, bu görevi alabilmeleri için görevden önce kamu görevlisi olma şartı yoktur. Başka bir deyişle, ister kamu görevlisi olsun, ister özel sektörde çalışan olsun belli şart veya süreçten sonra hakem, temsilci, saha komiseri, gözlemci görevlerine gelebilmek mümkündür. Örneğin, (Y) isimli futbol hakemi aynı zamanda öğretmen olabilir. Bunun yanında kendi özel iş yerinde çalışıyor da olabilir. Spor müsabakasında görev aldığında, yani hakemlik sıfatına sahip olduğunda, bu yasanın 20. maddesi kapsamındadır. Hakemliği dışında ne iş yaptığı veya mesleğinin ne olduğunun önemi yoktur.
Suç teşkil eden eylemlere ceza verilirken, bazı hallerde yasalar, kamu görevlileri (memurlar) yönünden ve genel olarak vatandaşlara uygulanandan farklı usul ve esasları içeren düzenlemeler getirmiştir. Genelde, bu düzenlemeler memurun (kamu görevlisinin) lehine olabileceği gibi aleyhine de olabilir. Memura (kamu görevlisine) karışı görevi nedeniyle suç işlersek bunun cezası daha ağır olabiliyor. Halk arasında memurlar için söylenen "bir düğmesini koparırsan bir yıldan başlar" sözüyle aslında bu durum kast edilmiştir. Yine Memur (kamu görevlisi), sahip bulunduğu sıfatını kötüye kullanarak suç işlerse bunun cezası da aleyhine olarak daha ağır olabiliyor.
Özetle; vatandaşın, vatandaşa karşı suç işlemesi halinde verilen ceza ile vatandaşın kamu görevlisine (memura) karşı görevi nedeniyle suç işlemesine verilen ceza daha fazla olabiliyor ya da kamu görevlisi (memurun), sıfatını kötüye kullanarak vatandaşa karşı suç işlemesi halinde yine ceza artabiliyor.
İşte bu yasal düzenleme kapsamına hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci de alınmıştır ancak, bu görevliler yönünden dikkat çekici bir ayırıma gidilmiştir. Yasada, hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler lehine bir ayırım mevcuttur. Şöyle ki yukarıda da belirtildiği şekilde, genelde, memura (kamu görevlilerine) karşı görevleri nedeniyle suç işlenmesi halinde ceza artırımı yolu benimsenirken bunun karşılığında kamu görevlilerinin de bu görevlerinin oluşturduğu kolaylık ya da bu sırada veya görevleri nedeniyle suç işlemeleri halinde aleyhlerine de ceza artırımı olabiliyor. Hal böyle iken, 6222 sayılı Yasayla bu düzenleme, hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler için getirilmemiştir. Başka bir deyişle, bunlara karşı görevleri nedeniyle suç işlenmesi halinde kamu görevlisi sayılırken, bunların görevleri nedeniyle-sırasında olsa bile başkalarına karşı suç işlemeleri durumunda, kamu görevlisine (memura) yüklenen aleyhte bir durum olmadığından bu sıfatları dikkate alınmıyor. Sırf bu nedenle cezalarında artırım olmaz. Buna karşılık 28.05.1986 tarihli RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu[5] Ek-1. maddesindeki hükmün özellikle profesyonel futbol müsabakalarında uygulanıp uygulanmayacağı tartışılabilir. Uygulanabileceği düşünülürse hakem, gözlemle, temsilci ve saha komiserinin sadece kendilerine karşı işlenen suçlarda değil, kendilerinin de başkalarına, görevle bağlantılı veya sırasında işledikleri suçlarda kamu görevlisi gibi dikkate alınacaklardır. Uygulanmayacağı düşünülür ise sadece 6222 sayılı Kanun’un 20. maddesi gereğince hakem, temsilci, gözlemci ve saha komiserine karşı işlenen suçlarda yani lehe olarak kamu görevlisi sayılacaklardır.
Bu soruna cevap vermeden önce ilgili mevzuatın geçirdiği aşamaya bakalım:
* 3461 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun. 27.05.1988, Madde. 28 (Uygulanmayacak hükümler): 3289 SK ve 179 KHK’da yer alan maddelerin profesyonel futbolla ilgili hükümleri, bu kanunun yürürlüğe girdiği (14.6.1988) tarihten itibaren uygulanmaz.
* 3813 sayılı 17.06.1992, Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun. Madde. 32 (Yürürlükten kaldırılan hükümler): 3461 sayılı TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
* 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun, 5.5.2009, Madde. 19 (yürürlükten kaldırılan hükümler): 3813 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
* Halen yürürlükte olan 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’da mülga 3861 sayılı Kanun’un 28. maddesi benzeri bir hüküm yoktur.
* 3289 sayılı Kanun, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın taşra teşkilatının, teşkilat görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemiştir.
Buna göre, profesyonel futbol müsabakalarında görevli hakem, temsilci, gözlemci ve saha komiseri 3289 sayılı Kanun’un EK-1. maddesi gereğince, ceza kanunlarının uygulanması bakımından bunların işledikleri suçlarda devlet memurlarına ilişkin hükümler aleyhlerine uygulanmaz. Kamu hizmeti olarak yapılan gençlik ve spor organizasyonlarında görevlendirilen görevliler, spor dalına bakılmaksızın 3289 sayılı Kanun’un Ek-1. maddesine tabidirler.
