Hukuk Mahkemelerinde, özellikle yazılı yargılamanın geçerli olduğu mahkemelerde davacı veya vekili istediği hukuki korunmayı veya menfaati dava dilekçesinin talep sonucunda somutlaştırır. Dava dilekçesinin talep sonucu kural olarak davacının kendi lehine varsa davalı aleyhine mahkemeden bir karar istemidir.
Bu istem ilk dava açıldığında bazen hatalı, eksik olabileceği gibi yargılamanın ileriki aşamalarında, elde edilmek istenen menfaat değişiklikte gösterebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, dava dilekçelerimizin genellikle son kısımlarında yer alan talep sonucunun değiştirilmesi, genişletilmesi konusunda herhangi bir düzenleme içermemektedir. Bu konudaki görüşler ve çözümler hem öğreti de hemde yargı kararlarında HMK 141. Maddesinde düzenlenen "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi" çerçevesinde ele alınmıştır.
HMK Madde 141 ;
(1) (Değişik:22/7/2020-7251/15 md.) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
(2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.
Yasa metnine göre cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesinde (replik ve düplik) taraflar iddialarını ve savunmalarını değiştirebilir ve genişletebilirler. Ancak talep sonucun değiştirilmesi veya genişletilmesinin bu kapsamda olup olmadığı konusunda çeşitli görüşler vardır.
Öğretiye göre talep sonucunun değiştirilmesi, iddianın ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi kapsamında görülmelidir. (Dr. Alper Tunga Küçük , Uyuşmazlık dergisi, Aralık 2021, sayı 18 ; Bkz. Üstündağ, Yasak, s. 151; Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım, s. 242 dn. 50; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 406; Budak/Karaaslan, s. 215; Börü, s. 64 vd.)
Prof. Dr. Baki Kuru 6100 sayılı yasanın 141. Maddesinde kastedilen iddianın genişletilmesi kavramının aslında davanın genişletilmesi kavramı şeklinde kullanıldığını yasada geçen "iddia" ve "dava" kelimesinin eş anlamlı olduğunu belirtmiştir. (Prof. Dr. Baki Kuru , Medeni Usul Hukuku, Cilt 1, s. 510)
Yargıtay hukuk daireleri de, Yargıtayın kendi sayfasından paylaştığı kararlar incelendiğinde, doğrudan bu husus çok tartışılmamış olsa da sonuç itibari ile öğretiye uygun olarak dilekçeler teatisi aşamasında talep sonucunun değiştirilebileceği görüşündedir.
"...davacı cevaba cevap dilekçesinde, daha önce vermiş bulunduğu dava dilekçesindeki iddiaları ile bağlı değildir ve (iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağına tabi olmaksızın) dava dilekçesindeki iddialarını serbestçe değiştirip genişletebilir (HMK. m.141,1). Yani, cevaba cevap dilekçesinde; talep sonucunu arttırabilir, değiştirebilir, yeni vakıalar ileri sürebilir...." (3. Hukuk Dairesi 2020/12074 E., 2021/9845 K.)
"...Davanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının kapsamına dava sebebi olarak vakıalar ve talep sonucu da dahildir. Talep sonucunun genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının kapsamına ise, talep sonucuna yeni bir talep eklenmesi de dahil olup..." (16. Hukuk Dairesi 2017/974 E. , 2017/1946 K.)
Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi eski kararlarında " dilekçeler aşamasında iddianın serbestçe genişletilebileceği ve yeni talep eklenebileceği" ( 11 HD, 2015/12759 E. 2016/6702 K.) (11. Hukuk Dairesi Esas: 2017/938, Karar: 2019 / 4802) yönünde kararlar vermekte iken 05.05.2025 tarih, 2024/3375 E. , 2025/3087 K. Sayılı kararında " cevaba cevap dilekçesi ile dava dilekçesine konu edilmeyen yeni bir alacak kaleminin eklenemeyeceği" yönündeki istinaf mahkemesi kabulünü oy çokluğu ile onamıştır. Aynı kararın muhalefet şerhi ise "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı kapsamına dava sebebi olarak vakıalar ve talep sonucu da dahildir.
Dolayısıyla yargılamanın ilk kesiti olan dilekçelerin teatisi aşamasında talep sonucuna sonradan yeni bir talebin eklenmesi mümkündür (HGK'nın 14.12.2021 tarih ve 2018/2-1084 E., 2021/1657 K sayılı; 05.10.2021 tarih ve 2017/2-2649 E., 2021/1148 K. sayılı 07.03.2018 tarih ve 2017/2-1580 E., 2018/446 K. sayılı ilamları ile Dairemizin 25.06.2019 tarih ve 2017/938 E., 2019/4802 K. sayılı ilamı da benzer yöndedir). Şeklinde gerekçelendirilmiştir.
Bana göre Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin dava konusu edilmeyen bir kalemin cevaba cevap dilekçesi ile davaya eklenemeyeceği yönündeki kararı isabetlidir. Zira bir dava usulüne uygun olarak açıldıktan sonra artık usule ilişkin bütün hukuki mekanizmalar davanın açılmasıyla ortaya konan sınır çerçevesinde hukuki bir etkiye sahiptir. Örneğin A nolu taşınmaz için açılan bir davada ıslah ta dahil bütün hukuki enstrümanların etki alanı ancak bu taşınmazla ilgili olabilir. Tam ıslah veya kısmi ıslahla veya davalının muvafakati ile bu taşınmaz ile ilgili taleplerinizi, iddialarınızı değiştirebilir, genişletebilirsiniz. Ancak A nolu taşınmazla temeli atılan davanıza artık başka bir taşınmaz zemininde devam etmeniz hukuken mümkün değildir. Her ne kadar açılmış bir maddi tazminat davasına manevi tazminat veya işçi alacağı davasına yeni bir işçi alacağının ıslahla eklenebileceği gibi istisnai yorumlar olsa da esasında bu yorumlarında sadece aynı zeminde, aynı sebepten doğmuş kalemler için olduğunu söylemek mümkün.
Islahla düzeltilemeyen veya değiştirilemeyen bir usul işleminin yani dava konusu edilmeyen bir kalemin dilekçeler teatisinde serbestçe davaya eklenebileceğini söylemek her seferinde davalıya yeni eklenen taleple ilgili bir cevap dilekçesi hakkı vermek zaruretini doğuracaktır ki aksi adil yargılanma hakkını ihlal edebileceği gibi, delillerin toplanması ve sağlıklı bir ön inceleme duruşması yapılmasına engel olacaktır.
HMK 141. Maddesinin sistematiğine baktığımızda dilekçeler teatisi aşamasında yapılmayan değiştirme ve genişletme işleminin istisnasının 2. Fıkrada ıslah ve karşı tarafın muvafakati olarak düzenlendiği görülecektir. Yani dilekçeler teatisi aşamasında talep sonucunu değiştirmediğimiz dava dilekçemizi değiştirme alternatifimizden birisi ıslah ise o halde dilekçeler teatisinde talep sonucumuzu değiştirme serbestisi de ancak talep ıslah yapılabilecek işlemler kadardır.
Hukukçu
Hasan ÇAKMAK





