1 Temmuz 2022 Tarihinde 31883 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 377. Maddesinde yer alan kesin hükmün istisnalarından olan Yargılamanın iadesi başlıklı düzenlemenin 1. Fıkrasının e bendinde yer alan “her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” bölümü iptal edilmiştir.
Anayasa’ya Aykırılığı
6126 sayılı Kanun’un 43. Maddesi uyarınca kural, ilgilisi nedeniyle Anayasa’nın 40. Maddesi yönünden incelenmiştir. Anayasa’nın 40. Maddesinde Anayasa ile tanınmış hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkı (etkili başvuru hakkı) güvence altına alınmaktadır.
Etkili başvuru hakkı; anayasal bir hakkının ihlal edildiğin ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, etkili ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânının sağlanmasını güvence altına almaktadır.
AİHS ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin etkili bir şekilde korunması, AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının iç hukukta gereği gibi yerine getirilmesi ile mümkündür. AİHM tarafından hak ihlaline karar verildiği durumda ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, diğer bir ifadeyle giderimin sağlanması, giderimin de kural olarak ihlal öncesi hale döndürme şeklinde olması gerekir. Eski hale döndürmenin aralarından biri de yeniden yargılama yapılmasıdır.
Bu itibarla 6100 sayılı Kanun uyarınca temel hak ve özgürlüklerin etkili bir şekilde korunabilmesi amacıyla AİHM tarafından verilmiş ihlal kararı yargılamanın iadesi sebebi olarak kabul edilmiştir. Ancak AİHM tarafından verilen kararların iç hukukta gereği gibi yerine getirilmesi amacıyla öngörülen yargılamanın iadesi yoluna başvuru süresinin, bu yolu işlevsiz kılacak nitelikte olmaması gerekmektedir. Bu itibarla AİHM’nin kesinleşmiş ihlal kararı sebebiyle yargılamanın iadesi başvurusunun yapılabilmesi için itiraz konusu kuralla öngörülen sürenin bu yolu işlevsiz kılıp kılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Her ne kadar bu yola başvurmanın süre koşuluna bağlanması bu yolun istisnai niteliğinin gereği olarak görülüp azami süre şartına bağlanmasına ihtiyaç duyulabilse de AİHM’den önce Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma şartı ve AİHM’nin artan iş yükü gibi ilgililerin kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle bu sürenin aşılması durumunda bu yolun işlevsiz hale gelmesine neden olabilecek niteliktedir.
Bu sebeplerle kuralla öngörülen azami sürenin yargılamayı iadesi yoluna başvurmayı işlevsiz hale getirebileceği sonucuna ulaşılmış ve Anayasa’nın 40. Maddesine aykırılığı sebebiyle iptal edilmiştir. İptal edilen sürenin akabinde artık Yargılamanın iadesi talebine konu karar için AİHM’e başvurulması halinde, iade talebine konu kararın kesinleşmesinden itibaren on yıllık süre aşılsa dahi AİHM’den kesinleşmiş ihlal kararı geldikten sonra yargılamanın iadesi talep edilebilecektir.