3289 sayılı Kanun’un Bağımsız Federasyonları düzenleyen Ek 9. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesine göre, Federasyon faaliyetinde bulunanlar görevleriyle ilgili olarak işlemiş oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılırlar.[6]
Görüldüğü gibi burada, lehe değil aleyhe düzenleme vardır. Yani kendilerine karşı işlenen suçlarda kamu görevlisi sayılmazlar ancak kendilerinin görevleriyle ilgili olarak işlemiş oldukları suçlar yönünden kamu görevlisi sayılırlar. İşlenen suçta kamu görevlisi olmak suçun unsuru veya ağırlatıcı nedeni ise onlara uygulanacaktır. Ek-9. madde, birinci fıkrasının son cümlesi, Ek-9. maddeden farklı olarak madde başlığı (bağımsız spor federasyonları) itibariyle, TFF’de bağımsız bir spor federasyonu olduğuna göre, meselenin her iki yönüne bakmak da mümkün olabilecektir. Eğer hakem, gözlemci, temsilci, saha komiserinin spor müsabakasındaki görevi, federasyon faaliyeti olarak kabul edilirse, bu hüküm aleyhlerine de uygulanabilir. Aksi halde ise uygulanmaz. 6222 sayılı Kanun’un 3. maddedeki “spor müsabakası” tanımını baz aldığımızda, hem lehe hem de aleyhe uygulanabileceği yorumu daha ağır basabilir. Nitekim 6222 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra verilen Yargıtay kararı, 3289 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesini futbol müsabakasında görevli hakeme yönelik söylenen hakaret suçunda dikkate almıştır. Ek 1. madde hem kendilerinin işlediği hem de kendilerine karşı işlenen suçlarda uygulanacağına göre, Yargıtay kararına göre, aleyhe bir durum yani hakemin bu nedenle işlediği bir suç olsaydı Ek 1. madde yine uygulanacaktı.[7]’[8]
Hakem, gözlemci, temsilci ve saha komiserinin lehine olan düzenlemeye pekiştirmek için bir örnek verelim: Spor müsabakasında görevli polis memurları ya da özel güvenlik görevlileri kamu görevlisi (memur) sayılırlar. Bunlara yönelik ve görevleri nedeniyle (Z) isimli vatandaş kasten yaralarsa ya da hakaret içerikli söz söylerse, TCK'nın 86/3-c, 125/1,3-a. maddeleri gereğince şikayet şartı aranmadan ceza artırımına gidilmiştir. Aynı şekilde, polis memuru ya da özel güvenlik görevlisinin görevi nedeniyle / sırasında (Z) vatandaşını darp etmeleri durumunda TCK'nın 86/3-d. maddesi uyarıca şikayet şartı aranmadan ceza yarı oranında artırılır. Kısaca, ifade etmek gerekirse kamu görevlisi sıfatı, ilgilinin hem lehine hem de aleyhine olabilecek iken, 6222 sayılı Yasa'nın 20. maddesiyle hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci için sadece lehte bir düzenleme var, aleyhe neden olabilecek düzenleme ise yasa maddesinde yoktur.[9]
Yargıtay ilamı ile 6222 sayılı Kanunun 20. maddesine göre, spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci ve temsilciler bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılırlar.[10]
c. Yasa Metnine Göre Şartlar
Hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilcinin, 6222 sayılı Kanun’un 20. maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmeleri, başka bir deyişle yasa maddesine tabi tutulabilmeleri için aşağıdaki şartların birlikte olması gerekir.
1- Öncelikle bir spor müsabakasının varlığı gereklidir:
Yukarıda açıklandığı gibi ilgili federasyonun (futbol, basketbol, voleybol...) düzenlediği veya düzenlemesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışma bu kapsamdadır. Karşılaşma-yarışmanın resmi, özel, dostluk olarak yapılmasının bir önemi yoktur. Yeter ki ilgili federasyon düzenlesin ya da izin versin veya katkıda bulunsun.[11]
"Federasyon" kavramı hemen hemen herkesçe bilinmekle beraber yasaya göre federasyonlar, "Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren federasyonları, bağımsız spor federasyonlarını ve Türkiye Futbol Federasyonunu" ifade eder.[12] Bir başka benzer tanımda da spor federasyonu, spor dalı ile ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan, organları seçimle gelen ve idari ve mali özerkliğe sahip federasyonları ifade eder.[13]
Yargıtay kararında katılanın olay günü idare ettiği futbol müsabakası nedeniyle gerçekleşen kasten yaralama eyleminde, sanığın eylemlerinin bir bütün halinde, görevi yaptırmamak için direnme niteliğinde olduğu, müsabaka hakeminin 6222 sayılı Yasanın 20/1. maddesi uyarınca kamu görevlisi olduğu belirtilmiştir.[14]
2- Spor müsabakasında görev yapanın "hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci" sıfatına sahip olması gerekir:[15]
Yasa, görevlileri ismen ve görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci olarak sınırlandırıcı bir şekilde saymıştır. "Saha komiseri" ibaresi 12.07.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7182 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle ilave edilmiştir.
Bunların dışında kalan ama ilgili federasyonlar tarafından görevlendirilse bile diğer görevliler bu kapsama girmez. Örneğin bir futbol müsabakasında, herhangi bir şekilde görevlendirilen futbol federasyonu kurullarından birinin başkanı ya da üyesine karşı, bu göreviyle bağlantılı olarak suç işlenmesi halinde bu yasa maddesi uyarınca kamu görevlisi sayılamaz.
İşin aslına bakarsak, mahiyeti itibariyle ismen sayılan görevliler dışında kalan diğer görevlilerin durumu çok da farklı değildir ancak, yasa koyucunun takdiri bu şekilde olmuştur. Başka bir deyişle, spor müsabakasında görev verilse dahi hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci dışındaki görevliler bu maddenin uygulanması açısından kamu görevlisi sayılmaz. Buna karşılık, eğer müsabakada görev almış ilgili görevlinin başka bir sıfatı mevcut ise ve bunun uygulanmasına da imkan varsa durum değişebilir. Başka bir anlatımla, ayrıca müsabaka dışındaki başka bir görevi daha varsa bu görevi yönünden değerlendirilebilir. Örnek olarak, müsabakada görevlendirilen müsabaka güvenlik amiri veya yardımcısı (kolluk amiri), gençlik hizmetleri ve spor il-ilçe müdürlüğü görevlileri, belediye zabıta görevlileri, il-ilçe sağlık müdürlüğü-hastane-112 acil sağlık görevlileri, gözlemci polis, özel güvenlik gibi görevliler bakımından, müsabakadaki görevleri ile genel olarak yaptıkları görevler arasında bir fark olmadığından kamu görevlisi sıfatları vardır. Bunun yanında müsabakayı izleyen federasyon başkanı ya da yönetim - denetim kurullarındaki başkan veya üyeleri, müsabakayı kendi istekleri doğrultusunda izlemeye gelen kamu görevlileri kapsam dışındadır.
Ayrıca müsabakada görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcinin bir kişi olması ile birden fazla ya da heyet halinde olmaları arasında bir fark yoktur. Bu bağlamda örnek olarak futboldaki yardımcı (diğer) hakemler, varsa beşinci, altıncı hakemler de yasa maddesine dahildir.[16],[17]
Yargıtay kararında sanığın, olay günü futbol karşılaşması esnasında 6222 SK'nın 20/1. maddesine göre kamu görevlisi sayılan karşılaşmanın hakemi olan mağduru doğrudan hedef alarak onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte "...hoca senin a.... koyarım" demekten ibaret eyleminin TCK'nun 125/1,3-a. maddesine uyan kamu görevlisine görevi sırasında ve görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturduğu, bu nedenle, 6222 SK'nın 14/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine karar vermiştir.[18]
3- Görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciye karşı işlenen suçun, spor müsabakasındaki göreviyle bağlantılı olması gerekir:[19]
Özel yaşam kapsamında veya müsabakadaki görevi dışında kalan eylemlerden doğan suçlar bu maddenin kapsamına dahil değildir. Müsabakadaki görevden kaynaklandığı takdirde ne zaman ya da nerede işlendiğinin önemi yoktur. Suçun spor-müsabaka alanında veya sırasında işlenmesi gerekmez. Örneğin (N) isimli futbol hakemine karşı, verdiği kararlar nedeniyle bir ay ya da bir yıl sonra görev aldığı müsabakanın oynandığı şehirden başka bir yerde suç işlense bile kamu görevlisi sıfatı dikkate alınmalıdır.
Yine kendisine karşı işlenen eylem sırasında hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcinin federasyonla bağlılığı veya görev ilişkisi sona ermesi de önemli değildir. Önemli olan yasal unsur, suçun, spor müsabakasındaki göreviyle bağlantılı olmasıdır. Örneğin (T) isimli basketbol hakemi görevi bıraktı veya istifa etti ancak, görevli iken müsabakayı yönettiği ve görevle bağlantılı bir suça maruz kalırsa yine de bu madde kapsamında kamu görevlisi sayılır.[20]
Yargıtay kararında sanıkların, olay günü Suncukspor ve Üçyolspor arasında oynanan futbol karşılaşmasında hakem olarak görev yapan ve 6222 sayılı Kanun'un 20/1. maddesindeki hükme göre kamu görevlisi sayılan mağdurlara hitaben tezahürat şeklinde hakaret ettiklerinin iddia edilmesi karşısında, eylemlerin şikayete bağlı olmayan TCK'nın 125/1,3-a. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, sanıklar hakkında şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmeyeceği belirtilmiştir.[21]
d. Hakem, Gözlemci, Saha Komiseri ve Temsilcinin Suç İşlemesi
Genel eylemler itibariyle hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilci açısından kayda değer farklı bir yasal düzenleme yoktur. Yukarıda (kamu görevlisini açıklarken) belirtildiği gibi, vatandaşın vatandaşa karşı suç işlemesi halinde verilen ceza ile vatandaşın kamu görevlisine (memura) karşı görevi nedeniyle suç işlemesine verilen ceza daha fazla olabiliyor ya da kamu görevlisinin (memurun), bu sıfatını kötüye kullanarak suç işlemesi halinde yine ceza artabiliyor. İşte bu yasal düzenleme kapsamına hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci de alınmıştır ancak, bu görevliler yönünden dikkat çekici lehe bir ayırıma gidilmiştir. Yani, yasada, hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler lehine bir ayırım mevcuttur. Şöyle ki yukarıda da belirtildiği şekilde, genelde, memurlara (kamu görevlilerine) karşı görevleri nedeniyle suç işlenmesi halinde ceza artırımı yolu benimsenirken bunun karşılığında kamu görevlilerinin (memurların) da bu görevlerinin oluşturduğu kolaylık ya da bu sırada veya görevleri nedeniyle suç işlemeleri halinde onlar aleyhine de ceza artırımı olabiliyor. Hal böyle iken 6222 sayılı Yasayla bu düzenleme, hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler için getirilmemiştir. Başka bir deyişle, bunlara karşı görevleri nedeniyle suç işlenmesi halinde bunlar kamu görevlisi sayılırken, bunların görevleri nedeniyle - sırasında olsa bile başkalarına karşı suç işlemeleri durumunda, kamu görevlisine (memura) yüklenen aleyhteki durum işlenmiyor, bu sıfatları dikkate alınmıyor ve sırf bu nedenle cezalarında artırım olmaz. Kısacası hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilcilik statüsünden dolayı ceza artırımı yolu benimsenmemiştir. Genel olarak, vatandaşın tabi olduğu kurallara tabidirler.
Yalnız şöyle bir durum olabilir. Eğer, kendisine karşı suç işlenen kişinin sıfatından kaynaklı bir ağırlatıcı neden varsa aleyhe uygulama olabilir. Örneğin, saha komiserinin, müsabakanın hemen bitiminde, sahada, müsabakada görevli güvenlik amiri ya da yardımcısını yaralarsa, kamu görevlisine karşı kasten yaralama olur ve nitelikli durum aleyhine uygulanır.[22]
Hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcilerin, 6222 sayılı Yasada düzenlenen suçlar itibariyle durumlarını kısaca açıklayalım:
1- Şike ve teşvik primi suçu yönünden hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilcilik sıfatının unsur sayıldığı bir husus yoktur. Yani adı geçen görevliler, yasa maddesindeki genel hususlara tabilerdir. Başka bir deyişle bu görevlerin yapılması sırasında, şike ilişkisinin içine girilmesi halinde normal kişiler gibi dikkate alınırlar. Bununla birlikte, gerçekte şike ilişkisinin dışında olsalar bile eğer şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının şike anlaşması doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunurlarsa maddenin ilk fıkrasında bulunan ve herkese uygulanabilecek hükümle cezalandırılırlar. Örneğin, (ABC) futbol takımının, (XYZ) futbol takımı ile yapacağı müsabakada, (ABC)'nin galip gelmesi yönünde, (XX) ile (WW) şahısları arasındaki şike anlaşmasına dahil olmayan müsabaka hakemi, her ne sebeple olursa olsun, bu anlaşmanın varlığını bilerek ve (ABC)'nin galip gelmesine katkı verebilecek bir / birden fazla kararı olursa, şike ilişkisi içindeymiş gibi cezalandırılır. Hakem tarafından bu amaçla verilen karar-kararların, müsabakada görevli gözlemci de aynı şekilde (bu anlaşmanın varlığını bilerek ve ABC'nin galip gelmesine katkıda bulunmak için) yerinde olduğunu rapor ederse şike ilişkisi içindeymiş gibi cezalandırılır.
Şike ve teşvik primini düzenleyen 11. maddesinin 4-a. Bendinde yer alan suçun nitelikli hallerinden olan "Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle" yapılması durumuna bir bakalım. Acaba buradaki "kamu görevi" ile 20. maddedeki "kamu görevlisi" benzer anlam taşıyor mu? Hayır, taşımadığını düşünüyoruz. Zira 20. maddedeki düzenleme, spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcilerin bu görevleriyle bağlantılı olarak ancak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmışlar. Bu sıfattaki kişilerin, bu görevleriyle bağlantılı olarak suç işlemeleri halinde ise kamu görevlisi sayılacaklarına dair düzenleme yapılmamıştır. Kanunilik ilkesi ve yasa koyucu iradesi birlikte ele alındığında hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler, 11/4-a. maddesi kapsamında değildir.[23]
Yine, 11/4-b. maddesinde bazı görevliler ya da bazı sıfatları taşıyanlar için şikenin nitelikli hali düzenlenmiştir. Buna göre, federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Dikkat edilirse sayılan bu kişiler arasında hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilci ismen sayılmamıştır. Dolayısıyla bu kapsamda dikkate alınamazlar.[24]
2- Spor alanlarına yasak madde sokulması ve müsabaka düzeninin bozulması suçu yönünden hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler için yasanın 13. Maddesi itibariyle ayrı bir durum söz konusu değildir. Adı geçen görevliler, yasa maddesindeki genel hususlara tabilerdir.[25]
3- Tehdit veya hakaret içeren tezahürat suçu yönünden hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilciler için yasanın 14. maddesi itibariyle ayrı bir durum söz konusu değildir. Normal olarak kişilere uygulanan genel esaslar burada da geçerlidir ancak, bu suç hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcilere karşı işlenirse, örneğin, hakemin verdiği penaltı kararı nedeniyle hakeme sinkaflı söz söylenirse, bu durumda hakem kamu görevlisi sayıldığından suçun nitelikli hali oluşabilir. Hakem sinkaflı söz söylerse, nitelikli hal değil genel olarak hakaret içerikli tezahürat-hakaret suçu oluşabilir.[26]
4- Müsabaka ve seyir alanlarına usulsüz seyirci girişi suçu yönünden de yasanın 15. maddesi itibariyle ayrı bir durum söz konusu değildir ancak, tereddütlü bir hal var gibidir. Örneğin, bir temsilcinin bu görevin oluşturduğu kolaylıktan yararlanarak müsabakada görevli birine söylemesi üzerine, usulsüz seyirci girişine aracı olması durumunda, daha çok müsabakada görev yapanlara uygulanan ve bu suçun nitelikli hallerinden biri olan "Müsabaka ve seyir alanlarına bu kanun hükümlerine aykırı olarak seyirci kabul eden veya kabul edilmesini sağlayan kişi" kapsamında olup olmayacağı tereddütlüdür. Başka bir deyişle, "... kabul edilmesini sağlayan kişi" olabilir mi? Bu husus tartışılmalıdır. Her iki hali de savunmak mümkün gibidir. Şahsi kanaatim, yasanın 20. maddesindeki düzenleme ile sadece kendilerine karşı suç işlenmesi halinde kamu görevlisi sayıldıklarından bu hüküm hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcilere uygulanmamalıdır. Söyledikleri-ricada bulundukları müsabakada görevli kişi zaten bu bent kapsamındadır.[27]
5- Yasak alanlara girme suçu yönünden de ayrı bir durum söz konusu değildir. Yasanın 16. maddesinde, müsabaka için seyircilerin kabulüne başlanmasından itibaren müsabaka sonrası tamamen tahliyesine kadarki zaman zarfında yetkisiz olarak müsabaka alanına, soyunma odalarına, odaların koridorlarına, sporcu çıkış tünellerine giren kişi cezalandırılmış. Esasında hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcilerin yaptıkları görevin özelliği gereği bu suçu işlemeleri neredeyse mümkün değildir.[28]
6- Spor alanlarında taşkınlık yapılması ve tesislere zarar verilmesi suçu açısından duruma baktığımızda da yasanın 17. maddesi itibariyle farklı bir durum yoktur. Normal olarak kişilere uygulanan genel esaslar burada da geçerlidir ancak, bu suç hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcilere karşı işlenirse, örneğin, hakemin verdiği penaltı kararı, gözlemcinin / temsilcinin yazdıkları raporlar nedeniyle kasten yaralama gerçekleşirse, bu durumda kamu görevlisi sayıldıklarından suçun nitelikli hali oluşabilir. Hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilci kasten yaralamada bulunurlarsa nitelikli hal değil genel olarak kasten yaralama suçu oluşabilir.[29]
Şunu belirtmek gerekir ki yukarıdaki açıklamaların dışında, hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilci olarak görev yapan kişi-kişilerin, somut bir spor müsabakasında, böyle bir görevleri olmadan, başka bir deyişle, ilgili federasyon tarafından spor müsabakasında görev verilmeden, bireysel-vatandaş olarak spor alanına gelmeleri ve belirtilen suça-suçlara karışmaları halinde genel uygulamaya tabi olurlar. Yasanın 20. maddesinden yararlanamazlar.
e. Hakem, Gözlemci, Saha Komiseri ve Temsilcinin Spor Disiplin Hukuku Kapsamında Kalan Eylemleri
Hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilcinin bu görevleri nedeniyle haklarında yapılan tüm şikayetleri, başka bir deyişle tüm eylemlerini 6222 sayılı Yasa kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.
Öncelikle 6222 sayılı Yasanın neyi düzenlediği, hangi eylemleri suç olarak kabul edip cezaya bağladığını çok kısa da olsa belirtmek gerekir. Yasanın 1. maddesi bu kanunun amacı, 2. maddesi de kapsamını düzenlemiştir. Bu yasal düzenleme ışığında, spor müsabakasını yönetmekle görevlendirilen, hakem, yardımcı hakemler, hakem gözlemcisi, saha komiseri, federasyon temsilcisinin tüm davranışlarının bu yasa kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Buna dahil olan eylemleri yasanın 1. ve 2. maddesindeki eylemler olması gerekir.
Kısaca şunu tartışmak gerekir: Şikayet edilen ve ilgili federasyonu tarafından görevlendirilen hakem ile yardımcı hakemlerin, temsilci, saha komiseri ya da gözlemcilerin, müsabaka alanında ve müsabakadaki idare etme-yönetme kapsamında verdikleri kararlarını-raporlarını, 6222 sayılı Yasa maddelerine konu edilebilir mi edilmez mi? Bunun tespiti, başka bir tabirle tartışılması gerekir.
Burada yani mesleki uygulamada, adı geçen müsabaka görevlilerinin, adli bir suç unsuru olmayan müsabakadaki yönetim ve spor müsabakası oyun kurallarına aykırılık nedeniyle bu yöndeki disiplin hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu yöntem, genel kural olmakla birlikte işin doğası gereği gerçekleşen pozisyonlara verilen, çalınan kararların isabet derecesi, başka bir deyişle doğru veya yerinde olup olmadığı hususu, bu işi meslek edinen, tecrübesi, bilgisi sabit kişilerce yapılan yorumlarda bile farklılık gösterebilir.
Hakemlerce verilen her yanlış ya da kişinin bakış açısına göre değişebilen kararlar nedeniyle şike olduğu veya başka bir suçu oluşturduğu yorumuna ulaşılması halinde, neredeyse tüm spor müsabakalarında bu konu gündeme gelebilir. Bunun sonucu olarak da kişilerin aksi sabit oluncaya kadar suçsuzluk veya lekelenmeme haklarının ciddi bir şekilde zarar görebileceği gibi kamuoyunda ya da taraftar nezdinde, spor kulüpleri, federasyonlar, hakemler, basın yayın kuruluşları, spor yorumcuları ve bu alandaki diğer ilgililer ciddi zanlar altında kalabilecekler. Bu haliyle de spor müsabakalarının ve sporun icra edilmesi güçleşecektir. Dolayısıyla konu, yasal düzenleme çerçevesinde ve somut delillerle ele alınmalıdır. Aksi halde her karşılaşma sonrasında verilen hakem kararları ya da oyuncuların o anki performansının altında suç unsurunu aramak, işin doğası ve hukukun gereklerine uymayacaktır.
Hakemlerin kimi kararlarının yerinde olmadığına ilişkin iddialar, genellikle yoruma açık yani, kişinin yorumuna bağlı veya yorumu sonucunda oluşabilen bir husustur. Bu yorum ya da iddialar doğru da olabilir. Yerinde olmayan karar, o anki görüş, muhakeme, kararı verenin mesleki yeterliliğinden kaynaklanabilir. Bu hususlar, ceza hukukunun değil, spor disiplin hukukunun ilgi alanına girer. Örneğin, Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Müsabaka Talimatı'nın 28. maddesine göre, hakemlerin, müsabakaların teknik sonuçları hakkındaki kararları kesindir. Hakem kararlarının sonradan bozulması ya da değiştirilmesi gibi bir yol açılırsa her müsabaka sonrasında, müsabaka sonucu aleyhine olan kişi veya kulüp tarafından, hakem değerlendirmelerini görüntülere ya da diğer nedenlere dayandırarak tartışmaya açılabilecektir. Bu şekilde kararın değişebileceği hususu hep tartışılır hale gelebilecek ve bunun sonucunda, olası hatalı kararların oluşturduğu olumsuzluklardan daha ağır ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Oyunun sahada kalması ve tescili ilkesi, ciddi bir şekilde zedelenebilecektir
Şikayete konu edilen somut müsabakalarda, hakemin, temsilcinin veya gözlemcinin suç teşkil eden kasıtlı bir davranışı, ciddi ve belirgin bir yanılması ya da kusurunun, yapılan yorumlar dışında, spor disiplin hukukunu aşan nitelikte ve suç unsuru olabilecek bir tespiti yoksa, spor disiplin hukuku kapsamında kalır.
Taraftarın, spor kulüplerinin, müsabaka alanında ya da yayınlar yoluyla müsabakayı seyretmeleri üzerine gördükleri pozisyonun yanlış olduğunu düşünmeleri mümkündür. Hakem kararlarının, işin oluşuna ya da olması gerekene aykırı olduğu gerekçesiyle bu sonuca varabilirler ve cumhuriyet başsavcılıklarında şikayet konusu yapabilirler ancak konu, spor disiplin hukukunu ilgilendirir.
Cumhuriyet savcısı dahi olsa, kısmen göreceli ve kişinin o anki görüş ve muhakemesine göre değişebilen bir kararda, art niyet olduğunu ifade etmek mümkün olmamalıdır. Bunun yanında hakemlerin verdiği karar veya müsabaka sırasındaki, öncesindeki, sonrasındaki eylemleri tamamıyla serbest veya yaptırımsız da değildir. İlgili federasyonun kuruluş mevzuatı çerçevesinde değerlendirmek mümkün olacaktır. Nitekim her müsabakada yeteri kadar hakem gözlemcisi ve federasyon temsilcisi atanıyor. Bunlar, müsabaka ili ilgili gözlem veya kanaatlerini süresi içinde, federasyonun ilgili kuruluna (birimine) sundukları raporda belirtirler. İlgili kurul veya birim yetkilileri de işin tekniğine ve mevzuatına göre, yasal itiraz ile üst merciye başvurma hakkı saklı kalmak üzere karar verirler. Varsa aykırılıklar, bu şekilde spor disiplin hukuku hükümleri uyarınca yaptırıma bağlanacaktır.
Bu işlemler sırasında, federasyonun ilgili idari kurullarınca spor disiplin hukuku dışında ayrıca suç olabilecek eylemlerin tespiti halinde yasal gereğinin takdir ve ifasının temini bakımından ilgili cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması zaten yasal zorunluluktur.[30]
f. Federasyonların Hakem, Gözlemci, Saha Komiseri ve Temsilcilere Yönelik (İdari) Yaptırım Uygulama Yetkisi
Federasyonların yaptırım uygulama yetkisini düzenleyen 19. maddesi şöyledir: Bu Kanuna göre bir spor kulübüne veya spor kulübünün mensubuna ceza verilmesi, bu kulübün bağlı olduğu federasyonun yaptırım uygulama yetkisini ortadan kaldırmaz.
Bu maddenin amacı, 6222 sayılı Yasada düzenlenen suçlardan herhangi birini işleyen kişiler, eğer ilgili federasyonun kapsamına giren kişi ya da spor kulübü ise federasyona, yargı makamları dışında ve ayrıca, bu eylemleri spor disiplin hukuku çerçevesinde değerlendirme yetkisi vermektedir. Örneğin, bir futbol müsabakasında, müsabakanın hakemine yönelik olarak spor kulübü yetkilisi tarafından tehdit veya hakaret içerikli söz söyler veya yaralarsa, 6222 sayılı yasanın 14 ve 17. maddeleri uyarınca adli işlem yapılır. Bunun yanında Futbol Federasyonu ilgili birimi de Futbol Disiplin Talimatı ve ilgili iç mevzuatı çerçevesinde konuyu ele alıp disiplin yönünden karar verebilir.
Görüldüğü üzere, bir konuda adli işlem yapılsa bile ilgili federasyonun yasal yetkisi saklı tutulmuştur. Bunun aksi durumu da mümkündür. Başka bir deyişle, ilgili federasyonun disiplin talimatının uygulanmış ve idari ceza verilmiş olması, ayrıca adli işlem yapılmasına engel değildir.
Buna göre yaptırıma bağlanan eylemlerin iki yönü vardır: Birincisi işin adli soruşturma - kovuşturma yönü, ikincisi de idari disiplin yönüdür. Konunun adli yönü ve disiplin yönü birbirlerinden farklı olup birbirlerinden bağımsız olarak yürür. Bunun yanında, birinde yapılan usulüne uygun herhangi bir tespit ya da delil, diğer alanda da kullanılabilir.[31]
g. Hakem, Gözlemci, Saha Komiseri ve Temsilcinin Spor Müsabakalarını Seyirden Yasaklanmaları
İster herhangi bir müsabakada görevli ve/veya görevi sırasında, isterse de vatandaş ya da taraftar olarak spor alanında, yasada belirtilen suçlardan birini işlediği iddia edilen bir hakem, temsilci, saha komiseri ve gözlemci hakkında seyirden yasaklanma kararı verilebilir mi? Yasada açık bir düzenleme yok ancak, engel bir düzenleme de getirilmemiştir Dolayısıyla şartları oluştuğunda, yasanın 18. maddesinde yer alan seyirden yasaklanma yaptırımı, bu kişiler yönünden de uygulamak mümkün olabilecektir.
Yasanın ilgili kısmı şu şekildedir: Bu Kanun hükümlerine göre hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanma kararı verilen kişi, yasak süresince spor kulüplerinde, federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamaz; spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz.[32]
Yine seyirden yasaklanmayı düzenleyen Yönetmeliğin, müsabakaları seyirden yasaklanma tedbirine ilişkin usul ve esasları düzenleyen 22/1-g. maddesi de şu şekildedir: 'Spor müsabakalarını seyirden yasaklanma cezası alanlar hiçbir spor müsabakasını ve antrenmanları izlemek amacıyla spor alanına giremez. Bu hüküm sporcu ve teknik heyetin mesleğini icra etmesine engel teşkil etmez.
Yasa ve yönetmelik maddeleri birlikte gözetildiğinde, şartlar oluştuğunda, seyirden yasaklama koruma tedbiri de seyirden yasaklama güvenlik tedbiri de verilebilir. Koruma tedbirinin verilmesi, kişinin spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapmasına engel değildir ancak, mahkemesince suçun sabit görülmesi üzerine güvenlik tedbiri olarak seyirden yasaklanma kararının verilmesi halinde, yasak süresince spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz.[33] Yasa maddesinde saha komiseri sayılmamıştır.[34] Dolayısıyla buradaki açıklamalar, hakem, gözlemci ve temsilci için geçerlidir.
h. Hakem, Gözlemci, Saha Komiseri ve Temsilciye Karşı İşlenen Suçlarda Şikayet
Yasa, spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcileri bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi saymıştır. Dolayısıyla burada, kamu görevlilerine karşı suç işlenmesi halindeki kurallar uygulanacaktır.
Mevzuatımızda, kamu görevlilerine karşı görevleri nedeniyle suç işlendiğinde şikayet şartı olmadan ve doğrudan yasal işlem yapılması zorunludur. Ayrıca 6222 sayılı Kanun’da yer alan suçlar, ceza miktarı veya eylemin para cezasını gerektirip gerektirmediğine bakılmadan şikayete bağlı tutulmamıştır. Başka bir deyişle 6222 sayılı Kanun’da yer alan suçlar doğrudan soruşturulan suçlardır.
Örneğin, bir futbol müsabakası sırasında, müsabakanın hakemine yönelik hakaret edilirse, kolluk görevlilerinin bunu tespit etmeleri ya da herhangi bir şekilde bunun anlaşılması, öğrenilmesi yeterlidir. Ayrıca hakemin şikayetçi olduğunu söylemesine gerek yoktur. Suç, şikayete tabi olmadığından derhal yasal işlem başlatılmalıdır. Hatta müsabaka hakemi "ben şikayetçi değilim, işlem yapmanıza gerek yoktur" şeklinde rica etse bile yasanın emredici hükmü gereği yasal işlem yapılmalıdır. Aksine davranış, yani işlem yapmayan ilgili görevlinin sorumluluğunu doğurabilir.
Uygulamada zaman zaman karşılaşılan, "hakem şikayetçi değil veya herhangi bir müracaatı olmadı, bu nedenle işlem yapılmadı..." gibi mazeret veya söylemler yasal değildir. Bu durumun gerek kolluk görevlilerince gerekse de hakemlerce fazla bilinmediği görülüyor. Önemli olan, eyleme dair tespittir. Bu tespit yapıldığında, yasal işlem başlatılması zorunluluktur. Hakem, gözlemci, saha komiseri ve temsilcinin şikayetçi olup olmaması artık önemli değildir.
Önemli olan husus şudur: Müsabakada görevli mi ve eylem görevinden kaynaklanmış mıdır? Bu şartlar varsa tereddütsüz ve zorunlu olarak işlem yapılmalıdır.[35]
Yargıtay kararında sanığın, olay günü Mucurgücü spor ve Özbağ spor Kulüpleri arasında oynanan futbol karşılaşmasında hakem olarak görev yapan ve 6222 sayılı Kanun’u 20/1. maddesi uyarınca kamu görevlisi sayılan mağdurlara karşı maç sırasında gerçekleştirilen eylemlerinin şikayete bağlı olmayan TCK'nın 125/1,3-a, 86/3-c maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırı görülmüştür.[36]
ı. İlgili Spor Federasyonlarına Bilgi Verilmesi
Uygulamada çoğunlukla bir mevzuat eksikliği olarak şununla karşılaşıyoruz. Adı geçen müsabaka görevlilerimizin gerek şüpheli-sanık gerekse de müşteki-mağdur olarak karşılaştıkları eylemlerin sonucunda cumhuriyet savcılarınca veya mahkemelerce verilen karardan bir suretin ilgili spor federasyonuna gönderilmediği bu açıdan aksilikler yaşandığı görülüyor. 6222 sayılı Yasa’nın 19 ve 20 ile 657 sayılı Yasa’nın 131. maddeleri gereğince bu yöndeki karar suretinin ilgili spor federasyonuna gönderilmesi gerekir. Eğer gereği yapılmamış veya gözden kaçmış ise spor federasyonu yetkililerinin yazılı kanun hükümleri uyarınca karar suretini talep edebileceklerini düşünüyoruz.
Asım EKREN
Cumhuriyet Savcı
--------------
[1] Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, R.G: 14.04.2011 - 27905
[2] Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu, R.G: 28/5/1986 - 19120
[3] 19.CD, 29/05/2017, E.2016/11300, K.2017/4984; 23/10/2018, E.2018/2714, K.2018/10731; 25/12/2017, E.2016/8336, K.2017/11532
[4] Yasada olmadığı halde, Yönetmeliğin 4/1-o. maddesinde spor müsabakası şöyle tanımlanmıştır: İlköğretim ve ortaöğretim okul sporları, kamu kurum ve kuruluşlarının düzenlemiş olduğu turnuvalar hariç olmak üzere, federasyonların düzenlediği veya düzenlenmesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışmayı ifade eder. Bu durum, yasada sayılan bir kısım suçları etkiler niteliktedir. Örneğin, yasak alanlara girme, müsabakanın hakem, gözlemci, saha komiseri veya temsilcisini tehdit veya hakaret, kasten yaralama gibi eylemlerde "spor müsabakası" kavramı yok ise suç unsuru da gerçekleşmeyebilir. Buna göre, ilgili federasyonun katılımıyla düzenlense bile bir bölgedeki liseler arası futbol turnuvasında, federasyon tarafından görevlendirilen hakeme, saha komiserine karşı bu görevi nedeniyle suç işlense bile 20. madde dikkate alınamayacaktır. Bu durum, TCK'nın 2. maddesindeki suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile bağdaşmıyor gibidir. Zira bu ve benzeri hallerde 6222. sayılı Kanun’daki birçok suçun unsurunun oluşup oluşmadığını da tartışma konusu yapabilir.
[5] Kanunun, ismi “Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” iken 2.7.2018 tarih ve 703 sayılı KHK’nın 12. Maddesi ile “Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu” şeklinde değiştirilmiştir.
[6] Asım EKREN, Spor Yasası, Kulüp, Şirket, Federasyon, İstanbul Filiz Kitabevi, 2.Baskı, s.23, 41, 196, 200,
[7] 4.CD, 09.09.2014, E.2012/14098, K.2014/24773
[8] Asım EKREN, Spor Suçları Seyirden Yasaklanma, İstanbul Filiz Kitabevi, 4.Baskı, s.270 vd
[9] EKREN, Spor Suçları, s.274
[10] 3. CD, 27.04.2015. 2014/38884 E, 2015/14858 K
[11] Bakınız. Yukarıdaki “spor müsabakası kavramı” başlığındaki “Yasada olmadığı halde, Yönetmeliğin 4/1-o.
Maddesi…” şeklinde başlayan açıklama ve eleştiriye.
[12] 6222 sayılı Kanun’un 3/1-a. maddesi
[13] 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu, 2/1-n. maddesi (R.G: 26/4/2022 - 31821)
[14] 4.CD, 28.10.2020, E.2020/9292, K.2020/14365
[15] Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi, 1.CD, 23.12.2019, E.2018/1734, K.2019/3270
[16] 3.CD, 19/04/2018, E.2017/12925, K.2018/7294
[17] Kanaatimce, federasyonca görevlendirilen ya da federasyondaki görevleri gereği müsabakada bulunan görevliler, örneğin federasyon başkanı ya da üyeleri, merkez hakem, disiplin kurulu üyeleri gibi görevlilerin de görevleri sırasında-görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen eylemlerde kamu görevlisi sayılmalarında fayda vardır.
[18] 19.CD. 23/10/2018. 2018/2714 E, 2018/10731 K
[19] 8.CD, 13.01.2022, 2021/12268 E, 2022/600 K: 6222 sayılı Kanunun 20. maddesinde, spor müsabakalarında görev yapan hakemlere karşı görevleriyle bağlantılı olarak işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacaklarının belirtilmiş olması karşısında, sanıklar hakkında şartları oluştuğu halde TCK'nın 109/3-c. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
[20] Bakınız, EKREN, Spor Suçları, s.277 ve devamında yer alan örneklere.
[21] 19.CD. 13.12.2016. 2015/29372 E, 2016/19109 K
[22] Adalet İstanbul Dergisi, Haziran 2018, Yıl:5. Sayı:11, s.76-84
[23] Kamu görevlisi yan başlığı altında 3289 sayılı Kanun’un Ek-1. madde ve devamındaki mevzuat gereğince bunun aksini ileri sürmenin de mümkün olabileceğini dikkate almakta yarar vardır.
[24] Adalet İstanbul Dergisi, Sporda Şiddet ve Bir Tereddüt (Bu Kanun Sporculara Uygulanır mı), Sayı 10, Aralık 2017, s.20 vd; EKREN, Spor Suçları, s.281
[25] EKREN, Spor Suçları, s.100-117
[26] Adalet İstanbul Dergisi, Haziran 2017, Yıl:4. Sayı:9, Sporda Hakaret İçeren Tezahürat ve Şiddete Neden Olabilecek Hakaretlerin Boyutu; EKREN, Spor Suçları, s.118-134
[27] EKREN, Spor Suçları, s.141-153
[28] EKREN, Spor Suçları, s.155-159
[29] EKREN, Spor Suçları, s.161-166, 49 vd
[30]Adalet İstanbul Dergisi, Sporda Şiddet ve Bir Tereddüt (Bu Kanun Sporculara Uygulanır mı), Sayı 10, Aralık 2017, s.20 vd; EKREN, Spor Suçları, s.285-289, 49.vd
[31] EKREN, Spor Suçları, sporcular, teknik heyet, kulüp-federasyon yöneticileri, hakem, temsilci, gözlemci, taraftar derneği başkanı hakkında seyirden yasaklanma kararı verilebilir mi? s.243: seyirden yasaklanma halinde sporcu ve teknik heyetin mesleğini icra etmesi s.251; Adalet İstanbul Dergisi, Sporda Şiddet ve Bir Tereddüt (Bu Kanun Sporculara Uygulanır mı), Sayı 10, Aralık 2017, s.20 vd
[32] 6222 sayılı Kanun, 18/10. Maddesi
[33] Adalet İstanbul Dergisi, Sporda Şiddet ve Bir Tereddüt (Bu Kanun Sporculara Uygulanır mı), Sayı 10, Aralık 2017, s.20 vd
[34] Saha komiseri de 7182 SK. değişikliğiyle hakem, gözlemci ve temsilci korumasına alınmıştır. Bu çerçevede bu kanun uyarınca verilen mahkumiyet halinde hakem, gözlemci ve temsilciye de uygulanan 18/10. Maddesindeki tedbir ile şike ve teşvik primine mahkumiyet halinde uygulanan 11/11. maddesindeki tedbirlerin kapsamına saha komiserinin de dahil edilmesi daha isabetli olurdu. Yasa maddeleri içeriğine göre ilginç sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin bu kanundaki suçlardan birine ya da şike ve teşvik primi suçundan mahküm olan biri müsabakalarda hakem, gözlemci, temsilci olarak görev yapamazken saha komiseri olarak görev yapmasında, madde içeriği itibariyle engel bir hal yoktur.
[35] EKREN, Spor Suçları, s.13-20, 292
[36] 19.CD, 14.02.2018, E.2016/372, K.2018/1797